Spor yazarları Fenerbahç için ne dedi? | "Olursa tadından yenmez!"

Özgür Koç
12.12.2025 - 09:02 | Son Güncellenme: 12.12.2025 - 09:26

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'nin 6. haftasında deplasmanda Norveç ekibi SK Brann'ı 4-0 yendiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları Fenerbahç için ne dedi? | "Olursa tadından yenmez!"

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nin 6. haftasında Norveç temsilcisi Brann'ı deplasmanda 4-0 yenerek puanını 11'e yükseltti ve play-off turuna çıkmak için avantaj elde etti.

Spor yazarları Brann-Fenerbahçe karşılaşmasını şöyle değerlendirdi:

Ömer Üründül: "Direncı kırdılar"

Fenerbahçe dün gece deplasmanda erken skor avantajı yakaladı. Bu önemli bir moraldi. Gol de hazırlanışı ve yapılışıyla çok güzeldi. Brann, Avrupa Ligi'ndeki son 4 maçında 2 galibiyet, 2 beraberlik almış ve yedikleri golden sonra anormal bir yüksek tempo sergilemeye başladılar. Maçın bundan sonrasının kolay geçmeyeceği görülüyordu. Ama rakibin 18. dakikada kırmızı kart görmesiyle bütün saha içi dengeleri Fenerbahçe'ye geçti. İkinci golden sonra da rakibin hiç direnci kalmadı. Sonuçta da farklı bir galibiyetle Fenerbahçe ilk 24'ü garantiledi. Daha fazlası olur mu bekleyip göreceğiz.

Gelelim dün geceki genel gözlemlerime; Tedesco nihayet kulübeye mahkum ettiği Milli Takım oyuncusu Mert Müldür'ü hatırladı. Mert de sergilediği performansla ben bu takımda da oynarım mesajı verdi. Nene ile de gayet iyi bir uyum gösterdiler. Talisca oyunda çok görünmese de hat-trick yaparak gecenin adamı oldu. İsmail Yüksek her zamanki gibi takımın temel direğiydi. Fred'deki gelişim de ileriye dönük kazanç. En-Nesyri çalıştı, güzel ilk golde onun da katkısı vardı. Ayrıca rakibi 10 kişi bıraktı. Ama bir moral bozukluğu yüzünde hissediliyor. Skriniar da gerçekten tam bir deneyim ustası. Kerem Aktürkoğlu'na gelince nefis bir gol vuruşu yaptı ama kalan bölümdeki genel performansına baktığımda ciddi bir fiziksel sıkıntı yaşadığını açıkça gördüm. (Sabah)

Gürcan Bilgiç: "Sakin ve akıllı!"

Maçın kendine özel gerilimi vardı. Ligdeki son maçın kötü performansının üstüne, sakat ve cezalılar eklendi. Bunu Norveç'in soğuğu ve Brann takımının iddiasını da ekleyerek, drama dönüşmesini bekleyebilirdiniz. Eğer o hep bahsettiğimiz 'kalite farkı' olmasa… Ağır zemin, uzun çimler, alışık olmayanlar için hataya uygun ortamı hazırladı. Baskıyı kırmaya çalışırken, pas hataları da geliyordu. Talisca'nın 'bağlantı' oyuncu rolünü benimsemesi beklenirken, Nene'nin ara pasında Kerem jenerik golünü attı. Tüm hikâyeler için yeniden yazılma dönemi açıldı böylece. Şöyle açıklayalım; 18'de En-Nesyri, Helland'a son adamdan kırmızıyı gösterttiğinde, daha ayağına top değmemişti. Brann, liglerin oynanmadığı kış döneminin getirdiği maç eksiği problemini dibine kadar yaşıyordu.

Eksilen rakip önde baskıdan çabuk vazgeçince F.Bahçe'nin dakikaları başladı. Zemin kötüydü. Topu sağdan sola dolaştırıp, defansın gedik açmasını beklediler. Bir korneri Oosterwolde aşırttı, bir ortayı Brown yaptı, diğerini Levent; Talisca üç kere çaktı. Stuttgart maçında net kırmızıyı, Plzen'de VAR'a rağmen net penaltıyı değerlendirmeyen UEFA hakemlerine karşı yapılan itirazların sonucu da alındı diyebiliriz dün. Başakşehir maçı sonrası 'skoru korumamız lazımdı. Büyük takımlar bunu başarmalı' diyen Tedesco'nun takımı, kendisinin saha kenarında olmadığı bir 90 dakikada tam da böyle oynayarak, sakin kalarak, acele etmeyerek farklı skora gitti. Talisca'nın gecesi F.Bahçe'nin Avrupa Ligi'ndeki devamı için kalan iki maçta alınacak bir puanı yeterli hale getirdi. (Sabah)

Mert Aydın: "Fenerbahçe'nin Bergen sefası"

Önce şunu hatırlatalım. Bergen şehri, Türk sporu için büyük önem taşıyor. 2004’te bu şehirde, ama bu statta değil, Elvan Abeylegesse 14:24.68 ile kadınlar 5 bin metrede dünya rekoru kırmıştı. Bu şehirde bir sıkıntı olmayacaktı olmadı da.

Fenerbahçe için kritik bir maçtı. 8 puan güvenli değildi. Elde kalan tek iç saha maçı Premier Lig’i kasıp kavuran Aston Villa ile oynanacaktı. Soğuktan en az 1 puan çıkmalıydı.

Daha 5’inci dakikada Mert’le başlayan Nene’nin incenin incesi pasıyla olgunlaşan atak Kerem Potter’ın harika aşırtmasıyla bitti. Fenerbahçe’ye geldiğinden bu yana bir türlü yüzü gülmeyen Kerem için daha iyi bir rehabilitasyon olamazdı herhalde.

Helland’ın 18’inci dakikada atılması Fenerbahçe için rahatlama anlamına geliyordu. Hani bazen takımlar, rakip 10 kişi kalınca şaşırır bocalar ya sarı-lacivertliler tam tersine daha verimli daha iştahlı oynadı. Ne kadar eleştirilen adam varsa katkı verdi.

Oosterwolde ve Brown asist yaptı, Talisca 2 gol attı. Devre arasına giderken 3 puan cepteydi.

İkinci yarıda Fenerbahçe’nin Bergen sefası sürdü. Aslında ağır Brann savunmasının arkasına hızlı oyuncularını sarkıtan, kanat beklerini öne gönderen Tedesco daha işin başında planını doğru yapmıştı.

Tabii ki golün erken gelmesi ve kırmızı kart, bu planın doğru işlediğini gösterdi. Konya maçı öncesinde istediği her değişikliği yaptı Tedesco. Bu tip takımlara karşı en önemli şey aradaki güç farkını ortaya çıkarmaktır. Artı rakibin iyi yapabildiklerine izin vermemektir. Fenerbahçe, bunu başardı. Norveç ekibi, ezberini bozmak zorunda kaldı. Bu tip standart takımlar için en büyük sıkıntı budur zaten.

Farklı galibiyet, moral ve ilk 24’ü matematiksel olmasa da neredeyse garantileyerek dönüyor Fenerbahçe. (Milliyet)

Mehmet Ayan: "Sürdürülebilir Talisca tadından yenmez"

Kuzey takımlarıyla oynamak, bizim gibi mahareti yüksek gösterişi kuvvetli “oyuncu takımlarına” güçtür. Onların sistematiğini marifetle çözmek, ezelden beridir zorlamıştır tüm takımlarımızı. Zeki Murat Göle hocanın maç önü belirttiği rakibin önde baskı konusundaki kuvveti, yüksek şiddette oynayabilmeleri tedirginlik vesilesi olabilirdi. Saha da patates tarlasından hallice! Ayağına mahir takımımıza pek gelmez! Ayrıca Başakşehir maçının büyük bölümünde Fred-Alvarez ikilisi öndeki Duran-En Nesyri-Talisca-Asensio dörtlüsünden (sonra da Kerem, Nene) yeterince yardım alamamışlardı. Şimdi de aynı gadre Fred-İsmail ikilisi uğrayabilir, temposu yüksek Brann bizi arkaya itebilirdi. Erken gol can sıkar, bu kez de rakibin kapanmasını açmakla uğraşır dururduk.

Bu griliklere rağmen maça olabilecek en güzel senaryo ile başladık. Mert ekmeğini taştan çıkardı, Nene’ye oynadı. Nene “sanki G.Saray’daki” Kerem’e araya bıraktı. O da ayak içi şık aşırtmayla golü tertemiz buldu. Rakibin reaksiyonu beklenirken 18’de Helland atılınca, maç iyiden iyiye bize döndü. Talisca’nın iki golüyle ilk yarıdan konu kapandı. İkinci yarıda da dominant oyun değişmedi. 10 kişiye karşı oynamak öyle kolay bir iş olmasa gerek. Nitekim ilk yarı bir duran toptan golü yiyorduk. Netice değişmezdi de skora etkisi olurdu. Bergen deplasmanında ACILARIN TAKIMI olmadan, rakibi dağıtarak dönmek, kalan iki maç için, ilk 8 hedefi için kıymetli.

Çeşitli gerekçelerle 6-7 temel oyuncusundan eksik olarak Brann maçından 3 puan çıkarmak harika. Ezeli rakibinin kadro derinliği konusunda büyük tartışmalar yaşadığı şu günlerde Fenerbahçe, Süper Lig’de de bu anlamda avantajlı. Maçın yıldızı Talisca’ya gelince... Kusursuz üçleme ile bitirdiği maçın sonrasında durum bir günlük olmadığı takdirde, Fenerbahçe umutlanabilir kendisinden. O istikrarı görmediğimden altını çiziyorum. Dün geceye kadar 23 yaşındaki Talisca’yı, onun aziz hatırasına yatırım yapan sarı lacivertliler için umarım 31 yaşındaki Talisca sürdürülebilir olur. Olursa tadından yenmez! (Hürriyet)

Cem Dizdar: "Tahmin edilenden kolay oldu"

Samsun’daki maç da yaklaşık aynı dakikada gelen golle 1-0 başlamıştı. Ancak ikinci devre olanlar oldu ve AEK soyunma odasından bambaşka bir takım olarak dönüp sahada Samsun’u şaşkına çevirerek 1-2 kazanmayı başardı. Fenerbahçe de Norveç’in Bergen kentindeki maça tıpkı Samsun gibi başlamış Nene-Kerem işbirliğinden izlenesi bir gol çıkardı. Ancak ardından ev sahibi Brann topu da oyunu da aldı kısa bir süreliğine. Başarıyla gezdirdikleri toplarla gole yaklaştılarsa da stoperleri Helland, taraftarının öfke paratoneri olan En-Nesyri’yi düşürüp oyun dışı kaldı.

Hemen ardından Brann hocası Alexandersson ‘işlerine hiç yaramayan’ bir düzenlemeye gitti! Orta sahadan Thore Pedersen’i çıkarıp savunmacı Japhet Sery’i sahaya gönderince özellikle Mert Müldür, Fred, Nene hattı tıkır tıkır çalışmaya başladı. Talisca golleriyle de maç esasen ilk devrede bitmiş oldu. Durağan geçeceği belli olan ikinci devrede oyuna giren Levent Mercan, Galatasaray maçını kurtaran isabetli ortasından bir tane daha gönderdi ve Talisca’yı ‘gecenin adamı’ yaptı.

Ezcümle, zor geçmesi beklenen maç umulandan da kolay tamamlandı. Bundan sonranın hesabı sanırım şöyle yapılacak... Kalan iki maçından 6 puan çıkarması durumunda, ki ilki sahasında zor ekip Aston Villa diğeri görece kolay FCSB yani eski adıyla söylersek Steaua Bükreş, Fenerbahçe ilk 8’e girebilir mi? Olmaz da değil sanki...(Fanatik)

Serkan Akcan: "Gövde gösterisi"

Aralık’ın ortasına gelmişken Norveç’te Brann maçını oynamak, üstelik eksik futbolcular varken tedirginliği daha da artırmıştı doğrusu. Ama başlangıç düdüğünden itibaren Fenerbahçe önce fizik olarak ayakta kaldı, peşinden Nene-Kerem işbirliğiyle ilk golü buldu. Bu sıradan bir gol değildi. Fenerbahçe böylesi kötü bir zeminde kalecisi Ederson’dan oyun başlatarak en başından itibaren topla öne doğru gidiş yöntemini ilan etmişti. Norveç temsilcisinin tüm planı, Fenerbahçe’yi ön alandaki baskıyla zorlamak, topu uzun oynamasını sağlayıp kazandıklarını kontra setlerle hızlı getirmekti.

Aslında maçın başında Norveçliler’in baskısı vardı ama o baskıyı kırmak için Fenerbahçe’nin seçenekleri daha çoktu. Çünkü Fenerbahçe kaliteli bir takım ve tüm kadro Brann’a karşı fizik olarak yenilmedikleri her dakika üstünlük kuracaklarını biliyorlardı. Ederson’dan uzun gelen pası Mert Müldür taç çizgisinde güçlükle aldığında Nene merkeze gelip rakip blok arasına girdi, En-Nesyri ise sağa açılarak bir koridor yarattı. Nene’nin küçük adımlı dripling üzeri savunma arkasına inen pası Kerem’in klas aşırtmasıyla filelerle buluştuğunda Fenerbahçe’nin en doyurucu gollerinden biri tabelaya yansımış oldu. Bu gol maçın momentumunu Fenerbahçe’ye getirmişti ama üstüne En Nesyri’nin düşürülmesi sonucu gelen kırmızı kart eklenince Talisca ve arkadaşları neredeyse 20. dakikada fişi çekmeyi başardılar.

Talisca, hafta sonu Başakşehir beraberliğinde sahanın en kötülerinden biriyken Brann deplasmanına 11 başlayıp harika bir performans gösterdi. Henüz ilk yarıda 2 gol birden atarak maçı erkenden bitirdi, peşinden de mükemmel hat trick’i geldi. Böyle oynadıktan sonra Talisca taşınan değil taşıyan olur. Bu görkemli zafer Avrupa Ligi’nde ilk 8 için büyük bir gövde gösterisiydi. Temsilcimiz, Kadıköy’de Aston Villa’yı yenebilirse son maçta Bükreş deplasmanında hedefine ulaşabilir. (Fanatik)

Senin için hazırladığımız haberler