Spor yazarlarından Çaykur Rizespdor - Trabzonspor maçı yorumu: "Fazla öz güven fiyaka bozuyor"

Özgür Koç
19.10.2025 - 11:58 | Son Güncellenme: 19.10.2025 - 12:05

Spor yazarları, Süper Lig'in 9. haftasında oynanan Karadeniz derbisinde Trabzonspor'un deplasmanda Çaykur Rizespor'u 2-1 mağlup ettiği maçı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarlarından Çaykur Rizespdor - Trabzonspor maçı yorumu: "Fazla öz güven fiyaka bozuyor"

Karadeniz derbisinde Çaykur Rizespor ile Trabzonspor karşı karşıya geldi. Konuk ekip Trabzonspor, Felipe Augusto ve Paul Onuachu'nun golleriyle rakibini 2-1 mağlup etti. Çaykur Rizespor'un tek golü ise Rak-Sakyi'den geldi.

Cemal Ersen: "Üç puana evet futbola hayır"

Trabzonspor’un takım olma yolunda eşik atlamasını sağlayacak önemli bir sınavdı Rizespor maçı. Bence futbol olarak atlayamadı ama zirvedeki yerini korudu.

Bordo-mavililer ilk 20 dakikada iki farklı öne geçmesine rağmen, affedilmez hatalar zinciri sonrası yere düşen rakibine el verdi adeta.

Kaptan Savic’in kariyerini tartışacak değilim, Lakin bu seviyedeki bir oyuncunun umursamaz ve sorumsuz davranmasını kabul edemem. Rakibin golünde o geri pası atarken nasıl bir ruh hali içinde olduğunu merak ediyorum. Fazla öz güven fiyaka bozuyor.

Sadece o mu? Okay gibi milli takım seviyesindeki bir ismin takım bütünlüğünden niçin uzak kaldığı da sorgulanmalı.

Trabzonspor’un zor da olsa maçı kazanması alkışlanamaz. Rizespor’un 27. dakikada attığı golden sonra müthiş ön alan baskısıyla oyunu yönlendirmesi, Trabzonspor’un ise reaksiyon gösterememesi dikkat çekiciydi.

Trabzonspor seviyesindeki bir takımın neredeyse 60 dakika sahasında mahkum oynaması, baskı karşısında çoğu kez çaresiz kalması, hücumda ise esamesinin okunmaması ilginç bir maç hikayesine dönüştü.

Fatih Tekke’nin üç puanı cebine koyduktan sonra önce taktik anlayışını, sonra rakiplerin agresif oyun tarzına karşı alması gereken önlemleri gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Üç puana evet, oyuna hayır.

Trabzonspor bu maçı kayıpsız geçerken, galibiyete etki eden isimlerin altını çizmem gerek. İlk sıraya sahanın her yerinde krampon izi bırakan golcü Onuachu’yu, sonra savunmada Batahov’u, skora katkı sağlayan Augusto ve Oulai ile dümeni elinde tutan kaleci Onana’yı kayda geçiyorum. (Milliyet)

Aksal Yavuz: "İlk yirmi dakika yetti Trabzonspor’a…"

Rakibe top göstermezken, pozisyon vermezken ve de iki farklı önde iken, rakip maça nasıl ortak ediliri gördük Rize’de.

İlk otuz dakikayı izleyenler, Trabzonspor’un Rize’den üç puanı elini kollunu sallaya sallaya alacağını hatta farka koşabileceğini bir kenara not düşmüştür ancak, Savic’in inanılmaz geri pası ev sahibi takıma kalan dakikalar adına adeta can suyu oldu! Yeşil-mavili oyuncular, Savic’in ikram golü sonrası hem moral buldular hem de oynama iştahları artmış oldu.

Halbuki Trabzonspor maça o kadar etkili başlamıştı ki, 19 dakikada iki gol bulmuş, bir topu da direkte patlamıştı. Bu zaman dilimi içerisinde Tekke’nin öğrencileri günümüz çağdaş futbolundan kesitler sunuyor, Pulat’ın talebeleri izlemekle yetiniyordu.

Dedik ya ne olduysa Trabzonspor’un rakibe ikramından sonra oldu. Futbolda bu işler böyledir, tam ‘Karadeniz’de gemilerim battı’ diye kara kara düşünürken, bir gol ile bir yerlerden umutlar doğabiliyor; bu defa rakibinizi yakalamak, dengeyi sağlamak için canınızı dişinize takabiliyorsunuz.

Çaykur Rizesporlu oyuncular da o misal; ha gayret diyerek tüm enerjilerini kullanarak Trabzonspor’un üstüne gittiler ama attıkları golde büyük hatası olan Trabzonspor defansı benzer hatayı bir daha yapmadı.

Bu arada, eğer bordo-mavili takımın defansı o hatayı yapmamış olsaydı, emin olun kalan dakikaları çayda çıra oynar gibi geçirebilirlerdi!

Devamında ne mi oldu?

Çaykur Rizesporlu oyuncular sahanın her bölgesinde bordo-mavili oyunculara pres yaparak topla oynamalarına müsaade etmedi. Hal bölge olunca; doğal olarak hatlar, bloklar arasında bağlantı kesilmiş oldu. Düşünün ilk yarıda Trabzonspor kalesine Savic’in ikramıyla sadece bir kez giden ev sahibi ekip, ikinci yarı Trabzonspor’u kendi sahasında oynamaya mahkûm edebildi.

Trabzonspor genç bir takım, oyuncuların maçların bazı bölümlerinde kırılganlık yaşamaları doğal, zaman zaman inişli çıkışlı grafik sergilemeleri de bu yüzdendir. Fatih Karagümrük maçı da onlardan biriydi.

Bir gerçek var ise, o da her geçen hafta Trabzonspor’un üstüne koyarak devam etmesi. Bu da gelecek yıllar adına önemli gelişme. Trabzonsporluların genç takımlarına sahip çıkmaları, desteklemeleri hem Trabzonspor’un gelişimini hızlandıracaktır hem de Fatih Tekke’nin işini kolaylaştıracaktır.

Uzun lafın kısası, Trabzonspor Rize’den eli boş dönmedi. İlk yirmi dakikada attıkları iki golle, ilk otuz dakika oynadıkları futbolla üç puanı cebe indirmeyi bildiler. (Milliyet)

Koray Durkal: "Fatih Tekke son 70 dakikayı doğru analiz etmeli!"

Trabzonspor'un ders çıkaracağı bir 90 dakika yaşandı. Sezonun en çok koşan en enerjik takımı Trabzonspor, Rizespor deplasmanına da aynı hüviyetle çıkarak ilk 20 dakikada skoru 2-0’a taşımayı başardı. Bu bölümden sonra oyunda tempoyu düşüren Trabzonspor, 27’de kalesinde golü gördü. Bu gol sonrası maçın gidişatı tamamen değişti. Oyun üstünlüğünü tamamen ele alan Rizespor rakibi üzerinde baskı kurdu ve dönen tüm topları alarak Trabzonspor’a büyük sıkıntılar çıkardı.

Özellikle Fatih Tekke’nin değişiklikleri Trabzonspor’un oyununu daha da geriye götürdü. Ritmini bulmuş bir takımın değişiklikler sonrası geceyle gündüz kadar farklı bir hale bürünmesinin izahı gerçekten zor. Savunmadaki soğukkanlılık ve doğru konumlanma sayesinde Rizespor baskısı karşısında gol şansı vermemeleri günün artısıydı. Fatih Tekke ilk 20 dakikada iyi futbol ve 2 golden sonraki 75 dakikayı doğru analiz etmeli. O zaman kazanılan 3 puan çok daha değerli olacaktır. (Hürriyet)

Olcay Çakır: "Kazanmayı biliyorlar"

Trabzonspor’un maçlarını yazmak da yorumlamak da kolay değil demiştim; Rize’de yine benzer bir tabloyla karşılaştık. Maçın ilk 20 dakikasında oluşan oyun ve atmosfer, farkın büyüyeceği izlenimini veriyordu. Ancak rehavet mi, konsantrasyon kaybı mı, yoksa başka sebepler mi bilinmez; yapılan bireysel hata sonrası Rizespor oyuna ortak oldu. Golün ardından Trabzonspor’un başlangıçtaki etkisi kayboldu, Rizespor cesaretlendi, oyunun kontrolü tamamen ev sahibine geçti. Bu kabul edilebilir bir durum değildi. Baskı, futbolun olmazsa olmazıdır. Trabzonspor, 2-0’dan sonra kendi sahasında top çevirip atak hazırlığı yaparken rakibin tuzağına düştü. Hata bireysel görünse de, rakip alana yeterince hızlı geçmeyince bu hatalar kaçınılmaz hale geliyor.

Sonuç itibarıyla gereksiz gerilime rağmen Trabzonspor, kazanmayı bildi. Fatih Tekke’nin oynatmak istediği oyunun bu kadroyla belli bir yere kadar taşınabileceğini düşünüyorum. Devre arasına kadar eksikler netleşir, doğru hamlelerle sezon sonunda hedefler tutturulabilir. Maç öncesi vurguladığım gibi, Trabzonspor’un kazanma kadar kaybetmeme alışkanlığı da artık güçlü bir refleks. Sezon sonunda kimse bu tip maçların detaylarını hatırlamayacak, bu puanların takımı nereye taşıdığını konuşacak. Tıpkı şampiyonluk sezonunda olduğu gibi. (Fanatik)

İskender Günen: "Bu takıma şapka çıkarılmalı"

Maçın başlangıcında her iki takım arasında rekabeti düşündüğümüzde Trabzonspor'un attığı golle başlayan bir müsabaka. İlk 30 dakikalık süreçte oyunu kontrol eden, üstünlüğü ele alan takım Trabzonspor. 1-0'dan sonra Augusto'nun direkten dönen topu ve Onuachu'yla gelen gol... Böylesi bir deplasmanda 2 farklı öne geçtikten sonra moral motivasyonun en üst düzeyde olduğu yerde Savic gibi deneyimli bir oyuncunun yaptığı çok büyük hata ve ardından Rizespor'un gelen golü... Trabzonspor'un orta alanda farkı yaratabilecek oyuncusu Oulai... Top saklama becerisi, öne oynama düşüncesi ve de dribbling özelliği üst düzeyde bir isim... Önde sorunların başında top saklama becerisi olmayan oyuncu eksikliği var. Nwakaeme gibi bir oyuncu eksikliği hissedilmekte. Çünkü öne giden her topta kayıplar yaşandığı anda sorunlar ortaya çıkmakta. Maçın özellikle ikinci yarısında 2-1'den sonra Rizespor'un ortaya koyduğu direncin en önemli sebeplerinden birisi bu. Kabul etmek gerekir ki sezon başından beri kadro zenginliği istenilen düzeyde değil. Ama baktığımız zaman Trabzonspor'un bugün geldiği nokta ve de aldığı puanları saygıyla değerlendirmek gerekir. Çünkü bu kadar genç oyuncuların bir takım içerisinde olduğu ve de kenardan gelebilecek yeterli oyuncuların olmadığı bir takım olan Trabzonspor'a şapka çıkarmak lazım... Sonuç olarak Trabzonspor, her geçen gün oyun ve de sonuç olarak istenilen, arzu edilen, beklentileri karşılayan bir takım olmak yolunda... (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler