Spor yazarları Fenerbahçe - Antalyaspor maçı için ne dedi?

Özgür Koç
29.09.2025 - 09:38 | Son Güncellenme: 29.09.2025 - 10:02

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Süper Lig'in 7. haftasında sahasında Antalyaspor'u 2-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları Fenerbahçe - Antalyaspor maçı için ne dedi?

Fenerbahçe, Süper Lig'in 7. haftasında Kadıköy'de karşı karşıya geldiği Antalyaspor'u ikinci yarıda bulduğu iki golle mağlup etti. Sarı lacivertlilere galibiyeti getiren golleri 65. dakikada penaltıdan Talisca ve 90+2'de Sebastian Szymanski kaydetti.

Spor yazarları, Fenerbahçe'nin ligde iki hafta sonra galip geldiği Antalyaspor karşılaşmasını şöyle değerlendirdi:

Bülent Timurlenk: "Yine rahat değil!"

Avrupa'da kötü başlamış, ligde 6 maçta 6 puan kaybetmişseniz, yeni başkanınız sizinle yüz yüze görüşmüşse, taraftarınızın önünde kazanmak, kazanırken da biraz olsun ışıltılı futbol oynamak zorundasınız. Tedesco'nun Fred'i bir kez daha kulübede bıraktığı ama İsmail'i oynatıp Asensio'yu biraz olsun rakip kaleye yaklaştırdığı oyunda Fenerbahçe neden üretemedi.? En-Nesyri, Dzeko gibi duvar olabilen bir santrfor değil, Talisca da topu alıp yüzünü kaleye dönmek dışında takım oyununda yok ve Kerem'e gerekli olan işte bu al-ver'i yapacak duvarlar. Abdülkadir erken sakatlanıp, geçişteki hızlı adamını kaybeden Antalya'nın iki deplasman galibiyetinde ikişer golü 4'er şuttan bulduğu kısırlığı, Kadıköy'de gol bulmasını elbette zorlaştıracaktı. İkinci yarıda İsmail'in rakip sahada bütün ikinci topları alması oyunu ev sahibi için kolaylaştırırken statik oyun yine de net pozisyonu getirmedi. Nene, Fenerbahçe'nin hedeflerinin sağ açığı mıdır, tartışmalı ama penaltıyı kazandıran adamdı. Kısıtlı kadroya sahip Antalya'yı ayakta tutan adam Safuri idi ama o da bir yere kadar… "Evinde son 3 maçta da son çeyreğe tek gol farkıyla giren, Alanya maçında bunun faturasını ödeyen Fenerbahçe bir kez daha taraftarına rahat maç izletmedi" cümlesine itiraz olan 90+2'de Szymanski idi. Bardağın dolu tarafında Avrupa mesaisi ve ligde iki beraberliğin ardından kazanan bir takım var. Maçın adamı İsmail Yüksek. (Sabah)

Gürcan Bilgiç: "Samandıra'da dalgalar büyük"

Tedesco'nun bütün düğmelere aynı anda basmasıyla başladı maç. 5'e 5 kurguda, neredeyse orta sahasız çıktı sahaya ve bütün maçı istediği baskıyı yaparak, Antalyaspor'u kalesine bir-iki kere getirerek geçirdi. Ezber bozan anlayışın ana fikrinde, Talisca, Asensio gibi top getirilmesi gereken ekstra oyuncuların, aslında o topu getirmekle görevlendirilmeleri vardı. İşe yaradı mı; hayır… Kadıköy'ün kendi büyüsünde sahadaki coşkuya söylenecek bir şey yok. İsmail Yüksek'in devleştiği "altı numara" performansıyla, rakibin geçiş yapmasına izin vermediler. En-Nesyri'nin bile orta sahaya yaklaşarak veya takım baskısına katılarak destek olmaya çalıştığı kora kor bir oyun da izledik. Emre Belözoğlu yetenekli kanatları iki kişilik bloklarla karşılayarak sessizleştirmek istedi. Merkezde de kalabalık kaldılar, duvarlarını ördüler. Bu davetkâr oyunun kırılma noktası bir hata yapılmasıydı. Penaltı da böyle geldi. Talisca'nın topun başına gelmesi, Kerem'den rolü alması da gerçek bir cesaret örneği. Oosterwolde'nin gol çizgisi üzerinden kornere attığı pozisyon için dönüm noktası desek, yanılmayız. Böylesine kısır ortamda geriye düşmek, sahada bir oyun peşinde olan ama bir planı olmayan Fenerbahçe için, tribünlerin de arkasından çekilmesine neden olabilirdi. Gökhan Gönül'ün denklemden çıktığı, Fred, Szymanski veya İrfan Can gibi ağır topların on bir hesabından düştüğü bir ortam var. Samandıra'da dalgalar büyük. Bu galibiyet, rüzgârı biraz hafifletir. (Sabah)

Ömer Üründül: "Tedesco'nun seçimleri yine hatalı"

Yine garip bir ilk 11 karşımıza çıktı dün gece. Pres özellikleri yetersiz, devamlılıkları olmayan Talisca ve Asensio ikilisi orta sahada. Bu aslında rakibe "Geride iyi kapan, eğer organize çıkabilirsen çok pozisyon bulursun" mesajıydı. Antalyaspor; alanı iyi daralttı, Fenerbahçe'yi üretkenlik sıkıntısına soktu ama ilk yarıda sadece 1 net pozisyon bulabildi. Onu da Ederson kurtardı. Fenerbahçe hücum girişimlerinde sezonun başından bu yana olduğu gibi yine son derece yetersizdi. Takımı biraz rahatlatan, ikinci yarıda penaltıdan gelen skor avantajıydı. Maçın son dakikalarında belki sıkıntıya düşebilirlerdi ancak 90+2'deki ikinci gol işi bitirdi.

Genel görüşlerime gelince; Tedesco'nun Kasımpaşa, Dinamo Zagreb ve Antalya maçlarında takım tertipleri hatalı. Şunu belirtmek istiyorum; Torreira müthiş dinamizmi ve presiyle Galatasaray'ın orta saha için nasıl vazgeçilmez bir ismi ise İsmail Yüksek de Fenerbahçe için benzer özellikte çok önemli. Ama o da ne yazık ki, Fenerbahçe teknik direktörleri tarafından çok umursanmıyor. Dün gece orta sahada tek savaşçıydı. İsmail'den sonra ön plana çıkanlar Semedo ve Nene'ydi. Kerem Aktürkoğlu'ndaki inanılmaz fiziki düşüş de gerçekten çok ilginç. Fenerbahçe'nin Perşembe gecesi Nice maçı var. Nice bu sene formsuz ama kadro planlamasında bu yanlışlar yapılırsa o maç da çok zora girer. Benden uyarması. (Sabah)

Faik Çetiner: "Zaman kaybı"

Fenerbahçe karşısında “lokum“ gibi bir rakip bulmuştu. Kendi alanından çıkamayan, iki düzgün pas yapamayan, hücumu hiç düşünmeyen Antalyaspor önünde inanın Fenerbahçe yine zorlandı. Sarı-Lacivertli takımın heyecanı coşkusu bitmiş. Bu coşku Domenico Tedesco ile zor yaşanır. Sahaya çıkan ilk 11 her hafta değişince oyuncular da şaşırıyor. ‘Talisca oynamaz’ diyorsun oynuyor. İrfan Can, Fred kulübede, “Pırpır” Nene sahada. Kerem Aktürkoğlu henüz takıma ısınamamış. Asensio hareketli, İsmail Yüksek takımın dinamosu. Brown‘un aklı hep hücumda, rakip üstüne gelse yanarsın. Oosterwolde kartlara abone. Talisca bulduğu yerden şut atıyor, “sıfır” çekecekken, penaltı ile işi yırtıyor. En Nesyri’yi çözmek zor.

Kovalayamaz

Devre golsüz ve futbolsuz bitmesine rağmen Tedesco’dan hamle gelmiyor. Penaltı imdada yetişmese maçın akıbeti ne olur bilinmez. Böyle Fenerbahçe karşısında rakip kaleye gitmeyin talimatını (!) Emre Belözoğlu verdiyse onu da kutlamak (!) lazım. Özetle Fenerbahçe, Tedesco kafası ve oyun anlayışı ile şampiyonluk kovalayamaz. Yeni yönetimin haberi olsun. Boşuna zaman kaybetmeyin, neşteri vurun. Yoksa tren kaçmak üzere... (Fanatik)

Serkan Akcan: "İsmail olmak"

İsmail Yüksek, Fenerbahçe’nin sahada parlayan yıldızı gibiydi. Harika oynadı, top kazandı, gözünü budaktan esirgemedi, ikili mücadelelerde ayakta kaldı, doğru paslarla oyunu tuttu. Fenerbahçe’de İsmail olmak zor. Çok iyi oynarsın, hatta sezonun yıldızı olursun hoca değişir kenarda haftalarca oturursun ama senden yine eski İsmail olman beklenir, hem de ilk maçında. Yılmadan çalışman, sesini değil performansını yükseltmen istenir. Taraftarın gözü Talisca’nın, Duran’ın, En Nesyri’nin üzerinde ama Fenerbahçe’yi toz bulutunun içinden düze çıkaracak olan İsmail gibi yüreklerini ortaya koyanlardır. Dinamo Zagreb deplasmanında Semedo’yu orta sahaya, Çağlar’ı sağ beke çekip büyük bir fiyaskoya imza atan Fenerbahçe Teknik Direktörü Domenico Tedesco, Antalyaspor’a karşı fabrika ayarlarına döndü.

Rolü büyüktü

Dörtlü savunmanın sağında Semedo’yu kullanarak hem Fenerbahçe’ye hem de Portekizli sağ beke iyilik yaptı. Semedo İsmail gibi dün gecenin iyilerinden biriydi. Tedesco’nun yaptığı değişim sadece Semedo ile sınırlı değildi. İsmail Yüksek savunmanın önündeki geniş alanı kullanırken Talisca ve Asensio çift 8 numara olarak daha derinde oynadılar. Kadıköy’deki ilk yarı Fenerbahçe’nin bu sezon en çok isabetli şut çektiği, en yüksek yüzdeyle pas yaptığı 45 dakika olduysa bu değişimin rolü büyüktü. Bir kaç kelamda Oosterwolde’ye etmek gerek. Rakiple çok uğraşıyor, gereksiz sertlikte fauller yapıyor ve sürekli kart görüyor. Bu sezon ligde 6 maç oynadı, ilk hafta Göztepe’de çift sarıdan atıldı, Kasımpaşa ve Antalyspor’a karşı da çok gereksiz sarı kartlar gördü. (Fanatik)

Halil Özer: "Deli cesareti"

Fenerbahçe Antalya önünde kritik bir üç puan aldı. Ancak sadece puana bakarsak tamam, ama futbol açısından ortada içler acısı bir durum var.

Bu maçın en önemli olayı ise Fenerbahçe belki de ilk kez kötü oynarken kazandı. Bu bile önemli gelişme.

Futbolda güçlü oyun diye bir şey vardır.

Kendi saha ve seyircin önünde rakibi boğacaksın, baskı kuracaksın, set oyununu sergileyeceksin, arkanda boş alan bırakmayacaksın, rakibe nefes aldırmayacaksın, cesaret vermeyeceksin, oyunu rakip ceza alanı içinde hapis edeceksin. Hataya zorlayacaksın.

Peki dün Fenerbahçe ilk yarıda Antalyaspor karşısında hangilerini yaptı?

Hemen cevap verelim. Hiç birini.

Üstelik arkaya öyle boş alanlar bıraktı ki Ederson ve Jayden’in çabası olmasa ilk yarıyı mağlup bile bitirebilirdi.

Fenerbahçe’nin bu yarıda tek arayışı Kerem’i arkaya kaçırmak ve Talisca’nın şutları. O kadar. Başka arayış yoktu. En Nesyri yine köreldi. Adama tek bir top bile gelmedi. Ortalar zaten bu sezon kadayıf teli kadar zayıf ve güçsüz. Benim hatırladığım bir tek Talisca’nın şutu ve rakip savunmanın kaptırdığı topla Asensio’nun kaçırdığı gol dışında tek bir tehlike bile yoktu.

Fenerbahçe bu değil. Fenerbahçe bu kadar kötü olmamalı. Fenerbahçe bu kadar tedirgin ve zayıf futbol sergilememeli.

Herhalde bizim ilk yarıda gördüklerimizi hem hoca hem de sahadaki futbolcular da gördü ve 2. yarıya öyle çıktı.

Fenerbahçe daha farklıydı. İlk yarıda yapmadıklarının tümünü yapmaya çalıştı.

Rakip alanda iyi baskı kurdu set oyununu oturttu, Asensio daha çok sorumluluk aldı. Dönen tüm topları da Fenerbahçeli oyuncular kapınca Antalya bir yerde kaderine mahkum oldu. İlk yarıda yakaladıkları derinliği de bulamayınca yani Fenerbahçe savunması daha önde baskı yapınca yenilgiden kaçamadı.

Geciken gol penaltı ile geldi. Talisca hala nasıl penaltı atıyor şaşkınlık içindeyim. Deli cesareti mi bilemedim. Eğer şu penaltı kaçsa belki kariyerine mal olacaktı. Ama hakkını verelim bu kez temiz attı. Üstelik kalecinin soluna atmadı.

Zaten sonra maç bitti. Szymanski’nin kafa golü son iki üç dakikanın rahat geçmesini sağladı.

Tekrar yazalım Fenerbahçe kötü oynuyor ve çok kırılgan takım. Futbolcular bence Mou’nun gidişinden çok etkilenmiş. Hala onu atamıyorlar. Özgüvenin geri gelmesi için bir kaç galibiyet daha gerekiyor. Ancak bu futbolla tabii ki çok zor. Tedesco’nun düzeltmesi gereken o kadar çok şey var ki. Bu konuda panel bile düzenleyebiliriz.

Son kısa bir notta yazalım. Dün Fenerbahçe defansı biri iki hata hariç iyi oynadı ve oyuna iyi girdi. Onun dışında Asensio, Nene, 2. yarı Brown ile İsmail sahaya ağırlığını koyan oyuncular oldu. (Milliyet)

Mehmet Ayan: "Fenerbahçe'de hesap basit; neşter zorunlu!"

Fatih Terim’in kendisine 17 yaş 7. günde forma verdiği Emre Belözoğlu, Hasan Yakub İlçin’e o kadar güvenmiş ki, 16 yaş 66. günde verdiği şansı iyi değerlendirdiği için dün gece de 11’e koymuş. Burası takdire şayan.

Elbette bekleyerek başlayacaktı Antalyaspor. F.Bahçe’nin malum sosyopskilojisi doğru okuyan Belözoğlu, birinci bölgeye adeta takımın tümünü yığmıştı. Sanırım hoca da beklemiyordu bu durgun başlangıcı. İlk 15 dakika alanına gömülse de deplasman ekibi, sadece gelene kafa vurdu, gideni engelledi, kaleci yumuşacık toplara kolayca hakim oldu. Antalyaspor’un zincirleme ilk 4-5 paslı serisini 15’te gördük.

Gecenin tek olumlu tarafı alınan 3 puan

6’sı isabetli 10 şut atmış ilk yarı Fenerbahçe; ne gam! 32’de genç Hasan’ın hatasından kaynaklı pozisyonda bir kez gole yaklaştı ev sahibi. 35’te (ahı ile vahı gitmek için yarışan) Talisca’nın uzak direği denediği vuruş da eh işte kabilinden! Hiçbiri 42’de Antalya’nın Storm bulduğu kontratak kadar heyecan üretmedi.

İkinci yarı başlangıcındaki kısmı coşkuyu ise 49’daki ardışık pozisyonlarda Julian engelledi! 62’de penaltı skoru değiştirse de F.Bahçe oyununun hiçbir yerini değiştiremedi. Oyuncu uyuşukluğunun tribün ataletine, teknik direktör güvençsizliğinin kamuoyuna yansıdığı sarı-lacivertlilerin gecede tutunabileceği tek olumluluk 3 puan...

Kaybedilecek bir gün bile olmamalı

Sayın Sadettin Saran için hesap basit. Bu takımın üzerindeki ölü toprağını kaldırmak. Gerekçeler aynı olmasa da, (haklı haksız tartışmasından da azade) geçmişte Ali Şen’in Oğuz-Aykut, Holger Osieck’in Rıdvan-Tanju kadrodışıları gibi bir neşter ile gidişatı değiştirmek. Hocayı göndermek en kolayı.

3 puanın büyüsü Samandıra’yı teslim alırsa perşembe günü Nice ile oynanacak karşılaşmada sihir biter. Sadettin bey için kaybedilecek 1 gün bile olmamalı. Bu şarkı böyle bitmez; bu devir böyle sürmez Fenerbahçe’de! (Hürriyet)

Uğur Meleke: "Saran'ın yerinde olsam, Spalletti ve Monchi'yi getirmeye çalışırım!"

Geçtiğimiz sezonun son bölümünde şu görüşümü sıkça dile getirmiştim: Fenerbahçe, Mourinho ile yola devam ederse, sadece bugününü değil geleceğini de kaybedecek.

İşte o gelecek geldi. Ali Koç sadece futbolla değil, bilimle de, sosyolojiyle de, hayatın gerçekleriyle de örtüşmeyen bir kararla Jose Mourinho ile devam etti. Şahsi menfaatlerini ve imajını takımın önünde tutan Portekizli Hoca zaten var olan oyuncu grubunun hepsini geriletmişti. Üzerine 100 milyon harcayarak daha zayıf bir takıma dönüştürmeyi başardı Fenerbahçe’yi. Oğuz-Kostic’li kanatlar çok daha akışkandı. Onların yerine Brown-Semedo var şimdi. Dzeko takımın sadece santrforu değil, aynı zamanda oyun kurucusuydu. Şimdi Talisca-Nesyri durağanlığını seyrediyoruz orada. Bu Fenerbahçe kadrosu, geçen seneden pek de iyi değil bence.

Ali Koç, Fenerbahçe’nin geleceğini daha da sıkıntıya sokacak iki karar daha ekledi Mourinho hatasının üzerine: Sezon ortasında kongre... Ve 40 yaşındaki deneyimsiz Tedesco seçimi. Şu anda Kadıköy’de yürümeyen bir şeyler var ve sorumlularından biri evden maçları izliyor (belki de izlemiyor). Diğeri de Şampiyonlar Ligi’ne soktuğu Benfica’nın başında!

Asensio sahanın en iyisiydi

Fenerbahçe dün galip geldi, zaten bu satırlar da Kadıköy’deki müsabakanın neticesiyle ilgili değil. Son üç müsabakaya ilk 11’de başlayan ve son ikisinde derin oyun kurucu gibi görev alan Asensio, sarı-lacivertlilerin en iyisiydi. Ancak gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe’nin yapısal sorunları var çözmesi gereken. Ve bu tip kaotik ortamlarda çalışma deneyimi olmayan Tedesco’nun işinin pek kolay olmadığını düşünüyorum.

Ali Koç bir ara Luciano Spalletti ile görüştüklerini, müzakerelerde belli bir aşamaya geldiklerini ama İtalyan Hoca’nın son anda vazgeçtiğini ifade etmişti. Ben Sadettin Saran’ın yerinde olsam, hâlâ küçük de olsa bir Spalletti ihtimali varsa onu zorlardım. Ayrıca efsanevi sportif direktör Monchi’nin de Aston Villa ile birkaç gün önce yolları ayrıldı. Fenerbahçe’nin uzun vadeli planlaması için Monchi gibi bir isim çok faydalı olabilir. (Hürriyet)

Senin için hazırladığımız haberler