"Gözün aydın Mourinho" | Spor yazarları Benfica - Fenerbahçe maçını değerlendirdi

Özgür Koç
28.08.2025 - 09:42 | Son Güncellenme: 28.08.2025 - 09:56

Fenerbahçe'nin deplasmanda 1-0 yenilerek Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansını kaybettiği Benfica maçını spor yazarları yorumladı. İşte detaylar...

"Gözün aydın Mourinho" | Spor yazarları Benfica - Fenerbahçe maçını değerlendirdi

UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turu rövanşında Portekiz temsilcisi Benfica'ya 1-0 kaybeden Fenerbahçe, yoluna UEFA Avrupa Ligi'nde devam edecek.

Spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

Attila Gökçe: "Hayaller kayboldu"

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi hasretini bitiremedi. Benfica karşısında etkisiz, verimsiz bir oyunla hayallerini kaybettiler.

Kötü bir ilk yarı oynadı Fenerbahçe. Topa istediği gibi sahip olamadı.. Benfica ataklarında savunma dengesini kaybetti. Kerem’in attığı gole bakalım: Fenerbahçe savunması, Benfica’ın sağ kanadından taşıdığı topla hızlı pas zincirleri oluşturmasını etkisiz müdahalelerle adeta seyretti. Hemen her hamlede geç kaldılar. Bu sırada solda boş bekleyen Kerem’e geldi top. Bizimkilerin boş bıraktığı alanda “bizim çocuk” kardeşlerini üzdü.

Mourinho ve Fenerbahçe, maçın ancak ikinci yarısında oyuna ortak oldu.. Talisca ve En-Nesyri, içten çabalarıyla Benfica savunmasını baskı altına aldılar. Ancak o baskıdan Nesyri’nin direkte patlayan kafa vuruşu dışında bir şut gelmedi.

Mourinho, ikinci yarıda seri hamlelerle Amrabat-İsmail (Dk.46), Brown-Duran ve Mert Müldür-Oğuz (Dk.65) değişikliklerini gerçekleştirdi. Oyuna katılanlar daha dirençli ve hücum karakterinde bir takım oluşturdular. Ancak Talisca’nın ikinci sarıyla kızarıp oyunu terketmesi, Benfica’nın ekmeğine yağ sürdü. 11 kişiyle istediği baskıyı oluşturamayan, gol atamayan Fenerbahçe 10 kişi kalınca oyunu değiştirme şansını kaçırdı.

Bu maça iyi hazırlanamadıklarını düşünüyorum. Özellikle Mourinho’nun maçtan 1 gün önceki basın toplantısında transfer hamlelerinin durmasından şikayet etmesi, yönetimi bilmem ama, oyuncular üzerinde ciddi motivasyon kaybı yaratmış olabilir. Yazık oldu, diyemem. Hiç değilse UEFA Avrupa Ligi var! (Milliyet)

Halil Özer: "Kendine bir türlü gelemeyen Mou"

Şampiyonlar Ligi yine başka bahara kaldı... İlk yarı Fenerbahçe bu sezonun en kötüsüydü. Ne mücadele edebildi, ne top tutabildi, ne savunma yapabildi.

Sayılmayan ilk gole bakın. İlk vuruş anı tam bir komedi. Tek bir Fenerbahçeli oyuncu yok. Yahu alan savunması, adam adama savunma nerede? Diğer pozisyonlar da aynı. Benfica hızlı bir takım. Orta alandan ya da kendi alanlarından müthiş çıkıyorlar. Gol de böyle geldi zaten. Ama bu hücumlar sırasında Ambrabat, Szymanski, Fred sadece rakibi izledi. Hücumda da yoktular. Sadece Talisca bir şeyler yapmaya çalıştı. Ama o da nereye kadar.

2. yarı çok fazla şey değişmedi. F.Bahçe yine etkisiz eleman olarak takıldı. Sadece 65 ile 75. dakikalarda biraz baskı kurdu. Birinde El Nesry’nin topu direkten döndü. Bir de Talisca’nın kafası dışarı gitti. Tam toparladı derken Talisca’nın kırmızı kartı tuz biber ekti.

Tabii şimdi çok şey konuşulacak. Ben Fenerbahçe camiasının içinde bu kadar düşman kafanın olduğu bir dönem görmedim. Bu artık muhalefet filan değil. Bu başka bir şey. Fenerbahçe elendi diye göbek atacak duruma kadar gelmişler. Olayın bu yönü tam rezillik.

Tabii bir de diğer yönü var. Fenerbahçe yönetimi şu iki maça hocanın tüm isteklerine rağmen transferleri yetiştiremedi. Hadi Kerem konusunda haklılar. Peki ya diğer takviyeler. Sanki resmen elenmek istediler.

Gelelim Mou’ya.

Ya arkadaş takımı bir kere de önemli bir maça iyi hazırla. Bu maçı nasıl açıklayacaksın? Tamam sevenin yok. Ama şu turu geç sezon sonuna kadar kafalarına vur. Ben anlamadım. Hadi geçen sene takımı tanımadı diyorduk.

Peki şimdi? Kendine gel hoca diyeceğim tabii ki duymayacak. Ama böyle yürümez.

Bir de Ambrabat ile Szymanski. Umarım Fenerbahçe transfer sezonu bitmeden bu iki oyuncu için radikal karar alır. (Milliyet)

Gürcan Bilgiç: "Savaştan kaçan general olur mu!"

Bir gün önce "Benfica şöyle iyi, böyle fena" diye konuşan Mourinho'nun ruh halini yansıtan Fenerbahçe vardı sahada. Böyle maçların hikâyesinde "kahramanlar" vardır. Bunu ya takım kendi içinden çıkartır ya da teknik adam kurduğu özel planla. Bu belirsiz kişiyi biz önde ve orta sahadan beklerken, Livakovic'ti aslında Fenerbahçe'yi oyunda tutan. İki özel kurtarışla maçın kopmasını engelledi.

Mourinho oyuncularından şikâyet etmesine rağmen, Benfica'nın hocası Lage'in "oyun gücü" gibi bir silahı vardı. Önde baskıyı da doğru yapıyor, geriye de doğru koşuyorlardı. Biri ofsayta, biri faule takılan iki golleri vardı. Livakovic'in mucize kurtarışında yine korner atışı vardı. Adam hazırlanmış, duran top seti yapmış. "Böyle gol atarız" demiş. 'Special' bu bölümde "uzun adama atın" diye anılan, kimsenin tahmin edemeyeceği (!) taktiğe sahip. Kerem Aktürkoğlu attı golü. Birçok arkadaşım "isyan" mesajı attı. Başka takımlara karşı oynayan, başka oyuncular gibi olmasını beklediler Kerem'in. Halbuki gerçek Fenerbahçeli gibi ekmeğini yediği kulübe hakkını verdi. Golüne sevinmeyerek de aidiyetini de gösterdi. Helal olsun. Eğer bu yaşananlardan sonra hâlâ takımın başında Mourinho kalmaya devam ederse, ben Ali Koç olsam, "Lage senin arkadaşın, antrenman setlerini al, drillerini öğren ve bizim takıma uygula" derim. Yoksa ,"Git, Setubal'da kendi adını taşıyan caddeden bir ev tut, kazandığın kupaları mahallenin kahvesine gelenlere anlat" diye de eklerdim.

Şampiyonlar Ligi'ne katılamamayı değil, savaştan kaçan bir general ile yola devam edilir mi; bunu tartışmalı Fenerbahçeliler. (Sabah)


Ömer Üründül: "Mourinho'nun tek olumlu katkısı yok"

Yeri geldikçe vurguluyorum, bizim vasat takımlar karşısındaki maçlarımızda dahi favori rakiplerdir. F.Bahçe ile Benfica'nın bir incelemesini yapalım… Oturmuş saha düzeninde ve sistemde Benfica uzak ara önde. Fizik olarak da aynı şekilde. Doğal olarak zor bir maç. Ama futbolda çareler tükenmez. Doğru bir takım tertibi yapacaksın, iyi bir taktik plan uygulayacaksın ancak dün geceye baktığımızda F.Bahçe'nin hiçbir şekilde planı yok. Doğal olarak kontrollü ve savunma ağırlıklı oynayacaksın, ne kontratak yapabiliyorsun, rakibi karşılamada da sürekli alan bırakıp pozisyonlar veriyorsun. Duran toplarda F.Bahçe kullanıyor etki yok, Benfica'nın duran topta gol atabilecek sadece 3 oyuncusu var: Pavlidis, Otamendi ve Silva, her duran topta F.Bahçe defansı değil bu üç oyuncu topla buluşup vuruyor. İki rakip arasında her yönden bu kadar büyük fark olursa, rakibin kaçırdıklarını da göz önüne alırsak, tek farklı yenilgi bu şartlarda su götürür.

Oyuncuların performanslarına şöyle bir göz atarsak; ilk 45 dakika oynayan Amrabat sıfır, Fred oynarmış gibi yapıyor ama bir şey yok. Szymanski de kazandığı topların yüzde 90'ını kolayca kaybediyor. Semedo sakatlandıktan sonra Mert üçlü defans sisteminde sağ önde başarılı olacak bir oyuncu değil. Brown, Aursnes'in kulvarını kapatmasıyla hiçbir şey yapamadı. Bana göre uzun ayrılıktan sonra Livakovic, görevini yaptı. Son olarak şunu söylüyorum, bu Mourinho'nun Fenerbahçe'ye hiçbir olumlu katkısı yok. Beni kariyer ilgilendirmiyor. Tabii bu eşleşmenin en ilginç yönü, toplamda atılan tek golün Kerem'den gelmesi. (Sabah)

Faik Çetiner: "Gözün aydın Mourinho"

Mourinho yine sürprizini yapmış, haftalardır yüzüne bakmadığı Livakoviç’i (Sakat değilse birinci kalecidir) kaleye koymuştu. Hırvat kaleci maçın başında kale önünden Barreıro’nun şutunu kurtarmasa Fenerbahçe rövanşa yenik başlayacaktı. Benfica fiziksel açıdan güçlü bir takım. Ayağa pas oyununu mükemmel oynuyorlar. İlk 30 dakika Fenerbahçe şanslı sayılırdı. Net fırsatları harcayan ev sahibinin bir golü VAR’dan diğeri de Vıncıc’den döndü. Bu goller bizde iptal olur muydu tartışılır. Semedo’nun erken sakatlanması ve yerine Çağlar’ın girmesi defans kurgusunu bozdu. Yenilen golün başlangıcında Çağlar önce ofsaytı bozdu, sonra önündeki topa vuramayınca Kerem Aktürkoğlu nefis bir gol attı ama, sevinmedi. Golden sonra Fenerbahçe biraz daha hareketlendi. Talisca ve En Nesyri rakip kaleye gitmekte hevesli gözükselerde ne kanatlar çalıştı, ne de orta alanda destek geldi. (Fred güzel sakız çiğniyor!) İlk yarı tek golle kapanınca Mourinho devre arası sarı kartlı Amrabat’ın yerine İsmail Yüksek’i aldı. Bu yarıda ev sahibi işi rölantiye alıp kontrollü oynamaya başladı.

Fenerbahçe’ye gol gerekti. Son 25 dakikada Mourinho bekler Mert Müldür ve Brown’u oyundan alıp Duran ile Oğuz’u sahaya sürdü. Son bölümde rakip kaleye gitmeye başlayan Fenerbahçe şansızdı. Önce En Nesyri’nin kafa vuruşu direkten döndü, sonra Talisca çift sarıdan 5 dakika içinde atıldı. Bundan sonra Benfica top dolaştırdı ve 180 dakikada attığı tek gol ile hedefi yakaladı. Fenerbahçe 1-2 futbolcuyu saymazsak geçen seneki takımla sahadaydı. Halbuki bu Benfica geçilirdi. Neyse Avrupa Ligi’ni isteyen Mourinho’nun gözü aydın(!) Fatura da yönetime. (Fanatik)

Serkan Akcan: "Kaybet-kaybet"

Mourinho maçtan önceki basın toplantısında kendince topu yönetimin kucağına attı. Deyim yerindeyse yönetimi beceriksizlik, plansızlık ve vurdumduymazlık ile suçladı. Portekizli hoca demek istiyor ki; benim hiç suçum yok, yönetim Şampiyonlar Ligi’ni umursamadığı için transfer yapmıyor. Enteresan bir davranış biçimi sergiliyor. Olan Fenerbahçe camiasına, taraftarına oluyor. Benfica’ya karşı tek sorun transfer miydi gerçekten? Göztepe maçının ikinci yarısında rakip 25 dakika 10 kişi oynuyorken yapmaya çekindiği hamleler, geçen hafta Kadıköy’de 71’den sonra 10 kişi kalan Benfica’ya diş geçiremeyişi, dün gece Lizbon’daki maçın ilk yarısında ortaya çıkan devasa oyun farkı. Mourinho’ya göre tüm bunlarda en küçük bir sorumluluğu, kusuru yok. Benfica’ya karşı ilk yarıda feci kötü oyunun ardından İsmail-Amrabat değişikliği de işe yaramayınca Mourinho 65’te Oğuz ile Duran’ı alıp, Brown ile Mert’i çıkararak hamle yaptı.

Ne var ki, Brown’un çıkıp Szymanski’nin sol kenara geçmesindeki mantığı anlatmak zorunda Mourinho. Tabii, maçı 0 şutla bitirmenin sebebini de… Bu elenişi sadece transfere bağlayıp topu kendinin haricindeki herkese atarak yırtamaz Portekizli hoca. Gelelim işin yönetim boyutuna. Fenerbahçe, haftalardır Kerem Aktürkoğlu’nu almak için çaba sarfediyor, geldi geliyor derken dün gece Kerem attığı golle Benfica’yı Şampiyonlar Ligi’ne taşıdı. Portekiz temsilcisi Şampiyonlar Ligi gelirini cebine koymakla kalmadı, belki de üstüne Kerem’i Fenerbahçe’ye satacak. Kerem transferi bitirilmeliydi, dün gece golü Fenerbahçe adına atmalıydı, bonservisini attığı o golle çıkarmalıydı. Tam bir kaybet kaybet durumu. (Fanatik)

Uğur Meleke: "Tur zaten İstanbul'da kaybedilmişti!"

Benfica, hiç kimsenin Şampiyonlar Ligi ön elemesinde eşleşmek isteyeceği türden bir rakip değil. Avrupa kupaları tarihinde 16 yarı finali, 12 finali olan bir dev... Bu sene 20’nci kez Şampiyonlar Ligi’ne giriyorlar, son 10 yılda 9 kez gruplara kaldılar, 6’sında da gruplardan çıktılar. Yani zaten çok az kişi, Estadio da Luz’da oynanacak bir Benfica-Fenerbahçe müsabakası öncesi favorinin Türk temsilcisi olduğunu söyleyebilir. Avrupa kupalarında 500’ün üzerinde maç deneyimi olan Lizbon ekibinin Devler Ligi’ne girmesi pek kimseyi şaşırtacak bir sonuç değil.

Ancak... 20 Ağustos 2025 gecesi Kadıköy’de saat 23:15 sularında Bruno Lage öyle bir hata yapmıştı ve Jose Mourinho’ya öyle büyük bir fırsat sunmuştu ki...

Kadıköy’de bu eşleşmenin ilk ayağının 60’ıncı dakikasıydı. Durum 0-0’dı. Benfica koçu Bruno Lage büyük bir hata yaparak oyundan bir ön libero çıkardı, santrfor Ivanovic’le 4-4-2’ye döndü. 5 dakika sonra bir ön liberosu (Florentino) kırmızı görünce sahada ikisi santrfor 10 kişiyle kalakaldı Lage. Üstelik kalan iki ön libero (Rios ve Barrenechea) da sarı kartlılardı. Tarihi bir fırsattı bu Fenerbahçe için. Mourinho’nun ofansif hamle yapıp gardı düşmüş Benfica’yı indirebilmek için yaklaşık yarım saati vardı. Ama yapmadı. Bir stoper çıkarmadı. Beşli savunmadan vazgeçmedi. Duran top silahı İrfan Can’ı 85’e kadar sokmadı.

İnsanın canını sıkan, Mourinho’nun İstanbul’da o fırsatı değerlendirmemesi, 0-0’a razı olmasıydı. Turu da zaten İstanbul’da kaybetti Mourinho.

Mourinho geçtiğimiz hafta Kadıköy’de almadığı riskleri, Lizbon’da 65’te 1-0 gerideyken aldı. Dün 65’le 80 arası merkezde İsmail’li, sağ kanat bekte Oğuz’lu, önde Talisca-Nesyri-Duran’lı modelle Fenerbahçe daha efektifti. Oğuz her sahada olduğunda yaptığı gibi kanadını hareketlendirdi, onun pası ve Nesyri’nin kafasıyla bulunan pozisyonda direğe takıldı uzatma fırsatı.

Kadıköy’deki son yarım saatte Mourinho’nun çekingenliğine takıldı ve orada elendi Fenerbahçe. Dün Lizbon’da bir şeyleri değiştirmesi çok zordu zaten. (Hürriyet)

İlker Yağcıoğlu: "Hesabı nasıl verecek!"

İlk 45 dakikayı çok kötü oynadık. Sahada resmen acemiler mangası gibiydik. Ne savunma yapabildik ne de hücum. Talisca, Livakovic, biraz da Brown hariç bütün oyuncular Şampiyonlar Ligi seviyesinin çok altındaydılar. Daha maçın başında Livakovic yüzde 100'lük bir golü çıkartıp takımı oyunda tutarken iptal edilen iki gol, ve Kerem'den yediğimiz golü düşündüğümüzde savunma üstadı Mourinho'nun da savunmasının işe yaramadığını gördük.

İkinci yarıya başlarken Amrabat'ın çıkması doğruydu. Ama Szymanski'nin oyunda kalması bir o kadar yanlıştı. Benfica ikinci devrede öncelikle skoru koruyup maçı bitirmeyi düşündü. Yakaladıkları toplarla da kontrayla kalemize gelmeye çalıştı. Biz 70. dakikadan sonra Oğuz ve Duran'ın oyuna girmesiyle birlikte rakip yarı alanda oynamaya başladık ve üst üste 2 pozisyon bulduk.

Belki bir tanesi olsa bu kötü gecede istediğimiz alıp maçı uzatmaya taşıyabilirdik. Ama Talisca'nın 3 dakika içinde iki sarı kart görüp oyundan atılmasıyla bizim için Şampiyonlar Ligi defteri kapanmış oldu. Jose Mourinho'nun maçtan 1 gün önceki basın toplantısında söyledikleri aslında bize rövanş maçında ümidimizin olmadığını ortaya koyuyordu. Hocasının inanmadığı yerde oyuncuların da inanmasını kimse bekleyemez.

Turun hesabını Jose Mourinho bakalım nasıl verecek... (Takvim)

Senin için hazırladığımız haberler