“Bizim Çocukların” yarısından fazlasını hasta ettiler!

Hüseyin Özkök-AJANSSPOR

2022 Dünya Kupası grup elemeleri nedeniyle verilen aranın ardından kadroya ilk çağrılan 28 kişiden tam 16 Milli Takım futbolcusunun korona testlerinin pozitif çıkması TFF’nin ve Milli Takım sorumlularının neden olduğu çok büyük bir skandaldır. Son olarak da bugün Hollanda’da Feyenoord forması giye Orkun Kökçü testinin pozitif çıktığını açıkladı.

Böylece pozitf test edilen milli oyuncu sayısı 16’ya yükseldi. Bu oyuncular şunlar:

İrfan Can Kahveci, Nazım Sanagre, Taylan Antalyalı, Emre Kılınç, Yusuf Yazıcı, Zeki Çelik, Merih Demiral, Cenk Tosun, Kaan Ayhan, Dorukhan Toköz, Mert Günok, Kenan Karaman, Çağlar Söyüncü, Enes Ünal, Mert Müldür, Orkun Kökçü.

Şurası çok açık ki, bu oyuncular İrfan Can Kahveci’nin düğünü sonrası önlem almayan TFF’nin ihmalkarlığı sonucunda hastalığı kapmış durumdalar ve bu hafta sonu yurtiçi ve yurtdışında takımlarında yer alamıyorlar.

Şenol Güneş kadroyu 28 kişi olarak açıklamasının ardından Milli Takım oyuncuları 22 Mart Pazartesi günü Riva’da kampa alındı. Hemen 1 gün sonrasında ise TFF İrfan can Kahveci ve Nazım Sangare’nin sakatlık nedeniyle Milli Takım’dan çıkarıldıklarını duyurdu. Kampa sağlam gelen iki oyuncu birden “sakatlanmıştı”.

Tesadüfen aynı gün Altunizade Acıbadem Hastanesi’nde her gün tedaviye giden bir arkadaşım bana mesaj atarak İrfan Can ve Nazım’a hastanede rastladığını ve test sonucu beklediklerini öğrendiğini söylemişti. Yani TFF yetkilileri sakatlık diyerek kamuoyunu yanıltıcı bilgi vermiş oldu.

Peki İrfan Can ve Nazım neden birden Salı günü hastaneye gönderildi? Muhtemelen bu oyuncuların testlerinin pozitif çıkmasının ardından Acıbadem Hastanesi ile sponsorluk anlaşması bulunan Fenerbahçe Kulübü de oyuncularını bir kez daha teste sokarak durumu tescillemek istedi.

Ancak bana göre hatanın en büyüğü Milli Takım oyuncularının kampa girer girmez mesafe kurallarını gözetmeden bir araya gelmelerinde yatıyor. Görünen o ki, hele ki İrfan Can da düğün yapmışken, oyuncular Riva’ya geldikten sonra testlerin sonucu belli olana kadar ayrı tutulmadılar ve “kaynaşarak” hasret giderdiler. Burada oyuncuların bir araya gelmesine engel olamayan Milli Takım sorumluları kadar sorumlu davranmayan oyuncular da bana göre suçludur.

Bu bağlamda Şenol Güneş’in ancak kıtalararası uzun seyahatlerde söz konusu olacak Jetlag durumunu İspanya seyahati dönüşü ile bağdaştırması, Milli Takım yetkililerinin ihtimalleri ne kadar küçümsediklerinin açık bir göstergesidir. TFF Sağlık Kurulu da kesinlikle sınıfta kalmıştır.

Dünya Kupası grup elemelerinde oynayan bir başka ekip olan Almanya’nın futbol federasyonu DFB ise TFF’nin aksine çok sert önlemlere imza attı. Özellikle Almanya’nın İngiltere’den gelenlere mutasyonlu virüs nedeniyle uyguladığı tedbirler, İngiltere’de oynayan Alman Milli Takımı oyuncularına yapılan kampı adeta bir esaret kampına dönüştürdü. Çünkü Liverpool’un Almanya’ya sokulmadığını bilen yöneticiler, iç saha maçlarını oynadıkları Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ne bağlı Duisburg şehrinin sağlık makamlarından bu oyuncular için ancak şartlı izin alabildiler.

Almanya kampına İngiltere’den gelerek katılan Bernd Leno, Antonio Rüdiger, İlkay Gündoğan, Kai Havertz, ve Timo Werner, takımın diğer oyuncularından ayrı tutularak izole edildiler ve adeta bir ayrımcılığa maruz kaldılar. Takımdan ayrı antrenman yapan, ayrı yemek yiyen ve takım toplantılarına Zoom vasıtasıyla katılan 5 oyuncu, arkadaşlarıyla sadece maçlarda bir araya gelebildiler. Kamp boyunca ise Almanya'da yalnızca Mönchengladbach'ın oyuncusu Jonas Hofmann ilk maç öncesi pozitif test edilerek kamptan çıkarıldı.

Milli Takım konusuna girmişken prim meselesi ile ilgili de birkaç cümle yazmam gerekiyor.

Ajansspor’dan Salim Manav, özel bir habere imza atarak Milli Takım oyuncularının galibiyet primi olarak maç başına ne kadar prim aldıklarını yazdı. Hatta bu haber Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan’ın köşesine kadar taşındı. Ancak bu haber daha sonra Şenol Güneş ve TFF tarafından yalanlandı. Ama yine de ortada verilen bir prim var, çünkü Milli Takım sorumlusu Selim Soydan “Milli Takım’da oynamayanlar bile primi hak etti” açıklamasını yaptı. Miktar ise saklı. Her zamanki şeffaflık olmadığı için oyunculara ne kadar prim verildiğini bilemiyoruz.

Ama ben Hüseyin Özkök olarak Almanya Milli Takımı oyuncularının ne kadar prim aldığını biliyorum. Çünkü oyuncuları verilen primlerin miktarı daima kamuoyuna açıklanıyor. Örneğin grup eleme maçlarında Alman oyuncular maç başına 20.000 Euro galibiyet primi alıyor. Eğer takım gruptaki 10 maçı da kazanır ve bir oyuncu bu maçların tamamında yer alırsa 200 bin Euro prim almaya hak kazanıyor. Gruptan çıkmaya ise ekstra prim yok. Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası turnuvalarında ise Alman oyuncular 2. Tur’dan itibaren çeyrek finale kalırlarsa prim almaya başlıyorlar. Almanya Rusya’da gruplarda elendiği için prim alamadı. Şampiyon olsa alacakları prim oyuncu başına 350 bin Euro olarak belirlenmişti. Finalin kaybedilmesi halinde ise bu rakamın yarısına hak kazanacaklardı.

Türk futbolu ile Alman futbolu arasında sadece kalite farkı yok. Yönetici farkları da çok bariz şekilde bu iki olayda ortaya çıkıyor.