Spor yazarları, Ankaragücü - Galatasaray maçını yazdı!

 Her kuşun eti yenmiyor, her balık oltaya gelmiyor, her hoca “afraya-tafraya-kaprise” boyun eğmiyor. Fatih Hoca, Süper Kupa’nın kaybının ardından “kontratlar başka, sahadaki duruş başka” dediğinde bazılarının “kemendi” yiyeceği belli olmuştu da, Gomis, Feghouli, Belhanda üçlüsünün birden “makasa” geleceği açıkçası kimsenin aklına gelmemişti. Gomis ‘in oturduğu bir maçta Eren Derdiyok’un uzatmada gelen şık golüne kadar ortada görünmeyişini nasıl anlatalım. Eren mi etkisiz, yoksa aynı Eren topla buluşamayınca ister istemez etkisiz mi kalıyor...

Ama şurası kesin: Eren daha fazla  beslenmeli... Adam oynasın oynamasın, gole yakın... Ama Onyekuru’nun henüz hazır olmayışı, Rodrigues’in son derece etkisiz kalışı, Eren’i gol yollarında “öksüz” bıraktı. Ustaların oturduğu maçta, ilk on birde yer bulan Sinan derseniz, “Ben kulübeden gelmeye alışkınım” der gibiydi. Kabul edelim ki, Fatih Terim’in alışılmış “hızlı, rakibi boğan” oyunu henüz Galatasaray ile buluşmamış gibi... Ankaragücü golünde sol stoper ile sol savunmanın ciddi hatası var. Ancak Mokthar’ın da süper asistinin ve El Kabir’in akıllı vuruşunun hakkını verelim. Maçın bir başka güzel hareketi de Kone’den geldi. Müthiş bir kafa golü attı Kone... Ama adresi şaşırdı, kendi kalesine vurdu. İkinci yarıda son dakikalara kadar gol de gelmeyince açıkçası maçın “seyir zevki” iyice kaçtı ve mücadele sıkıntı vermeye başladı. Ama burada takımları mı eleştirelim, yoksa tek kelimeyle “rezil” zemini mi? Maalesef yeni sezona eski kötü alışkanlıkların aynen devam ettiğini gördük. El Kabir boynundan darbe aldı, belini tutup yere yattı. Yalçın Ayhan çok haklı bir sarı kart gördü, buna rağmen itiraz etti. Kenan’ın oyuna girerken, çok affedersiniz attığı tükürükler adeta ekrana yapıştı. İki taraftan da yere yatan bir türlü  kalkmadı. Her pozisyona itiraz geçen yıla oranla çok daha fazlaydı. Böyle olunca bu berbat zeminden “akan” değil, sıkça “duran” bir oyun ortaya çıktı. Bu maçın iyileri derseniz Maicon’u, Serdar Aziz’i, Donk’u ve Ankaragücü savunmasından Yalçın’ı beğendiğimi söylemeliyim. Ama bu maçın kazananı, Galatasaray’dan önce Fatih Terim oldu. Takımın “Baba” larını kesip, “Bu takımda benden başka Baba yok” mesajını kesin bir ifadeyle verdi. Hani demişler ya, “Ben sizin babanızım” diye... Galatasaray forması giyip burnundan kıl aldırmayanlar umarım gereken dersi almışlardır.

 Açık ve net; Türk insanı olarak hiçbir şeye hazırlıklı değiliz.Tembel yapımız var. Son ana kadar beklemeyi seviyoruz ama lafa gelince her şeyi en çok ve en iyi biz biliyoruz.   1 - A.Gücü 6 yıl sonra Süper Lig’e çıkmış, seyirci harika. Gel gör ki Osmanlı Stadı’nın zemini rezil. Elbette TFF Başkanı Yıldırım Demirören işini gücünü bırakıp sezon öncesi zemin kontrolü yapacak değil. Peki bu TFF’de, yönetici olsun, maaşlı profesyonel olsun bir Allah’ın kulu da sezon başlamadan statları dolaşıp uygunluk ve uygunsuzluk raporu vermez mi? Beinsport’un CEO’su bu rezil zeminde nasıl maçı izleyip stadı terketmedi olacak şey değil. Ben olsam,”Bunca parayı bu zeminde maç oynansın diye mi veriyoruz” derdim.   2 - Bismillah, sezonun ilk maçı ve 15 dakika geç başlıyor. Kimse yayıncıyı, gazeteciyi, evine gece yarısı gitmek zorunda olan seyirciyi düşünmüyor. Neymiş trafik varmış. 2018 yılındayız ve hala trafik durumunu öğrenemiyor ve önlem alamıyorsak yazıklar olsun bizlere.   3 - VAR’ına da yokuna da laf söyleyeceğim ama neyse biraz sabredeyim. 7’de El Kabir’in geçerli golü de, 36’da sayılmayan golü de kritik mi kritik. Ofsayt varsa da yoksa da en fazla 15 cm’le. Peki bu VAR niye geldi? Hataları asgariye düşürmek, hak yememek için değil mi? Bifouma, Nagatomo’dan kapıyor ve Kabir’e pasını veriyor. Hakem ve yardımcı devam ettiriyor ve 3 saniye sonra gol iptal ediliyor. Yani VAR’ın başındakiler de, biz de tekrarı bile görmeden golün iptaline şahit olduk. Aklım karıştı. Hakem neye göre iptal etti? Yan hakem bayrak kaldırdı mı kaldırmadı mı bilmiyorum.

Böyle VAR, mar olmaz. G.Saray kazandı kazanmasına gitsin Kone’nin kafasını öpsün. Çünkü o golü ne Eren, ne Gomis atabilirdi. Terim’in Gomis, Belhanda, Feghouli kararını alkışlıyorum. Ama Selçuk ısrarını ve Muğdat’la Yunus’a süre vermemesini doğru bulmuyorum.   Açılış maçları zordur ve G.Saray deplasmanda kazanarak başladı. Ha bu futbolla ne yaparlar? Terim ve Albayrak’ın acilen form tutmaları, en önemlisi Gomis sorununu çözmeleri şart.

Galatasaray lige hazır değil. Futbolcuların çoğu formsuz. Mesuliyet almayan yıldızlar var. Hepsini yan yana koyduğumuz zaman bu takımın iyi futbol oynaması da, şu an için mümkün değil. Sorunların en büyüğü santrforlarda. Gomis’i koyuyorsun takıma hiç bir katkı vermiyor. Eren’i koyuyorsun o da hiç bir katkı vermiyor. Uzatmalarda gol atmasına rağmen, bir santrfor ayağında hiç top tutamaz mı? Eren tutamıyor. En etkili olduğu vuruş, kafa vuruşu ama onu da yapamıyor. Rodrigues şımarmış. Topu ayağına alıyor boşta arkadaşı var, vermiyor, ille rakibi geçeceğim diye uğraşırken ayağındaki topu kaptırıyor, karşı tarafın atağına dönüşüyor.

Sinan dün Belhanda’nın yerinde oynadı. Oyundan çıkıncaya kadar ne yaptı, ben bir şey anlayamadım. Ama şurası kesin ki takımına hiçbir katkı vermedi. Onyekuru’nun ilk yarı zaman zaman da olsa etkili olduğu dakikalar var ancak şimdilik fizik olarak hazır değil. Orta sahada Fernando, Donk var. Donk’un defansa yardım ettiğini düşünürsek, Fernando tek başına oyun mu kuracak yoksa rakibi mi kovalayacak? Dün Selçuk ve Belhanda oyuna girinceye kadar çok sıkıntı yaşadı. Yeteneklerini sahaya koyamadı, resmen o da sırıttı.  Samimiyetle söylüyorum ki Fatih Terim’in işi kolay değil. Taşların yerine oturması epey zaman alacak. Herşeye rağmen, iyi futbol-kötü futbol, hepsini bir kenara koyarsak, Süper Lig’de ilk maçını deplasmanda yapıyorsun, üç gol atıp üç puan alıyorsun. Bu güzel bir şey. Eminim Şampiyonlar Ligi maçları başlayıncaya kadar takım Akhisar ve Ankaragücü karşısında oynadığı futbolun üzerine en az bir yüzde 50 daha koyacak. Önümüzdeki hafta Göztepe, daha sonra Alanya maçları var ve ikisi de Türk Telekom Stadı’nda. Kendi taraftarı önünde bu karşılaşmalar oynanacak. Bu iki haftada da Galatasaray’da futbol adına olumlu değişiklikler olur.  Ankaragücü’ne gelince... Spor Toto 1. Lig’den geldiler. Takım 9 tane futbolcu transfer etti. Bu oyuncuların hepsi kaliteli ama takım oyunu için zamana ihtiyaçları var. El Kabir ve Bifouma son vuruşlarda biraz dikkatli olsalardı, maçı berabere bile bitirebilirlerdi. Son sözüm de Ankaragücü taraftarına, alkışlıyorum kendilerini. Stadı doldurmuşlar, takımlarına müthiş destek veriyorlar.

 Öncelikli olarak futbol bütçemizle 6'ncı olduğumuz dünyada bu zeminlerin bu kadar ihmal edilmesinin teknik olarak bir açıklaması mutlaka vardır ama bence bir skandal. Galatasaray kötü bir zeminde oynadığı Süper Kupa maçından sonra bu deplasmana çıktı. Önceki gün oynanan Beşiktaş maçındaki kötü zeminden sonra, bu maçta da yine berbat bir zemin vardı. Oyunun ilk yarısında Galatasaray hücum yaptığında özellikle yüksek toplarda pozisyona girdi. Ankaragücü de savunma arkasına koşu bekliyordu ve bu şekilde de bir gol attılar. İsmail Kartal'ın istediği, Fatih Terim'in ise istemediği oldu.

Çünkü hep savunma arkasına atılan toplardan gol yiyorlar, üstelik bu sefer Denayer de yok. Fatih Terim muhtemelen ikinci golden sonra Maicon'a da derinlik yap demiştir. Antrenörlerin artıları ve eksileriyle, bekledikleri ilk yarıda oldu. Bu zeminde bireysel çalım performanslarını değerlendirmek de çok kolay değil. Oyuncular da haklı olarak pas hataları yaptılar. Terim ikinci golü bulduktan sonra beşli orta saha yaptı. 4-5-1'e dönüş yaptı. Bu şekilde hem oyunu korudu hem de üçüncü golü buldu. Takımlar kaybettikleri maçlardan sonra bazı kararlar alırlar. Örneğin Fatih Terim Akhisar maçında kaybettikten sonra sürpriz şekilde bazı oyuncuları oynatmadı. Bu durum uzun vadede kırgınlıklar yaratabilir ama kısa vadede hemen cevap alma ihtimaliniz vardır. Öyle de oldu. Fatih Terim hiç kimsenin yeri garanti değil mesajı verdi. Video Yardımcı Hakem uygulaması da sportmenliğe aykırı hareketleri ortadan kaldırması açısından önemli. Ama yine de VAR'ı değerlendirmek için bir 7-8 hafta görmemiz gerekiyor. Neticede insanla yapılıyor. Hakemi değerlendirecek olursak da bugün harika, temiz bir maç yönetti..

Milyonlarca Euro'luk Türk futbolunda açılış maçının oynandığı zemine bakın. Üstelik Başkent'te, üstelik kar, yağmur, çamur yok. Saha böyle kötüyken, pek tabii ki iyi futbol organize pasların olma ihtimali de çok düşük. Gelelim maça... Fatih Terim, Gomis, Belhanda ve Feghouli gibi 3 ası yedek bırakmış. Belli ki cezalandırıyor, belki ki Süper Kupa'nın belli oranda hesabını soruyor. İlk maçlar, üstelik böyle zeminde gelecek için fazla bir yön vermez.Galatasaray geçen yıldan bildiğimiz takım. Ama en büyük sorunları, defansif görünüyor. Mesela yedikleri golde El Kabir, defansın arkasına atılan topu kaptı, golü yaptı. Sonra yine yaptı ama VAR golü haklı olarak iptal etti.

Galatasaray'ın dün geceki en önemli şansı, mağlup duruma düştükten hemen sonra önce beraberliği, sonra da galibiyeti bulmasıydı. Böyle zeminler, teknik kapasitesi yüksek takım için büyük bir handikap. Dün gece de öyle oldu. Rodrigues, Onyekuru, çabuk oyuncular.Topla driplingleri iyi ama dedik ya saha kötü. Eren Derdiyok çok şanslıydı. Kötü oynadığı, silik kaldığı bir maçın son dakikasında da olsa golü atmayı başardı. Kötü performanslarla gelen gol, santrforlar için rehabilitasyon anlamı taşıyor. Sonuçta Galatasaray kalite olarak çok çok üste olduğu bir maçı kazanmasını bildi. Ankaragücü ise çok kötü bir görüntü verdi. Ama dedik ya ilk maçlar hiçbir şey belli olmaz ama işleri zor görünüyor. Hakem Ümit Öztürk'ü beğendim. İyi maç yönetti ve artık dünya hakemliği için en önemli kriter olan VAR sistemini başarıyla uyguladı. El Kabir'in attığı ikinci golde, yardımcı ofsayt olduğunu bildiği halde bıraktı, oynattı, top ağlara gitti, sonra da VAR'ın onayıyla gol ofsayt diye haklı olarak iptal edildi.

Maçın iyisi: Mariano
Maçın kötüsü: Sinan Gümüş

Fatih Terim'in, "Ben dahil hiç kimse G.Saray'dan daha büyük değildir" sözünün mesajı olarak Gomis, Feghouli ve Belhanda sezona kulübede oturarak başladı. Eğer rakip Ankaragücü olmasaydı G.Saray kazanabilir miydi? Lige 2 bin 311 gün sonra dönen Başkent ekibinin kadrosu "toplama takım" havasındaydı. Ankaragücü, uyumsuz, dengesiz haliyle bile G.Saray kalesinde ciddi pozisyonlar buldu. Galatasaray'ın sezonun ilk maçında dağınık bir Ankaragücü ile oynaması hem kazanmak hem de Terim'in operasyon yapabilme adına büyük şans oldu. Sinan, Rodrigues, Onyekuru ve Eren'den oluşan Galatasaray hücum hattı birbirlerine 4 yabancı gibi oynadı. Bu dörtlü üst üste iki etkili pas bile yapamadı.

Ayrıca Rodrigues ile Onyekuru'nun kişisel beceriye kaçıp "Golü ben atmalıyım" diyerek Nagatomo ve Eren'e pas vermemeleri egoist bir davranıştı. Mariano'nun sağ beke dönmesi G.Saray'ın savunma aklını ve topu kullanma becerisini büyüttü. Brezilyalının rakibe basmadan önce rakibi aldatma adına yaptığı vücut hamleleri çok zekiceydi. Serdar Aziz yüreğiyle oynuyor. Güzel bir gol atmasına rağmen pozisyon alma bilgisi yetersiz olduğu için rakibi hep kaçırıyor. El Kabir'in biri ofsayt olan iki golünde de Serdar pozisyon hatası yaptı. Gomis heybetiyle rakiplere korku salıyor ve mutlaka önlem aldırıyor. Terim'in oynatmamasını doğru buluyorum ama Gomis'le bir barış sağlanmalı. Eren şık bir gol atmasına rağmen, ağır kalıyor. Üstelik kenar oyuncularına etkili paslar atamıyor. Rodrigues, Onyekuru, Gomis ile oynadıklarında pas yapabilecekleri için daha verimli olur. Ercan Taner'i özlemişiz. Kadife gibi anlatımıyla kulaklarımızın pasını sildi.

Maçın iyisi: Mariano
Maçın kötüsü: Kone

Tipik bir Türkiye Süper Lig maçı ile açılışı yaptık. Berbat bir zemin, çok kötü bir ışıklandırma... Lige kağıt üzerinde 500 milyon dolar döken şirketin CEO'su ile maç izleyen yeni Spor Bakanı'nı kutlayalım ve soralım: Sayın Bakan Kasapoğlu; Konya'daki Süper Kupa finalinde de gördünüz dün de gördünüz acaba statlardan sorumlu olan uhdenizdeki GSGM sorumlularına "Bu zeminlerin; bu ışıklandırmaların hali nedir?" diye sordunuz mu? Sormadıysanız sorunuz lütfen... Gelelim maça, yine tipik bir Anadolu takımı... Taraftarının etkili desteği ile maça başlayan 7 kazma, 1 pırpır kanat bir yetenekli oyuncu bir de golcü'den oluşan Ankaragücü, ligimizde "çok iyi mücadele ettik"ten başka bir şey üretemeyen onlarca Türk hocanın takımlarından farksızdı.

Tüm bu kalabalık içerisinden beğenelim beğenmeyelim hücum tercihi ile ayrışmış olan 'İmparator' ise daha birinci haftadan tırpan yapmıştı takımını. Gomis-Feghouli öyle kolay kesilebilecek tipler değil. Belhanda hiçbir zaman tarzım olmadığı için onun kesilmesini doğru karar olarak değerlendiriyorum. Geçen sene çol kritik 2 maçta attığı gollerle öne çıkan ama daha hala neden Galatasaray'da oynadığını tam çözemediğim Sinan Gümüş 10 numara pozisyonundaydı. Maç, tam ev sahibinin istediği gibi başladı. Ne olduğu anlaşılamadan öne geçtiler. Serdar Aziz 3. kez topa dokunduğu duran top organizasyonunda golü attı. Sonra oyun da skor da Galatasaray'daydı. Ankaragücü pozisyon üretemedi çünkü üretim yapacak isim yok.

Galatasaray ise anlaşılmaz derecede çok pas hatası ile 60'tan sonra rakibini ümitlendirdi. Eren, 2 iyi pozisyonda fileleri bulsa fişi çekerlerdi ama skor tek farklı olduğunda Ankaragücü'nün ümidi hep sürdü. Ev sahibinin muhtemelen 5 pas yapamadığı bir maç olması beklenebilirdi. Cidden zayıf bir takım Ankaragücü ama hocalarının tercihi de takımı iyice edilgen bir duruma soktu. Burada tartışılması gereken Galatasaray'ın inanılmaz derecede pas hatası yapmış olması. Fatih Hoca lüzumsuz pas sevmiyor, dikey paslarla rakip alana akmak istiyor ama dünkü gibi rakipler karşısında topu vermeyen bir pas oyunu gayet doğru olurdu.

"Yeni çocuk" Onyekuru yetenekli bir isim. İç saha maçlarında daha da etkili olacaktır. Cimbom dün istediği 3 puanı zorlanmadan aldı. Daha erken koparacak pozisyonlar da buldular ama değerlendiremediler. Terim ise bir taşla 3 kuş vurdu.. Galibiyetle başladı. Takımdaki bazı "yanları ağrıyan"lara sizsiz de oluyor mesajını vermiş oldu. Yönetime de "malzeme bu.." mesajını.. Hızlı bir stoper ile çalım atabilen hücumcu bir orta alan oyuncusu elzem.. Gomis satılacaksa bir de santrfor..  Ligimiz herkese hayırlı olsun. Ercan Taner'in de lig maçı anlatmasını gerçekten özlemişiz. Ona da hayırlı olsun diyelim...

Süper Kupa maçındaki hayal kırıklığından sonra Fatih Terim’den rotasyon bekliyordum. Fatih hocanın Akhisar maçından sonraki yüz ifadesi, Sabri’ye kızıp yeni gözlüğünü yere fırlattığı andaki gibiydi. Ancak Galatasaray’ın asıl rotasyon daha doğrusu takviye yapması gereken yer hücum değil savunmanın ortası. Maçın ilk golünde Mokhtar topu o kadar rahat sürdü ki en son Zwolle antrenmanında karşısındaki konileri bu kadar kolay geçmiştir! Galatasaray savunması yediği golde ne alanı ne de adamı savunabildi, üstüne bir de savunmanın yarısı ofsayta çıkarken diğer yarısı ofsaytı bozdu!

Aynı savunmacılar sonrasında maçı 1-1’e getiren golde en azından skor açısından hatalarını telafi ettiler. Yine de Bakary Kone kadar skoru kökten etkilemediler! Zaten Galatasaray stoperlerinin iki kanadında en azından iki tane her takıma lazım bek vardı! Hücumdaki rotasyonun getirisi de Belhanda’nın süper asisti oldu. Gecenin sorusu? Fernando’nun sakatlığı geçse de sakatlığın kötü etkisi geçmemiş gibi. Nerede geçen sezon başında tempoyu dikte eden usta lider? Maçın starı Bu kadar çok hata yapılan sahanın en az hata yapanları Mariano ve Nagatomo’ydu. Maçın olayı Zeminin kötülüğü. Galatasaray bir kez oynadı döndü, Ankaragücü kadrosundaki oyunculara yazık kere yazık. Ya bu berbat zeminde ya da Ankara dışında oynayacaklar. (Skorer)

Spor Toto Süper Lig'de sezonun açılış maçında Galatasaray deplasmanda Ankaragücü'nü mağlup etti. Spor yazarları, Galatasaray'ın Ankaragücü'nü 3-1 geçtiği maçı kaleme aldı.