EURO 2020 İsviçre rehberi!

Mert ELAM-AJANSSPOR

Eleme performansı: 5 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet

Elemelerde en çok gol atan isim: Cedric Itten (3)

Avrupa Şampiyonları tarihindeki en başarılı performansı: Son 16 (2016)

EURO 2016: Son 16

Muhtemel 11: Yann Sommer; Nico Elvedi, Manuel Akanji, Ricardo Rodriguez; Kevin Mbabu, Granit Xhaka, Remo Freuler, Steven Zuber; Xherdan Shaqiri; Breel Embolo, Haris Seferovic

Büyük turnuvaların istikrarlı katılımcılarından biri haline geldi İsviçre. EURO 2004 dahil olmak üzere son 9 turnuvanın 8’ine katılmayı başardılar. Peki nasıl oldu da İsviçre futbolda söz sahibi bir ülke olmayı başardı? Bunda ülkeye kabul edilen göçmenlerin payı yadsınamaz. Bugün takımın iskeletine baktığımızda ikinci jenerasyon göçmenlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Onlar hem yetenek hem de İsviçre’nin yıllardır eksikliğini hissettiği mental güç konusunda fark yarattılar. Bugün pes etmeyen, inatçı bir İsviçre izliyorsak bu, onlar sayesindedir.  

İsviçre beşinci kez Avrupa Şampiyonası’nda boy gösterecek. İlk katıldıkları EURO 96’da galibiyet alamamışlardı. Bugüne kadar sadece iki kez üç puan sevinci yaşadılar. Grup aşaması sonrası ise galibiyetleri yok. İlk golleri Türk asıllı Kubilay Türkyılmaz’dan geldi. Son golleri ise hafızalardan çıkmayacak güzellikteydi. Xherdan Shaqiri, Polonya’ya seri penaltı atışları sonucu elendikleri maçın son bölümünde attığı röveşatayla turnuva tarihinin en güzel gollerinden birisini kaydetmişti. 

2020, İsviçre adına pek iyi geçmedi. Diyebilirsiniz ki pandeminin patladığı bu dönemde kimin 2020’si iyi geçti ki? Siz de haklısınız elbette. Ama her zorlukta/hayal kırıklığında çıkarılacak dersler de yok değil. Mesela İsviçre 2020’de yaptığı sekiz maçın sadece birini kazanabildi belki ama İspanya, Almanya, Hırvatistan, Belçika, Ukrayna gibi dişli rakiplerle oynayarak büyük maç pratiğini geliştirdi. Eğer siz büyük turnuvalarda büyük başarılara imza atmak istiyorsanız büyük takımlarla nasıl oynanması gerektiğini bilmelisiniz. İsviçre bu maçlardan çıkardığı derslerle EURO 2020’de bambaşka bir görüntüde olabilir.

İsviçre’nin tek dezavantajı maçlar için kat edeceği mesafe gözüküyor. İlk maçını Bakü’de Galler’le oynadıktan sonra Roma’ya geçip İtalya ile karşılaşacak. Grubun son maçında ise Bakü’de Türkiye ile mücadele edecek. Grubu ikinci bitirirse Amsterdam’a, son 16 turunu geçerse tekrar Bakü’ye geçecek. Yarı final ise Londra’da. Bakalım bu baş döndürücü seyahatler onların performansını nasıl etkileyecek?

Teknik direktör: Vladimir Petkovic

1986 yılıydı. İsviçre’de tren garına geldiğinde yerel dili konuşmayı bilmiyordu. Onu karşılamaya gelecek menajer de ortalıklarda yoktu. Güç bela transfer olacağı kulübün yolunu buldu. Buluş o buluş. Bir daha kopamadı İsviçre’den Vladimir Petkovic. 2014’ten bu yana ise İsviçre Milli Takımı’nın başında. 

Bu görev onun için biçilmiş kaftan. Hem teknik ve taktik olarak yıllardır üzerine koyuyor hem de Sarajevo doğumlu bir Boşnak olarak çok uluslu bir takımı nasıl idare edebileceğini çok iyi biliyor. Çünkü o da bu yollardan geçti. İsviçre dışında Samsunspor ve Lazio maceraları var. Milli Takım’la ise istikrarlı bir şekilde büyük turnuvalarda yer alıyor. EURO 2016 ve 2018 Dünya Kupası’nda grup aşamasını geçmeyi başardılar. 2019 Uluslar Ligi organizasyonda Dörtlü Final organizasyonunda boy gösterdiler. 

Şimdi kariyerinin en büyük başarısı için sahne almaya hazırlanıyor. Rakipleri zorlu; İtalya, Türkiye ve Galler. Ama onun lugatında kolay yoldan başarı yok zaten. Artık bunca yılın emeğinin karşılığını alma vakti.

Yıldız oyuncu: Granit Xhaka

İsviçre’nin her şeyi diyebiliriz onun için; yıldızı, lideri, savaşçısı, oyuna hükmedeni, pas bağlantısını sağlayanı. Ve daha sayamayacağımız birçok şeyi. İsviçre için çok önemli bir figür Granit Xhaka. 2011’de henüz 19 yaşında başlayan milli takım kariyerinde 10 yılı devirmeyi başardı. 2020’den bu yana da Lichtsteiner’den devraldığı kaptanlık görevini yürütüyor. 

Bugünlere kolay gelmedi elbette. Daha doğmamışken babası Yugoslavya’da 3.5 yıl hapis yattı. Çıktıktan sonra İsviçre’ye göç ettiler ama Xhaka’nın sözleriyle burada hayata sıfırdan bile değil daha aşağıdan başladılar. Basel’de dünyaya gelen Granit, güçlü olmanın karakterinin bir parçası olduğunu söylüyor. Bunu şüphesiz babasına borçlu. 

Bir göçmen olarak kendini İsviçrelilere kabul etmesi pek kolay olmadı. Zaman zaman kötü performans gösterdiğinde ülkeye olan bağlılığı sorgulandı. Ama Xhaka eleştirilerden kolay etkilenecek birisi değildi hiçbir zaman. O sahaya konsantre olduğunda neler yapabileceğini defalarca gösterdi.

Mevcut kadroda İsviçre Milli Takımı formasını en çok giyen isim konumunda. EURO 2016 ve 2018 Dünya Kupası’ndaki 8 maçın tamamında 90 dakika sahada kaldı (Polonya maçında 120 dakika). 2014 Dünya Kupası’ndaki 4 maça da ilk 11 başlamıştı. Anlayacağınız büyük turnuvalarda takımın vazgeçilmezi. 

EURO 2016’da Polonya’ya penaltılar sonucu elendiklerinde penaltı kaçıran tek isimdi ve günah keçisi ilan edilmişti. Şimdi ise elinde kötü anıları terse çevirebileceği çok önemli bir fırsat var. Bunu kullanıp kullanmamak onun elinde olacak.

Turnuvada ne yapar?

Milli takımlarda kadro istikrarını yakalamak zordur. İsviçre bunu başarabilen nadir ülkelerden. Uzun yıllardır beraber oynayan bir takımdan bahsediyoruz. Üzerine koya koya gidiyorlar. 2020’de zorlu rakiplerle oynadılar ve turnuvanın hazırlığını çok iyi yaptılar. Çeyrek final görmeleri şaşırtıcı olmaz.

Granit Xhaka: 92 kez

Xherdan Shaqiri: 23 gol