Spor yazarları Milli Takım için ne dedi? | "Bu takım başaracak"

Özgür Koç
16.11.2025 - 10:22 | Son Güncellenme: 16.11.2025 - 10:40

Spor yazarları, A Milli Futbol Takımı'nın 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu beşinci maçında Bursa'da Bulgaristan'ı 2-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları Milli Takım için ne dedi? | "Bu takım başaracak"

Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadı'nda oynanan maçta ay-yıldızlı ekibin gollerini, penaltıdan Hakan Çalhanoğlu ve Chernev (kendi kalesine) kaydetti.

Gruptaki 5. maçında 4. galibiyetini elde eden Türkiye, puanını 12'ye yükseltip ikinci sırada yer alırken, puansız Bulgaristan son sırada kaldı. Grubun diğer maçında Gürcistan'ı 4-0 yenen İspanya, 15 puanla liderliğini sürdürdü.

Spor yazarları Türkiye - Bulgaristan maçını şöyle değerlendirdi:

Banu Yelkovan: "Biz 3 puandan emindik kulağımız Gürcistan'daydı!"

Son dönemde ivmesini giderek artıran A Millî Takım’ın, grubun dördüncüsü Bulgaristan karşısına hem bu formu hem kadro kalitesindeki ezici üstünlüğüyle açık favori olarak çıktığı konusunda hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yoktu. Grup ikinciliğini garantilemiş gibi olduğumuz noktada herkesin kafasında ‘Acaba Gürcistan İspanya’ya bir sürpriz yapar da, bir sonraki maça grup birinciliği hayalleri taşıyarak çıkar mıyız’ senaryosunu manifestlediği de açıktı.

MUAZZAM BiR DESTEK VARDI

Tıklım tıklım dolu tribünler ve sadece maçtan önceki bir dakikalık saygı duruşu sırasında susan muazzam bir destek altında, maçın tamamında oyunu kontrol ederek oynadık. İlk yarıda kanatlardan, özellikle çok gününde -gününde demek az kalacak- ayında ve yılında bir Kenan’ın sol kanadından bastırdıkça bastırdık ancak ilk yarının tek sayısı, dikine gitmeye karar verdiğimiz bir pozisyonda kazanılan frikik, rakip oyuncunun eline çarparak penaltıya dönüşünce geldi. Hakan, hangi köşeye atacağını söylese kurtaramayacağınız bir vuruşla topu ağlara yolladı: 1-0.

İKiNCi YARI STRES ARTTI

İkinci yarı, tehlike üretmekte biraz daha zorlandık. Bulgarlar, dakikalar ilerledikçe cesaretlendi ve 78. dakikada Rusev’in vuruşunu Uğurcan nefis bir plonjonla dışarı çelmiş olmasa belki de hiç beklemediğimiz bir skorla karşı karşıya kalmamıza ramak kaldı.

Maçın kalan dakikalarında stres seviyesi ve gereksiz kartlar biraz arttı ve bir noktada farkı ikiye çıkaran gol, kazandığımız serbest vuruşta, Hakan’ın penaltı noktasına yaptığı ortada Chernev’in kendi kalesine attığı golle geldi: 2-0. (Hürriyet)

Mehmet Ayan: "Play 'of' olmasın!"

Montella, milli takımın başındaki 28. maçında yine sistemini sürdü sahaya. ‘Kültürel Dokuzumuz’ olmadan! Dünya futbolu DOKUZSUZLUĞU denedi, kısmen de denemeye devam ediyor. Montella, bu konuda ısrarlı. Bire birde sorsak, “Bir tane 9 numaranız var mı da, bana bunu soruyorsunuz!” diye çıkışır. Haksız da değildir. İkinci cümlesinde ise “Milli takımın oyuncu yetiştirme yeri değildir” der. Bunda da ağızımızı açamayız. O sebeple, santrforsuz oynamak mecburiyeti hocadan değil, topraklarımızdan, kulüp yönetimlerinden, futbol kültürümüzden kaynaklanıyor.

BAŞLARINI DÖNDÜRDÜK

10 oyuncunun mevkilerinde başladığı, derli toplu oynadığımız mücadelede 11. olarak mevkiinde oynamayan Kerem de elinden geleni yaptı. Çabaladı pozisyona da girdi. Penaltıdan bulduğumuz gole kadar topla oynama oranımız %81 idi. Boğduk, başlarını döndürdük, sarstık ama golü bulamadık. Frikik sonrası gelen penaltı ile öne geçtik. Oğuz dışında tüm çarklar çalışıyordu kalan 27 dakikada. Onun da açığını bindirmeleriyle Zeki kapatıyor, zaten klas olarak çok altımızda olan Bulgarlara hücum bölgesine dahi doğru dürüst geçiş izni vermiyorduk.

İkinci yarı başlangıcında rakibi daha dirençli buldum. Kerem’in yine girdiği ve (eleştirmiyorum) santrfor olmadığı için bitiremediği pozisyonlar tribünleri hareketlendirse de, top çokça bizde kalsa da oyun ne kadar tatmin ediciydi sorgulanmalı. Direkten dönen bir top ve Uğurcan’ın harika kurtarışı 3 puana tutunmamızı sağladı adeta. 2-0’da maç koptu!

DERDiMiZ MART AYI

Yazının içerisindeki hiçbir durum tespiti ya da sorgulama Bulgaristan maçı eleştirisi olamaz; bunu sizler de tespit edebilirsiniz. Derdimiz mart ayı... Takdir edersiniz ki ne GÜRCİSTAN ne BULGARİSTAN olacak rakiplerimiz. Bitiricilik sorunu, santrfor derdi play-off’ta başımıza dert açabilir güçlü ekiplere karşı. O güne dek unutacağımız saha içi gerçeklerinin en temeli bu olacak. Hocanın tüm alternatifleri değerlendireceğine eminim. Beri yandan bu kadar saha dışı konunun konuşulduğu bir iklimde takımı galibiyet alacak kadar hazırlamak da Montella’ya yazar. (Hürriyet)

Halil Özer: "Bu takım başaracak"

Elimizde müthiş bir jenerasyon var. Hatta 2002 Dünya Kupası’ndan bu yana ilk kez böyle yetenekli bir kadroya sahibiz. Kısaca bu kadronun yeri kesinlikle Dünya Kupası olmalı.

Play-off’ta bu müthiş kadronun Dünya Kupası hakkını kazanacağından ben şahsen eminim. Hatta kura ne olursa olsun.

Montella’nın elinde Ferrari bulunuyor. Ve bu kadroyu çim biçme makinesi gibi kullanmıyor hakkını veriyor.

Dünkü Bulgarlar ise play - off öncesi iyi bir hazırlık maçı niteliğindeydi.

Maçın ilk yarısı tamamen bizim üstünlüğümüzle geçti. Rakibe tek bir gol pozisyonu bile vermedik.

İyi pas trafiği yaptık, sahanın her alanında etkiliydik. İyi pres uyguladık, rakibin asla ve asla rahat top kullanmasına izin vermedik. Aslında bu yarı daha farklı bir skorla bitebilirdi. Ancak iyi başlattığımız atakların final paslarında sıkıntı yaşadık. Ya acele ettik ya da yanlış bölgelere topu indirdik.

Hep kanatları kullandık. Göbek tercihimizi yetenekli oyuncularımıza rağmen fazla kullanmayı tercih etmedik. Bir kez gittik onda da penaltıyı getiren pozisyon oldu.

İlk yarının büyük bir bölümünde özellikle Kenan inanılmaz etkili oynadı. Sürekli kendini geliştiren ve her maçta bunu gösteren Kenan bu yarıda Georgiev ve Rusev’i hayata küstürdü. Kenan’ı bu yaşta bu haldeyken böyle izliyorsak üç dört sene sonra onun geleceği yeri düşünemiyorum bile.

Tabii 2. yarıda Tiflis’ten bir mucize haberi gelmeyince milli takım garanti olan Play - Off’un da rahatlığı ile oyun içi ağırlığını biraz hafifletti. Bu yüzden Bulgarlar kıpırdadı. Hatta bir topları direkten döndü, bir toplarını da Uğurcan müthiş çıkardı.

Ama buna rağmen net pozisyonlar kaçırdık. Özellikle dün Kerem bahtsız bir günündeydi. İki topunu kaleci müthiş çıkardı iki topuda filelere gönderemedi. Ancak buna rağmen milli takımımız rakibin kendi kalesine attığı bir golle karşılaşmayı galip bitirdi.

Dünkü karşılaşmada İsmail ile Kenan Yıldız’ı ise ayrı tutmamız gerekiyor. 2 oyuncuda müthiş oynadılar. Kerem ise çalışkan ve etkili oyununu golle süsleyemedi. Bu isimler ön plana çıkarken kötü olan oyuncumuz yoktu. Sadece Arda’dan çok şey beklediğimiz için oynadığı futbol bize etkisiz geldi. Kendi yeteneklerini kullanamadı. (Milliyet)

Bilal Meşe: "Sıradakiler gelsin"

Konu milli takım olduğunda benim tercihim her zaman yerli hocadır... Ne var ki, Türk futboluna katkısı olan herkese de kapım sonuna kadar açıktır.

Örneğin İtalyan Vincenzo Montella...

O artık bizden birisidir...

Milli Takım’da güzel işlere imza atıyor, bildiği doğrulardan eleştirilere karşın bir milim taviz vermiyor.

Ay - Yıldızlı kadroyu belirlerken, güvendiği ve inandığı futbolcuları çağırıyor... Nitekim şu ana kadar öyle aman - aman bir yanlışı da yok.

Çıkardığı onbirlere bakın, kimsenin gıkı çıkmaz değil mi?

Evet, hedefimiz çok büyük, dünya kadar...

Finallere gitme adına yolu yarıladık, play -off, biletimizi cebimize koyduk.

Torbalardan kim gelir, şimdilik bilemeyiz, ne var ki hangi ülke gelirse gelsin, bu jenerasyon iki maçı da kazanır, bizi finallere taşır.

Neden mi?

İstekli, arzulu, pes etmeyen, savaşcı bir ekibimiz var, yetmez mi?

Alın size Bulgaristan maçı...

İkincilik garanti olmasına karşın yukarıda saydığım özelliklerin tamamını sahaya yansıttı millilerimiz... Öyle ki, oyun disiplininden hiç uzaklaşmadılar, kazanma adına önce oyunu kanatlara yıktılar, Kenan Yıldız’ın bindirmeleriyle pozisyon ürettiler, rakibin kanatları kapatması üzerine topu merkeze taşıdılar. Nitekim 18’de kaptan Hakan Çalhanoğlu ile penaltıdan gol perdesini açtık. Bakın, Hakan çok özel bir oyuncu, kaptanlık ona çok yakışıyor, oynadığı futbol da ortada. Ayırım yapmıyorum, hepsi benim kantarımda birer yıldızdır.

İkinci yarıda yine baskı yaptık, ne var ki rakip risk alınca, biraz oyundan düşer gibi olduk. Nitekim 58’de Rusev’in uzaktan şutu, alt direkten döndü. 78’de yine Rusev denedi, Uğurcan kornere tokatladı.

Rakip direndi, biz de ikiyi hep aradık, bulmakta zorlandık. Bizim beceremediğimiz golü 83’de Chernev kendi kalesine attı. Ancak bu golde kaptan Hakan’ın etkili serbest atışını da unutmayalım.

Evet, bir maçı daha üç puanla kapadık, play - off’ta kantara çıkacağız. Sıradakiler gelsin, boylarının ölçüsünü alsın... Biz de finallere gidelim. (Milliyet)

Cem Dizdar: "Kaygı verici oyun!"

Grupta oynanan son iki maç ‘’kazanma’’, ‘’kaybetme’’den çok bundan sonra Dünya Kupası’na gitme yolunda oynanacak iki maçın hazırlığı olarak düşünülmeli. Evet, hücum sorunları var takımın ve Bulgaristan yerleşimi bu sorunları iyice görünür kıldı ama iyi ki de böyle oldu. Tanımlı ‘‘klasik santrfor’’ olmadığından bu bölgede çözümü Kerem Aktürkoğlu’nda bulan Vincenzo Montella yanlış değildi şüphesiz.

Ancak bu maç özelindeki Arda Güler ile Kenan Yıldız ikilisinin elle tutulur ‘’verimsizliğini’’ terse çevirecek olan üçlününün diğer karakteri Oğuz Aydın da değildi sanki. O kanatta rakibi şaşırtacak pek bir şey yapılmamışken Kenan’ın ters kanatta olgunlaştırmaya çalıştığı pozisyonlar maçın en kıymetli anlarıydı denebilir. Oysa hazır ilgi Kenan üzerindeyken ters kanatta da ‘’sürpriz gol girişimleri’’ örgütlenebilirdi, olmadı.

Azalan bir takım!

İkinci devresi beklenenin çok altında kalan hücumda ise rakibin gruptaki yerine ve yapabildiklerine göre savunmada daha çok azalan bir milli takım! Devrenin en özel oyuncusu kaleci Uğurcan Çakır olduğuna göre üzerine düşünülecek şey hayli fazla.

Neyse ki ilk maçta olduğu gibi Bulgaristan kendi kalesine gol atınca en azından ‘’ülke puanı’’ düzeyinde alınması gerekenler alındı. Doğrusu ya öğrenim ve ihtiyaçların tespit edilmesi açısından son derece öğreticiydi maç. Dünya Kupası için oynanacak eleme maçları için kaygı verici bulunabilir oyun. Ancak bu da futbolun ruhuna uygun düşmez. Çünkü ‘’zor maçları’’ oynamak görece kolaydır! Tıpkı bu maçta tersi olduğu gibi... (Fanatik)

Serkan Akcan: "Kazanmak güzeldir"

Kenan Yıldız milli takımımızın en büyük potansiyellerinden biri. Sadece bizim için değil Dünya futbolu içinde yeni bir soluk olmaya hazırlanıyor. Milli takımımız sol kenarda Ferdi ve Kenan ile Bulgaristan sağ koridoruna büyük bir üstünlük kurarken genç yıldızımızın resitaline herkes şahit oldu.

Kenan’ın en büyük yeteneklerinden biri uzun boyuna karşın çabuk yön değiştirmesi ve birebirde rakiplerine kurduğu büyük üstünlük. Bulgaristan‘a karşı Ferdi ile arkalı önlü harika bir baskı unsuru oldular. Montella yönetimindeki A Milli takımımız santrforsuz oyunu ana plan olarak kullanmaya devam ediyor.

Montella’ya sorsanız...

Euro 2024’teki çeyrek final, öncesindeki elemeler, şimdi Dünya Kupası elemeleri bu oyunu günden güne geliştirmemize imkan sunuyor elbette. Montella‘ya sorsanız idealindeki oyun büyük ihtimalle santraforlu olandır. Ama ülke futbolu olarak Burak Yılmaz futbolu bıraktığından beri dominant bir santrfor eksiğimiz var ve İtalyan hoca bunu taktik esneklikle doldurmanın çabasında. Bulgaristan‘a karşı maçın ilk yarısında Kerem’in santrforlugunda oyunu domine etmeyi başardık tüm inisiyatifi elimizde tuttuk.

Pozisyonlar ürettik penaltıdan gol attık fazlasını da atabilirdik. Ama ikinci yarıda santrfora o kadar çok ihtiyaç duyduk ki, Bulgaristan’ın oyunu dengelemesine seyirci kaldığımızda kenarda Montella‘nın çaresizliğini endişeli gözlerle izledik. Oyunu tazelemek istediğinde sağ beki çıkarıp sağ bek ve sol beki çıkarıp sol bek aldı. Bunun sebebi ise önde top tutamadığımız için Bulgaristan’ın kenarlardan topu rahatlıkla kalemize kadar pasla getirmesiydi. Çünkü hem Kerem hem Arda topun rakip sahada ve bizde kalmasını sağlamakta zorlandılar.

Biz bu tür maçları play-off’ta da finallerde de oynayacağız. Bu kadar kısa sürede ihtiyacımızı karşılayacak santrforu bulmamız zor o yüzden bu oyunun pratiğini hakkıyla yapmalıyız. Dünya Kupası’na katılım yolunda Play-Off’u zaten garantilemiştik. Bulgaristan‘ı yenmemiz bizim için prestiji kurtarma anlamına gelen İspanya maçı öncesi moral olmanın ötesine geçmeyecekti zaten. (Fanatik)

Tunç Kayacı: "Ders çıkarmak gerekiyor"

Bulgaristan maçı gerçekci olmak lazım bizim için sıradan bir karşılaşmaydı. Deplasmanda 6 gol atıp yendiğimiz rakip karşısında Bursa’da bir kazaya uğramak aklımızın ucundan bile geçmedi. Hoş o 6 gol yiyen kadro yoktu karşımızda bambaşka bir 11’le oynadı Bulgaristan. Ancak dünya futbolunda çok gerilerde olan Bulgaristan’in hangi kadro ile çıkarsa çıksın şansı yoktu. Artık Play-off’taki rakibinin kim olacağını düşünen Montella aynı sistemde ufak rotasyonlu bir kadro sahaya sürmüştü.

Dün gece 20 şehidimizin verdiği acılı ortam ve duygusallık tribünlerde had safhadaydı. Gerçekten Bursa’da çok iddiası olmayan maça ilgi ve destek çok büyüktü.

İlk 45 dakika üstünlüğümüz altında geçti ancak tek gol penaltıdan geldi. Aslında çabuk paslarla rakibin dengesini bozduk ancak son vuruşlarda başarısızdık. Baskımıza rağmen rakip kalecinin yıldızlaştığı bir maç olmadı. Bulgaristan’ın ilk maçtaki hezimetten sonra kapalı bir savunma yapacağını biliyorduk ama biraz telaşlı oyun gol sayımızı artırmamıza engel oldu.

Bitiricilik sorunu

İkinci yarıya Merih’in yerine Samet’i alarak başladık. Aynı ilk yarıdaki gibi kanatları kullanarak rakip savunmanın arkasına attığımız toplarla yaptığımız denemelerde Kerem ile gole yaklaştık ama sonuçlandıramadık. Montella 60’ta iki beki oyundan alıp Kaan Ayhan ve Mert Müldür’ü sahaya sürdü. Sanırım savunma kanatlarından istediği etkiyi alamadığının mesajıydı. Ayrıca Mert Müldür’ün milli takım performansı ve skorerliği de etkendi.

Açıkçası İspanya’nın Gürcistan karşısında farka gittiği gecede bizim için prestij maçıydı. Ancak erken skor bulmamıza rağmen gerisinin gelmemesi ister istemez Bulgaristan’a direnç kazandırdı ve az da olsa kalemizde tehlike yarattılar. Oysa çok net girdiğimiz pozisyonları gol yapsak bize yakışan bir skorla geceyi kapatırdık. Dün geceki en büyük sıkıntımızın bitiricilik olduğunu çok net gördük. Bu maçtan çıkartması gereken ders bu olsa gerek... (Fanatik)

Gürcan Bilgiç: "Tartıya çıkacaklar"

Son viraja girerken, bizi Dünya Kupası için play-off'lara taşıyacak skor öncelikliydi. Ama Bursa'da öylesine güzel ve coşkulu tribünler vardı ki Bizim Çocuklar, gelenleri evlerine keyifli göndermenin peşine düştüler. Montella'nın on birinde sürprizler yoktu. Bir gün önce İspanya maçını düşünerek farklı tercihler yapabileceğini söylemişti. Fakat İtalyan bakış açısı 'eldeki kuşun' peşindedir. Öncelik grubu ikinci bitirmekti, çok da haksız değildi.

Baskılı ve hızlı paslarla örmeye çalıştığımız atak planına sahiptik. Bulgarlar da bunun farkında olarak kalabalık kaldılar geride. Hakan ve Arda'nın başına nöbetçiler diktiler. Sağ kanattaki duvarı Oğuz'la deldik, sol tarafı Kenan ve Ferdi ile. Kanat toplarını getirsek de ceza alanında bizimkiler yoktu. Top rakibe geçtiğinde geriye koşma problemi yaşamayan bir takımız. Çocuklar hemen alanlarını kapatmaya çalışıyor ve yardımlaşıyor. Bulgarlar, şutlarla zorladıkları son umut çabalarında Uğurcan'a takıldılar. Son maç bir şeyi değiştirmeyecek. Ama Montella ve Bizim Çocuklar artık ilk 10'un içindeki rakiplere karşı, "Buradayız" demek zorunda. İspanya maçında kendi tartılarına çıkacaklar. Bu kadroya ikinci sınıf olmak yakışmaz. Bu jenerasyonun kendi tartısını yapması için iyi bir taktik yönetime ihtiyacı var. Montella değiştirmeyi ve koruduğu kadrosu ile farklı olmayı başarmalı. Bu çocuklar da bunu hak ediyor, biz de... (Sabah)

Levent Tüzemen: "İspanya için yetmez"

