Gürcistan karşısında 5 dakikada kırmızı kart gören Barış Alper'e tavsiye: "Ya Arabistan'a git ya da..."

Özgür Koç
05.09.2025 - 09:43 | Son Güncellenme: 05.09.2025 - 09:55

A Milli Futbol Takımı, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu ilk maçında deplasmanda Gürcistan'ı 3-2 mağlup etti. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirirken, maçta oyuna girdikten 5 dakika sonra kırmızı kart gören Barış Alper Yılmaz'a flaş bir tavsiye geldi. İşte detaylar...

Gürcistan karşısında 5 dakikada kırmızı kart gören Barış Alper'e tavsiye: "Ya Arabistan'a git ya da..."

Boris Paichadze Ulusal Stadı'nda oynanan ve ilk yarısı da ay-yıldızlı ekibin 2-0'lık üstünlüğüyle sona eren mücadelede milli takımın golleri Mert Müldür ve Kerem Aktürkoğlu'ndan (2) geldi.

Ay yıldızlı takımda 66. dakikada maça dahil olan Barış Alper Yılmaz 71. dakikada kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı.

Spor yazarları Gürcistan - Türkiye karşılaşmasını şöyle değerlendirdi:

Uğur Meleke: "FC Milli Takım"

Dün Tiflis’teki müsabakaya hücum presle başladık ki son derece mantıklı bir stratejiydi bu. Çünkü dünkü maç, grup ikinciliğini ve play-off oynamayı hedefleyen Gürcistan için elemelerin en önemli müsabakasıydı.

İspanya’yı haliyle kendilerine rakip olarak görmüyorlar, Tiflis’te Türkiye’yi yenerlerse grup ikinciliği için avantaj yakalayacaklarını konuştular hafta boyunca. Maça bu gerilimle çıktılar. Ve önde baskımıza karşı hemen hatalar yapıp, üçüncü dakikada golü yediler. 1990’larda aşırı motivasyon kaynaklı hataları bizim milli takımımız yapardı.

Şimdi rakiplerin yapması hem mental gelişimimizin, hem Montella’nın ne kadar doğru bir teknik adam olduğunun kanıtı. Vincenzo Montella adeta ay yıldızlı formalı bir kulüp takımı yarattı ve “FC Milli Takım” uyumuyla çıktık dün Tiflis’ten başarıyla. Golleriyle yıldızlaşan Kerem, ona şahane bir asist yapan Yunus, ilk iki sayımızda direkt katkıları olan Arda ve Mert, kritik defansif hamleleriyle Eren, uzun rakibe karşı havada geçit vermeyen Abdülkerim-Merih, orta sahada her sahipsiz topu ısıran İsmail-Hakan... Tebrikler Montella. Tebrikler FC Milli Takım. (Hürriyet)

Attila Gökçe: "Bir Pirus zaferi"

Bu bir Pirus zaferi... Roma imparatoru zamanında ordusuyla bir zafer kazanmış ama askerde yürüyecek, cephede savaşacak hal kalmamış...

Dünya Kupası 2026 Elemeleri’ne kaotik bir galibiyetle başladık... Gürcistan’ı, hele bu gelişme döneminde kolay yakalayıp 3-0 öne geçtikten sonra öyle maceralar yaşadık ki, neredeyse en azından iki puan gidiyordu. Gürcüler maçı bereberliğe bağlamak için her türlü şansı yokladılar...

Barış Alper, ağustos ve eylül ayının “En kahraman gündem delikanlısı” olurken Milli Takıma da şöyle bir uğrayıp hiç istemediği, düşünmediği bir talihsizlik yaşadı. 67’de oyuna giriş... 71’te kırmızı kart... Be çocuğum, bütün maceran 4 dakika sürdü... Hareketinin topa olduğunu anladık da sonradan rakibinin sol ayak bileğine basmanın anlamı ne? Hızını mı alamadın, yoksa içinden öyle mi geldi? Şimdi bu pozisyon ve kırmızı kart dört dakikada geldi ama ey Barış Alper senin ve bizim 90 dakikalık İspanya randevumuza limon sıktı. Konya’daki maçı eksik ve buçuklu bir kadro ile oynayacağız, çünkü sen olmayacaksın... Bir kırmızı kartla yüreğimizi yaktın be çocuk... Tıpkı Kerem, Arda, Mert, Kenan, Abdülkerim ve Merih gibi sen de İspanya maçında oynayabilseydin umudumuz biraz daha göğe yükselirdi... Şimdi yine de mutlu olacağımız bir şey var, çocuklar kaynaşarak, “Bayrak takım” ruhunu bu maçta tazelediler. Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü için ne olur ne olmaz adı listeye konulan Montella da böylesine sanal yakıştırmaların içinde olmadığını gösterdi.

Maç çok güzel başlamıştı... Mert Müldür’ün kornerden gelen topa keskin bir darbeyle kafayı indirmesi çok hızlı bir sevinç ortamı oluşturdu. Sonrasında üç forvetin önünde santrfor gömleğini giyen Kerem çıktı sahneye... 41’de takımın ikinci golüne imza atması, ardından 52’de Arda’nın başlattığı pozisyonda Yunus’un kendini aşarak şut atma ihtirasını ve şansını asiste çevirip Kerem’e gönderdiği top elbette adına yakışır bir Aktürkoğlu golü olacaktı.

Bunlar maçın güzel ve keyifli yanları... Ama bu yazının başında anlattığım öykülerle dolu son dakikalar hepimizi kararttı... Futbolun acı dönüşleri az rastlanır şey değildi. Takım 10 kişi kalınca Gürcistan’ın enerjisi, baskısı, gol arayışları zaman zaman panik yarattı. Bu panikleri önleyen adam kaleci Uğurcan oldu. Evet, çocuklar canla-başla büyük bir enerji ile tükenircesine Gürcistan’ı heveslendiği sonraki goller için durdurmaya çalıştılar... Bu arada yıldız tablosuna bakmanızı öneririm... Montella’nın yaptığı bütün değişiklikler olumluydu. Hem takımın enerjisini tazeledi hem de İspanya önünde mücadele edecek futbolcuların dinlenmesine, girenlerin maç tecrübesine yaradı. Durum 3-2 olunca hem de 9 dakikalık uzatmanın gerilimi içinde sinirlerimiz kopacak gibi oldu. 3 puan aldık ama Barış Alper’i bir maçlığına da olsa kaybettik. Umalım ki, İspanya maçı sakin galibiyetimizle biter. (Milliyet)

Faik Çetiner: "Dertsiz başa dert"

Dünya Kupası elemelerine Gürcistan deplasmanı ile başlamak bizi biraz tedirgin ediyordu. Bu tedirginlik rakibin son zamanlardaki çıkışından kaynaklıydı.

Maç başladı, iki tarafta oyuna ısınamadan golü bulduk. Arda’nın adrese teslim ortasına Mert Müldür (Hatasız oynadı) yükselip kafayı vurdu, kaleci topu ağlarda gördü. Erken gelen gol ev sahibini şoka soktu, bizi rahatlattı. Golden sonra yaptığımız ön alan baskısı rakibin aklını ve ayaklarını iyice karıştırdı. Milli Takım gerçekten üst düzey oyunculardan kurulu. Uğurcan kendinden emin, Merih Demiral ve Abdülkerim sakin, tecrübeli. Eren ile İsmail Yüksek (Sarı kart görünce tek devre oynadı) enerji küpü. Hakan Çalhanoğlu, Arda Güler top cambazı. Yunus, Kenan ve Kerem Aktürkoğlu adam eksiltme uzmanları. Gollerini atan Kerem’in transfer dedikodularından fazlaca etkilenmediği kesin.

Sosyal medyacılara da cevap ise Yunus Akgün’den geldi. Asistini yapıp, Kerem’e golü attırıp sonra da boynuna sarıldı. (Fotolar silinir ama goller tarihe geçer, diyordu) Maçta 3 farkı erken yakalayınca Montella kulübedekileri sırasıyla (Orkun, Oğuz Aydın, Barış Alper) sahaya yolladı. Son 25 dakikada oyuna giren Barış 4 dakika içinde rakibe kasti bir tekme atınca sahada 10 kişi kaldık. Rakip son 20 dakikada oyunu bizim alana yığdı. Top kullanamıyor, sadece savunma yapıyorduk. Kısacası dertsiz başımıza dert almıştık. Gürcistan uzatmalarda bir gol daha atınca, sıkıntımız daha arttı. Maçta dakikalar tükendiği için güle oynaya kazanacağımız bir maçı Barış Alper’in sorumsuzca gördüğü kart yüzünden güçlükle tamamladık. Benim ona tavsiyem, “Ya Arabistan’a git ya da Türkiye’de kal.” (Fanatik)

Cem Dizdar: "İspanya öncesi ‘tespit’ maçı!"

Dün akşamki maç baştan sona çok şey anlatıyordu anlayana. Örneğin, sahanın piyasa değeri en yüksek oyuncusu ev sahibindeydi. Ancak Kvaratskhelia maç boyu son an hariç haniyse nefes dahi alamadı! Diğeri ise ilk 11 açısından birbirine yakın piyasa değeri olan iki takımdan daha düzenli oynayan bizim Milli Takım, ilk devre boyunca son an hariç hem pozisyon vermediği gibi fazlaca pozisyon bulamasa da iki gol attı. Yani bu oyunu sadece ‘’para’’ oynamıyordu ve gol için neredeyse bir takıntı hale getirilmiş ‘‘Her maç önde baskı oyunu’’na gerek yoktu. Benzeri tutarlılık ikinci devrede de sürdürülünce zaten kendi sahasında dağılmış olan Gürcistan takımı çıkışta hatalı pas yaptı ve Arda Güler, Yunus Akgün, Kerem Aktürkoğlu üçgeni golü attı. Bu golü daha çok rakibin yaşadığı şaşkınlık ya da durumun yarattığı acemilikle açıklamak daha doğru olur.

Devamında Milli Takım skora bağlı olarak ‘’kontrol/temkin oyunu’’na evrilirken bazı arızalar vermedi değil. Üstelik maç son anda berabere bile bitebilirdi. Lakin bu durum hem İİspanya karşısında hem de bundan sonrası için önemli dersler içeriyorsa, ders iyi geçmiş sayılır. Günün oyununda düzenli oynayan her takım Gürcistan kadar pozisyon buluyor zaten. Şimdi önümüzde daha zor bir maç var ve derslerle dolu bir ‘’sorun tespit maçı’’ oldu bu... Ve son notlar… Maç önünde Kerem Aktürkoğlu’nun Fenerbahçe’ye transferinin ardından onunla ilişki konusunda eski takım arkadaşları ‘’mahalle baskısı zorbalığı’’na uğradı sosyal medyada. Oysa sahada görüldü ki oyun, tüm sanal husumetlerin de devası oluyor.. Ve umarım Galatasaray ile sıkıntılı günler geçiren Barış Alper Yılmaz için gördüğü kırmızı kart "anlık’’tır. (Fanatik)

Serkan Akcan: "Rahat yok"

Gürcistan ilk yarıda topu geriden başlatmamıza müsaade etti, baskıya gelmedi. Planları, savunmamızın arkasına hızlı oyuncularını koşturmak, orta sahada kuracakları baskıyla Milli Takımımız’ı eksik yakalamaktı. Ne var ki Sagnol’un hesaplamadığı şey sahip olduğumuz bu jenerasyon tahmin ettiğinden çok daha topa yatkın ve yetenekli. Topu Abdülkerim’den itibaren pas örgüsüyle rahat çıkardık. Hakan Çalhanoğlu, son yıllarda İİnter’deki oyun gelişiminin katkısını Milli Takım’a da fazlasıyla taşıyor. Gerçek bir regista gibi oynamaya devam ediyor Hakan. Ona Dünya Kupası finalleri yolunda çok fazla ihtiyacımız olacak. İsmail Yüksek ise son 1 yılda az futbol oynamasına rağmen Milli formayı giyince başka bir boyuta geçiyor. Maçın hemen başında Arda Güler’in korneri ve Mert Müldür’ün kafasıyla gelen gol büyük bir özgüven yüklenmemize yardımcı oldu.

Gürcistan’dan daha kısa bir takım olmamıza rağmen bu korner golü Kvara ve arkadaşlarının da direncini erken kırdı. Montella iyi ki; pragmatik bir teknik direktör. Ülke futbolu olarak santrfor krizi yaşadığımız bir dönemde şikayet etmeyip santrforsuz oyunla Milli Takımımız’ ayakta tutuyor. Mızmızlanmıyor, bahane üretmiyor, elindeki malzemeden en lezzetli yemeği çıkarıyor. Gürcistan’a karşı önce Kenan Yıldız’ı peşinden Kerem Aktürkoğlu’nu santrforda kullanarak büyük fark yarattı. Kerem ise attığı 2 golle gecenin kahramanıydı. Santrforsuz oyunda, sahaya enerji katsın diye alınan Barış, 4 dakika içinde kırmızıyla atılınca işler biraz karışsa da maçı kazanmamız anlamlıydı. (Fanatik)

Gürcan Bilgiç: "Zoru kolay edip, zora soktuk!"

Zor maçı "şipşak" gollerle elimize aldık ve yönetmeye başladık. İşler kolaylaştı derken, bir gol ardından kırmızı kartla 10 kişi kaldık ve işler yine zora girdi. Yine de kazanmak önemliydi, başardık. Arda Güler'in yönetiminde Hakan ve İsmail'in merkezi sağlam aldığı görüntüde, Kenan-Kerem-Yunus üçlüsünün çabukluğuna bıraktık pozisyonları. Hakkını da verdiler. Transfer dedikodularının ve yıpranmışlığın gölgesi altında oynayanlar var. Kerem Aktürkoğlu bu fırtınanın kurbanı olmak üzereydi ki, maçı kopartan "kahraman" olarak sürdürdü dakikaları. Uğurcan'ın da görüntüsünde benzer heyecanı fark etmemek mümkün değildi. Tüm defans Uğurcan'ı korumaya aldı, yakınında kaldı, ellerinden gelen yardımı yaptı. Montella'nın "aile olmak" üzerine söylediklerinin haklılığını da gördük bu yapıda. Kerem'in golü sonrasında, ona ilk sarılanlar arasında Yunus'un olmasının da altını çizelim. Fotoğraflardan silinse de, sahada en iyi arkadaşı. İnce bir ofsayt çizgisine takılan Gürcistan golünün arkasında Barış Alper'in kırmızısı gelince, başta söylediğimiz oyun yönetimi, mücadele formatına evrilmek zorunda kaldı. Değişiklikler bu yönde yapıldı. Rakibin kontrollü şekilde oyun kurmasına izin vermemek için, baskı da sürdürüldü. Vazgeçmeyen, birbirinin arkasında duran "karakterli" oyunculara sahibiz. Elbette hatalar yapıyorlar, yanlış tercihleri de oluyor. Fakat hemen yarayı sarıyorlar. İspanya maçı öncesinde bu galibiyetin getireceği güvene sahip olmaları lazımdı. Dünyadaki her takımı tehdit edecek kalitemiz var. Ne yapacağımız kestirilemez. (Sabah)

Ali Gültiken: "Rakibi şoka soktuk!"

Bu seviyelerde deplasmanda maça golle başlayabilmek büyük avantaj. Rakibinizi hem şoka sokuyorsunuz hem de oyun stratejisi sizin lehinize dönüyor. Cebimize koyduğumuz bu avantajı da maçın genelinde çok iyi kullandık. Gürcistan'ın skoru eşitleme çabası ile beraber doğal olarak alanları da beraberinde getirdi. Bu aslında bizim kadromuza baktığımızda bizim de olmasını istediğimiz bir durumdu. Ofansif oyuncularımıza baktığımızda hepsi bu tür bir oyun için biçilmiş kaftanlardı. Kerem, Kenan, Arda ve Yunus gibi oyuncular alanını çok iyi kullanan, birebiri iyi oynayabilen çabuk futbolcular. Hem ilk yarının son dakikalarında hem de ikinci yarının başlangıcında bu oyuncuların usta işi icraatları ile 3 gollü harika bir skor yakaladık. Genç bir kadromuz var. Yeteneklerimizin hepsi de göz kamaştırıyor. Sorumluluk alabilen, inisiyatif kullanabilen, sahada karakter koyabilen oyunculara sahibiz. Hakan Çalhanoğlu'nun liderliğinde çok organize bir Milli Takım izledik. Bu kadar güzel işin içinde Barış Alper önde başlasa belki oyunun dengesi bizim tarafımızda olabilirdi diyecektik ki gördüğü kırmızı kart ile bu cümleyi yutkunmak zorunda kaldık. Eksik kaldıktan heyecanımız arttı. Gürcistan, skoru 3-2'ye getirse de Merih'in, Abdülkerim'in, Mert'in, Eren'in, Uğurcan'ın direnci ve sağlam duruşları Milli Takım'ı istenen noktaya getirdi. Biraz heyecan her zaman iyidir, formda tutar! (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler