Spor basınından Montella'ya ağır sözler: "Bu kabusu yaşatma hakkı yok!"

İsa Kethüda
08.09.2025 - 09:48 | Son Güncellenme: 08.09.2025 - 10:02

Spor basını, A Milli Futbol Takımı'nın 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu ikinci maçında İspanya'ya 6-0 yenildiği maçı değerlendirdi. Detaylar...

Spor basınından Montella'ya ağır sözler: "Bu kabusu yaşatma hakkı yok!"

AJANSSPOR-HABER

A Milli Futbol Takımı, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu ikinci maçında Konya'da İspanya'ya 6-0 yenildi.

MEDAŞ Konya Büyükşehir Stadı'nda oynanan ve ilk yarısı konuk ekibin 3-0'lık üstünlüğüyle sona eren mücadelede İspanya'nın golleri Pedri (2), Merino (3) ve Ferran Torres'ten geldi.

Türkiye, gruptaki üçüncü maçını 11 Ekim'de deplasmanda Bulgaristan ile oynayacak. İspanya ise Gürcistan'ı konuk edecek.

Üçüncü sıraya geriledi

​​​​Gruptaki ikinci maçında ilk yenilgisini yaşayan Türkiye 3 puanda kalırken, İspanya ise puanını 6'ya yükseltti.

İspanya grupta liderliğini sürdürürken, milli takım ise aynı puana sahip olduğu Gürcistan'ın averajla gerisinde 3. sırada yer aldı.

Grupta puanı olmayan Bulgaristan ise son sırada bulunuyor.

Tarihindeki en ağır yenilgilerden biri

A Milli Futbol Takımı, tarihindeki en ağır yenilgilerden birini İspanya karşısında yaşadı.

En farklı yenilgilerini 2 kez İngiltere, 1 kez de Polonya karşısında 8-0'lık skorlarla yaşayan Türkiye, 1928'te de Mısır'a 7-1 kaybetti.

Milli takım, Macaristan, Çekoslovakya ve İtalya'ya da 6-0'lık sonuçlarla mağlup olmuştu.

Spor basını, A Milli Futbol Takımı'nın İspanya'ya farklı kaybettiği karşılaşmayı değerlendirdi.

Bülent Timurlenk: Ağır geldiler bize / Sabah

Önce transfer curcunası ve milli oyuncuları ruhen yoran sosyal medyaya rağmen Gürcistan gibi iyi jenerasyon yakalamış bir ülkede kazanıp Konya'ya gelmek mühimdi. Eleme grubu dörtlü olunca lider çıkmak istiyorsan İspanya'yı puansız yollaman lazım… Lazım da sahadaki futbol gerçeği bambaşka. Sofya'da Bulgaristan'a 38 dakikada üç gol atmış İspanya… Dün de bize Uğurcan'ın kurtarışları olmasa bunu ilk 15 dakikada bile başarabilirlerdi

Bu takıma ön alanda yoğun baskıya gidilmez… Derinde bekleyip, kontra arayacaktık, Eren'in kaçırdığı gibi. Barcelona aklıyla oynayan takım bize ilk yarıda 8'i isabetli 13 şut attı. Eldeki malzeme bu ama 2-0'a kadar da 2-0'dan sonra da maçtan hezimet kokusu geliyordu. Montella dizilişi değiştirebilir ve dirençsiz orta sahaya müdahale edebilirdi. O da İspanyolların resitalini izlemeyi tercih etti. Eldeki malzeme bu ama İspanyolların pivot santrforsuz Oyarzabal ile oynadıkları oyun, zaten dünyada parmakla gösteriliyor. Ağır geldiler bize…

Bulgarlardan daha dirençsiz çıktık. Bundan sonra yapılması gereken iki Bulgaristan maçı ve evimizde Gürcistan'ı yenip play-off biletini almak olacak. Montella milli takımda favori adamlarından vazgeçmeyen bir teknik adam. Ama kabul edelim, Gürcistan karşılaşmasını kazanan 11, İspanya'ya da karşı oynar derken İspanyolların eşsiz tekniğini hafife almış demiyorum, göz ardı etmiş. Böyle teknik bir takıma karşı tekniği yüksek oyuncularla kafa tutulmazdı öyle de oldu.

Fatih Doğan: Beni üzen İspanya karşısındaki çaresizliğimiz...

İspanya, Avrupa'nın hatta dünyanın en iyi ve formda takımı… Doğru… İspanya, sadece grubun değil, Dünya Kupası'nın favorisi... Kabul… Ancak futbol böyle bir şey değil. Rakip kendi evinde 6 tane atacak, 10 kaçıracak sen üçüncü dünya futbol ülkesi gibi ne bir taktik, ne bir oyun, ne bir reaksiyon ortaya koyacaksın! Beni üzen İspanya karşısındaki çaresizliğimiz ama bir o kadar da sistemsizliğimiz. 'Rakip İspanya ve bu da ağır iş kazası' der geçerim. 'İspanya'nın arkasından Dünya Kupası'na da gideriz. Fazla yüklenmeyelim' derim.

Ancak tehlike şu; Montella'nın ne bir sistem tercihi ne B planı var. Gürcistan maçında 10 kişi kalıyoruz, 2 gol yiyerek galibiyeti son anda kurtarıyoruz. B Planı yok. Rodri başta, rakip yürüyerek goller atıyor. Ne alan savunması, ne adam savunması yok. Montella sistemi tutarsa başarılı oluyor program dışı bir sürpriz olduğunda oyun sıkışıp kalıyor. Dün de ne B, ne C planı ne de yazıktır ki oyuncu bile değiştirecek sağlıklı müdahaleler, değişikler göremedik. Kenan'ın iki şutu ve pozisyonu dışında elle tutulur bir görüntümüz yoktu. Bizimle birlikte İspanya'nın tek başına oyununa izleyici olarak eşlik etti.

"Montella'nın kabusu yaşatma hakkı yok"

İspanya'nın 'grubun ve Dünya Kupası'nın favorisi benim hayal kurmayın' deme hakkı var. Montella ve takımının Türk insanına bu kâbusu yaşatma hakkı yok. Ders alınsın... Alınmalı. En büyük ders de 6-0 olmuş, oyun disiplinden kopmayan takibin duruşudur. Bu kâbustan uyunmak ümidiyle.

Yerle yeksan olduk / Halil Özer (Milliyet)

Acı gerçekler bazen karartılır... Ama bu facia gecenin karartılacak hiçbir yanı yoktu. Rezildik, kötüydük, faciaydık. Oynadığımız futbolla bırakın 6-0’ı daha ağır bir skoru hak ettik.

İspanyollar dün gece çikolatalı, çilekli pasta biz ise kuru ekmektik. Hani grubumuzda Almanya, İngiltere, Hollanda, Portekiz filan olsa bizim takımımız onlarla kesinlikle başa çıkabilirdi. Hani bazılarına kaybedebilirdik ama inanın böyle olmazdı. Ama öyle bir kura çektik ki şu anda Avrupa’nın en formda takımı İspanya çıktı karşımıza.

Oynadığı pas futbolu, kadrosundaki oyuncuların özelliği ile bize inanılmaz ters gelen bir takım. Düşünün solda Cucurella, Williams sağda önde Yamal, Porro, onların sol ön çaprazında Merino sonra Pedri. Say baba say. Bunu söylemek ayıp değil ama bizden üç dört gömlek üstün bir takım. Dedim ya gerçekler saklanmaz diye. Üstelik dün bizde etkisiz eleman sayısı fazlaydı. Top sadece Arda’ya gelince biraz etkili olabiliyorduk. O kadar.

Top rakibe geçtiği zaman ise oyun antrenmanlarda yapılan 5’e 2 çalışmasına dönüyordu. Yani mahalle dilinde ortada sıçan. Attıkları üçüncü gol aynı böyle bir goldü. Bir de Uğurcan’ın kurtardıklarını hesaplarsak ilk yarı daha ağır bir skor olabilirdi. Ama o ağır skor ikinci yarı geldi. 62. dakikaya kadar ağır bir travma yaşadık. Kalemize gelen arka arkaya goller ile bir anda skor 6-0’a geldi.

Ve üstelik dakika daha 62’yi gösteriyordu. Aklımıza bundan daha kötüleri geldi. Allah’tan adamlar ya acıdı ya da değişiklikler yüzünden frene basmak zorunda kaldı. Yoksa İngiltere’de bir zamanlar yaşadığımız o ağır felaketin daha kötüsünü hem de kendi evimizde yaşayacaktık.

Sanırım Gürcistan maçından sonra hayal kurarken malzemeden çaldık ardından yerle yeksan olduk. Bu felaketten sonra işimiz bitti mi hayır tabii ki. Orada Gürcistan’ın karşısında aldığımız galibiyet bizi play off’a yaklaştırdı. Ama bu hedefe ulaşmamız için bu maçın etkisinden bir an önce kurtulmalıyız.

Bu skora ve böylesine kötü bir geceye rağmen bu takıma güveniyorum. İnşallah ben haklı çıkarım. En önemlisi bu tip felaketler dost sayısını sıfıra indirir. Teknik heyetin ve futbolcuların buna asla aldırmaması ve işlerine bakması gerekiyor. Yoksa Amerika sadece hayallerde kalır...

Hayaller ve gerçekler / Faik Çetiner (Fanatik)

2019 yılında o dönem Avrupa’nın en iyi takımlarından Fransa’yı Konya’da devirmiştik. Bu defa karşımızda Avrupa’nın en iyisi İspanya vardı. Acaba Milli Takım yine bir büyük zafere imza atabilir miydi? Hayalimiz böyleydi. Maç başladı, ümitlerimiz çok çabuk bitti. Karşımızda makine düzeninde oynayan bir takım vardı. Müthiş pas trafiği, alan savunması, toplu hücum, toplu defans oyunundan resitaller sunan İspanya daha ilk yarı bitmeden kalemize 3 gol bıraktı. Attıklarının yanında, Uğurcan’ın kurtardıklarını da hesaba katarsak 3 farka şükretmek lazımdı. Güçlü rakibimiz karşısında ender de olsa biz de pozisyonlar bulduk. Ama 3’üncü bölgedeki telaş ve son vuruş eksikliği bize dezavantaj olarak geri döndü.

Kenan ve Arda Güler’in kişisel gayretleri dışında Milli Takım’da öne çıkan isim yoktu. Bu arada Montella’ya da bir iki laf edelim. Devre 3 farkla kapanmış. İkinci yarı bir hoca savunma tedbirlerini artırıp, takımını daha kontrollü oynatmaz mı? En azından devre arası hamleler ile maça bir el atabilirdi. Milli Takımı bu utanılacak skorla tanıştırmaya kimsenin hakkı yok. Hayallerimiz bu gruptan çıkıp Dünya Kupası’na katılmaktı. Gerçekler ise çok acı verici. Tarihi hezimeti yaşatanlar bunu nasıl temizleyecekler yaşayıp göreceğiz. Transferde bol rakamlı Euro’lar alan futbolcu kardeşlerimize ve Montella’ya duyurulur...

'Pas oyunu’ dersleri! / Cem Dizdar (Fanatik)

İlk yarı boyunca gördükleri karşısında memnunluk duyacak az sayıda birileri varsa ülkede onlar Galatasaraylılar olmalı. Öyle ya, milli takımı sahada tutan sadece bonservisine 36 milyon Euro harcadıkları Uğurcan Çakır’dı! İki takım arasındaki fark belirgin olmasına belirgindi ama bunun nedenleri üzerine kafa yoranımız kaç kişi, işte orası meçhul. İspanya takımı pas oyunuyla bizimkileri topun peşinden koşturup dururken gerektiğinde geri, gerektiğinde yana paslarla sükunet içinde hücuma hazırlandı. İlk devre attıklarından daha fazla kaçırırken ceza sahası çevresi ve içinde birbirlerini bulmakta en ufak zorluk yaşamadılar.

Pas konusunda o denli gelişmişlerdi ki, yanlarına yaklaşıp atak başlangıçlarını engellemek için ‘Taktik faul’ yapılmasına dahi izin vermediler. Devre bittiğinde milli takımın faul yapma sayısı sadece üç idi. Öyle bir ilk devre düşünün ki, kimin nerede, ne zaman bulunacağını ve bulunduğu yerde nasıl davranacağını otomatikleştirmiş olan İspanya tempoyu yükseltmeden 3 gol atıp fazlasını kaçırdı. İkinci devre de ilkinden farklı değildi. Çocukluklarından bu yana pas oyunu konusunda eğitilen İspanya Miili Takımı oyuncuları tek tek yetenekli olduklarını gösterme ihtiyacı hissetmeksizin toplu oynama becerileriyle 6 gol buldu.

Peki ya biz? Sadece moral değerlere güvenmekten, motivasyonu en yüce değer bellemeyi bırakmadan, öğrenme aşamasına terfi etmeden seviye atlamanın mümkün olmadığını anlayacağız ama zaman da çabuk geçiyor maalesef. En yetenekli bilinen Arda Güler ya da Hakan Çalhanoğlu gibi oyuncularımızı görünmez kılan pas oyununu doğru kavramadan sınıfı geçmek mümkün olmaz. Kısacası… Paraların har vurup harman savrulduğu ülkemizde oyunun yetenekten daha fazla bilgiyle oynanması gerektiğini gösteren bir maç izledik hep birlikte. Bu maçtan neler öğrenildiğini ise Bulgaristan ve Gürcistan maçlarında göreceğiz.

Senin için hazırladığımız haberler