Selçuk Ernak: “Trabzonspor ile hedefimiz Avrupa kupaları”

Trabzonspor Basketbol Takımı’nın yeni baş antrenörü Selçuk Ernak, Radoyspor’daki “6.Adam” programına özel açıklamalarda bulundu.

Trabzonspor ile anlaşma sürecinden bahseden Selçuk Ernak, “Bildiğiniz gibi geçen sezonu Polonya Ligi’nde geçirdim. Orada sezon uzun sürüyor çünkü üçüncülük-dördüncülük maçları da oynanıyor. Bu sıralamaya göre önümüzdeki sezon Avrupa’da hangi takımın hangi kupada oynayacağı ya da kimin Süper Kupa’da yer alacağı belirleniyor. Bu sebeple Trabzonspor ile anlaşmam biraz geç oldu.

Buradaki çalışan ve idarecilerden, başta sevgili Cömert Küce olmak üzere, çok uzun zamandır dostluğum olan ve profesyonel olarak yaptığı işe çok inandığım insanlarla iletişimim hep devam etti. Ligimin sonuna doğru böyle bir niyeti bana iletmişti Cömert Küce. Birkaç kez konuştuk çünkü ben de serbest bir antrenör değildim, önümüzdeki sene için geçerli bir kontratım vardı.

Dolayısıyla buradaki iştahı, hırsı ve büyüme planlarını gördükten sonra ailemle de görüşerek kafamı netleştirdim. Buranın kariyerim açısından daha uygun bir seçenek ve hedef olacağına karar verdim. Sezonumun bitmesini bekledim, ardından Trabzonspor ile anlaştık ve imzaladık. Şimdilik sezona güzel bir başlangıç yaptık.” dedi.

Kadro yapılanmalarından bahseden başarılı koç, “Oyuncu kadrosunu kurmadan önce antrenör kadromuzu oluşturduk. Çok kıymetli genç antrenörler aldık. Bu sene benimle birlikte Erhan Yetim, Oğuzcan Özkundilli ve Batıkan Kumuk çalışacaklar. Onlarla beraber hummalı bir çalışma yapıp dersimize iyi çalıştığımızı düşünüyorum. Çünkü Trabzon her zaman hırslı, yarışmacı ve ihtiraslı bir şehir. Trabzonspor da şehrin yapısına uygun olarak böyle bir basketbol kulübü. Lige yeni gelmiş olsak da iyi ve yarışmacı olmama şansımız yok. Bu kabul edilemez. Benim kişisel mantığım da böyle değil; nerede yarışacaksanız, iyi yarışmacı olmanız lazım. Dolayısıyla benim inanışlarım, Trabzonspor’un DNA’sı ve şehrin kimyası birbirine oturdu.

Bu transferleri yapmak noktasında başkanımıza ve yönetim kurulumuza bir teşekkür borçluyuz. Bize çok yardımcı oldular. Çünkü lige ilk çıktığınız sene, hele ki bir İstanbul takımı değilseniz ve Avrupa kupası da oynamıyorsanız, üst seviyede, kendini ispatlamış kaliteli oyuncuları transfer etmek hiç kolay değil. Takımı kurarken bunun zorluklarını yaşadık ama saydığınız kıymetli isimleri bu projeye ikna edebildik ve böylece getirebildik. Tabii tek tek isimleri bir araya getirmek önemli ama asıl mesele onların nasıl bir kimya oluşturacağı ve sahada nasıl mücadele edecekleridir. Bu sezonun seviyesinin, geçen seneden ve ondan önceki seneden daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Daha yarışmacı ve sert bir lig bizi bekliyor.” dedi.

Transfer çalışmalarındaki son durumu değerlendiren Trabzonspor koçu, “Transfer tamamlandı, oyuncularımız burada ve bir haftadan fazladır antrenman yapıyorlar. Üç oyuncumuz şu anda milli takımlarında oynuyor. Onlar da milli takım programları bittiği zaman bize katılacaklar. Şu anda bir takviye düşünmüyoruz ama her zaman çalıştığım takımlarda yerli ve genç oyuncuları önemsiyorum. Yatırım yapabileceğimiz, yakın gelecekte bize faydası olabilecek genç ve potansiyelli oyuncular bulursak mutlaka böyle eklemeler yaparız. Ama ana hatlarıyla transferimiz tamamdır.

Daha önceden beraber vakit geçirdiğim, hem oyunculuklarına hem de kişiliklerine inandığım isimler de bizimle. Takımı kurarken, zor günde sırtınızı nereye yaslayabileceğinizi de hesap etmek gerekiyor. Benim inancıma göre takımlar zor günlerinde yerli oyuncularıyla ayakta kalıyor. Bu sebeple saydığınız isimlerin bizimle olması memnuniyet verici.” dedi.

Yerli oyuncu kullanımı konusuna değinen Ernak, “Ben oyunculara yerli-yabancı diye bakmıyorum. ‘Yabancılar ana rollerde oynasın, yerliler de onları dinlendiren figüran olsun’ kafasında bir antrenör değilim. Böyle düşünen kulüplerle de çalışmam. Dolayısıyla herkese yeteneği ve gücü oranında bir rol vermeye çalışıyorum ve o rolleri en iyi şekilde oynamalarını bekliyorum. Her gün daha iyi olmalarını da istiyorum. Bu yaklaşım yerli oyuncular üzerinde doğal olarak bir cazibe oluşturuyor. 12-13 senedir en çok yerli oyuncu oynatan antrenörlerden biriyim. Hatta aile içinde bununla ilgili hoş bir şakamız var: Kardeşim Bahçeşehir’i çalıştırırken bir arkadaşımız, yerli oyuncuların dakikaları ve oranlarını gösteren bir çizelge hazırlamıştı. Türk oyunculara en çok süre veren antrenörler olarak Erhan ve ben çıkmıştık. Hâlâ aramızda bunun şakasını yaparız. Bu aslında Türk basketbolu için çok kıymetli ama maalesef yeterince karşılığını görmüyor. Birçok kulüp yönetimi, antrenör ya da kurum bunu dikkate almıyor. Oysa bu yıl, hem milli takımda hem de daha alt seviyelerde bu ihmalin zararını net bir şekilde gördük.” dedi.

Ligimizde yerli oyunculara az süre verilmesi konusunu değerlendiren deneyimli koç, “Her durumu ve her ismi kendi özel şartlarında değerlendirmek lazım. Bazı kulüplerin amacı sadece ligde kalmak. Ligde kalma hedefi olan takımların antrenörleri, genç oyuncuları sahaya sürme ve onların gelişimi için risk alma konusunda daha temkinli davranıyor. Çünkü bir maçta alınacak fazla veya eksik bir galibiyet tüm sezonu etkileyebilir. Bu yüzden o kumarı oynamak istemiyorlar. Ellerindeki kadroyu, gençleri geliştirebilecek oyuncularla desteklemezseniz iş yürümüyor. Sadece bir oyuncuyu sahaya atmak veya maçta 20 sayı yaptıktan sonra şans vermekle gelişim sağlanmaz. Oyuncunun sorumluluk alabileceği ve üzerinde çalıştıklarınızı sahada uygulayabileceği fırsatlar yaratmanız gerekiyor. Bu lüks, tüm takımlar için mümkün olmuyor.

Bizde örneğin Tarık Biberoviç var; Tarık bize çok erken yaşta geldi ve EuroLeague’de sorumluluk aldı. Aynı gelişimi takip eden kaç genç oyuncumuz oldu? Anadolu Efes’in böyle bir şansı olur muydu, ya da bu kalitede bir genç yakalayabilir miydi? Cedi ve Furkan örneği burada çok önemli. Bu şansları bulamadığı için Furkan gitti, Banvit’te harika oynadı, Türkiye Kupası kazandı ve ardından draft oldu. En üstteki takımlar için zor, alttakiler için de zor; böyle bir şansın ortaya çıkabilmesi için birinin cesur olup risk alabilmesi gerekiyor.” dedi.

Son olarak Trabzonspor taraftarına da mesajını ileten Selçuk Ernak sözlerini, “Daha önce rakip olarak Trabzon’a geldiğimde ya da dışarıdan gözlemlediğimde, sadece basketbol takımını değil, futbol takımını da ve bu kulübün şehirle ne kadar iç içe olduğunu, kulübün aldığı sonuçların şehirdeki hayatı nasıl etkilediğini hayranlık ve şaşkınlıkla gözlemlemiştim. Şimdi ise onlardan biri olma şansım olacak. Kulübü yaşayarak, insanların bu takıma ne kadar sahip çıktığını ve takımın sahada olmasına duydukları tutkuyu gördüm. Bize her gün sokakta biletlerle, salonun durumu ve ligle ilgili sorular geliyor. Eminim ligin başlamasıyla birlikte salon dolacak ve takımımızın alacağı iyi sonuçlarla birlikte şahane bir sezon geçireceğiz. Güzel ve büyük bir salonumuz var, fakat Trabzon taraftarı orayı doldurmadığı sürece hiçbir kıymeti yok. Onları yanımızda, arkamızda hissetmek istiyoruz; takımımızın gücünü onlardan alacağına inanıyorum.” ifadeleri ile tamamladı.