Gürcistan zaferinin ardından flaş sözler: "Montella'nın altını oymaya çalışmayın"

Özgür Koç
15.10.2025 - 09:26 | Son Güncellenme: 15.10.2025 - 09:36

Spor yazararı A Milli Futbol Takımı'nın Dünya Kupası Elemeleri'ndeki 4. maçında Kocaeli'nde Gürcistan'ı 4-1 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Gürcistan zaferinin ardından flaş sözler: "Montella'nın altını oymaya çalışmayın"

AJANSSPOR - HABER

2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu dördüncü maçında Kocaeli'de Gürcistan'ı 4-1 mağlup eden A Milli Futbol Takımı, grubu ilk iki sırada bitirmek için büyük avantaj elde etti.

Kocaeli Stadı'nda oynanan maçta ay-yıldızlı ekibimizin golleri Merih Demiral (2), Kenan Yıldız ve Yunus Akgün'den geldi.

Spor yazarları karşılaşmayı şöyle değerlendirdi:

Cem Dizdar: "Yol hala çok uzun"

Klişedir ama doğrudur da. Futbol ilginç oyundur. İlk devre boyunca oyuna baştan sona hakim olan milli takımda da 13. dakikada doğru dağılım doğru paslarla hücuma kalkan Gürcistan gole bir kala avut çizgisinde Mert Müldür’e takıldı. O gol olmadı ya dönüşü önce uzun topta Kenan Yıldız golü oldu. Ardında kornerden Merih Demiral, çoklu planlı hücumda ise Yunus Akgün golleri... Devreyi müreffeh kapattık. Öyle ki, topla oynama dışındaki tüm istatistik verilerde büyük üstünlüğü vardı milli takımın. Düzenli, güvenli ve özenliydiler. Takımdaki büyük marifetlere sahip oyunculara rağmen ‘beceri’ değil daha çok örgütlü davranan yani ideal futbol takımı görünümdeydiler. Gürcistan’ın da küresel düzeyde öneme sahip futbolcuları vardı ama futbolun beceri değil kolektif davranış gerektirdiğini gösteren bizimkilerdi. Belli ki gol atmayı da sevmişlerdi. Sakin, usul, dengeli biçimde 4-0 öne geçtiler. Ancak o andan sonra Gürcistan takımı daha oturaklı oynamaya başlayıp bir de gol bulduysa bunda biraz da bizimkilerin düzeni bozmasının payı vardı.

Yorgunluk diyen de olacaktır gevşeme diyen de... Durum şuydu: Her bir oyuncumuz gayet iyiydi ve performans olarak geride görünen tamamlayan bir tutum içindeydiler. Lakin grup ikincisi olarak bu eşiği geçtiğimize göre buralardan öğrendiklerimizi akılda tutmak elzemdir. Yol hala çok uzun ve bundan sonra üç aşağı beş yukarı rakip olarak karşımıza çıkacaklar kalibre olarak bize daha yakın olanlar olacaktır. O nedenle tempo oynamayı da, kontrol oyununa geçmeyi de daha olgunlaştırabilmeliyiz. (Fanatik)

Levent Tüzemen: "Dünya Kupası'na gitmek bize yakışır"

Türk Milli Takımı'na Dünya Kupası'na gitmek çok yakışır. 3 gün arayla önce Bulgarlar'a 6 gol atan, Gürcüler'i 4 golle geçen ve toplamda 10 gol atan Milli Takım oynadığı oyunla izleyenlere güven ve mutluluk verdi. Güzel oyunun temelinde yetenekli, becerikli, kaliteli, dengeli ve birbirini tamamlayan oyuncu grubuna sahip olmamazın etkisi var. Kocaeli tribünlerinin hazırladığı konforlu tezahüratlar, A Milli Takım'ın coşkulu, arzulu, istekli ve kazanma duygusu yüksek, keyif veren bir maç izlememizi sağladı. Millilerin motivasyonu ve hırsı "Dünya Kupası'na gitmek istiyoruz" inancındaydı. İlk 15 dakikada golü erken bulmak adına telaşlıydık. Abdülkerim'in mühendis ölçüsündeki uzun pasına koşu yapan Kenan Yıldız'ın akıllı bir aşırtma ile attığı gol Gürcistan adına sonun başlangıcı oldu. Gövdeli galibiyet "Play-off" kapısını ardına kadar açtı. Sahanın her yerine basan millilerimiz coşkuyu hep yüksek tuttu. Önde yaptığımız baskı Gürcü savunmasının dengesini bozdu. İki duran topta Hakan'ın ölçülü ortalarında iki kafa golüne imza atan Merih'in doğru pozisyon alması akıl doluydu. Özellikle İsmail orta alanı tek başına tuttu. Eren ile birlikte Kenan'ın kanat bindirmeleri etkiliydi. Kerem belki çok top kaybı yaptı ama önde yaptığı koşular, Gürcü savunmasına telaş yaptırdı. Yunus'un attığı gol öncesi Kerem'in topa dokunup başlattığı atak değerliydi. Hakan oyunun liderliğini yaparken hem etkili ortalar yaptı hem fazlasıyla koştu. Bir uyarı; Montella'nın, skor üstünlüğüne kavuşan takımın "Maç bitti" rehavetine girmesini önlemesi gerekir. (Sabah)

Mert Aydın: "Sahip çıkın"

Kaosu öyle seviyoruz ki! İşler iyi gittiğinde bile bir yol buluyoruz ortamı karıştırmaya.

Ama yiyemiyorlar Montella’yı. Oyuncular onu seviyor. Onun için de oynuyorlar. Ama en önemlisi, bu kaliteli ayakları rahat bırakıyor İtalyan.

Gürcistan daha ilk yarıdan teslim oldu. 11 oyuncu da hem tekmeye kafa soktu hem de topla olan becerilerini sahada sundu.

Hakan Çalhanoğlu için, “Bu adamdan bir şey anlamadık” diyorlardı. Anlamıyorlardı çünkü bambaşka bir yerde oynatılıyordu. Ne zaman Arda geldi, ne zaman Montella geldi, Hakan gerçek yerine geldi. Bir 100 maç daha oynayabilse keşke...

Bulgaristan’a 6 atan takımdan değişen oyuncular vardı. Yerlerine gelenler de harikaydı. Montella hazırlamış hepsini.

Hangi ismi öne çıkarsak diğerlerine haksızlık olur. İsmail’in ve Merih’in enerjisi, Arda, Hakan ve Kenan’ın dünya yıldızı olduklarını her saniye gözümüze sokuşları, Yunus ve Kerem’in rakibi soktukları sıkıntı, stoper Abdülkerim’in kadife ayakları, Eren ve Mert’in ileri-geri körük gibi gidişleri ve Uğurcan’ın bozulmayan konsantrasyonu.

Bu saatten sonra, bu averajdan ikinciliği vermeyiz. Play-off maçlarında bu enerjiyle kimin geleceğinden korkmamak gerekir. Yeter ki Montella’nın altını oymaya çalışmayın. Adama, menajerlerin oyuncağı bile dendi. Sırf bazı kişilerin kafasındaki hocalar görevde değil diye. Berke gibi bir pırlantayı bile kullanıyorlar kaos için.

Ara bozucuların tüm çabalarına rağmen Fenerbahçeli ve Galatasaraylı futbolcular omuz omuza mücadele ediyor. Kerem’i kullanarak Montella’yı vurmak isteyenler, Yunus ve Abdülkerim’den her maçta tokat yemiyor mu?

Gürcistan, Avrupa futbolunda çıkışta olan bir ülke. Onlara iki maçta kaç gol attığımızın farkında mısınız? Bunu da küçümseyenler hatta, “İspanya’dan 6 yedik” diyenler çıkacak. Dünün dünde kaldığını unutmayın. Dünya Kupası yolunda bu çocuklara ve bu hocaya sahip çıkın.

Bir not da Kocaeli seyircisi için. Harika bir performans da onlardan geldi. Hemşehrileri Merih de onları dubleyle selamladı.

Rehavet daha büyük bir farkı önledi. Bu da ilerisi için ders olsun! (Milliyet)

Mehmet Ayan: "Off yok, play-off var!"

Zeki'nin yerine Mert Müldür, Ferdi’nin yerine Eren, Orkun’un yerine İsmail, Oğuz’un yerine Yunus... Cumartesi 22.00’den, Salı 21.45’e üç mevkiide 4 temel değişiklik. Ne Bulgaristan küçümsenmiş, ne Gürcistan gözde büyütülmüş. Sofya’nın ilk yarısındaki sonbahar, Kocaeli’de ilkbahara dönüşmüş. Mevsim bahar olmuş, aşk gönüle doğmuş!

Sofya’da ilk yarı karın ağrılarımız vardı. Kocaeli’de ise gül bahçesi. Gazetecilikte, yazarlıkta “kötü haber iyi haberi, kötücül yorum iyimser bakışı kovar”. İtiraf edeyim ki notlarımı alırken “olumsuzluk” aradım. Yakın dönemde böyle blok halinde güçlü oynayabilen, herkesin tüm görevlerini eksiksiz yerine getirdiği takım oyunu anımsamıyorum. Futbolun hangi doğruları varsa eksiksiz yerine getirdik.

Maçtır bu, 3-0’dan dahi dönebilir. Ancak hiçbir skor şu gerçeği değiştiremezdi dün gece için... “RAKİBİN ZAAFLARINA, EKSİKLERİNE ÇALIŞMIŞIZ!” Gerek Montella’nın kadro tercihi, gerek set ya da duran top organizasyonlarımız, gerek hücüma hızlı çıkışlarımız, gerekse savunmamız azımsanır kalitede değildi.

Defans arkasına atılan toplarla 2 gol bulduk ilk yarı; bir de köşe vuruşundan... 3-4 tane kaçırdığımız da cabası... İkinci yarı başında bir tane daha kopya gol Merih’ten... Duran top... Hakan’ın adeta kafasına çarptırması... Kolay değil iki stoperden 3 gol katkısı almak....

Kimseyi ön plana çıkaramıyorum ki... Takımında yeni hocası geldikten sonra sadece 1 maç oynayabilen sağ bekimizin dünyanın hâlâ en iyi 10-15 kanat oyuncusundan birini oyundan silmesinden mi söz etmeli? Yoksa 20 yaşındaki yıldızlarımızın oyun abiliğinden mi?

4-0’dan sonra rölantiye aldığımız için oyunu verdik. Beklenebilirdi bu düşüş. Son yarım saatte dengede oynamaya gayret ettik, bazen başaramadık. Oyuncu değişikliklerinden istediğimiz netice alabildik mi tartışılır.

Kazandığımız maçla büyük olasılıkla Dünya Kupası Avrupa Elemeleri play-off biletini cebimize koyduk. Mutluyuz. Hele de bu harika oyun, iki maçtaki oyuncu kullanım becerilerimiz, lejyonerlerimizin üst düzey formu ülke olarak uzun süre sonra bize “off” değil “ohh” çektirdi.

Dün gece Kocaeli seyircisi de iyiydi. Ancak rakip gözetmeksizin Ulusal Marş ıslıklamalar bize yakışmıyor... Hele ki Cumhurbaşkanımızın yanında Gürcistan Cumhurbaşkanı oturuyorken... Ben utandım; Cumhurbaşkanımızın da canı sıkılmıştır bu tabloya! (Hürriyet)

Fatih Doğan: "Ensendeyiz İspanya"

5 yıl önce Tiflis'te atılan doğru "akademi" yapılanmasının meyvelerini toplayan komşu Gürcistan'a Türkiye, "Dikkat! Senden iyisi var" dedi.

Gürcistan'a karşı iki maçta dışarıda- içeride aldığımız net ve farklı galibiyetler ile "Siz EURO 2024'e katılıp performansınızla iyi bir takım olduğunuzu ispat ettiniz ama Türkiye olarak sizden daha kaliteli ve tecrübeli bir takımız" mesajı birnevi meydan okumasıydı.

Hızlı ve kademe becerisi yüksek İsmail'le başlamak Montella'nın doğru bir kararıydı. Maçtan önce İsmail-Orkun-Hakan üçlemesinin dinamik orta saha için daha iyi olacağı görüşüne sahip olsak da İsmail- Hakan Çalhanoğlu'nun çok etkili performansı bu ihtiyacı karşıladı. Montella'nın tercihleri Gürcülerin güçlü kanatlarının etkisini kırdı. Hakan Çalhanoğlu'nun oyunu, liderliği kıymetliydi. Kenan'ın yıldız olarak sahne alması Avrupa'da "yıldız çocuk" manşetlerini ne kadar hak ettiğini atakları ve golüyle gösterdi. Yunus'un gol, Arda'nın oyun katkısını da göz ardı etmemek lazım. Ancak gecenin en parlayan yıldızı Merih Demiral'dı. Takıma kaptanlardan biri olarak verdiği katkı kadar attığı 2 golle de alkışı fazlasıyla hak etti.

En iyi ikincilerden biri olarak Play-Off'a daha avantajlı girmeyi garantiledik. Ancak grubun ve 2026 Dünya Kupası'nın favorisi İspanya'ya bir mesaj yolladık: İlk maçı 6-1 kaybetmiş olabiliriz. Ama ensenizdeyiz. En küçük bir hata ve motivasyon kaybınızda, özellikle de İspanya'da her türlü ihtimali değerlendirmek için hazır olacağız. (Fanatik)

Faik Çetiner: "Amerika yolcuları"

Maçın mutlak favorisi bizdik. Oyun başladı, bunu hemen gördük. Önde baskıyla rakibin nefes almasına bile fırsat bırakmadan ilk devreye 3 gol sığdırdık. Milli Takım kadrosunda gerçekten müthiş oyuncular var. Montella ise bu takımı çok iyi yönetiyor, forma adaletsizliği yapmıyor. Santrforsuz takımı bile golcü takım yaptı. Kaptan Hakan Çalhanoğlu takımın beyni. Arda Güler parmak ısırtıyor. Kenan Yıldız ismi gibi parladıkça parlıyor. İİsmail Yüksek kelle koltukta oynuyor. Kerem Aktürkoğlu, Yunus Akgün uçan kanatlar. Abdülkerim, Merih Demiral (Süper 2 kafa golü attı) hem savunuyorlar hem de saldırıyorlar. Takımda mücadele etmeyen tek oyuncu yok. Kulübedekiler harika. Yeri geliyor sahadalar, yeri geliyor kenarda amigolar. Maçın ilk yarısı 3 farkla kapanınca ikinci 45 dakika idman havası şeklinde geçti.

Montella bu yarıda kulübeden Barış Alper’i, Orkun Kökçü’yü, Salih Özcan’ı, Oğuz Aydın’ı, Ferdi Kadıoğlu’nu oyuna alarak ödüllendirdi. Bu maçtan sonra Play-Off oynamayı neredeyse garantiledik. Bu takım Dünya Kupası’na gitmeyi hak ediyor. Play-Off maçlarını da kazasız geçip hedefe varmak şimdilik tek temennimiz. Haydi Amerika yolcuları, şampiyona sizleri bekliyor. Not: Yıllarca yanımda çok spiker yetişti, çalıştı. Milli maçı anlatan Alp Özgen kardeşimizi belli ki kimse uyarmamış. Ona tavsiyem maç anlatırken, her dakika bağırmana gerek yok. Böyle anlatırsan, televizyonun sesini kapatanlar çoğalır. (Fanatik)

Senin için hazırladığımız haberler