Beşiktaş ve Fikret Orman'ı neler bekliyor? Emin Özkurt açıkladı!

Beşiktaş'ın eski başkanı Fikret Orman, 1 Haziran 2018 ila 31 Mayıs 2019 tarihleri arasındaki hesap dönemine ilişkin faaliyet ve işlemlerden dolayı oy çokluğu ile ibra edilmedi. Türkiye’nin şu anda aktif tek CAS Hakemi ve Ticaret Hukuku alanında uzman bir isim olan ünlü avukat Emin Özkurt, konuyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Fikret Orman’a dava açılacak mı? Orman ibrasızlık sonrası nasıl bir yol izleyebilir? Bahsedilen zararı Orman mı ödeyecek? Emin Özkurt Radyospor’da anlattı.

Spor Kazanı programında Özgür Sancar’ın canlı yayında sorularını yanıtlayan Emin Özkurt’un açıklamaları şu şekilde:

Bugün gerçekleştirilen Futbol A.Ş Genel Kurulu’nda Sayın Fikret Orman’ın ibra edilmemesi sık rastlanan bir durum değil. Bu karar; Beşiktaş yönetiminin zihninde Sayın Orman ile ilgili mali açıdan çok ciddi soru işaretleri olduğunu gösterir. Hukuken ise anonim şirketlerde genel kurul en üst kuruldur. 1 Haziran 2018 ila 31 Mayıs 2019 tarihleri arasındaki 305 milyon TL rakamını içeren dönem ibra edilmedi. Beşiktaş aleyhine yüksek bir zarardan söz ediyoruz.

Genel Kurul’un ibra etmeme kararı, Beşiktaş’ın Orman’a ve aldığı kararlara soru işaretleriyle yaklaştığı anlamına geliyor. İyi niyet olsa ibra edilmiş olurdu. Açıklanması gereken bir takım soru işaretleri olduğu Beşiktaş yönetimi tarafından kayıt altına alındı.

Fikret Orman’ı ne bekliyor? Yönetim kurulu üyeleri adına dava açılabilmektedir. İbranın onaylanması sorumluluk davası yoluna gideceği anlamına gelmez. Genel Kurul dava açmadan da ibrayı onaylamayabilir. Rakamın ciddiyeti ortada. Beşiktaş’ı ve yöneticilerini bu noktada dava açma noktasına yöneltecektir.

Dava açılırsa, davaya bakacak mahkeme Fikret Orman’ın sebep olduğu zararı kendisine ödetebilir. Mahkemenin vereceği karara göre paranın tümünün ödenmesine de hükmedebilir. Kulüplerin ciddi rutin giderleri de var. Borsaya açık bir şirketten bahsediyoruz. Hissedarların da olduğu ciddi bir şirketten bahsediyoruz. Şirket zarara uğratıldığını düşünüyorsa hissedarlar da zarara uğramıştır. Hissedarlar mahkemeye başvurup konunun açıklanmasını talep etme hakkı vardır.

Türk Ticaret Kanunu’na aykırı bulunan ibra kararlarının iptali de istenebiliyor. Fikret Orman’ın da bu konuda itiraz hakkı var. İbra kararının iptalini talep edebiliyor. Sayın Orman da dava yoluna gidebilir. Sayın Orman, bütün görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini kanıtlarsa bu sorumluluktan kurtulabilir. Aksi takdirde Orman’a açılması beklenen tazminat davasıyla bu paranın yeniden Beşiktaş’a dönmesi için girişimde bulunabilir. Genel Kurul, Orman aleyhine dava açabilir. Bunu beklemek de sürpriz olmaz.

Hissedarlar, ibra edilmeyen kişilerle ilgili dava açabiliyor. İbra edilenler için risk görünmüyor. Fikret Orman ile ilgili olarak ise ciddi hukuki risk var. Bunu söylemek yanlış olmaz. Ciddi bir zarar söz konusu. Bunun tane tane nasıl doğduğunu Orman’ın izah etmesi gerekir. Cezai bir süreç de olabilir. Savcılar şikayet üzerine devreye girebilir. Orman ile ilgili suç duyurusunda bulunulursa da kimse şaşırmasın. A.Ş’nin Genel Kurulu böyle bir karar verdi. Dernek ile ilgili bir ibrasızlık daha sonra netleşecek.

Dava açılırsa mahkeme inceleme yapacak. Orman’ın da ibra edilmeme kararını mahkemeye taşıma hakkı var. Kendisinin zan altında kaldığı harcamaları net, yalın bir şekilde izah etmesi gerekecek. Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyeleri, kulübün menfaatini korumak adına adım atmışlardır.

İbra süreçleri ve ticari davalar sonrasında Beşiktaş bilinçli bir şekilde zarara uğratılmış denilirse, cezai sorumluluk da söz konusu olur. Yargılama sürecini sabırla beklemek gerekir. Aksi kanıtlanıncaya kadar herkes masumdur. Ticari bir konudan bahsediyoruz. Yargılama süreçleri Türkiye’de ne yazık ki uzun sürüyor. Uzun bir yol Fikret Orman’ın önünde görünüyor. Bunu çok rahat 1-2 sene olarak öngörebiliriz.

A.Ş farklı bir tüzel kişiliktir. Dernekten ayrıdır. Sayın Çebi derneğe başkan seçildi. Dernek şirketin en büyük hissedarıdır. Gerek Adnan Dalgakıran ve sayın Çebi önemli ticaret insanları. Mesut Urgancılar da uzman ve yöneticilik yapmış insanlar. Bu doğrultuda bir karar aldılar. Şaşırtıcı değil, hukuki olarak da mümkün bir durum.

Doğru ya da yanlış hareket etmeyi bilen, profesyonelliğe önem veren, zararı değil tasarrufu düşünen, gelişmeyi önemseyen, gelir kaynakları oluşturmak isteyen, akıl edebilecek kişiler tarafından yönetim sağlamak gerekir. Türk futbolu bu açılımı yapmazsa ciddi sıkıntılı yaşanır. Bu adım, zihniyet değişikliği çerçevesinde atılan bir adım olarak görülebilir.