Flaş Sergen Yalçın yorumu: "İki maçtır Ertuğrul Sağlam geliyor tribüne… Yani, haberin olsun…"

Akın Ungan
19.10.2025 - 09:11 | Son Güncellenme: 19.10.2025 - 10:25

Süper Lig'de Gençlerbirliği'ni konuk eden Beşiktaş, öne geçtiği maçı 2-1 kaybetti. Spor yazarları, Siyah-Beyazlılar'ın taraftarı önünde 1-0'dan verdiği maçı değerlendirdi.

Flaş Sergen Yalçın yorumu: "İki maçtır Ertuğrul Sağlam geliyor tribüne… Yani, haberin olsun…"

AJANSSPOR HABER

Trendyol Süper Lig'in 9'uncu haftasında Beşiktaş ile Gençlerbirliği karşı karşıya geldi. Siyah-Beyazlılar, Başkent temsilcisini Tüpraş Stadyumu'nda ağırladı.

Taraftarı önünde Cengiz Ünder'in golüyle öne geçen Beşiktaş, 79 ve 81'inci dakikalarda kalesinde gördüğü gollerle mücadeleyi 2-1 kaybetti. Spor yazarları, Siyah-Beyazlılar'ın Dolmabahçe'de 1-0'dan verdiği maçı yorumladı.

"Sergen Yalçın’ın bu soruların cevabını bulması şart"

Güntekin Onay (Hürriyet): Beşiktaş kazanması gereken Galatasaray maçını berabere bitirdi. Dün de Gençlerbirliği karşısında galibiyetin hiç zor olmadığı bir maçı öne geçtiği halde kaybetti. 2 maçın da ortak tarafı 2’nci 45 dakikalarda giderek geriye giden bir oyun ve işe yaramayan oyuncu değişiklikleri. Kocaelispor maçının da 2’nci devresinde benzer bir tablo vardı.

Sergen Yalçın'ın cevap vermesi gereken sorular

Beşiktaş neden oyunun kontrolünü ve topu rakiplere veriyor?

Neden set hücumlarını ve duran topları etkili kullanamıyor?

Neden yüksek nitelikli bir pres yapamıyor?

Siyah beyazlı takımın teknik direktörü Sergen Yalçın’ın bu soruların cevabını bulması şart.

İlk yarıda Cengiz Ünder hariç iyi futbol oynayan yoktu. Ancak ihale Vaclav Cerny’e kaldı. Bu sezon hemen hemen hiç süre almamış Mustafa Hekimoğlu sol kanada geçti ve Beşiktaş o kanattan tek bir hücum yapamadı. Tammy Abraham çıktıktan sonra da santrfora geçen Mustafa maçı şut atmadan tamamladı.

"Mucize arayanlar sukutuhayale uğradı"

Cem Dizdar (Fanatik): Ülke futbolunda neden sık sık önce taraf övülür, artık anladığınızı sanıyorum! Dün maçı İnönü’deki tribünlerde izleyenler için bu tür ilk yarılara dayanmak gerçekten de övgüyü hak ediyor. Hesapsız kitapsız, sınırsız para harcayıp borca batık olanın da para harcayamayıp sınırlı kadroyla oynayanın da oyununun haniyse birbirine denk olduğu bir ülkede yaşadımız malumumuz. Devre boyunca tek dişe dokunur pozisyon Sergen Yalçın’ın ‘’2 ayda yıldız yapacağı’’ iddiasında bulunduğu Cengiz Ünder’in kaleciye takılan bildik vuruşu oldu. Onun dışında takımın skor yükünü çeken Rafa Silva’nın şaşkın, Tammy Abraham’ın işlevsiz göründüğü bir ilk yarı izledik hep birlikte. Ancak ikinci devreye Vaclav Cerny’i Mustafa Hekimoğlu’yla değiştirerek başladı Sergen Yalçın. Meyvesini de aldı..

Daha devre başında ilk kez bu kadar takım olarak öne çıkan Gençlerbirliği’ne karşı geriden Hekimoğlu Kökçü’ye, Kökçü Silva’ya, Silva Ünder’e ulaştırdı ve Ünder az kullandığı sağ ayağının içiyle golü attı. Devamında ise maç yine ilk yarı kıvamına döndü. Futbol ilginç bir oyun! Oyuncu değiştirip golü atan Beşiktaş, iki oyuncu değiştirdiği dakikadan kısa süre sonra oyuna giren David Jurasek’e çarpan topla golü yedi. Bir dakika sonra stoper Tiago Djalo’nun hatalı hamlesi nedeniyle boş kalan Franco Tongya’nın attığı golle Gençlerbirliği maçı kazandı. Böylece milli arada iyileşme bekleyenler de oyuncu tercihleriyle mucize arayanlar da sukutuhayale uğradı… Hafta içi bugün sahasında kaybeden Konya’ya deplasmana gidecek olan ve oyunu bir miktar da olsa ilerleyemeyen Beşiktaş’ın orada da kaybetmesi durumunda neler olabilir, varın siz düşünün...

Ve son bir not… Maçı anlatan Ali Okancı’nın belirttiğine göre yaptığı top kaybı sonrası Cerny’ye sinirlenen Yalçın, genç Hekimoğlu’nu ısınmaya gönderip ikinci yarıda da oyuna soktu. Bu durum elbette hocanın takım üzerindeki gücünün göstergesi olarak okunabilir. Lakin aynı zamanda kendini bu tür ‘’cezalandırmalarla’’ kötü hisseden oyuncuların antrenman seviyelerini dolayısıyla takımın antrenman düzeyini düşürme riskini de ihmal etmemek gerek sanırım.

"Şunu unutma; iki maçtır Ertuğrul Sağlam geliyor tribüne…"

Turgay Demir (Fotomaç): Beşiktaş güle oynaya ve muhtemelen farklı kazanacağı maçta hakemlikle ilgisi olmayan Oğuzhan Çakır ve Sergen Yalçın'ın büyük hatalarıyla mağlup oldu… Önce hakemle başlayalım.. Beşiktaş ilk dakikadan itibaren yükleniyor, pozisyon buluyor, rakibi bunaltıyor ve hataya zorluyor ama gelin görün ki Oğuzhan Çakır isminde bir futbol cahili oyuncuların topa yaptıkları en doğru hamlelere bile faul çalarak Beşiktaş'ı frenlerken Gençlerbirliği'ne nefes alacak zaman bırakıyordu.

VAR öncesi çok vardı bu hakemlerden!.. "İnce kıyım doğramak" derdik bu yönetim şekline… İnce kıyım doğrayanların en büyük özellikleri maç boyu zaman çalan oyunculara göz yumup son dakikalarda birine sarı kart gösterip adalet gösterisi yapmaktır.

Dün Oğuzhan Çakır da yaptı aynısını. Kaleci Erhan'ın zaman çalmak için maç boyu yaptıklarını görmezden gelen Çakır, 90 artı bilmem kaçta sarı kart gösterip bir de sekiz saniyeleri saymaya başladı… Aslında tam olarak sobelendi farkında değil!..

Böyle hakemler olduğu müddetçe bu ülke futbolu körlerle sağırlar birbirini ağırlar durumundan daha öte gidemez. Net.

Gelelim Sergen Yalçın'a… Bir teknik adam nasıl olurda Rıdvan varken Jurasek'i, Taylan varken Swensson'u oynatır!? Ve dahası bir teknik direktör, üç sezondur tek bir olumlu görüntüsü olmayan Rashica'dan hala ne bekler?

Üstelik elinde, Jota Silva gibi, ayak izleri asist ve gol dolu bir oyuncusu varken nasıl olur da Rashica'ya bel bağlar bir hoca!?

Demek ki onların bildiği futbolla bizim bildiğimiz aynı değil..

Bravo Sergen Yalçın, aynen devam!..

Yalnız şunu unutma; iki maçtır Ertuğrul Sağlam geliyor tribüne… Yani, haberin olsun…

"Bunu izah etmesi şart..."

Fatih Doğan (Sabah): Beşiktaş kendi evinde Gençlerbirliği'ne 2-1 kaybetti. Bu mağlubiyeti 5 açıdan incelemek lazım. Birincisi; Dümendeki kaptan değişikliği. Konu pazubendin sahaya çıkıp oynaması ya da oynamaması değil. Konu, değişikliğin zamanlaması. "Necip zaten oynamıyor. Mert kalede olduğu için yeteri kadar oyunun içinde olamıyor, kurallar gereği hakeme artık koşup itiraz edemiyor" diye gerekçe koyarsanız anlarım. Ama zamanlamasını anlamam. Kaptanlık dümenindeki geçişler ve dönemleri risklidir. Pazubendi çıkaran etkilenir, takan ise baskısı altında stresten ezilebilir.

İkincisi; Beşiktaş kimi tercihten, kimi zorunluluktan istikrarlı bir kadro kuramıyor. Sergen Yalçın'ın Gökhan'ın cezalı olduğu haftada formayı yeni transfer Taylan yerine yorumcuyken eleştirdiği Svensson'a vermesi yanlış bir tercih.

Üçüncüsü; Milli arada takım toparlanır, güçlenir. Beşiktaş, G.Birliği'ne karşı fiziksel üstünlük sağlayamadı. İkinci yarıda öndeyken maçı veren bir Beşiktaş izledik. Bu takım bu kadar güçsüz olamaz.

Dördüncüsü; Rafa Silva ve Cengiz Ünder biraz da Ndidi iyi oynadı. Ancak Cerny'in çıkarılması yerine, oyunda pozisyon değiştirerek kalite ve istikrar korunabilirdi. Yapılan değişikliklerin çoğunda zamanlama sorunu vardı.

Beşincisi; Hakem Oğuzhan Çakır, oyunu soğutan kararlarıyla, takdir haklarındaki yanlışlarıyla dikkatlerden kaçmadı. Belli ki Beşiktaş'ın sessiz politikasından olumsuz etkilenmişti!

Sergen Yalçın, takımıyla baş başa kalıp zaman geçirdikçe takımın daha güçlü ve iyi bir hale dönüşeceğine patinaj yapmaya başladı. Bunu izah etmesi şart...

"Yan gelip yatmanın bedeli"

Bilal Meşe (Milliyet): Teknik adamların kadro tercihlerine saygı duyarım, mutlaka bildikleri vardır! Ne var ki, skor tabelasından bağımsız yazıyorum, Sergen Yalçın’ın 11 tercihinde bir tuhaflık var! Örneğin Rıdvan’ı görünce şaşırmadım değil! 78 dakika oyunda kaldı, bir tane orta ya da derinlemesine pasını gördünüz mü, ben görmedim! Bir de Svensson var, gönderilmek istendi, evde kaldı ! Bu psikolojide ondan iyi futbol beklemek hayalcilik olur!

Örneğin Cerny, bana göre Kartal’ın en iyi transferlerinden. İlk yarıdaki bindirmeleri ben mi yaptım, o mu? Niye oyundan alınır bilmem. Sakatlığı yoksa sahada kalmalıydı! Cengiz tecrübeli krampon, Sergen hoca onu sürekli hamle oyuncusu olarak kullandı bu kez 11’e çekti, olabilir. Nitekim, Gençlerbirliği’nin o kilidini açan çilingir oldu, görevini yaptı.

Yahuu, koskoca Beşiktaş ilk yarıda ne yaptı, soruyorum, bence yan gelip yattı! Topla rakipten fazla oynadı, gelin görün ki, bu istatistikten sadece kaleye bulan bir şutu var Kartal’ın!

Gençlerbirligi mi? Savunmasına kapandı, onlar da bu yarıda bir şut atabildiler. En büyük özellikleri zamana oynadılar, aslanlar gibi hedeflerine ulaştılar! Faul ve taç atışları ağır çekim gibiydi!

İşin özeti, maçın ilk yarısı benim penceremden yok hükmündedir! Doğru dürüst mücadele ve heyacana hasret kaldık, hasret!

Bir de ben böyle bol faulün olduğu maçı ender hatırlıyorum! Düşünün toplam 35 faul kulanıldı, 24’ü Beşiktaş aleyhine! Oğuzhan Çakır’ın bu faullerde es geçtiği topa dokunuşlar var, onlara da çaldı, olmazzz!

İkinci yarı Kartal kış uykusundan uyanır gibi oldu. 47’de Rafa Silva sağdan hareketlenen Cengiz’i topla buluşturdu, tecrübeli futbolcu sağıyla plase bir vuruşla kilidi açtı.

Valla ilk yarıda zaman çalma adına her şeyi yapan Gençlerbirliği’nin bu golden sonra maşallahı var, tazı gibiydiler, tabi ki kızamayız! Tek gollü üstünlükler risklidir, bunu en iyi Sergen hoca bilir... Nitekim elde ne varsa, sahaya sürdü. Mustafa, Rashica, Jurasek ve Jota. Ancak Sergen hocanın evdeki hesabı, çarşıya uymadı! Jurasek, 78’de oyuna girdi, top ayağına değmedi göğsüyle topu kendi kalesine gönderdi: 1-1

Kartal risk aldı, rakip kalede müthiş bir baskı yaptı, yapmasına da ikinci golü bulan Gençlerbirliği oldu. 81’de sahneye çıkan Tongya maçın skorunu belirledi.

Eeee ilk yarı yan gelip yatarsanız, ‘ummadığınız taş, baş yarar’, rakip gelir, üç puanı kapar gider, evinizde darbeyi yer, oturursunuz!

Senin için hazırladığımız haberler