Spor yazarları Galatasaray'ın Bodo/Glimt galibiyeti için ne dedi?

Özgür Koç
23.10.2025 - 08:42 | Son Güncellenme: 23.10.2025 - 08:59

Spor lazarları, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nin 3. hafta maçında sahasında Norveç ekibi Bodo/Glimt'i 3-1 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları Galatasaray'ın Bodo/Glimt galibiyeti için ne dedi?

Galatasaray, sahasında ağırladığı Norveç temsilcisi Bodo/Glimt'i Osimhen (2) ve Yunus Akgün'ün golleriyle 3-1 mağlup ederek bu sezon ikinci galibiyetini elde etti. Konuk takımın golünü Helmersen kaydetti.

Spor yazarları Galatasaray - Bodo /Glimt maçını şöyle değerlendirdi:

Uğur Meleke: "Avrupa'nın en iyi 5 santraforundan biri!"

Evet, Bodo Glimt bir sistem takımı. Ancak sistem takımlarının dahi gıpta ettiği türden bir sistem takımı Bodo! Norveç’te son 5 yılda 4 kez şampiyon oldular, Avrupa’da da bir çeyrek, bir yarı final yaptılar. Üstelik 5 yılda 5 büyük lige, Boniface, Hauge, Berg, Gronbaek gibi sayısız futbolcu ihraç etmelerine rağmen.

Sekiz yıldır dâhi teknik direktörleri Kjetil Knutsen’le çalışıyorlar. 50 bin nüfuslu kültür başkenti Bodo’yu futbol kalesi haline getirdiler. O yüzden Galatasaray’ın dünkü galibiyetini çok önemsiyorum, Bodo Glimt bütçesine bakarak küçümsenecek bir rakip değil.

Galatasaray’ın dünkü Bodo galibiyetinde faktörler listesinde tepeye “konsantrasyon” yazarım. Zira böyle bir sistem takımına karşı kalite farkınızı ortaya koyabilmeniz için en az onlar kadar istekli olmalı, en az onlar kadar koşmalı-ısırmalısınız. Zaten bunu başardıktan sonra çıkar ortaya kalite farkı.

Dün Galatasaraylılar maça inanılmaz bir arzu ve konsantrasyonla başladı. Osimhen rakiplerini reklam panolarına kadar kovaladı pres için. Orta sahanın patronu Lemina topu ısırdı adeta. Bu iştahın sonucu olarak da yarım saatte beş net pozisyon yakalayıp, 2-0’ı buldu sarı kırmızılılar. Liverpool’dan sonra Bodo Glimt’i de yıkan Osimhen bence şu anda Avrupa’nın en formda beş “komple santrforu”ndan biri. Osimhen’in yanına ben sadece Mbappe’yi, Haaland’ı, Dembele’yi ve Alvarez’i yazabiliyorum.

Lewa-Kane artık farklı bir yaş grubu. İsak formsuz. Osimhen bir sağlık sorunu veya şanssızlık yaşamazsa Şampiyonlar Ligi’nin en çok konuşulan oyuncularından olur bu sene.

2000 RUHU, 2025 ViZYONU

Galatasaray'ın bu kadrosunu ister istemez sıklıkla 1996-2000 ekibiyle kıyaslıyoruz. Ki zaten dördüncü şampiyonluğu alırlarsa onların yanına yazılmış olacaklar tarihte. Buruk’un ekibinin Terim’inkinden belki tek eksiği uluslararası vizyonuydu. Slavia, Young Boys, Alkmaar gibi hayal kırıklıklarıydı tek problem.

Şu anda Devler Ligi’nde 3 maçta kazandıkları 6 puan ve son 180 dakikadaki futbolla, 2000 ruhunun yanına vizyonunu da eklemeye başladılar.(Hürriyet)

Mehmet Ayan: "Galatasaray, ilk 24'ün yolunu açtı!"

Abdullah Avcı, 6-7 yıl önce yardımcıları Orhan AK ve Caner Erol’u Manchester City’yi incelemeleri için kulübe gönderir. İlkay Gündoğan’a sormak üzere 60-65 soru hazırlar. Gelen yanıtlara Avcı’nın ağzı açık kalır. Sanki bir teknik direktör yanıtıdır. Çünkü İlkay Gündoğan o gün de, bugün de (ve yarın da) sahanın teknik direktörüdür. Yarının büyük hocası tabii...

Kuşkusuz onsuz başlamanın endişesi sarmıştı dört bir yanımızı. Nasıl olacaktı? Ön alan baskı mühendisi olmadan ne olacaktı? Ya İlkay’sız o kurgu sağlanamazsa? Ya onsuz oyun ileriden geriye kurulamazsa? Ya Yunus’un çapı bu organizasyona yetmezse? Haksız sorular mıydı bunlar?

Sorana niye soruyorsun diyemeyeceğiniz sorular neticesinde, çalınan ilk düdük ile Galatasaray coşkusu yayıldı sahaya. Ön alan baskısının şahı, 2 ve 3. bölgede karşılamanın kralı yapıldı. Yunus da harikaydı, Osimhen de... Ama bir Sane izledim, bir Lemina seyrettim ki... Aman aman... 5 olacak ilk yarı harika oyunla 2-0’da kaldı. Torreira ağırlıklı 6 numara oynayıp rakip ataklarına bend olurken, 8’i devralan Lemina da adeta ön tarafın neferi, aydınlık hücumların feneri oldu. Osimhen dikkatli, Barış çalışkandı. Liverpool maçında olduğu gibi kusursuz ilk yarı fırtınası vardı Sami Yen’de.

İkinci yarının büyük bölümü de ilk yarı gibi geçti. Ön alan baskı kitabı yazılırken rakip hep hataya zorlandı. Oynamaya çalışan felsefesinden ödün vermeyen kuzey temsilcisi sonuna kadar direndi. Klasik kuzeylilerin sertliğinden ziyade oynamak isteyendi. Pasla çıkmak, kenara akmak, prese pres ile yanıt vermek gibi futbol doğrularını kabiliyetleri doğrultusunda yapmak istediler. 75’ten sonra oyuna gol ile ortak oldular. 3-2 paradigmayı değiştirebilirdi, 3-1’de tuttuk maçı.

75. dakikaya kadar kusursuz oynadık. 3 puan yolumuzu ilk 24’e açtı. Harika oyunumuzun hakkı, gücümüzün karşılığı, güvenimizin neticesi idi zaferimiz. Herkes kusursuza yakındı. Yine hocaya yazar. Baskının, hataya zorlamanın karşılığını aldık. Yolumuz hem uzun hem umut dolu... Gelişen oyunumuz da kreması... Çok mutlu olduk. Çok da umut dolduk. (Hürriyet)

Osman Şenher: "Gerçek Galatasaray bu!"

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde dereceye girecek kalitede bir takım. Bir de buna Okan Buruk’un sistemi, futbolcuların ortaya koyduğu kazanma hırsı, seyredenleri başka bir dünyaya götürüyor. Hani burada koca hafta konuşuyoruz ya, “Galatasaray ligde iyi oynayamıyor” diye... Bu tür yorum yapanlar futbolun ‘f’sini bilmiyor. Devler Ligi ayrı bir arena. Bütün dünya televizyonlarında bu maç seyrediliyor, hakemler on numara. Türkiye’de futbolcular hakemle uğraşmaktan top da oynayamıyor.

Bodo çok zor bir takım. Fizik güçleri mükemmel, futbolcuların hepsi atletik, Norveç’te ligin 25. haftası ve tam olarak formdalar. Nitekim Tottenham ile, Sparta Prag ile berabere kaldılar. Mağlup edilmesi çok zor bir takım. Ama Galatasaray’ın da büyük yıldızları var.

Osimhen kim ne derse desin dünyanın en iyi 3 santrforundan bir tanesi. Sane sağ tarafı otoban yaptı, resmen uçuyor. Aynı şekilde Yunus da sahada kaldığı müddetçe harikalar yarattı. Bu üçlü rakip defansı resmen dövdü. Yüzde yüz diyeceğimiz en azından beş pozisyonu golle sonuçlandıramadılar.

Barış Alper koşuyor, mücadele etmeye çalışıyor ama yaratıcılığı hiç yok. Ne pas verebiliyor ne isabetli şut çekebiliyor. Orta sahada Lemina ile Torreira hayatlarının futbolunu oynadılar. Bitmez tükenmez bir enerji ve mücadele, rakiple temaslı oyunda her topu kazandılar.

Abdülkerim defansta rakibe boş alan bırakmadı, bütün hamleleri tamamen doğruydu. Hele öyle iki hamlesi var ki, Norveç ekibi iki gol atabilirdi. Sallai de görevini yaptı. Jakobs ise yenilen golde çok büyük hata yaptı. Rakibine kafayı vurdurdu.

Son sözüm de hakeme... Michael Oliver harika bir maç yönetti. İki takım oyuncuları da onun sayesinde devamlı oyunun içinde kaldı. (Milliyet)

Attila Gökçe: "Okan hocanın çocukları"

Hızlı başladı, hızlı oynadı, hızlı bitirdi... Bodo Glimt gibi kuzey ikliminin inatçı temsilcisini çok etkili ve akıllı bir oyunla devirdi Galatasaray. Alıştığımız Süper Lig oyunlarına benzemiyordu. Ne geçiş oyununa girdi, ne de Bodo’nun geçişlerine izin verdi. Galatasaray’ın yaptığı daha kolay anlaşılır, basit bir şeydi...

Bodo’nun enerji tüplerine karşı dokuz oyuncuyla savunmaya geçti. Basit bir savunma anlayışı değildi bu. Atletik bir çabuklukla, tilki duyarlılığıyla, aklın sükunetiyle 9 oyuncu kendi yarı sahalarında Bodo’yu bekleyerek, ikili mücadelelere girerek, kurdukları baskıyla gol fırsatlarını çabucak sağlayarak, akıl oyunlarını sergiledi Cim-Bom...

Dünkü oyun baştan sona bir Okan Buruk resitaliydi. Genç yaşta şampiyonluk gösterilerini derinlik ve renk kazandıran, heyecan katan hoca dünkü Şampiyonlar Ligi maçını da sabır ve sükunet ile kazandı. Elbette bu kazançta Galatasaray’ın oynayan tüm oyuncularını da kutlamalıyız.

Milli arada Nijerya’ya gidip Benin’e karşı forma giyen ve golleriyle muhteşem bir üçleme (hat-trick) yapan Osimhen çabucak attığı iki golün ötesinde saydığım altı mutlak pozisyona daha girdi. Bu adam attığı en profesyonel golde bile amatör heyecanıyla oynuyor. Bu yüzden iki golle şovunu yaptıktan sonra baskı altında amatörlüğü tuttu, golleri kaçırdı. Canı sağolsun...

Galatasaray’ın golcü dışında en iyi oynayanı Lemina’ydı. İlk golün asistini yaptı, bir 10 numara yaratıcılığıyla hücum senaryolarını sahneledi, oyunu çabuklaştırdı ve zaferde büyük pay sahibi oldu. Yunus Akgün’ü de kutlamalıyız. Attığı gol sabır ve inadın bir gösterisidir. Okan Hoca kazandı. Uzun ve düzgün bir yola attı kendini. Bu yolda kazaya uğrama olasılığı bence çok zayıf. Bravo hoca... (Milliyet)

Serkan Akcan: "Ahtapot"

Galatasaray için hem İlkay hem Sara’nın olmadığı bir oyun bu dönemde düşünülmesi bile zor durumdu. Bodo karşısında bu ikiliden yoksun oynanan ilk 45 dakikada Osimhen, Yunus ve Sane’nin ön alandaki bire bir baskı iştahları Galatasaray’a 2 gol birden getirdi. Galatasaray, Başakşehir maçında akan oyunda sete yerleşmişken Sane’yi önce İlkay peşinden Sara ile savunma arkasında topla buluşturmuş ve gol portföyüne yeni bir silah eklemişti. Okan hoca Bodo’ya karşı Sara ve İlkay’sız bir kadroyla büyük riski sırtlanıp topa hükmetmek yerine topun karşısında pozisyon almayı seçti ve büyük kazandı. Pas yapan rakibe karşı yüksek şiddette baskıyı uzun süre yapabilen Sane ve arkadaşları harika bir iş çıkardılar. Başakşehir maçının yıldızı Sane, o kadar iştahlı gitti ki baskılara Osimhen’in golünün birinin hazırlayıcısı, diğerinin tetikleyicisiydi.

Osimhen ile Sane dün gecenin iki yıldızıydı. Osimhen sahadayken Galatasaray, ön alan baskısını yaparken bir ahtapot gibi rakibini sarıyor. Nijeryalı santrfor büyük fark yaratıyor, baskıya o kadar iştahlı gidiyor ki aniden yön değiştirip hızlanıyor, rakibin dengesini bozuyor, bir şekilde topu söküyor. Dün 2 tane baskı sonrası gol attı ama en az 3 tane de kaçırdı. Galatasaray Bodo’ya karşı aynı tipte 3 tane gol attı. Başakşehir maçını izleyip analiz eden rakibini tek kelimeyle ters köşeye yatırdı Okan Buruk. Galatasaray, Liverpool galibiyeti sonrası Bodo’yu yenerek aslında zaferin sağlamasını yapmış oldu. İİlk 8 hedefi için büyük bir adım attı. (Fanatik)

