Azim, Kararlılık ve Futbolun Ruhuyla: “Türk Önde, Türk İleri”

Ali Bozkurt
15.10.2025 - 13:51 | Son Güncellenme: 15.10.2025 - 13:53

Türkiye’nin Gürcistan karşısındaki 4-1’lik galibiyeti sadece bir futbol zaferi değil; azmin, kararlılığın ve yeniden doğuşun hikâyesiydi. Montella yönetimindeki Milli Takım artık sadece oynamıyor, inanıyor.

Azim, Kararlılık ve Futbolun Ruhuyla: “Türk Önde, Türk İleri”

Adil YILDIZ- AJANSSPOR

“Dünyada hiçbir şey azmin yerini tutamaz.”

Bu söz, Amerika’nın 30. Başkanı Calvin Coolidge’e ait. Devamında şöyle der:

“Yetenek yeterli değildir; yetenekli ama başarısız insanlardan bol bir şey yoktur. Zeka yeterli değildir; ödüllendirilmeyen zeka neredeyse bir atasözü olmuştur. Eğitim de tek başına yeterli değildir; dünya eğitimli yoksullarla doludur. Sadece azim ve kararlılığın sonsuz bir gücü vardır.”

Dün akşam oynanan Türkiye-Gürcistan maçı, işte tam da bu sözlerin sahaya yansıdığı bir futbol hikâyesiydi.

Montella yönetimindeki A Milli Takım, belki de tarihimizin en yetenekli kadrosuna sahip. Ancak bu jenerasyon, daha önce Alman teknik direktör Stefan Kuntz döneminde de sahadaydı. Aynı oyuncular, aynı yetenek, aynı zeka… Ama başarı yoktu.

Bugün ise tablo bambaşka. Gürcistan karşısında alınan 4-1’lik galibiyet sadece bir skor değil; bir zihniyet devriminin, bir ruh dönüşümünün yansımasıydı. Çünkü artık bu takımın oyununda sadece yetenek değil, azim var. Sadece zeka değil, kararlılık var.

Montella’nın dokunuşu, sadece taktiksel değil; ruhsal bir yeniden doğuşa işaret ediyor. Oyuncular artık sadece oynamıyor, inanıyor. Sadece mücadele etmiyor, vazgeçmiyor. Bal yapan arılar gibi çalışıyorlar. Kaptan Hakan’dan Kenan’a, Merih’ten Arda’ya, Kerem’den Yunus’a kadar herkes sahada kararlılıkla ve azimle ter döküyor.

Bu takım, Dünya Kupası yolunda Gürcistan’ı Tiflis’te 3-2 yenmiş, ardından İspanya gibi bir devle karşılaşıp 6 gol yemişti. Demoralize olmuştu belki ama işte tam burada kararlılık devreye girdi. Önündeki Bulgaristan maçını 6-1 kazanarak yeniden ayağa kalktı. Ardından Kocaeli’nde final tadında bir maçta Gürcistan’ı dört golle geçti. İspanya’dan altı yiyen takım, iki maçta on gol atarak tarihe geçti.

Ancak benim için Gürcistan galibiyeti, bu kadar lejyonerin olduğu bir kadroda çok şey ifade etmiyor. Gerçek güç, Dünya Kupası organizasyonuna katılmak. Zeka, yetenek, eğitim, Avrupa’nın en iyi takımlarında oynamak evet bu insanın ruhunu okşuyor ve de güzel bir tablo … Ancak bunların karnesi, ABD’deki Dünya Kupası’na katılımla verilir.

Dün akşamki skorun normal olduğunu düşünüyorum. Takım şöyle oynamış, böyle oynamış yorumlarının ötesinde, ben grup ikinci maçındaki eleme skoruna bakacağım. Eğer elenirsek,(Temennim asla bu değil) o zaman hocaya ve futbolculara not vereceğim. Ama Dünya Kupası’na gidersek ki inanıyorum gideceğiz, azim ve kararlılıklarını o zaman daha delice alkışlayacağım.

Ve bir not daha: Anadolu şehirleri, milli takıma daha çok sahip çıkıyor. Kocaeli tribünleri, Hodri Meydan grubu ve halkı dün gece mükemmel bir entegrasyonla sahaya ruh kattı. Tribünde açılan koreografide yazan o söz, aslında bu yazının da özeti:

“Türk önde, Türk ileri!”

Senin için hazırladığımız haberler