Emre Belözoğlu: ''Kendimi hep Fenerbahçeli hissettim''

Ali Bozkurt
30.05.2025 - 18:27 | Son Güncellenme: 30.05.2025 - 18:32

Süper Lig temsilcisi Antalyaspor Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, çalıştırma hayalini kurduğu 4 takımı dile getirdi. İşte Belözoğlu'nun açıklamaları...

Emre Belözoğlu: ''Kendimi hep Fenerbahçeli hissettim''

AJANSSPOR HABER

Futbolculuğu döneminde Inter'in formasını giyen Emre Belözoğlu, İtalyan ekibinin Şampiyonlar Ligi finalinde Paris Saint-Germain ile oynayacağı maç öncesi La Gazzetta dello Sport'a konuştu.

"Inter benim ikinci evimdi"

Finalde Inter’i destekleyeceğini belirten Emre Belözoğlu, “Inter benim ikinci evim. Simone Inzaghi ile birlikte takım yavaş yavaş gelişti ve her geçen gün daha iyi hale geldi. Geçen sezon son 16 turunda elendikleri için o kadar iyi geçmemişti ama bu sezon tüm kulvarlarda harika bir sezon geçirdiler. Bu sefer kazanacaklarına inanıyorum. Bir taraftar olarak bunu umut ediyorum. Ben de o akşam Münih’te olacağım, maçı bir Türk televizyonu için yorumlayacağım” ifadelerini kullandı.

''Hangi takımları çalıştırmak istersin?''

Çalıştırmak istediği takımları ifade eden 44 yaşındaki teknik adam, "Oyuncuyken herhangi bir kulüpte oynamayı hayal etmiyordum ama şimdi başta Türkiye'de Fenerbahçe olmak üzere tabii ki Avrupa'da oynadığım Inter, Newcastle ve Atletico Madrid gibi takımları çalıştırma hayali en büyük motivasyonlarımdan biri" şeklinde konuştu.

"Avrupa'nın en iyi oyuncularından biri"

Hakan Çalhanoğlu’nun Türk futbolu için önemine değinen Belözoğlu, “Hakan, Almanya’da doğdu ve son yüzyılda birçok Türk oraya çalışmak için göç etti. Bu nedenle Almanya’da onun gibi milyonlarca Türk kökenli insan var ve hepsi ülkemizi ve milli takımımızı çok seviyor. O sahada olduğunda insanlar onun bizden biri olduğunu hissediyor. Herkesin, yetişkinlerin ve çocukların idolü oldu. Kendisini bireysel olarak da çok iyi tanıyorum ve Serie A’nın en iyi oyuncularından, Avrupa’nın en iyi orta sahalarından biri olduğunu düşünüyorum. Hakan yıllardır mükemmel çalışıyor; Türklerin inatçı mentalitesini, Avrupa futbolunun üst düzey mücadele isteğiyle birleştiriyor” dedi.

''Büyük karakterli bir oyuncu gibi risk alıyordu''

İlk kez milli takımda Hakan’la karşılaştığını aktaran Belözoğlu, “Elbette. Milli takıma geldiğinde ben kaptandım. Çok gençti ama çok yetenekliydi. Hemen fark ediliyordu, özel bir şeyleri vardı. Büyük karakterli bir oyuncu gibi risk alıyordu” diye konuştu.

''O sahada bir teknik direktör gibi…''

Hakan’ın regista pozisyonunda oyuna kattığı kaliteye vurgu yapan Belözoğlu, “O sahada bir teknik direktör gibi… Oyunu mükemmel okuyor, antrenörün sağ kolu. Inzaghi ile birlikte üçlü defans önünde oynadığı pozisyon onun için mükemmel, agresif gözükmese de… Diğer oyunculara saygım sonsuz ama Hakan regista pozisyonunda olduğunda Inter daha özel bir takım haline geliyor. Takımın ritmini o belirliyor, oyuna kalite katıyor. Son 20 yılın en iyi Inter oyuncularından biri” ifadelerini kullandı.

''O yıllar harikaydı ve Inter hep kalbimde olacak”

Kariyerindeki dönüm noktasının sakatlıklar olduğunu ifade eden Belözoğlu, “O yaşta kendimi çok güçlü hissediyordum, sahada her problemi çözebileceğimi düşünüyordum. Hatta biraz ukalaydım çünkü fena bir oyuncu değildim… Ama sonra sakatlıklar geldi. Sahalardan uzak kalınca duygusal tepkilerimi iyi yönetemedim, sadece sahaya dönmeye odaklandım, zorluklarla yüzleşmedim. Yeterince olgun değildim. Sonraki yıllarda evlendim, hayatımı tamamen futbola adadım, profesyonel bir yaşam sürdüm ve 40 yaşına kadar oynadım. Eğer Inter’deki yıllarda şu anki kafama sahip olsaydım, o hikâyeyi başka bir sonla yazardım. Gençken daha fazla hata yapıyorsunuz ama o yıllar harikaydı ve Inter hep kalbimde olacak” sözlerini kullandı.

''Onun gibi bir başkan hiç tanımadım''

Massimo Moratti’ye dair düşüncelerini paylaşan Belözoğlu, “Onun gibi bir başkan hiç tanımadım. Otoriter ama asla baskıcı veya buyurgan değildi. Gerçek bir centilmendi, bu hem soyunma odasında hem de kulüpte hissediliyordu. Milano’ya geldiğimde hâlâ görüşüyoruz” dedi.

''Moratti, Galatasaray ile sözleşmemin bitmesine birkaç ay kala İstanbul’a geldi''

Inter’e transfer sürecini anlatan Belözoğlu, “20 yaşındaydım. Moratti, Galatasaray ile sözleşmemin bitmesine birkaç ay kala İstanbul’a geldi ve beni transfer etmek istediğini söyledi. Yanında Facchetti de vardı. Sonra ilk kez Milano’ya gittim, benim için inanılmaz bir duyguydu. İmza günü basın odasındaki gazeteci kalabalığı karşısında şok olmuştum” ifadelerini kullandı.

''Ama birini seçecek olursam Mancini derim”

Çalıştığı teknik direktörleri de değerlendiren Belözoğlu, “Cuper bir savaşçıydı, beni birçok pozisyonda oynattı, genç olmama rağmen bana çok süre verdi. Mancini ile çok iyi bir bağım vardı, onu çok seviyordum. Zaccheroni ile de çok iyi anlaştım, üçüyle de sorun yaşamadım. Ama birini seçecek olursam Mancini derim” dedi.

"Hak ettiğimi düşünüyorum"

Pele’nin onu yaşayan en iyi 125 futbolcu listesine almasına dair konuşan Belözoğlu, “Açıkçası 2003’teki en iyi sezonumdan ve Japonya-Kore Dünya Kupası’ndaki üçüncülükten sonra böyle bir ödül bekliyordum. Yani adımı Pele’nin listesinde görmek beni şok etmedi ama elbette büyük bir mutluluktu. Sonra hayat bazen şanssız olabilir ve tüm o sakatlıklar geldi… Ama bunu hak ettiğimi düşünüyorum” diye konuştu.

"Benim ve takım arkadaşlarım için en hüzünlü gündü"

2002 yılında Lazio karşısında kaybedilen şampiyonlukla ilgili duygularını paylaşan Belözoğlu, “Ah Lazio… Tam bir şoktu. Beklemiyorduk, çünkü çok güçlü, motive ve odaklanmış bir takımdık. Soyunma odasında herkes çok ciddiydi. Maç sonunda ise gözyaşları vardı, sadece birbirimizi teselli edebildik. Benim ve takım arkadaşlarım için en hüzünlü gündü. Güçlü bir takım kurabilirsiniz ama bazen kaderi kontrol edemezsiniz. Devre arasında kimsenin kazanmış gibi hissettiği doğru değil, herkes çok konsantreydi, çok iyi hatırlıyorum” ifadelerini kullandı.

Galatasaray ve Fenerbahçe kariyerine dair dikkat çeken sözler sarf eden Belözoğlu, “Açıkçası kararım saygıyla karşılandı, hem İtalyanlar hem Türkler bu konuda benzer olsa da daha modern bir bakış açısı vardı. Fenerbahçe’ye gitmeden önce insanlar beni seviyordu, Galatasaray’da uzun süre ilk 11’deydim, milli takım kaptanlığı yapmıştım. Fenerbahçe’ye geçtikten sonra sokakta kimse bana hakaret etmedi ama… ilk kez insanların beni artık eskisi kadar sevmediğini hissettim. Bunu yönetmeyi öğrendim: Biri beni milli takıma ve Avrupa’ya taşıyan kulüptü, diğeri ise kaptanı olduğum ve 40 yaşıma kadar oynadığım takım. Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim” ifadelerini kullandı.

Senin için hazırladığımız haberler