Arjantin futbolunun gerçek yüzü

03.03.2019 - 21:05 | Son Güncellenme: 03.03.2019 - 18:05

Arjantin futbolunun gerçek yüzü

İngiliz yazar Jonathan Wilson'un Kirli Yüzlü Melekler'i Arjantin'in futbol tarihini anlatan muhteşem bir kitap. Wilson işi sadece futbolla sınırlı da tutmayıp dönemin siyasal ve sosyo-ekonomik gelişmelerini ustalıkla derleyip toparlamış.

Ahmet ÇAKIR

İngilizler, günümüzün futbolunu icat etmiş olmakla yetinmek niyetinde değil, dünya futbolunun tarihini yazma konusunda da öncülük rolünü sürdürüyor. O kadar ki iki dünya savaşında karşı karşıya geldikleri Almanların marjinal kulübü St.Pauli'nin(*) kitabından tutun da belleklerden henüz silinmemiş olan Falkland Adaları Savaşı nedeniyle karşı karşıya geldikleri Arjantin'in futbol tarihini de bir İngiliz yazdı. Kuşkusuz kendi tarihlerini yazan Arjantinli futbol yazarları da olmuştur ama bunun çevrilmesi uygun görüldüğüne göre değeriyle ilgili güçlü bir karineye sahibiz demektir.

Daha doğrudan söyleyebiliriz: Jonathan Wilson'un Kirli Yüzlü Melekler'i muhteşem bir kitap! Bir süre ara verdikten sonra yeniden spor kitapları yayınlamaya başlayan İthaki'ye bunlar için teşekkür borcumuz var. Dünyada milyonlar satan spor kitaplarının bizdeki satışları dehşet verici derecede düşük olsa da bu işten vazgeçmeyen yayınevleri takdiri hakediyor. Bayrağı birara Martı Yayınlarına bırakan İthaki'nin yeniden devreye girmiş olması sevindirici.

Wilson'un 630 sayfalık kitabını alıp okuma isteği duyacak kişi sayısının inanılmaz derecede düşük olduğunu bilmenin üzüntüsünü hemen belirtmemek elde değil. Bunun gibi hazine değerinde nice kitaba kimsenin kulak asmadığını bu işle ilgilenen herkes biliyor. İslam Çupi'nin 16 yıl önce 1 000 adet basılan Futbolun Ölümü kitabı 2.baskıyı göremedi. Kuşkusuz ki kitaplarla ilişkimiz konusunda üzülünecek tek konu bu değil. Geçelim.

Wilson gerçekten çok sıkı bir iş çıkarmış. Arjantin 19.yüzyılın sonlarından bu yana süregiden futbol serüveni, ülkenin çalkantılarla dolu tarihiyle koşut olarak veriliyor kitapta. Pek yakından izlemesek de en azından Peron dönemi ve sonrasından iyi kötü haberdar olduğumuz siyasal gelişmelerin yanında futbolun da bu ülkenin gelişim serüveninde çok önemli bir yeri var. Her zaman önemli bir futbol ülkesi olan Arjantin'in siyasal tarihi çalkantılarla dolu. Faşist cunta döneminde yaşananlar ise ülkenin en acı günleri.


Futbol bir ihraç kalemi


Başta 1978 ve 1986 Dünya Kupası olmak üzere kazanılan uluslararası başarıların yanında Arjantin kulüplerinin de yine aynı alanda başka çok önemli işleri var. Hele 2015 yılında tam 1 869 futbolcularının yurtdışında oynadığını öğrenmek çok etkileyici. Ülkelerimiz ve futbollarımız arasında bazı benzerlikler yok değil ama bizim yurtdışına gönderebildiğimiz futbolcu sayısı iki elin parmaklarını bulmazken, Arjantin'in bu alandaki başarısına şapka çıkarmak gerekiyor. Üstelik sadece oyuncu değil teknik adam ihracındaki başarıları da görmezden gelinebilecek gibi değil.

Gerçi onlar bundan pek hoşnut değil çünkü yıldızların hemen tümünün yurtdışında oynamayı yeğlemesi, ülke futbolunun kalitesini düşürüyor. Ne yapacaksınız ki kulüpler bizimkilerle ortak bir noktada tam olarak buluşmuş durumda: Futbol düzeyi olarak aramızda epeyce fark var ama maddi açıdan batmışlık konusunda onlarla rahatlıkla yarışabiliriz. Bu yüzden yıldızlar kaçınılmaz olarak yurtdışına gidiyor. Örneğin, son dönemin en büyük yıldızı Messi, 13 yaşında ülkesinden ayrılıp Barcelona'ya gelmek zorunda kaldı. Onun yaşadığı büyüme sorunu ile ilgili ilaç ve iğnelerin temini konusunda isteksiz davranan Arjantin kulüplerinin sonradan kaçırdıkları balığın büyüklüğü nedeniyle tuttukları yasın bir anlamı olmuyor elbetti ki…

Jonathan Wilson, Arjantin futbolunun geçirdiği bütün evreleri titiz bir incelemeyle değerlendirmenin ötesinde bunları edebi denilebilecek bir dille aktarma becerisine de sahip. Yoksa bu kadar oylumlu bir kitabı okutabilmek kolay değil. Messi ve Maradona gibi yıldızlar kitapta hakettikleri kadar yer tutuyor ama Arjantin futbolu onlardan ibaret değil. Geçmişte ve günümüzde adlarını onların yanına yazdırabilecek bir yığın adam var. En azından bize çorba gibi gelen lig statülerinin dışında, devletle olan kabulü zor türden ilişkiler, mafyalaşmış taraftar grupları, şiddetin her türünün futbolun içinde oluşu gibi epeyce tanıdık noktalar ayrıntılı olarak anlatılıyor kitapta.


Tarihi gerçekler, önemli tanıklar


1978'de faşist generallerin yönetimde oldukları dönemde kendi evlerinde kazandıkları Dünya Kupası ile duygu ve düşüncelerden Falkland savaşı sonrasında İngilizlerle yapılan maçlarda olanlara kadar Arjantin futbol tarihinin her dönemi yetkin biçimde kaleme alınmış. Jonathan Wilson, bu olayların Arjantin tarafındaki futbol adamlarının hemen tümüyle tek tek görüşüp birinci elden tanıklıklarla kitabını zenginleştirmiş. Messi ve Maradona öncesindeki Arjantin'in dünya çapındaki büyük yıldızlarına da bir saygı duruşu sayılır bu kitap. Bazılarını uzaktan da olsa tanıyoruz ama adlarını ilk kez işittiğimiz yıldızlar da kitapta yer alıyor.

Tolga Esmer'in çevirisinin değerini ölçebilecek yabancı dil bilgisine sahip değilim. Kitapta, başka bazı çevirilerde sıkça rastlanan futbol kavramları yanlışı açısından bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bazı yerlerde Wilson'un üslubunu koruma kaygısıyla olsa gerek 'çeviri kokuyor' denilebilecek yerler var. Ancak bundan daha önemlisi Türkçe ifadedeki bazı dalgınlıklar. "…Ricardo Rojas oyuna sekerek devam etmek zorunda kalınca da River dokuz kişiyle mücadele etmek zorunda kaldı."(s.531) gibi…

Konfederasyon ifadesi yakın zamana kadar yüzde yüz yanlış kullanılıyordu, doğrusu olan Konfederasyonlar'ı son şampiyona sırasında ilgili arkadaşların yüzde 50'sine anlatabildim (s.597). Aynı sayfadaki dizgi yanlışı üzerinde durulmadan geçilebilecek gibi değil, kendime…sordum olacakken kedime… sordum yazılmış. Futbolla bu kadar ilgili bir kedi bulmak kolay değil…

Senin için hazırladığımız haberler