Milli Takım, Bulgaristan maçına zaten play-off'a kalarak çıktı. Maç öncesi "Bulgarlar'ı farklı yenersek, Gürcüler de İspanya'yı geçerse, biz de İspanyolları deplasmanda farklı yenersek lider olur Dünya Kupası'na gideriz" söylemleri hikâye yazmaktı. Merih Demiral'ın "Hepimiz İspanya maçını bekliyoruz" yorumu gereksizdi. Bu hikâyeler, A Milli Takım'ın Bulgarlar'a karşı tam motive olmalarını bence engelledi. Ayrıca evlerinde farklı kaybeden ve ülkede ağır eleştirilen Bulgar oyuncular, kompakt futbol anlayışı içinde savunmada etten duvar ördüler. Kalabalık Bulgar savunmasını maalesef aşmakta zorlandık. Kenan-Ferdi ikilisinin kanadından etkili ataklar yaptık. Oğuz-Zeki ikilisiyle sağ tarafta verimli atak yapmakta başarılı olamadık. Zeki'nin tek başına yaptığı bindirmelerle Bulgarlar özellikle ikinci yarı kalemize cesaretle gelip tehditkâr ataklar yaptı. Milli Takım'ın keyif vermediği maçta Bulgarlar'ı Hakan'ın penaltı golüyle ve Chernev'in kendi kalesine attığı golle yendik. Montella maalesef oyuncu değişikliklerinde hatalar yaptı. İyi oynayan Ferdi ile Zeki'yi gereksiz yere oyundan aldı. Etkisiz Arda ile çok pozisyon harcayan Kerem'i oyunda tutması hataydı. İsmail orta alanda kusursuz oynadı ama gördüğü sarı kart hataydı. Kaptan Hakan savunma ile hücum hattında gidip gelirken çok çalıştı. Özellikle Kenan Yıldız buluştuğu her topta rakibini sihirbaz türü çalımlarla geçti. İspanya maçında öfkeli değil akıllı oynamalıyız. İlk maçta 6 gol yemenin tepkisi içinde mücadele etmemeliyiz. Bu orta saha İspanya için yetmez. İsmail de olmayacak. Montella orta alanı güçlü tutmalı ve İspanya'ya geniş alan vermemeli. Milli maçlar için ideal bir şehir olan Bursa yine görevini başarıyla yaptı, tribünler doldu, seyirciler destek ateşini hiç söndürmedi. (Sabah)

Ali Gültiken: "Santrfor aradık!"

Açık ara favori çıktığımız bir maçı negatif bir sürprize yer vermeden, güzel bir şekilde bitirdik. Aslında grupta olabileceklerden en iyisi dediğimiz pozisyonu da garantiledik. Bulgaristan'a karşı ilk maçı zaten çok açık ara net bir şekilde kazanmıştık. Bizim tarafta bunun verdiği güven varken Bulgaristan tarafında da doğal olarak neticeleri vardı. Kendi potansiyelleri ölçüsünde ayakta kalmaya çalıştılar. Ufak tefek yaptıkları hücum denemeleri ve buldukları pozisyonlar var. Ama bizi zorlayacak ve maçın skorunu değiştirebilecek bir direnç noktası oluşturamadılar. Daha doğrusu biz buna müsaade etmedik. Maçın ilk yarısında çok olumlu bir oyunumuz vardı. Kenan'ın, Arda'nın, Hakan'ın sahada yarattığı farkları keyifle izledik. Golümüzü de bulduk. Aslında bu gruptaki büyük işimizi ilk yarı itibariyle bitirmiş olduk.

İkinci yarı skorun verdiği güven ve rahatlık, grupta netleştirdiğimiz pozisyonumuzun verdiği güven duygusuyla oyun biraz daha rölantiye dönse de yakaladığımız pozisyonu değiştirmedi. Milli Takımımız birçok bölgede alternatifleri olan bir kadroya sahip ama santrfor bölgesinde nerede olursak olalım gözlerimiz yine daha etkili bir pozisyon oyuncusunu arıyor. Çünkü santrfor farklı özellikleri olan bir bölge. Bu tür maçlarda burada bir eksiklik hissi yaşamıyoruz ama 'Olsa daha iyi olurdu' duygusunu da içimizde yaşıyoruz. Dün gece Milli Takımımız Dünya Kupası yolunda aldığı bu galibiyetle hem hedefini hem de ülkemizin beklentisini bir adım daha yukarıya çıkarttı. (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler