Maçın ardından olay Tammy Abraham sözleri: "İşin acıklı yanı..."

Özgür Koç
27.10.2025 - 09:16 | Son Güncellenme: 27.10.2025 - 09:37

Spor yazarları Beşiktaş'ın Süper Lig'in 10. haftasında deplasmanda Kasımpaşa ile 1-1 berabere kaldığı karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Maçın ardından olay Tammy Abraham sözleri: "İşin acıklı yanı..."

Trendyol Süper Lig'in 10. haftasında Kasımpaşa ile deplasmanda 1-1 berabere kalan Beşiktaş'ın lider Galatasaray ile arasındaki puan farkı 11'e yükseldi.

Karşılaşmada Cengiz Ünder'in 5. dakikada attığı golle öne geçen Beşiktaş üstünlüğünü koruyamadı. 32. dakikada Tammy Abraham ile penaltı vuruşundan yararlanamayan siyah-beyazlı ekip, dönen topu savunamayınca Kasımpaşa, Winck ile skoru eşitledi.

Karşılaşma 1-1 eşitlikle sonuçlanırken Beşiktaş, 3 yenilgisinin yanı sıra bu sezonki 2. beraberliğini alarak yine puan kaybetti.

Spor yazarları Kasımpaşa - Beşiktaş karşılaşmasını şöyle değerlendirdi:

Güntekin Onay: "Bu ruh Beşiktaş'ın doğasına aykırı!"

Sergen hoca önce oyunculara kendisini inandırmalı.

Sergen Yalçın geldiği günden beri kadronun yetersiz olduğu imasında bulunuyor. Camiaya ve takıma güven ve inanç aşılayacak sahiplenecek ifadeler kullanmadığı gibi odaklanması ve konsantrasyonu ilk geldiği dönemdeki gibi değil. Ersin ve Rıdvan gibi 5 sene öncenin gözdelerini kucaklayıp onlardan performans beklemek ne derece akla yatkın? Bu iki oyuncu 5 senedir ne oynadı ki şimdi takımı ayağa kaldırsın?

SADECE CERNY ÜRETKENDi

Beşiktaş gibi bir takımın Gençlerbirliği ve Kasımpaşa karşısında erken öne geçmesine rağmen avucunun içindeki maçları kazanamaması, bu iki maçta 5 puan kaybetmesi kabul edilebilir bir şey değil. Açık ve net konuşmak lazım: Bu puanların telafisi yok. İlk yarıda atılan golde asisti yapan Cerny, kazanılan penaltıda ara pasını veren Cerny, şutu direkten dönen de Cerny. Çek futbolcu dışında hücumda kimse üretmezken Abraham sanki hiçbir pozisyonu değerlendiremeyecek bir görüntü ortaya koydu. Dar alanda çok ağır olduğu için kontrolü kolay bir futbolcu. Çok da kötü bir penaltı kullandı.

ORKUN KLAS FUTBOLCU AMA

Orkun klas ve oyun görüşü yüksek bir futbolcu ama dinamik değil. Beşiktaş’ın Gedson Fernandes gibi dinamik, top kazanan, top taşıyan bir orta saha oyuncusu yok. Elindeki bulunmaz bir cevher niteliğindeki Premier Lig temposundaki iki yönlü orta saha oyuncusunu 3 kuruşa satmak ve yerine kimseyi koymamak ancak Beşiktaş yönetiminin yapacağı bir iş! Premier Lig’den gelip tekrar Premier Lig’e dönen Masuaku’nun yerine oynayan bekler ortada. Beşiktaş’ın kadrosu yenemediği hiçbir takımdan daha kötü değil. Elindeki oyunculardan verim almak, onları coşkuyla oynatmak Sergen Hoca’nın işi. Ancak Sergen Hoca önce bu oyuncu grubuna kendisi inanmalı. Ayrıca başkan ve yönetim kurulu da bu takımı sahipsiz bırakmamalı. Camianın enerjisini artıracak eylemler yapılmalı ve bu takımın başıboş kalmasını engelleyecek tedbirler ivedilikle alınmalı. (Hürriyet)

Attila Gökçe: "Büyük kulübün küçük takımı"

Beşiktaş’ı hiç de Beşiktaş olamadığı bir maçta izledik. Elindeki bütün avantajları yitirdi, maçı korner atmadan bitirdi. Antrenmanlarda oluşturulmuş güzel hücum pozisyonlarının bir türlü planlandığı gibi bitmediğini de gördük.

Yazık... Hem de çok yazık. Sergen Yalçın önce “Yolumuz çok uzun, işimiz çok zor” mesajını verdi. Daha sonra “İçimiz acıyarak, canımız yanarak mücadele edeceğiz” sözleriyle mesajını tamamladı. Sergen hocanın bu mesajları en önce tribündeki cefalı taraftarın yaşamına girdi. Ama Beşiktaş şu kötü maçtan kazanarak çıkmayı beceremedi. Peki, kazansaydı bu haklı bir galibiyet mi olurdu? Bilmiyorum...

Beşiktaş’ın kaçıncı sınıf olduğunu ölçemediğim bir santforu var. Önüne gelen topa yeterli refleks ya da tepkiyi gösteremiyor. Öyle olsa her maç içinde ikişer golü olurdu. İşin acıklı yanı; penaltı atmayı da bilmiyor. Önce çok gülerek karşıladığım yaygın duraklamayla kalecinin dengesini bozma gayreti, sonra topu kalecinin tam da üstüne atma saflığı... Saflığı diyorum, bunun ötesinde bir tanımlama yaparsam kalbini kırarım genç adamın... Trabzonspor’daki Galatasaray’daki ve Fenerbahçe’deki santforlar, golcüler Abraham’ın ulaşamayacağı bir çizgide koşup gollerini atıyorlar. Abraham’ın birlikte oynayabileceği ya da forma rekabetine girişeceği adam da yok. Bizim genç Hekimoğlu o kadar az süre alıyor ki, her hafta geçtikçe özgüvenini kaybediyor.

Beşiktaş’ta çok iyi oyuncular da var. Orkun Kökçü, Ndidi, Cengiz, Cerny, El Bilal Toure... Bunlar canla-başla oyun kurmak, pozisyon hazırlamak derdine düşmüşken onlara hiç ayak uyduramayan bir çoğunluk Beşiktaş’ın cazibesini de şansını da azaltıyor... Ne seyredebiliyorsunuz ne de atabileceği bir gole tanık oluyorsunuz... Yazık, Sergen Yalçın futbolu çok iyi bilen bir antrenör, hiç kimsenin ona “futbol nasıl oynanır” dersi verme şansı yok... Sergen hoca, biraz fizik kaliteyi güçlendirerek takımı hızlandırabilir. Maç sonuna doğru bir teslimiyet havası yaşayan takıma daha etkin kazanma becerisi sağlayabilir. Bunlar olursa acıyla, emekle koruğu helva yapabilir hoca... Sabırla bekleyeceğiz... Ara transferde de Abraham’la rekabete girebilecek fırsatçı ve etkili bir santfor bulmak kaçınılmaz hamledir... (Milliyet)

Cem Dizdar: "Milli ara heba edilmiş"

Kimileri burası için ‘’Zorlu bir lig’’ diyor! Belki de haklılar… Öyle ya, Beşiktaş’ı deplasmanda yenen Gençlerbirliği, Beşiktaş’ın deplasmanda yendiği Konya’yla oynuyor ve Konya, deplasmanda Beşiktaş’ı yenen Gençlerbirliği’ni deplasmanda yeniyor!.. Böyle bir lige ‘’zor’’ denmez de ne denir? Cümlede ne çok ‘’deplasman’’ geçti değil mi?.. İşte, ilk devrelerinde futbol adına genellikle çok az şey olan bu ‘’zorlu lig’’in bir ‘’zorlu maç’’ında daha örgütlü hücum sayısı azsa da ziyadesiyle hareketlilik oldu. Beşiktaş’a verilip Tammy Abraham’ın kaçırıp Andreas Gianniotis’in kurtardığı penaltı...

Çaresizlik...

İlk devre gol dışında sahada görünmeyen Cengiz Ünder’in bir maç önce ikinci devreye çıkamayan Vaclav Cerny’nin asistinde attığı gol… Mert Günok yerine tercih edilen Ersin Destanoğlu’nun Claudio Winck’in kurtarılabilir kafa vuruşundaki çaresizliği!.. Kasımpaşa lehine verilen penaltı kararının VAR’dan dönmesi ve bir iki şey daha… Topla daha çok haşır neşir olup birini de gol yaptığı üç büyük gol şansı yakalayan Beşiktaş’ın, devreyi önde bitirememiş olma üzerine ciddi kafa yorması gerekir…

Savunma bilgisi...

İkinci devre, özellikle de 60. dakikadan sonra iki takımın da hücuma elini kolunu sallayarak çıktığını izledik. Buna ülkemizde ‘’’Risk almak’’ deniyor da ‘’Sahi savunma bilgisi bu işin neresinde?’’ diye soran olmuyor! Atılabilir görünen gollerin bu kadar kolay heba ediliyor oluşu da tıpkı savunma zaafiyeti gibi bir ülke gerçeği olarak kabul edilirse, çalışarak çözülür. Ülkede şöyle bir doğru bilinen yanlış vardır; ‘’Kötü oynarken de kazanmayı bileceksin!’’ Bu önerme kaybedenin daha da kötü oynadığını ihmal eder. Bu tür maçlardan sonra ise teknik adamlar rakibe pozisyon vermediklerini belirtip daha çok pozisyonu olan taraf olan iddiasındadırlar… Yine de hal böyleyken, ‘’İyi oynayıp kazanmayı bileceksin’’ diyen kimseleri duymadım desem yeridir. Neticede Beşiktaş’ın bir çok dilim gibi ‘’milli ara’’yı da heba ettiğini söylemek pek yanlış olmaz sanırım. (Fanatik)

Ömer Üründül: "Genel görüntü hiç iç açıcı değil"

Dün gece futbol kalitesi vasatı geçmeyen gelgitli bir oyun izledik. Beşiktaş genel olarak istediği etkili baskıyı kuramadı ama Kasımpaşa'ya oranla çok fazla pozisyon bulup değerlendiremedi. İlginçtir ki, kaçan pozisyonların büyük çoğunluğu aynı Cengiz'in attığı gol gibi akan oyunda arka direk varyasyonlardan geldi. Maçın kırılma anı kaçan penaltıydı. Sadece farkın ikiye çıkacak olmasından değil, başka yönden de bunu önemsiyorum. Genelde her kaleci penaltı kurtarınca arkadaşları tarafından tebrik edilir, onlar da keyiflenir ancak Gianniotis hiç havaya girmeden kurtardığı toptan sonra birden oyunu başlatınca aynı dakika içinde skora denge geldi. İkinci yarıda daha çok Beşiktaş pozisyon buldu, Kasımpaşa'nın da Mamadou Fall'un kaçırdığı net fırsat dışında iki pozisyon var. Genel gözlemlerime gelince; kaptan Orkun çok etkili olmasa da çok çalışkandı. Ndidi vasatı aşamadı. Cerny futbolu iyi bilen bir isim ama bana göre kesinlikle orta saha oyuncusu değil. Hem çabuk değil, hem de hiç defansif görev yapmıyor. Ben en çok Rıdvan'ı beğendim, gittikçe form tutuyor. En büyük hayal kırıklığı da Abraham. Bu sonuçla bana göre ışık vermeyen Beşiktaş artık şampiyonluk hedefinden tamamen uzaklaşmıştır. Kasımpaşa da mücadele etmeye çalıştı ama genel görüntüleri iç açıcı değil. Ön bölge çok kötü. Takımı ayakta tutanlar kaleci Gianniotis ve Szalai'ydi. (Sabah)

Fatih Doğan: "En büyük sorun orta sahada"

Futbolda bazen skordan bağımsız bakılacak durumlar vardır. Beşiktaş'ın Kasımpaşa maçını deplasmanda kazanıp F.Bahçe derbisine moralli girmesi gerçeği gibi… Mücadeleyle süslenmiş iyi futbol hafta boyunca taraftarın derbi ateşini harlamasını sağlar. Derbi demek iş ve özel hayattaki olumsuzlukların unutulması, heyecan ve coşkunun katlanması demek. Kasımpaşa'ya karşı camianın derbi ateşini harlayacak ne iyi bir mücadele ne de üstün bir performans sergilenmedi. Hiç kimse Abraham'ın kaçırdığı penaltıyı ya da Cengiz ve Cerny'nin direkten dönen toplarını istatistik olarak masaya koymasın! Çünkü VAR'dan (haklı olarak) iptal edilen penaltı kararını ve ev sahibi Kasımpaşa'nın kıyısından döndüğü 4-5 net pozisyonu gözardı edemez. "Pekala sorun neydi?" derseniz öncelikli olarak orta saha derim. Orkun-Ndidi ve önlerinde Cerny istekli görünseler de uyumsuz ve verimsizler. Orta üçlünün ileri üçlüyle koordinasyonu da sorunlu. Orta saha koordine olmadan, sağ ve sol bekleri kademeli olarak oyuna sokmadan istenilen ofansif ve güçlü oyunu izlemek zor. Bu yarış G.Birliği'ne yenilip G.Saray'dan 1 puan almak ya da Kasımpaşa'da 2 puan bırakıp Fenerbahçe'yi yenmekle yapılmaz! Beşiktaş fırsat tepti, üç puanı hak etmedi. (Sabah)

Ali Gültiken: "Vasatın üzerine çıkamıyor"

Oyunu bir kenara bırakıp, işin pozitif yönünden başlarsak; kaçan penaltı, Cerny ve Rıdvan'ın direkten dönen topları, Djalo'nun kaçması zor olan pozisyonu vardı… Yani Beşiktaş bu maçı kazanabilecek fırsatları buldu. Özellikle 1-0 öndeyken Abraham penaltıyı gole çevirebilseydi, Beşiktaş belki bu zorlu süreçte daha rahat oynayıp, kazanabilirdi. Kasımpaşa'nın bulduğu golden sonra işler yine zorlaştı. Oyunun ilk 20 dakikasındaki rakibe baskı yapan, yüksek tempo oynayan, pozisyon üretmeye çalışan takım gitti, bu sezon birçok defa izlediğimiz vasat görüntüler geri geldi. Bu dakikadan sonra Kasımpaşa'nın oyun temposuna ortak olmasına Beşiktaş müsaade etti, iyi de yapmadı. Maçın son dakikasına kadar bir daha oyunun içine istediği ölçüde giremedi. Beşiktaş'ın bu durumunu değerlendirmek de zor. Oyunculara bireysel olarak baktığımızda önemli isimler var. Ama bunları bir bütün halinde başarılı bir takım olarak görmek mümkün olmuyor. Ligin neredeyse yarısı geliyor ama Beşiktaş hâlâ bir oyun bulabilmiş değil. Rakiplerine fark yaratabilecek, saha performansları mercekle aranıyor. Oyun içinde oyuna hükmetmesini beklediği Orkun gibi, Abraham gibi oyuncular, hâlâ gerçek performanslarını yansıtabilmiş değiller. Beşiktaş savunması oyunu çok geride kabul ederek rakiplerine muazzam alanlar bırakıyor. Bu da doğal olarak oyun devamlılığına engel teşkil ediyor. Saman alevi gibi parlayan oyuncular, bölüm bölüm ortaya çıkan oyunlar Beşiktaş'ı vasat görüntünün üzerine taşıyamıyor. Bir kez daha gördük ki Beşiktaş'ın önceliği geleceği konuşmaktan ziyade bugünü inşaa etmekten geçiyor. (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler