Dursun Özbek için flaş yorum: 'Başkan olsa da...'

30.05.2018 - 09:59 | Son Güncellenme: 30.05.2018 - 09:59

Dursun Özbek için flaş yorum: 'Başkan olsa da...'

Milliyet gazetesi yazarı Şansal Büyüka, bugünkü köşesinde Süper Lig'in gündemini değerlendirdi. 

Transfer ayı dert ayı... Kulüplerde kadro adına ihtiyaç çok, kasalarda para yok, üstelik UEFA elinde sopa kafamıza indirmeye hazır bekliyor. Bol keseden harcama devri bitti... Bitmese de kasalarda para bitti. Taraftara bunu anlatamazsınız... Onlar transfer bekliyor. Onlar daha iyisini, daha şöhretlisini, en şöhretlisini bekliyorlar.
 

Şampiyon Galatasaray, Şampiyonlar Ligi oynayacak. Fatih Terim nerede oynarsa oynasın asla “konu mankeni” olmaz. Bu bakımdan çok iyi bir kadroya ihtiyacı var. Ama sıkıntı diz boyu...

Galatasaray savunmasının iki kiralık adamı gitti. Stoper Denayer ile sol bek Nagatomo... Galatasaray’ın zaten stopere çok ciddi ihtiyacı vardı. Şimdi önce Denayer ile yeniden anlaşmanın yollarını arayacaksın, yanına da Şampiyonlar Ligi’ni kaldırabilecek çok iyi bir stoper bulacaksın. Yetmedi, mutlaka Nagatomo işini halledeceksin. Yazmak, söylemek kolay da, anlaşmak, almak o kadar kolay olmuyor.

Şampiyonlar Ligi’nde yokluktan var ettiğin Donk ile idare edemezsin. Açık konuşalım bu alanda Feghouli ile Belhanda fazla bir şey vermedi. Ben Fatih Hoca’nın orta sahasından pek de mutlu olmadığını düşünüyorum. Nereden baksanız çok etkili, çok kaliteli iki orta saha oyuncusuna ihtiyacınız var.

Bitmedi, dahası var. Rodrigues ya sağda, ya solda fırtına gibi... Ama oynamadığı kanadın işlediğini görmedik. Hücumda Rodrigues markalı tek motordan çift motora dönmek için ya Feghouli’yi gerçek çizgisine getireceksiniz, -ki ne kadar gelir tartışılır-, ya da o kanada yeni bir Rodrigues bulacaksınız. Kolay değil... Önce adamı, sonra parayı bulacaksınız. Gerçekten kolay değil...

Devam... Lig, kupa, Şampiyonlar Ligi... Eren Derdiyok’un verimsizliği düşünülürse, bu kadar yükü Gomis’in sırtına yükleyemezsiniz. Üretken bir santrfor daha gerekiyor.

Şampiyonluk güzel, tarihe yeni bir şampiyonluk yazmak güzel, beşinci yıldıza bir adım daha yaklaşmak güzel... Onuru, coşkusu, mutluluğu çok güzel... Her kulübün, her takımın hedefi, hayali şampiyonluk... Getireceği yüklere rağmen herkesin hayali, hedefi bu... Ancak şurası kesin: Başkan Mustafa Cengiz’i, Abdurrahim Albayrak’ı ve Fatih Terim’i gerçekten sıkıntılı bir dönem bekliyor. Hem parayı bulacaksın hem de iyi futbolcuyu... İkisi de kolay iş değil...

Helal olsun Gomis’e

Süper Lig’in gol kralı Galatasaraylı Gomis, Fenerbahçe Stadı’nın önünden geçerken, kaleci Volkan’ın duvarlarda asılı olan posterini de alacak şekilde bir görüntü çekmiş ve “Büyük rakipler olmasa, elde edilen zaferler bu kadar güzel olmazdı” diye yazıp paylaşmış.

Helal olsun Gomis’e... Hem rakibe saygı gösteriyor hem de Galatasaray’ın şampiyonluğunu daha da yüceltiyor. İyi sporculuğun yanına iyi bir sportif kişilik de ekleyince tadından yenmiyor.

Cengiz’in hakkıydı

Dursun Özbek “Baskın seçim” kararı aldığında ve ortada kimse yokken Mustafa Cengiz “varım” diye ortaya çıktı. 10 gün gibi çok kısa bir sürede mucize gerçekleştirip seçimi kazandı. Dört ay sonra seçim yapacağının sözünü verdi. Tribünlere huzur geldi. Parasal sorunlar kısmen askıya alındı. UEFA görüşmeleri olumlu gelişti. Sözünü tutup seçim tarihini ilan etti. En önemlisi takım şampiyon oldu.

Sonuçta Galatasaray delegasyonu kötü günde ortaya çıkan Mustafa Cengiz’i iyi günde terk etmedi. Doğrusu budur. Başkanlık Mustafa Cengiz’in hakkıydı. Tebrikler ve başarılar...

Ödünç oylar!

Dursun Başkan mali genel kurulda “ibra” olunca o oyları kendi oyları sanarak büyük bir yanılgıya düştü. Oysa Galatasaraylı delegeler Adnan Polat’ın “ibra edilmeyişi” ile düşülen tarihi yanlışı bir daha yapmak istemediler ve Dursun Başkan’ı ibra ettiler.

Yani mali genel kurulda “ibra” için Dursun Özbek’e verdikleri ödünç oyları geri alıp başkanlık seçiminde Mustafa Cengiz’e attılar.

Başkan olsa da iktidar olamazdı

Dursun Özbek başkan olsa da iktidar olamazdı. Tribünler kendisini çalıştırmazdı. Her maçta istifa, her maçta tepki sesleri yükselirdi. Hem kendi huzursuz olurdu hem de Galatasaray...

Çok üzüldüğünü tahmin edebiliyorum ama hem kulübün hem kendisinin ve ailesinin huzuru adına sanki böylesi daha iyi oldu. Aslında Dursun Başkan “kaybederken kazandı...”

Orman’ın yükü ağır

Beşiktaş golcü konusunda eski ayarlarına dönmek zorunda... Yani bir sezonda 25-30 gol atabilecek bir golcüye... Bulunur mu, bulunursa para yeter mi? Hepsi bir başka dert... Orman ve ekibini ağır bir mesai bekliyor.

Beşiktaş’ta gelir azaldı, gidenler çoğaldı, kadro adeta boşaldı. Beşiktaş’ı sıkıntılı, uzun ve yüzde yüz isabet sağlaması gereken bir transfer mevsimi bekliyor.

Adeta tombaladan çıkan ve mükemmel işler yapan Tosic gitti. Bu sezon Brugge’de iyi işler yaptığı söylenen Mitrovic dönüyor. Ama halen soru işaretleri var gibi... Vida hayal kırıklığı oldu. Yeni sezona iyi başlarsa sorun yok. Pepe sağlam, yanına mutlaka ikinci bir stoper daha... Mecbur kalınırsa elbette Medel...

İki önemli bekten Gökhan sakatlıklar yaşıyor, Caner uzun süreli sakatlıklarla boğuşuyor. Elde var Adriano... İki tarafta da oynayabilen, Beşiktaş kalitesini taşıyabilecek bir beke ihtiyaç var gibi...

Orta sahada Atiba çöktü. Seneye toparlar mı? Yaş yürüyor, toparlasa bile eski kıvamını bulabilir mi? Oğuzhan geçen sezonu neredeyse pas geçti. Yeni sezonda sıçrama yapmazsa “eyvah eyvah...” Talisca bir efsaneydi... Fırıncı küreği gibi sol ayağıyla attığı gollerle derin izler bırakıp gidiyor. Yerine kim gelirse gelsin, yeni bir Talisca çıkarmak neredeyse mümkün değil...

Negredo, Vagner Love, Beşiktaş’ın golcüleri olmadıklarını gösterdiler. Keşke genç Larin daha erken hazır hale gelebilseydi...

Ne olursa olsun Beşiktaş golcü konusunda eski ayarlarına dönmek zorunda... Yani bir sezonda 25-30 gol atabilecek bir golcüye... Bulunur mu, bulunursa para yeter mi? Hepsi bir başka dert... Fikret Orman ve ekibini çok ağır bir mesai bekliyor.

Adil bir yarış değil

Ali Koç’un Bodrum konuşmasını internetten canlı izledim. Ali Koç, Faruk Ilgaz Tesisleri’ni toplantı için istediğini, vermediklerini, ama yönetimin aynı tesislerde kongre üyeleriyle seçim toplantıları yaptığını söyledi. FBTV’ye de çıkamayışından dert yandı.

Haklı; Ali Koç, Fenerbahçe’nin rakibi ya da düşmanı değil... Fenerbahçe’nin başkan adayı ve geleceği... Adil bir yarış değil bu...

Rövanş maçı!

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Yargıtay’dan beraat kararına onama çıkarsa, 3 Temmuz döneminin bazı isimleri ile mahkemede hesaplaşacağını söyledi. O günleri hatırlayın, hakikaten Fenerbahçe de Aziz Yıldırım da yerle bir edilmişti. Belli ki bazı kurumlar ve kişiler için mahkeme kapısı görünüyor.

Bir anlamda rövanş maçı... Sert bir maç olacağa benziyor.

Önemli değil mi?

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, seçim çalışmaları sırasında bir soru üzerine “transfer yapacağız, önemli değil” demiş... Anlamadığım şu: Transfer yapmak önemli değilse Fenerbahçe bu transferlerde yıllardır niye bu kadar çok “karavana” atıyor?

Ne oldu bu Ozan’a?

Fatih Terim’in milli takım döneminde Ozan Tufan vazgeçilmeziydi. İlk on bire ilk Ozan’ın adı yazılırdı.

Yanılmıyorsam Fenerbahçe 8 milyon euro bonservis parası verip Ozan’ı aldı. Ne oldu bu Ozan’a? İstanbul’da, Fenerbahçe’de ne değişti de, Ozan Tufan “yok” hükmünde sayılmaya başlandı. Bir futbolcu kendisini bu kadar harcar mı? Bir kulüp bu kadar para ödediği futbolcusunun ortadan kayboluşuna bir çare bulamaz mı?

Sen bu işi bilmiyorsun!

Arda Turan’a Disiplin Kurulu 16 maç ceza vermişti. Tahkim Kurulu 10 maça indirdi. Hadi bir-iki maç  oynar da, bu kadar indirim, Disiplin Kurulu’na “sen bu işi bilmiyorsun” demek anlamına gelmiyor mu?

Sözleşmeler neden dövizle?

Herkesin aldığı para helal hoş olsun... Allah daha çok versin... Ancak kulüpler bu kadar borca batmışken, nefes almakta bile zorlanırken, yerli oyuncuların sözleşmelerini hangi gerekçe ile euro-dolar üstünden yapıyorlar, anlamak mümkün değil...

Tebrikler Afjet Afyonspor’a

Afjet Afyonspor, adı gibi iki yılda jet gibi iki lig birden yükselip Spor Toto Birinci Lig’e çıktı. Tebrik ediyorum.

Memleketimin takımı Sakaryaspor için derinden üzgünüm. Ancak kazananı alkışlamak gibi bir görevimiz var. İki yılda, iki lig yükselmek gerçekten önemli... Demek ki ortada iyi yönetilen bir kulüp var.

Atatürk Olimpiyat’a çareler bulunmalı

UEFA, 2020 Şampiyonlar Ligi finalini bir kez daha Atatürk Olimpiyat Stadı’na verdi. Çok iyi oldu. Boş kala kala neredeyse  çürümeye mahkum olacak stat böylece kurtulmuş oldu. Hiç olmazsa 2020’ye kadar bakılacak, hatta eksiği, gediği tamamlanıp, çoğu yeri yenilenip eskisinden de iyi duruma gelecek.

Ancak Atatürk Olimpiyat Stadı’nın bu kadar boş kalmasını önlemek adına çareler bulmak, alternatifler geliştirmek gerekmiyor mu?

Göztepe’nin tercihleri

Göztepe, Süper Lig’deki ilk yılında, Tamer Tuna da  ilk teknik direktörlük yılında önemli bir başarı elde ederek sezonu kapattı. Göztepe’nin şimdi yeni hocası Bayram Bektaş...

Belli ki Göztepe genç ve yıpranmamış hocaları seçmeye özen gösteriyor. Bayram Bektaş özellikle bir alt ligde son yıllarda önemli işler yaptı, radarlara girdi. Umarım, Süper Lig’deki ilk yılında bu istikrarını ve çıkışını sürdürür.

İşsiz kalma, boş gezme

Süper Lig’de maç yöneten hakemlerin aldıkları paraları okudum. Bayağı iyi kazanıyorlar. Hakemlikte profesyonellik bu kadar gelişmişken, eski futbolcuların tamamına yakını antrenör kurslarını bitirip boş gezeceğine, hakemliğe yönelemezler mi?

Belki hakemliğe başlamak, hocalığa başlamaya oranla daha sıkıntılı ama en azından sonrasında “işsiz kalma, boş gezme” riski yok. Futbolu bırakanlar bunu iyi düşünmeli... Ya da futbolu bırakanlara bir kolaylık sağlanmalı...

Senin için hazırladığımız haberler