Alessia Orro: “Fenerbahçe’nin teklifi doğru zamanda geldi”

Fenerbahçe’nin İtalyan pasörü Alessia Orro, Corriere della Sera’ya verdiği kapsamlı röportajda hem voleybol kariyerinin dönüm noktalarını hem de Türkiye’deki yaşamını anlattı. Çocukluk yıllarından milli takım zaferlerine uzanan yolculuğunu paylaşan Orro, Fenerbahçe tercihini, aile bağlarını ve yaşadığı zorlukları da içtenlikle dile getirdi.

Alessia Orro, voleybola başladığı dönemleri anlatırken 13 yaşında memleketi Narbolia’dan ayrılıp Milano’ya gidişini “korku ve adrenalin karışımı” sözleriyle ifade etti. Pavesi Federal Merkezi'ne giden Orro, ailesinin desteğiyle büyük bir yolculuğa başladığını söyledi.

Orro’nun voleybol kariyerini şekillendiren isim Marco Mencarelli oldu. Sardunya’daki bir seçmede keşfedilen genç yıldız, Mencarelli’nin “sen pasör olacaksın” sözünü ilk duyduğunda forvet olduğunu söyleyerek şaşkınlık yaşadığını aktardı. Milano’daki antrenmanda pasör grubuna çağrıldığında “kalbim kırıldı” diyerek o dönemin zorluğunu paylaştı.

İki yıl sonra genç milli takımdan gelen davetlerle pasörlüğü benimsediğini anlatan Orro, Mencarelli’nin kendisinde fark ettiği yetenek için teşekkür etti. Oyun kurma sürecinin bir saniyenin bile altındaki kararlarla şekillendiğini vurguladı.

Orro, küçük yaşlarda Juventuslu bir ailede büyüdüğünü belirterek Pavel Nedved ve Alessandro Del Piero’yu örnek aldığını söyledi. Ablasının idolü Arrighetti ve Piccinini ile aynı takımda oynamanın kendisini heyecanlandırdığını ifade etti.

Kariyerinin en zor döneminin Milano’daki ilk yılı olduğunu belirten yıldız pasör, okula ve ortama uyum sağlamakta zorlandığını; bu süreçte ailesinin desteğinin kendisini ayakta tuttuğunu dile getirdi.

Orro, manevi değeri yüksek olan iki madalyasını kasada sakladığını, kazandığı başarıları dedesi Peppino ve büyükannesi Palmira’ya ithaf ettiğini söyledi.

Fenerbahçe’ye transferinin hem spor hem de yaşam deneyimi olduğunu vurgulayan Orro, Türkiye’de taraftarların ilgisinden memnun olduğunu belirtti. Türk halkının sıcakkanlı ve saygılı olduğunu söyleyen pasör, İtalya’dan en çok “vongole ve bottarga ile spagettiyi” özlediğini aktardı.

Geçmişte yaşadığı bir stalker sorunundan da bahseden Orro, kulübünün aldığı güvenlik önlemleri sayesinde kendini daha güvende hissettiğini, bu sürecin kendisinde izler bıraktığını ancak psikolojik destekle güçlendiğini ifade etti.

2015’te Dominik Cumhuriyeti karşısında milli formayı ilk kez giydiğini hatırlatan Orro, Dünya Kupası’nda “en iyi pasör” ve “en iyi oyuncu” unvanlarını almanın hayal bile edemeyeceği bir başarı olduğunu söyledi.

Fenerbahçe’de kazandığı Süper Kupa’yı hatırlatan Orro, İstanbul’a transferinin hayatının doğru dönemine denk geldiğini ve burada mutlu olduğunu dile getirdi. İklimi, yemekleri ve atmosferi sevdiğini de ekledi.

2028 Los Angeles Olimpiyatları hakkında konuşan yıldız pasör, geleceği düşünüp plan yapmaktansa “şimdiki zamanda yaşamayı” tercih ettiğini söyledi.