Ahmet Nur Çebi: "Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz"

AJANSSPOR-HABER

Kulüpler Birliği ve Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, Güntekin Onay’ın sunduğu beUNITED’a konuk oldu. Çebi, Türk Futbolunun açmazlarına net öneriler getirdi. Ahmet Nur Çebi, kulüplerin geleceğini ipotek altına alan hatalardan gelir kaynaklarının çeşitlendirilememesine borç yapılandırma anlaşmasından Kulüpler Birliği Vakfı’nın yeni yaklaşımlarına kadar birçok konuya değindi. Çebi ayrıca, ligde lider konumda bulunan Beşiktaş’a dair merak edilenleri, şampiyonluk yarışını ve Beşiktaş teknik direktörü Sergen Yalçın’la ilgili düşüncelerini de paylaştı.

Çebi'nin açıklamaları şu şekilde:

"Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz"

Futbolun en güzel tarafı sahada oynandığı zaman içindeki keyiftir. Bittikten sonra 5-10 dakika bunun keyfini sürersiniz. Arkadaşlarınızla şakalaşırsınız ama bu burada kalmalı ve bir sonraki haftaya heyecanla seyredeceğiniz maçı beklemelisiniz. Aradaki o yaşanan bir sürü itiş kakış, söylemler, hoş olmayan tavırlardan artık uzaklaşmamız gerekiyor. Taraftarımız bizden alacakları mesajlarla bu işlerden uzaklaşacaklar. Bunun için kulüp başkanlarına çok önemli görevler düşüyor. Adaletsizlik ve haksızlık duygusunu hissettiğiniz zaman infial ediyorsunuz. Onun için bütün mesele tabii ki infial etmemek için gerekli sabrı göstermektir ama birinci vazife, size haksızlık ve adaletsizliği yapanların bu tavırdan uzaklaşması gerekmektedir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz.

"Adalet nedir?"

Programlar hakemlerin tartışıldığı programlar haline geldi. Bu tartışmalar sonuçta seyirciler tarafından taraftarlar tarafından seyrediliyor. Sonuçta onlar da etkileniyorlar bundan. Biz bir şey söylediğimizde hemen aynı yorumcular bize tepki gösteriyorlar. Hocalarımız çıkıyor hakemlerle ilgili bir yorum yapıyor. Maçı kaybetmiş veya istediği gibi maç yürümemiş veya hakkını alamadığını düşünüyor. Yönetici aynı şeyi yapıyor ama bir taraf daha var ki, televizyon programları. Adalet nedir? Gelirin iyi paylaşılması lazım. Maç sonuçlarının realize edilirken hakemlerimizin az hata yapması lazım veya mümkün olduğu kadar hiç yapması lazım. Ancak şunu belirtmek istiyorum ki taraftarın bir şekilde kendini kötü hissettiği anlar oluyor.

Bakanlığın hazırladığı yasanın içerisine koyma durumları var. Koyulursa çözülmüş olacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi zaten bu kurulları sağlıklı bulmadığını beyan etti. Biz de uyum için yapmak zorundayız. Bunların görev almadan önce nasıl seçileceği şeklindeki değişiklikle ilgili kulüplerimizin talebi oldu. Biz de destekliyoruz. Kurullar artık genel kurullarda, genel kurul üyelerinin oylarıyla seçilsin. Yönetim kurulları tarafından seçilen kurullar olmasın.

"Standart yok"

TFF kurulardan oluşuyor. Bu kurulların sağlıklı çalışmadığı, adil olmadığı, olamadığı şeklinde algılar var. Bu algıların yıkılabilmesi maalesef bugüne kadar mümkün olmadı. Bazen de bakıyorum ve hak veriyorum. Standart yok. Şu an ortalıkta yok ama şu anda bizler acı çekiyoruz. Bu paraları nasıl bulacağız? Nasıl yapacağız? Bu kulüpler çok büyük değerlerdir. Cumhuriyetten evvel kurulmuş değerlerdir. Yasa bunun için. Borçlandırmazsın. Borçlandırdıysan da elini kolunu sallayarak dolaşamazsın. Şu anda dönün bakın. Birçok kulübün bu hale gelmesine sebebiyet veren yöneticiler sokaklarda elini kolunu sallayarak geziyorlar. Spor yasası, yönetici arkadaşlarımızın bundan sonra bu değerli kulüplere zarar verebilecek tavır ve davranışlardan uzak durmasını sağlayacak. Yasanın asıl amacı ve bizi ilgilendiren tarafı bu olacak. 

Başarı istiyorsan çok iyi scout yapacaksın. O bütçede çok pahalı olmamış ama yıldız olabilecekleri bulacaksınız, böylece kulüplerinize hem başarıyı hem de ekonomik getiri sağlamış olacaksınız. Bu anlaşmanın içerisine baktığınız zaman, başka çareniz kalmadı. 1 buçuk sene sonra elimizde 10 liramız yok. Bu 10 liranın 5’i bankaya ait. 5 lirası da kulübe ait. 5 liralık takım yapacaksın kardeşim. Kendini buna göre ayarla.

Yayıncı kuruluşla iyi ilişkiler içerisinde olmamız gerekiyor. Pandemi varken yayıncının zor durumda kalmadığını söylemek mümkün mü? Zor durumda kaldı herkes. Dekoder satışlarında korsan yayınların önüne geçilmek gerekiyor. Umarım bu korsan yayınlarını ortadan kaldırır ve yayıncı kuruluştan daha fazla gelir elde ederiz. Bu sadece korsan yayın için geçerli değil.

Yayıncı kuruluşa ben saygı duyuyorum ama bizler de kulüpler olarak, Lig A.Ş. gibi bir kuruluş kurarak yayıncı kuruluşlarla pazarlık yapmak ve gelirlerimizi artırmak için faaliyet içinde olacağımızı söylemek zorundayız.

Kulüpler Birliği olarak geçmişte hakemlik yapmış kişilerle bir çalıştay yapmak istiyoruz. Buradan alacağımız ve vereceğimiz fikirlerle oluşacak bir tabloyu TFF'ye sunmak istiyoruz. Genç hakemlerin taraftarıyım, yaşlılar hata yapacağına bırakın gençler yapsın. Eksiler, artılar, şöyle olsa daha iyi olur gibi bir çalıştay planı içerisindeyiz. Sayın federasyon başkanımız; 'Bizim hakemlerimiz çok iyi, yurt dışına hakem gönderiyoruz' diyor ama benim derdim bu değil ki; hakemlerimiz gidiyorsa gitsin. Özellikle derbide yapalım dedim. Benim derdim şu: Bizim hakemlerimiz yurt dışına gidebiliyorsa gitsin, yabancı hakemler de buraya gelebiliyorsa gelsin. Derbiye gelen hakemlerimiz derbide maç yönettikleri için ya Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor taraftarları tarafından mimlenmişler. Hakemlerimiz maça çıkmadan darbe yiyorlar. 50 yıldır Türk futbolu var. Halen hakemler tartışılıyor. O günde var bugünde. Maça çıkacak hakemin baskı altında olmasını engellemek lazım. Derbiler için demiyorum bunu, öteki maçlar da çok önemli. 

Geldiğimiz zaman içinde bulunduğumuz durumu camiaya anlatmaya çalıştım. Bunu anlatırken de çok eleştirildim. Negatif enerji verme, pozitif ol... Sürekli ağlayan bir başkan, şunu yap, bunu yap... Bunları anlatırken ben takımın şampiyonluğa oynayacağını da söyledim. Ben camiayı idare ediyorum. Ben bu camianın bir parçasıyım. Bu sebeple bunu vurgulamak istiyorum. Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Camianın da kaybetmeyeceğini biliyorum. Muhalif kesimden yanlış ve art niyetli sesler geliyorsa da camiamız kulağını kapasın bize güvensin ve içi rahat olsun. 

Bankalar Birliği'nde biz nefes alabileceğiz. Ayaklarınızı kullanın ve doğru yolda yürüyün. Eğer doğru yolda yürümezsek kulübümüz kötü günler geçirecek. Bizden çok şey beklemesinler. Hesaplı ol, kitaplı ol, gençleri yetiştir... Ekonomik anlamda düzelebilmek için 9-10 seneye ihtiyacımız var. Aşağıya doğru değil kafamızı yukarı doğru kaldırmamız gerekiyor. 

Gelirleriniz genelde Türk Lirası bazında. Yayıncı kuruluş öyle, forma satıyorsunuz öyle, bilet alıyorsunuz öyle. Tek yabancı kur Şampiyonlar Ligi. İnşallah Allah bize bunu nasip edecek, Beşiktaşımız da buradan büyük bir gelir elde edecek. Buna uğraşıyoruz. Önümüzde 11 maç var, hatta 1 maçımız var. 12 maçımız var. Önümüzde zor günler var. Fiziki ve manevi olarak etkileniyorsunuz. Rakiplerimiz de öyle. Onlar iyi ki varlar. Onlar olmasa biz futboldan zevk alamayız.  Bu şampiyonluk bizim için çok şey ifade edecektir. Son 1-2 sene içerisinde Anadolu takımlarımızın başarılı olduğunu görüyoruz. Antalyaspor'un finale kalması, Alanyaspor'un performansı, Rizespor'un Galatasaray'ı yenmesi. Haksız rekabet ortadan kalkmak üzere. Daha evvel siz 10 liralık oyuncu alıyordunuz Anadolu takımları 1'e alıyordu. Makas kapanıyor. Türk futbolundan da keyif alıyorum. Rakiplerime de saygı duyuyorum. Gönlümden Beşiktaş'ın şampiyonluğu geçiyor. Ama çok da erken havaya girmemek gerek. 

Sergen hocamız uzun süredir hizmet ediyor. Hocamızı teknik direktörlüğe getirerek doğru bir iş yapmış olmaktan onur duyuyorum. Hocamız bizim için kıymetlidir. Düzgün biridir, çalışkandır, akıllıdır ve zekidir. Hocamın meziyetleri benim için üst düzeyde. Kendisiyle uzun yıllar devam etmeyi düşünüyoruz. Kontratla ilgili gündeme gelenler doğru değil. Hocamın meziyetleri Beşiktaş için çok önemli ve üst düzeyde. Biz hocamızla yola devam ediyoruz. Umarım kupayı ve kupaları hocamızla beraber kaldırmayı Allah bize nasip eder. Her dakika hoca değiştiren bir kulüp değil de 10 yıl hoca değiştirmeyen bir kulüp olabilirsek ve bunu da Sergen hocayla başarabilirsek ben de başkan olarak büyük keyif alacağımı buradan söylemek istiyorum. 

Bunlar başarılılar ve ben devam etmek istiyorum. Başarılı oldukları için tabii ki kıtmetli futbolcular. Kolay bir süreç olmayacak ama önümüzdeki sezon da sahada olacağız. 

Toplumun sağlığı çok önemli. Bireysel sağlık ve toplumsağ sağlık önemli bence futboldan da önemli. Keyif alacağımız futbolu oynayabilmemiz için sağlıklı olmamız lazım. Pandemi ile ilgili kurallara yüzde yüz uymak zorundayız. Ama olmadı sanırım. Neden olmadığını bilmiyorum ama Kulüpler Birliği Başkanı olarak söyleyebileceğim tek bir şey var: Seyircili futbol oynansın istiyor muyum? Evet... Beşiktaş taraftarını özledim mi? vet çok özledim. Sergen Hoca 40 bin kişinin önünde top oynatmak ister mi? İster ama bazen canım cennet istiyor ama günahlar bırakmıyor diye bir laf var.  Ama pandemi var ise bu süreci böyle götürmek zorunda kalacağız. Gerekirse oynamayacağız. Federasyona ricada buluncağım tercihim ligler bittikten sonra kupa maçının oynanması. Ligler ayın 23'ünde bitiyor. Dolayısıyla bizi alıp da bu 11 maçına arasına alıp bizi yormalarını doğru bulmadığımı beyan etmek istiyorum. Umarım kulaklarına bumesaj gider. En azından kupa maçını lig bittikten 3-4 gün sonra oynayalım. Pek bir sakıncası olduğunu da düşünmüyorum Türk futbolu adına. 

Amatör faaliyetlerimiz genelde Türk spor kulüplerinde amatörlükten çok uzaklaşmış. Adı aslında amatör. 75 milyon TL harcıyorsunuz yarısı bile kasaya giriş yapmıyor. Kalanı futbol takımının gelirlerinden harcıyorsunuz. Özellikle Bankalar Birliği ile yapılan sözleşmeden sonra futbol takımının gelirlerinden hiçbir şekilde amatörlere para ödenmeyecek. Basket takımının da kendi gelirleri içerisinde yoğrulmasını becermemiz gerekiyor.

Basketbol, Voleybol, Kadın futbolu da aynı şekilde. Geçen sene Bandırma basket takımı kapandı maalesef. Biz onlardan 20-21 oyuncusunu aldık. Bir bedel ödedik. Çok cüzzi bir bedel ödedik. Bir tanesinden 10'da bir fiyata aldık. Haklarını helal etsinler. Onun için doğru bir iş yaptık. Risk aldık ama doğru bir iş yaptık. Küme düşme mücadelesi ile basket takımı yönettik ve şu an ilk 5 içindeyiz. İlk birincisin harcadığı para 25 milyon Euro, ikincisi 15 milyon Euro, üçüncüsü 10 milyon, dördüncü 6 milyon ve bizim harcadığımız bütçe 600 bin Euro. Tartışacaksak 25 milyon neden veriliyor, bunu tartışalım. 

Kadınlar bizim için çok önemli. Analarımız, eşlerimiz. Onlar bizim baş tacımız. Gerekli emniyeti göstermeye çalışıyoruz. Bunu da kadın futbol takımı ile yaptık. Orada da heyecanı ön plana çıkarmak için diğer takımlarından kurması gerekiyor. Kadınlarımızı değerli kılalım, göstererim topluma.

Gecikme nedenini pandemi olduğunu her fırsatta camiaya ilettim. 10 yılı inceliyoruz. Biz raporu toparlamaya çalışıtken arkadan yeni raporlar geliyor. Bu süre içerisinde hoşgörü istedik. Ama çok baskı yiyoruz camiadan. Serdar Adalı '7 yılın hesabını soracağım' dedi. Ben de 10 yılı soracağım' dedim. Bekleyin, acelemiz yok. Evet merak ediyorlar, neler yapılduğını bilmek istiyorlar. Bütün yük bana kaldı. Camianın bana güvenmesini istiyorum.

Elimde bir sihirli değnek olsa mevcut borçları silerdim. Eğer birlik ve beraberlik olursa güvende olur, adaletin olmadığı yerde birlik ve beraberlik olmaz. Bütün meselemiz aslında birlik ve beraberlik olalım. 90 dakika birbirimize saygılı olalım. Diğer kulüplerle ilgili hiçbir problemim yok. Birbirimize saygılı olalım.

VAR’ın hataları azalttığını düşünüyorum. Nasıl idare ettiğiniz ne niyetle idare ettiğiniz önemli. Eğer iyi niyetli idare ediyorsanız, gereken ihtimamı da gösteriyorsanız kıymetli. Ama eğer bu gerekli ihtimam orada gösterilmiyorsa orada VAR’ın zararı olur. 

Son maçta hocamızın Fenerbahçe maçını yöneten hakemle ilgili bir söylemi vardı. Onun o söylemi Beşiktaş camiasının söyleminin ta kendisidir. Sahada maçı yakın seyreden teknik direktörlerin, hakemlerle ilgili söylediği sözlerin önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yöneticilerin söylediklerinden daha önemli çünkü onlar daha önemli ve bilinçli konuşuyorlar.