Tunç Kayacı: "Emin adımlarla yola devam"

RAMS Park’ta muhteşem bir ilk yarı izledik. Maç öncesi İlkay’ın sakatlık haberi herkesin canını sıktı ama Lemina adeta “Ben buradayım Torreira ile biz bu gecelik hallederiz” dedi, orta alandaki etkili futboluyla. Daha maçın başında gelen ilk golle hem futbol hem de psikolojik olarak üstünlüğü ele geçirirken rakibi de şaşırttık. Hemen hemen 30-35 dakika nefes aldırmadan yapılan pres ve bunun sonucu gelen 2. golle her şey istediğimiz gibi gitti. Tabii ki bu arada Bodo’nun ilk yarı biterken organize olmadan bizim hatamızdan gelen bir golü kalemizde görebilirdik ama şans bizim yanımızdaydı. Genel anlamda panik yapmadan sabırlı ve rakibe geniş alan bırakmadan kontrollü bir futbolla soyunma odasına girdik. İlk yarı bir başka olumlu görüntü Başakşehir maçının yıldızı Sane’nin performansıydı. Alman yıldızdan beklenen çalımlar, sprintler işte bu dedirtti. Tabii ki avantajlıyız ama ikinci yarının çok da kolay geçmeyeceğinin bilincindeydik. Çünkü rakibin oynadığı 2 maçı da 2-2 bitirdiğini unutmamak gerekiyordu...

Nitekim ikinci yarıda baskı yedik ama skoru 3-0 yapmamız bizi oldukça rahatlattı. Rakibin oyun disiplininden kopmadan set oyunu karşısında çok koştuk çok iyi mücadele ettik ve sayısız net pozisyonlar kaçırdık ve geceyi hak ettiğimiz bir galibiyetle kapattık. Gerçekten kolay kolay havlu atmayan, fizik gücü yüksek bir rakip karşısında Şampiyonlar Ligi’nde yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Gecenin yıldızları Osimhen ve Sane’ydi, iki yıldız da bu seviyede nasıl oynanırı futbollarıyla gösterdiler. Bir tebrik de tabii ki Okan Buruk’a. Tecrübeli hoca oynattığı futbol ve aldığı başarılı sonuçlarla Avrupa karnesini hızla düzeltiyor ve geçmiş yıllardaki başarısız performansı tersine çevirmeyi başladı. (Fanatik)

Levent Tüzemen: "Bu oyunla Devler Ligi'nde önü açık"

Liverpool zaferiyle zirve yapan Galatasaray, Bodo galibiyetiyle Şampiyonlar Ligi'ne ısındığını gösterdi. Galatasaraylı oyuncular, bu oyun anlayışından, coşkudan, mücadeleden geri adım atmadıkları müddetçe Devler Ligi'nde yoluna devam eder. Galatasaray seyircisi de farklı bir tezahürat misyonu üstlenerek rakiplere RAMS Park'ı zindan ederken, Galatasaraylı oyuncuları da ateşliyorlar. Osimhen, gecenin yıldızlığına soyundu… İlk golde Lemina'nın topu rakipten çalması ve çabuk oynaması çok önemliydi ama Osimhen'in önüne düşen topu düzeltmeden kaleye vurması akıllıcaydı. Hücumda görev yapan oyuncular, bu vuruşu örnek almalı. Bodo takımı, fizik gücü üst düzeyde olan, çok koşan, oyundan düşmeyen, birbirlerine ezbere pas yapan ve baş ağrıtan bir takım. Galatasaray, Osimhen'in ikinci golüne kadar oyunu çok akıllı yönetti. Gereksiz yere hücuma çıkmadılar, aktif dinlenmeyi gerektiğinde yaptılar ve en önemlisi çok şut atmasıyla bilinen Bodo'lu oyunculara geniş alan bırakmadıkları gibi şut izni de vermediler. Galatasaray'ın Osimhen'le kazandığı ikinci gol öncesi yapılan ön alan baskısı çok mükemmeldi. Osimhen, Barış ve Yunus'un yaptığı baskı, Bodo savunmasının dengesini bozduğu gibi hata yapmasına da neden oldu. Nijeryalı yıldızın pozisyona sırtını dönmeyip takipte kalması, hata sonucu yakaladığı topu gol yapmasını sağladı. İkinci yarı Galatasaray, akıllı oyununu devam ettirdi. Yunus'la skoru üçledi. Eğer Osimhen son vuruşlarda daha dikkatli olsaydı Galatasaray, Bodo'ya ağır bir yenilgi tattırırdı. Lemina- Torreira ikilisi hatasız oynadı. (Sabah)

Murat Özbostan: "Şimdi anladınız mı neden alındığını!"

Galatasaray'ın neden Osimhen'i transfer ettiğini şimdi daha iyi anladınız mı! 75 milyon Euro'luk maliyet çok tartışılsa da bu adamın bunu fazlasıyla hak ettiği ortaya çıktı. 2 gol attı... Önde baskı yaptı, istasyon oldu, her topa kafa soktu. Adamları kovaladı! Önde yaktığı ateş ile Galatasaray'a otoban açtı. Hep oyunun içindeydi. Oyunda kaldığı 73. dakikaya kadar Galatasaray, Osimhen ile çok top kazandı, pozisyona girdi. Attıkları 2 değil 3-4 bile olabilirdi. Adam tam bir canavar. Kafa, ayak, her yeriyle atıyor. Galatasaray, agresif ve sert presle sahanın her yerini ele geçirdi. Müthiş başladı maça! Rakibe nefes aldırmadı, tribün de devreye girince Bodo dağıldı. Torreira ve Lemina neredeyse bütün sahipsiz topları kazandı. Lemina volkan gibiydi. Kanatlardan dalga dalga gelinirken, Bodo'nun defansı çöktü. Norveçliler, son 9 Avrupa maçında 5 mağlubiyet almış bir takım zaten. Deplasman karneleri berbat. Okan Buruk rakibini yine iyi analiz etmiş. Bodo'nun yıldızı Hauge'ye adım attırılmadı. 3 golün de ortak özelliği ön alan baskısıyla gelmesiydi. Planlar şıkır şıkır işledi. 3 maçta Şampiyonlar Ligi'nde 6 puan almak büyük başarıdır. Liverpool zaferinin bir anlam kazanması için galip gelmekten başka bir seçenek yoktu. Bodo'dan alınan 3 puan çok önemli. 6 puandasın, 5 maç kaldı. 5 puan alsan turu geçebilirsin. 6 puan seni üst tura taşıyabilir. Okan Buruk başta olmak üzere G.Saray'ı tebrik ederim. (Sabah)

Bülent Timurlenk: "Kusursuz pres"

İlk düdükle tribünden yükselen tezahürat kaç dakika aynı coşkuyla sürebilir, sahadaki takım presi aralıksız kaç dakika yapılabilir, buna insanın aklı da yetmez nefesi de ama ikisi de hesaplı kullanıldığında rakibin üzerine kâbus gibi çökebilirsiniz. Önce taraftar, yüzde 62 topa sahip olan Bodo'yu her paslarında ıslıklayıp makine gibi işleyen düzenlerini bozdular. Sonra Osimhen, Yunus, Lemina ve Lucas. Islıklardan akılları şaşmış rakibin ayağından söküp aldılar topu ve 3 gol…

İlkay'ın aklı ve tecrübesinin verdiği güven sakatlık haberiyle endişeyi de beraberinde getirmişti stadyuma. Kusursuz bir presle başladı Galatasaray ve meyvesini de çabuk aldı. İyi oynarken sendeleyen rakibi yere sermek için ikiyi bulmak lazımdı. İlk yarım saat geride kalırken o da oldu.

Bodo'nun defanstan çıkarken ürkek tavırları Buruk'un öğrencilerini daha da ateşledi. Norveç ekibi deplasmanlarda evindeki kadar rahat değildi geçen sezon da. Lemina muhteşem futbol oynadı, Abdülkerim çok kritik 3 topa ayak koyup tabela 2-0 iken oyunun kaderine etki etti. Ön alanda Yunus ve Osimhen'in müthiş presi golleri getirirken Sane de Sane gibiydi sahada. Çok top taşıdı, çok da yardıma geldi. Aksayan ya da bekleneni veremeyen ise artık kendini sanki bu formaya ait hissetmeyen Barış Alper Yılmaz'dı. 120 km koşan Bodo'ya karşı 45 ikili mücadele kazanan, 12 pas arasıyla rakibi bozan, 23 uzaklaştırma yapan Galatasaray değişiklikler sonrasında kramplar eşliğinde tamamladı maçı. Liverpool galibiyetini taçlandıran bu ruh ve mücadele olduğu sürece G.Saray yolundan şaşmaz dedirten bir 90 dakika. Tebrikler Okan Buruk ve öğrencileri. Doğru taktik ve uygulama budur. (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler