"Dirar'ın Sörloth'a yaptığı müdahale penaltı"

Ajansspor'un sosyal medya hesaplarında yayınlanan 360 Derece programında Hüseyin Özkök'ün sorularını yanıtlayan Bülent Yıldırım, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşmasını değerlendiren eski FIFA kokartlı hakem, maçta alınan kararları teker teker inceledi.

AJANSSPOR

24. dakika: Serdar Aziz ve Sörloth ikili bir mücadele yaşadı. Arkasından Emre Belözoğlu ve Sörloth arasında bir diyalog başladı. Yayıncı kuruluşun hangi sıralamayla bizlere görüntüyü verdiğini bilmediğimiz için olayların yaşanma sıralamasını bilemiyoruz. Bu tarz durumlarda hakemlerden, iki takım adına eşit kararlar vermesi istenir. Orada ne yaşandığını ve neler söylendiğini tam olarak bilemediğimiz için verilen kararları kabul etmemiz gerekir. Hep söylüyoruz pandemi sonrasında başlayan futbolda kenardaki isimlerin daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü söylenilen ve yapılan şeyler maçların seyircisiz oynanması sebebiyle daha net olarak duyulup, görülebiliyor. Ancak orada Sörloth'un da profesyonel bir oyuncu olarak saha dışından gelen tepkilere cevap vermesinin sportmenliğe aykırı bir durum olduğunu söylemek gerekiyor.

38. dakika: Dirar'ın Sörloth'a yaptığı hamle koordinasyon eksikliğine bağlı bir müdahale. Oyun kuralları mantığından pozisyona bakarsak, top oyunda, müdahaleyi defans oyuncusu yapıyor. Savunmadaki oyuncu, topa hiçbir müdahalesi yokken rakip oyuncuya kural dışı bir temasta bulunduğu zaman bu kuralara göre dikkatsiz bir fauldür ve penaltıdır. Müsabaka hakemi pozisyonu, gereğinden fazla yakından ve dar açıdan gördü. Dikkat ederseniz 2 oyuncunun da ayakkabı rengi aynı. 2 oyuncuda da aynı renk ayakkabı olunca bu tarz temasları yakından çözmek çok zordur. Çünkü temasın derinliğini tam olarak algılayamayabilirsiniz. Dikkatsiz müdahale olduktan sonra da bir avantaj pozisyonu doğdu. Hakem de çok yakın olduğu için bu pozisyondan şüphelenmedi ve oyunu devam ettirdi. Ancak oyun kuralları açısından bakıldığı zaman o pozisyon dikkatsiz müdahale ve penaltıydı.

Hakem görmeseydi, VAR müdahalede bulunurdu. Ya da hakem görmekle beraber çok farklı ve yanlış değerlendirseydi ve pozisyon çok bariz bir müdahale olsaydı (yani elde bir kanıt olabilseydi) ayağa basma, vurma, çekme, tutma gibi VAR oyuna müdahale edebilirdi. VAR'ın; hakemin pozisyona çok yakın olduğunu düşündüğü ve başka açılardan da pozisyonda çok açık ve bariz büyük bir hata görmediği için müdahale etmediğini düşünüyorum. Bu tür dikkatsiz ve yoruma açık küçük müdahaleler, VAR'ın müdahil olabileceği en zor pozisyon türüdür. Ancak VAR, Türkiye'de uygulanmaya başladığından beri şunu görüyoruz: Müdahale çizgisi net bir şekilde ortaya konulamadığı için uygulamada bir türlü standart sağlanamadı. Dolayısıyla insanlar da bu durumu anlayamadığı için VAR'a 'Neden müdahalede bulunmuyorsun?' diyebiliyor. Bu durumun önüne geçilmesi için medya yoluyla, örneklerle insanlara anlatarak, standart uygulamalarla durumu daha iyi ve net bir şekilde açıklamak gerekir. VAR'ın bir maçta başka, diğer maçta başka bir müdahale çizgisinde oyuna girmesi insanlarda kafa karışıklığına sebep oldu.

55. dakika: Serdar Aziz, Sörloth'un arkasında kaldığı için o pozisyonda ciddi bir risk alıyor. Bu pozisyona özel konuşmuyorum ancak UEFA kriterlerine göre tekme savurduğunuzda rakibinize tekmeniz gelse de gelmese de hakem sizi oyundan ihraç edebilir. Kurallarda “tekme atmak ya da tekme atmaya teşebbüs etmek” biçiminde belirtilir. Bu pozisyon özelinden bakıldığı zaman Serdar, arkada kaldığı için umut vadeden atağı kesmeye çalışıyor. O esnada Sörloth biraz yavaşlasa ve o taban müdahalesi ve tendon bölgesine bir temas gerçekleşse direkt kırmızı kart da görülebilirdi. Hareketin toplamına bakıldığı Serdar Aziz'in amacı küçük sıyrıklarla, Sörloth'un umut vaadeden atağını kesmekti. Onu da kesemedi ve avantaj uygulandı.

63. dakika: Uzaktan gelen topta Vedat'ı takip mesafesini almak için kolunu kullanan Hosseini'nin top direk koluna gelse %100 penaltı. Ancak ikili mücadelede Hosseini kafaya çıkıyor. Kafaya çıktıktan sonra temasın olacağını hisseden Hosseini, kolunu doğal konuma indirip, topun elle temasından kaçınmaya çalışıyor. Ve sonucunda kolu doğal bir pozisyondayken top eline çarpıyor. İkinci olarak Vedat'ın kafa hamlesi ve ikilinin havada olması nedeniyle bir anda beklenmedik top durumu oluşuyor. Oyuncu Vedat’ın kafayı vuramayacağını hissettiği anda kolunu çekiyor ve o çekmesine rağmen top koluna çarpıyor. Dolayısıyla UEFA kriterlerine göre bu pozisyon penaltı değil. Kısacası kısa mesafe ve beklenmedik bir top nedenlerinden pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyorum. İnsanlarda 'Top uzaktan geldiği için oyuncu elini çekebilir" yanılgısı oluşabilir ancak yeni kurallar çerçevesinde bu durum aşama aşama değerlendirilir. Ülkemizde topun her elle-kolla buluşmasında penaltı bekleniyor. Şahsen Cüneyt Çakır'ın pozisyonu gördüğünü düşünüyorum. Gördü, pozisyonu değerlendirdi ve içerideki VAR odasına iletti. VAR hakemleri de ekran görüntüleriyle pozisyonu incelediği zaman pozisyonu aynı şekilde değerlendirdiği için müdahalede etmediler diye düşünüyorum.