TFF'de hakemler bahis oynuyor, Formula 1'de hakemler yarışa müdahale ediyor

Türkiye futbolu, hakem skandalıyla sarsılırken aklıma gelen ilk şey şu oldu:

Bu iş sadece futbolda olmuyor.

Formula 1’de de adaletin terazisi çoktan bozuldu.

TFF’de hakemler bahis oynuyor; FIA’da hakemler puan tablosunu dizayn ediyor.

Fark sadece araç türü: Biri 22 kişilik sahada, diğeri 20 araçlık gridde oynanıyor.

Meksika GP’de yaşananlar bunun en açık örneği oldu.

Yarışın başında Leclerc virajı kesiyor, sıra kazanıyor — ceza yok.

Russell benzerini yapıyor — yine yok.

Ama Hamilton pist dışına çıkıyor, ceza anında geliyor.

Üstelik FIA cezaları bile sırayla değil, senaryoya uygun zamanlamayla açıklıyor.

Sanki amaç adil yarış değil, dramatik bir final yaratmak.

Bu tabloyu görünce insan sormadan edemiyor:

Eğer futbolun hakemleri bahisle sonucu etkiliyorsa,

Formula 1’in hakemleri neden şampiyonluk tablosunu etkilemesin?

Yarışın 6. turunda yaşanan temas, sezonun özeti gibiydi.

Verstappen geçemeyeceğini bile bile atak yapıyor, hem çarpıyor hem dışarı itiyor.

Sonra Hamilton pist dışına çıkınca, FIA hemen ceza kesiyor.

Aynı olayı biri yaparsa “racing incident”, diğeri yaparsa “10 saniye.”

Bu çifte standardı artık açıklamak mümkün değil.

TFF’nin bahis skandalı nasıl güveni sarsıyorsa,

FIA’nın tutarsız kararları da Formula 1’e olan inancı eritiyor.

Lando Norris, Meksika’da belki kariyerinin en olgun yarışını çıkardı.

Starttan finişe kadar liderliği bırakmadı, temposunu bile zorlamadı.

Adeta Vettel’in 2013 galibiyetlerini andıran bir dominasyondu.

Ama Norris’in zaferi, FIA’nın adaletsizliği yüzünden gölgelendi.

Çünkü seyirci, artık kimin hızlı olduğunu değil,

FIA’nın kime izin verdiğini konuşuyor.

Bearman ise hafta sonunun gizli kahramanıydı.

Haas gibi bir takımla podyum mücadelesi verdi,

geleceğin yıldızı olacağını tekrar gösterdi.

Son turlarda Verstappen’in temposu etkileyiciydi, evet.

Ama o hız kadar dikkat çeken bir şey var: FIA’nın sessizliği.

Viraj kesiyor, DRS’i sanal güvenlik aracında açıyor,

hiçbir uyarı, hiçbir ceza yok.

Artık hız değil, dokunulmazlık kazandırıyor.

McLaren ve Ferrari hata yaptığında bedelini ödüyor,

Verstappen yaptığında “yarışın doğası” deniyor.

Bu, sadece adaletsizlik değil — şampiyonluk mühendisliği.

Futbolda bahis oynayan hakem,

Formula 1’de yarışa müdahale eden yönetim…

İkisi de aynı hastalığın farklı yüzleri:

Gücü elinde tutanın sınır tanımaması.

Bugün TFF’nin hakemler üzerinden itibarı nasıl sarsıldıysa,

FIA da kendi güvenilirliğini aynı hızla kaybediyor.

Artık pilotların değil, karar masalarının savaşı izleniyor.

Ve sporseverler için en acı gerçek şu:

Seyir değil, senaryo izliyoruz.

Norris’in zaferi tertemizdi.

Ama FIA’nın gölgesi, o tertemiz podyuma bile düştü.

TFF’de hakemler bahisle oyunu kirletiyor,

FIA’da hakemler puan tablosuna müdahale ediyor.

İkisi de aynı sonucu doğuruyor:

Adalet kaybolduğunda, spor sadece bir gösteriye dönüşüyor.

• 1.Lando Norris – 357 puan
• 2.Oscar Piastri – 356 puan
• 3.Max Verstappen – 321 puan
• 4.George Russell – 258 puan
• 5.Charles Leclerc – 210 puan
• 6.Lewis Hamilton – 146 puan
• 7.Andrea Kimi Antonelli – 97 puan
• 8.Albon – 73 puan
• 9.Hulkenberg – 41 puan
• 10.Hadjar– 39 puan

Sezonun son düzlüğüne girilirken şampiyonluk mücadelesi artık tamamen sinir savaşı hâline geldi.

Takvimin kalan dört durağı ise şu şekilde:

• 9 Kasım – Brezilya GP (Interlagos)
• 23 Kasım – Las Vegas GP (Las Vegas Strip Circuit)
• 30 Kasım – Katar GP (Lusail Circuit)
• 7 Aralık – Abu Dabi GP (Yas Marina)