Fatih Altaylı: 'Fenerbahçe engelli basketbol takımı kurmalı
Bloomberg'de yayınlanan 'Spor Saati' programında konuşan Fatih Altaylı, gündem değerlendirmesinde bulundu. Altaylı, Milli Takım'ın FIFA 2018 Dünya Kupası'na gidememesinden Eskişehir'de ıslıklanan Arda Turan'a, İzlanda'nın başarısından Michael Schumacher'e kadar birçok konuda açıklamalar yaptı.
''ADA DEDİĞİN İZLANDA HER ALANDA BİZDEN İYİ''
Milli Takım'ın önümüzdeki turnuvalarda daha alt torbalarda yer alma tehlikesi üzerine konuşan Fatih Altaylı, ''Maç kaybettiğimiz takımlara bakarsan hangi çanaktan turnuvalara katıldığımızın önemi yok. 4. çanaktan bir takım geliyor bize 4 tane atıyor gidiyor. Böyle olmaya devam edersek nereden katıldığımız çok da önemli değil. En dip çanak neyse oraya doğru Türkiye koşar adımlarla gidiyor. Bu ülkede futbol dahil hiç bir şeyi ciddiye almıyorum. Bu ciddiyet meselesini Milli Takım'la sınırlamak o çocuklara haksızlık oluyor. Bir ülkenin vatandaşıysan o ülkeye karşı tüm ödevlerini ve görevlerini yapmalısın. Vatanı seviyor olmak demek; o ülkeye katkıda bulunuyor demek. Futbolculara kızıyoruz, işini ciddi yapmıyorlar diye. Bence futbolcular olmaları gerekenden daha ciddiler. Kıyamet kopuyor. 'Vay ada takımına yenildik' diye. Ulan o ada dediğinizin milli geliri Türkiye'nin 3 mislinden daha fazla. E ne oldu ada? Toprağı yok, ekim yok, dikim yok, hiç bir şey yok ama senden zengin. 2008'de bu ülke batıyordu ama bugün senden daha iyi durumda. Hiç kimse düşünüp de 'İzlanda'dan neden biz daha zengin değiliz' diye bunu sağlayamayan şirketlere ve şahıslara bir şey diyemiyor ama futbolculara herkes laf ediyor. İzlanda'nın yaşam standartları Türkiye'nin iki misli. İzlanda'daki eğitim seviyesi Türkiye'nin iki üç misli. De ki 'Ben İzlanda'dan şu alanlarda iyiyim ama aptal futbolcular İzlanda'yı yenemediler' ama sen hangi alanda İzlanda'dan daha iyisin ki? Türkiye her alanda İzlanda'nın gerisinde! Futbolun nası ileride olsun. Futbolcun, İzlanda'dan kötü oldumu kabahatli, ama memleketin geri kalanı İzlanda'nın gerisinde olunca kimsenin kabahati yok. İzlanda zenginliği milli piyangodan mı kazandı? Eleştirmek kolay. At topu başkasına. O kötü bu kötü futbolcu kötü bilmem ne kötü falan filan. Eğer mağlubiyete gülmeyeceksek hüngür hüngür ağlayalım. Biz memleket olarak mağlubuz. Her maçtan 3-0 4-0 yenik ayrılıp averaj takımı oluyoruz. Arda'nın gülmesi de o gülme değil. O da ayrı bir mevzu...'' dedi.
''ARDA'NIN GÜLMESİ BİLDİĞİMİZ GÜLMEDEN DEĞİL''
Arda Turan'ın milli maçta oyundan alındıktan sonra gülmesiyle ilgili de yorum yapan Altaylı, ''Mustafa Denizli doğruya yakın bir şey söyledi. Hatırlarsın Fenerbahçe-Galatasaray maçında 6 gol yedik. O maçtan sonra birisi benle röportaj yaptı. Bana sordular, 'Ne yaptınız?' diye. Ben de 'güldük' diye cevap verdim. 1-0 geriye düştük üzüldüm, 2-0 oldu üzüldüm, 3 oldu yine üzüldüm, 4. golde 'Allah kahretsin' dedim, 5. golden sonra gülmeye başladım. Anlıyor musun bu nasıl bir gülmek? 'Değmez' diyorsun bir noktadan sonra. Arda'nın gülmesi de o gülmeden. Arda manyak mı? Niye gülsün? Halimize bak diye gülüyor ama bunun adı acı tebessüm. Arda'ya vur ona vur kendine vur. Kimse kendine vurmuyor. Kimse kendine bir şey demesin. Futbolcu gol atmadı vur futbolcuya. Hele hele Arda'ya vurma hakkımız iyiden iyiye az. Arda, Türkiye'den para kazanmıyor. Parasını İspanya'dan kazanıyor. Oradaki taraftara karşı daha sorumlu. Bizim parasını ödediğimiz paralardan almıyor. Federasyon başkanı çok üzgün ve tepkili diyorlar. Ne işin var senin orda? Ne yaptınız? Lucescu... Yanlışlar yapıyor mu? Yapıyor. Yanında kimse yok mu bu adamın. İlk geldiğinde Tayfur Havutçu'dan yardımcı olmaz demedim mi ben? Tayfur futbolu bırakalı kaç sene oldu ve biz onu nerede gördük? Nerede teknik direktörlük yaptı? Tayfur'un böyle bir ufku var mı? Tayfur'un böyle bir ufuk verecek futbol yapılanman var mı? E o zaman? Lucescu parasını alır gider, öbürü alır gider, sonra bir başkası gelir parasını alır gider. Peki bu organizasyon nerede? Altyapıdan adam çıkmıyor bu ülkede. Diyorlar ki 'Yabancı', İspanya'da yabancı sınırı var mı? İspanya Milli Takımı dökülüyor mu peki? Adamlar hem Dünya hem de Avrupa şampiyonu oluyorlar. Herkes topu birbirine atıyor. Yerli futbolcu yetişiyor da yabancı mı alıyor? Yerli oyuncu yetişmiyor ondan yabancı alıyorlar. Almanya'da yaşayan kaç tane Türk var ben sana sorayım. 3,5 4 milyon... Birinci Lig'de kaç tane Alman kökenli futbolcu var? Milli Takım'da Alman kökenli kaç futbolcu var? Orada nasıl yetişiyor kardeşim? Bizim altyapılarımız yok. Büyük takımlarda altyapı yok. Kimsede altyapı yok. Hiçbir ligde altyapı organizasyonu yok demiyor ama 'yabancıyı almayın' diyorlar. Yabancı gelmezse sen de ben de bu ligde oynarız. Birisi geliyor altyapı oluyor diğeri gidiyor altyapı kalmıyor. Bütün bu beceriksizliğin ve organizasyonsuzluğun faturasını sahaya çıkan 11 tane oyuncuya kesiyorsun. Vur Arda'ya vur Ozan'a! Bu çocuklar çıkıp oynamaya çalışıyorlar. Kızalım, kızmayalım demiyorum. Futbolculara 'ruhsuzlar' diyoruz. Futbol ruhla mı oynanıyor arkadaşım? Futbol bacak ve kafayla oynanır. İkisi entegre olursa bu iş olur. Kimse ruhla oynamıyor futbolu... Ampute takımının ruhu var da A Milli Takım'ın ruhu yokmuş. İki takımın da organizasyonları farklı alanları farklı. Ampute milliler iyi çünkü orada iyi bir organizasyon var. Uzun süredir adam gibi adamlar futbolun başında olmuyor. Yarın öbür gün Ampute'ye de futbolu yönetenler parmak soksun bak bakalım orada bir şey kalıyor mu?'' dedi.
''ARDA'YA GICIK OLMA SEBEBİMİZ BAŞKA''
Arda Turan'a gösterilen sert tepkileri de eleştiren Fatih Altaylı, ''Bu çocuklar profesör değil mühendis değil bunlar futbolcu. Bunların eğitim düzeyi belli kalitesi belli geldikleri yerler belli. İyi de konuşabilirler kötü de konuşabilirler. Bunun da eğitimi almalılar. Çocuk o günkü meselesine göre konuşuyor. Arda'ya gıcık olma sebebimiz gülmesi değil. Biz aşağıdaki birini hak etti veya etmedi en tepeye çıkarırız çünkü en tepeye çıktıkları yerde düştüğünde daha çok yaralansın isteriz. Çünkü yüksekten bırakırsak kesin düştüğünde ölür. Çıkar çıkar çıkar sonra at aşağı. Arda hak ediyor mu bunları? Hak ettiği yerler de var hak etmediği yerler de var. Arda'ya sürekli buradan diyorum. Türkiye'ye bu kadar gelme gündem olma demiyor muyum? Arda'ya gıcık olma sebebimiz bu. Zaten çok para kazanıyor diye ülkece kıl oluyoruz. Bacak kadar çocuk 50 milyon 100 milyon götürdü diye sürekli konuşuyoruz. İçten içe çaktırmasak bile deliriyoruz. 'Ulan ben bu kadını rüyamda göremem Arda ile beraber' diyoruz. Bu çocuğu biz adam ettik diye herkes saldırmaya kalkıyor. Kimse köyünde peygamber olmaz diye güzel bir laf vardır. Yarın Arda gider aynısını Oğuzhan'a yaparız. Ama kimse dönüp de bu organizasyon başından sonuna kötü demez.'' dedi.
''BASKETBOL FEDERASYONU NE İŞ YAPAR?''
Basketbol Federasyonu'nun da en az TFF ne kadar kötü yönetildiğinis söyleyen Altaylı, ''Futbolculara kızıyoruz ama basketbolculara niye kızmıyoruz? Basketbol Federasyonu ne iş yapar? Birileri bana anlatsın. İyi çocuklar var orada da ama kötüsünüz arkadaşım. İyi yönetemiyorsunuz. Başarılı değilsiniz. Türk basketbolunu Sırp mafyasının kucağına vermişsiniz. Bunları herkes biliyor. Biz de biliyoruz. Herkes konuşuyor ama sonra bize gelip 'Aman sus' diyorlar. Daha önce de söyledim burada. Basketbol maçlarında ne rezillikler var ama kimse konuşmuyor. Basketbolda olan rezilliklerin haddi hesabı yok ama futbol olunca iş değişiyor. Basketbolda da dünya kadar para dönüyor. Ben federasyondakilerin ne kadar para aldıklarını biliyorum. Kendi kulüplerinde bunları alamıyorlar. Atletizme bakalım. Orada da bu kadar doping normal mi? 'Vay atletlerimizde doping çıktı' diyip onun için de Arda'ya ve Lucescu'ya sövelim. Tepeden tırnağa bozuk her şey... Bir şey çökmeye başlarken her şeyi sürükler. Memleketin genelinde bir gerileme var. Her şey geriye gidiyor. Hiç bir şey ileri gitmiyor.'' ifadelerini kullandı.
''BÖYLE BİR MAÇ ÖNCESİNDE ISLIKLAMA OLMADI''
Eskişehir'de Arda Turan'ı ıslıklayan tribünleri de eleştiren Altaylı, ''Eskişehir'deki seyirciye sen iyi dedin ama farkediyorsan ben iyi demedim. Çünkü çok önemli bir maça çıkacaksın Arda Turan'ı maçtan önce ıslıklıyorsun. Maçta kötü oynar iyi oynar ıslıklarsın ama maça çıkmadan önce ıslıklamak nedir abi? Sonra oyundan çıktı devam ıslığa... Arda'ya kızıyoruz, kızmıyoruz, seviyoruz, sevmiyoruz kafalarımız sürekli karışık... Emre'ye bakalım mesela. Emre çok iyi oynadı ve oyuna kendini verdi. Arda'ya tekrar dönelim. Ne zamandır takımıyla oynuyor? Geçen sezon kaç maç oynadı? Neymar sakatken oynadı ve iyi de oynadı ama sonra nedense kestiler. Neden kestiler bilmiyoruz. Orada bir dolaplar dönüyor her yerde döndüğü gibi. Normal bunlar. Arda'dan da kaynaklı olabilir bilmiyorum. Dolabın içerisinde Arda vardır yoktur demiyorum ama bir şey dönüyor. 1 senedir oynamayan bir oyuncuyu kaptan olarak sahaya sürersen olacağı bu. Otur Arda'yla konuş 'Arda seni 70'den sonra oyuna alacağım' de. Ona göre kendini hazırlasın. Takımın oluşumunda zaten başlı başına hata var.'' dedi.
''MİLLİ TAKIM'I OLUŞTURACAK BİR TAKIM İSKELETİMİZ YOK''
Milli Takım kurarken hiçbir takımdan yararlanılmadığını söyleyen Lucescu'ya katıldığını ifade eden Altaylı, ''1974'deki Alman takımını hatırlıyorum hepsi gözümün önünde. Hala hatırlıyorum. Hadi say dersen şaşırabilirim ama aklımda çoğu. Dünya üçüncüsü olan Türk Milli Takımı'nı sayar mısın sayarsın. Fenerbahçe'yi 103 gol atan takımıyla sayar mısın sayarsın. Ama Türk Milli Takımı'nı sayamıyorsun çünkü o gün başka bugün başka. Sürekli değişen bir kadro. Sürekli haldır huldur değişiklik yap. Teknik direktör ile Federasyonun ortak iş yaptığının kimse farkına değil. Suçlu varsa ikisi de birden suçlu. O gün bir takım bugün bir takım. bir takım lobilerin adamları devreye giriyor. O oyuncu alınıyor bu alınmıyor. Menajerlik oyunları... Ne abi bunlar? Federasyondan tnaııdığım insanlar var. Konuştuğumda inanamıyorum. Yıldırım Demirören iyi bir insan ama beceremiyorsun abi bu işi. Bırak işte yapamıyorsun. Bu işten para mı alıyorsun? De ki alıyor ihtiyacın mı var bu paraya? Çekil abi bu işten... Yapamadım benden bu kadar de çekil kenara. Beğenmeyen gelsin buyursun de. Abi Türkiye'de bir hastalık var. Koltuğa yapışıyor herkes... Tepeden mi geldi görev? Git abi ben yoruldum de. Bırak başkasına versinler bu görevi. Yerine kim gelece onu görelim ama onu görsek de bir şey değişmeyecek. Rezilliğin bini bin para. Ampute'ye bakalım abi. Herkes işini iyi yapıyor. Oraya niye bunlar parmağını sokmuyor çünkü popüler değil. Yarın orası da popüler olsun bunlar parmağını oraya da sokar. Soktuğu an oraya da geçmiş olsun.'' dedi.
''AMPUTE'DE İŞLER PARAYLA DEĞİL GÖNÜLLÜ OLARAK YÜRÜYOR''
Ampute Milli Takımı'nın başarısının sürpriz olmadığını belirten Altaylı, ''Türkiye'de paralimpik ve engelli sporlarına çok büyük yatırımlar yapıyorlar. Türkiye'de de bu işlerin başında Yavuz Kocaömer gibi bu sektöre milyonlarca euro harcamış çok önemli birisi var. Almanya ve bu ülkede çok önemli bir iş adamı kendisi... Kendi işinden 2-3 kat daha fazla bu işlere vakit ayırıyor. Adeta ömrünü adamış birisi... Çok da saygı duyduğum bir kişilik. Geçmişte onla beraber yönetimde bulunduk. Paralimpik komitesinde yaptığı işleri anlatmak için kitap yazmak lazım. Anlattığım için karşılaştığımızda bana da kızabilir. Bu işler gönül işi. Diğer federasyonların kaçında gönüllü kişiler var? Bu iş gönül için yapılıyor para için yapılmıyor.'' değerlendirmesinde bulundu.
''FENERBAHÇE ENGELLİ BASKETBOL TAKIMI KURMALI''
Fenerbahçe'nin Engelli Basketbol Takımı kurması gerektiğini ifade eden Fatih Altaylı, ''Mesela Fenerbahçe basketbolda çok başarılı. Geçtiğimiz günlerde basketbol şubesinin çok başarılı bir yöneticisi var; Ozan Balaban. Onunla karşılaştık. 'Fenerbahçe'nin neden engelliler basketbol takımı yok?' dedim. Beşiktaş ve Galatasaray'da var. Fenerbahçe'de de olması lazım diye düşünüyorum. Bunu da kendisine söyledim. Onun da böyle bir niyeti olduğunu söyleyebilirim. Kurum anlamında söyledim. İnşallah kuracaklardır.'' dedi.
''TÜM BRANŞLARDA FEDERASYONLAR REVİZE EDİLMELİ''
Sadece futbol ve basketbol değil tüm branşlardaki federasyonların tekrar revize olması gerektiğini söyleyen Altaylı, ''Türkiye'nin tüm spor organizasyonları yeniden gözden geçirilmelidir. Basketbol, voleybol, futbol ne kadar spor varsa hepsinde tüm organizasyonlar gözden geçirilmelidir. Tüm federasyonlar gözden geçirilmelidir ki bunlar içinde en az sorunlu olan Voleybol'dur. Özellikle en çok paraların harcandığı basketbol ve futbolda federasyonların yeniden reorganize olması gerekiyor. Buna ihtiyaç var.'' ifadelerini kullandı.
''MİLLİ TAKIM İÇİN YENİ ORGANİZASYON LAZIM''
Lucescu'nun yabancı sınırlaması konusunda söylediklerine katıldığını belirten Altaylı, ''Lucescu'nun sözleri doğru. Hangi takımımızın Avrupa kupalarında bir başarısı var. Başakşehir ne yaptı? 1 puanı var... Fenerbahçe var mı? Yok. Galatasaray var mı? Yok. Bir tek Beşiktaş var. Bir ligde iyi giden takımın iskeletine bakalım. Lucescu mesela savunmaya kimi alacak? Beşiktaş'a bakalım orta sahadan Oğuzhan'ı alabilir ama yanına niye Atiba'yı almadı diye kızabiliriz mesela. Sağa Babel'i sola Quaresma'yı alsa Milli Takım olur mu böyle? Beşiktaş'tan kimi alabilir? Bu saydıklarımdan sadece Oğuzhan'ı alabiliyor. Dön savunmaya. Tosic'i mi alacak Pepe'yi mi alacak? Yoksa Adriano'yu mu alacak? Beşiktaş'tan bir hat oluşturalım desek yapamaz bunu. Cenk'i almış bi de Beşiktaş'tan iki oyuncu almış oluyor. Galatasaray'a dönelim, buradan kimi alsın? Aslan gibi Gomis var. Bu hattı ve iskeleti Galatasaray'dan kuralım desen; Belhanda ve Gomis'i alması gerekiyor. Selçuk'u alsın desen o da olmaz. Hakikaten bir takımdan iskeleti kuramıyorsun. Alamayınca da sorun oluyor. Lucescu aslında benim söylediklerimi söylüyor. Aynı takımdan böyle bir organizasyon kuramazsan sonra da başarılı olamıyorsun. Fransa'sı Almanya'sı bir takım üzerinden iskeletini oluşturabiliyor ama sen oluşturamıyorsun. Ülkende bir ekol vardır o ekole göre takım kurarsın ama sende o ekol de yok. Ya Fenerbahçe ya da Galatasaray çok başarılıyken milli takım çok başarılı. 2002'ye bakalım Galatasaray, Avrupa şampiyonu olmuş. Liginde böyle bir takım varsa Milli Takım'da da yürüyorsun. Yoksa yürüyemiyorsun bu kadar basit. Ya da hakikaten futbol ekolü olan bir ülke olacaksın. Ulan böyle kadro çıkar mı diyoruz. Peki Ozan'ı orada oynatmadı diyelim. Kimi orada oynatacak? Caner sarı kart cezalısı orada kimi oynatacak?Ya İsmail ya Hasan Ali... Bunlar iyi oyuncular mı? Fenerbahçe'de bunlar eleştirilmiyor mu? Ama kim var abi! Forvette Burak var adama kızıyoruz. Cenk oynuyor bak iki tane atıyor. Oğuzhan bugün verimli mi oynadı? Bu işler kolay işler değil. Enes Ünal' başlasa bu sefer Arda niye oynamıyor diye soracaklar. Orta sahaya başkasını koyarsın Selçuk niye oynamıyor derler. Sen de ki 'Bu kadro başarılı olur' de bekleyelim. Herkes bekliyor. Hoca bir kadro açıklasın. 'O alınır mı bu alınır mı' diye herkes konuşuyor. E çık baştan sen söyle kadroyu. Neden açıklandıktan sonra konuşuyorsun? Bu oyunculardan tek beklentimiz bu düzende hırslı oynamaları... Fakat içeride ne işler dönüyor ne menajerler işlere karışıyor bunları da bilmiyoruz. Artık paralar uçmuş. Futbolcuların tamamı yöneticilerden zengin. Menajerlerin tamamı kulüplerden zengin. Hal böyle olunca da işler başka yöne kayıyor. Böyle olunca da kimse kimseye saygı göstermiyor.'' dedi.
''SADECE BİR KİŞİ İSTERSE KURUMDAKİLER İSTİFA EDER''
Fenerbahçeli taraftarların TFF'ye gösterdiği tepki ve istifa taleplerini değerlendiren Altaylı, ''Son dönemde bu ülkede şu görüldü ki; bir kurumda bir kişinin istifa etmesi için sadece bir kişinin isteği geçerli. Onun dışında 80 milyon sokağa çıksa para etmez. Bir kişi var o isterse herkes istifa edebilir. Yıldırım Demirören de öyle.'' yorumunda bulundu.
''TERİM'İ KÖTÜ FUTBOL OYNATTIĞI İÇİN İSTİFAYA DAVET ETMEDİM''
Fatih Terim'i kötü futbol oynattığı için değil başka şeyler için eleştirdiğini söyleyen Altaylı, ''Fatih Terim'i teknik direktör olduğu için değil futbol direktörü olduğu için suçladım. 'Ben Türkiye Futbol Direktörü'yüm' dersen ona göre de hesabını verirsin. Adın ne kadar büyük olursa derdin de o kadar büyük olur. Takım kötü oynuyor diye istifa etsin demedim Fatih Terim'e... Türk sporcusuna örnek olması gereken adam Kurtlar Vadisi karakteri gibi kebapçı basamaz. Basarsa da o koltukta oturamaz. Dersin ki; 'Koltuk umrumda değil. Aileme laf ettiler ben de kebapçı bastım' dersin o zaman kimse bir şey demez ama sen çıkıp 'Hem kebapçı basarım hem de bu koltukta otururum' dersen yok abicim öyle bir şey! Ben bu yüzden Terim'in istifa etmesi gerektiğini söyledim yoksa kötü futbol oynattığı için değil. Memleketin her alanı tel tel dökülürken futboldan mı hesap soracağım?'' ifadelerini kullandı.
''DEVLET TABİİ Kİ KULÜPLERE STADYUM YAPACAK''
Devletin kulüplere yaptığı stadyumların normal olduğunu ve büyütülmemesi gerektiğine değinen Altaylı, ''Beşiktaş bu stadı kendi gelirleriyle mi yaptı yoksa örtülü ödenek ve devlet desteğiyle mi yaptı bunu bilemeyiz. Yeminli mali müşavir bulur getirirsin. Bunun cevabını onlar verir. Her şey ortaya çıkar. Bunun ortaya çıkmasının kimseye bir faydası yok. Niye? Elbette ki Beşiktaş'ın da Galatasaray'ın da stadyumlarının devlet tarafından yapıldığı bir gerçek. Bu statlar kamuya ait. İkisi de bu statların sahibi değil. Ayrıca kime devlet yardım etse aynı şeyler konuşuluyor. Galatasaray ve Beşiktaş, üzerinde hakkı olduğu arsaları devlete devretti. Devlet de bu arsaları sattı ve o gelirlerden Galatasaray ve Beşiktaş'a stat yaptı. Yani devletin kasasından ekstra bir para çıkmadı. Galatasaray bu hakkı başkasına da satabilirdi ama mülk sahibi devlet olduğu için bu ortaklığı onunla yaptı. Evet, Fenerbahçe böyle yapmadı. Beşiktaş'a da otopark olarak kullanılan stadyumun arkasında bir alanı hediye ettiler. Devlet bunu herkese yapıyor. Ona başka bir şey yapıyor buna başka bir şey yapıyor. Bunları da yapmak devletin bir yandan da vazifesi. Türk sporuna bu üç kulüp kadar hizmet eden başka kulüpler yok. Trabzonspor'a yapmıyor mu? Anadolu takımlarına yapmıyor mu? Sakaryaspor'un stadını Sakarya mı yaptı? Veya başka stadı Anadolu kulüpleri mi yaptı? İstanbul takımlarına yapınca herkes konuşuyor Anadolu takımlarına yapınca bir şey yok. Üç büyük takım kadar kafanıza taş düşsün. Hepiniz üç büyükleri tutuyorsunuz ya. Üç büyükler ülkeyi finanse eder, bunlar olmasa naklen yayınları bu rakamlara çıkamaz, Avrupa'da temsil eden bunlar. E o zaman ne istiyorsunuz abi bu üç büyükten? Hepsine elden gelen ne varsa devlet yapacak. Bu kulüpler devletin sırtından yük alıyorlar.'' dedi.
Yabancı kontenjanı konusunda da konuşan Fatih Altaylı, ''Dursun Özbek'in bu konuda söylediklerini çok anlamlandırmaya çalışmıyorum çünkü kendisi de bence kendi söylediklerini anlamlandırmaya çalışmıyordur. Konuşmak olsun diye konuşan bir kişi. Konuştuklarıyla da gerçekleri bağdaşmayan bir yöneticidir kendisi. Söyledikleri her zaman gerçeği doğruyu yansıtıyor diye bir şey yok. Burada ilk hatırlarsan yabancı meselesi gündeme geldiğinde 'basketbolda bu sorun yok mu?' dedim. Dünya ve Olimpiyatlarda son senelerde kim şampiyon oluyor? Amerika Birleşik Devletleri... Peki orada yabancı yasağı var mı? Yok... Her iyi basketbolcu gidip orada oynayabiliyor mu? Onlar da iyi oyuncu buldukları zaman her yerden alıyorlar. Peki, ABD'nin basketbol takımı yenildiği her maçtan sonra 'NBA'de yabancı sınırı yok ondan yenildik' diyor mu? Yoksa her maçını eli belinde kazanıp Dünya şampiyonu mu oluyor? Avukat Petrocelli var hatırlarsın. 'Başka sorum yok hakim bey'...'' ifadelerini kullandı.
Yeni bir organizasyon ve yapılanmaya gitmek gerektiğini ifade eden Altaylı, ''Biz bu kafayla Dünya Kupası'na gidemeyiz. Spora bakış açımızı değiştirmediğimiz sürece hiç bir yere gidemeyiz. Çarşıya pazara gidemeyeceğimiz günler bile yakındır. Bak Amerika'ya bile gidemiyoruz artık. İki tane daha Emre Mor buluruz ve gideriz ama sonra bir 20 seneye daha gidemeyiz. Bu iş düzenli şekilde gitmekle olur. Devamlılığın olmalı. Yoksa şansla gidersin. Öyle olunca da bugün olur yarın olmaz. Organizasyonlar hep sıkıntılı. Geçmişe bakalım. En son bakan kimdi? Suat Kılıç. Peki Suat Kılıç geçmişinde sporla ilgili ne yapmış? Ben Kanal D'nin yayın yönetmeniyken benim altımda çalışan genç bir kardeşimizdi. Suat'ın sporla ne alakası olabilir? Adam bakan oldu. Çağatay Akif Kılıç'a bakalım. Biraz daha aşinasıydı ama biraz fazla değil. Şimdiki Bakan'a bakalım. Osman Aşkın Bak. O da diğer ikisine göre biraz daha aşina. Bakan seçerken spora hakim kişiler mi seçiliyor yoksa birileri o olsun bu olsun mu diyor? Ha bunu da sakın yanlış anlama. Bugünkü iktidara yönelik bir şey demiyorum. Yıllardan beri bu durum böyle. Ecevit zamanı dışında hep durum böyleydi. Çünkü o pek anlamazdı bu işlerden. İşler böyle yürüyünce de pek organizasyon olmuyor. Bu ülkede herşey -miş gibi... Siyasetçi siyasetçiymiş gibi yapıyor. Futbolcu futbolcuymuş gibi davranıyor. Federasyon başkanı Federasyon başkanıymış gibi davranıyor. Kimse hiç bir şey gibi davranmıyor.'' yorumunda bulundu.
Video Hakem'in Türk futbolunu daha da çıkmaza sokacağını söyleyen Altaylı, ''Video hakem gelirse rezaletin boyutu artar. Diyelim ki sezon başında bu işe başlamıştık. Fenerbahçe-Beşiktaş maçında Cenk Tosun'un attığı gole bakalım. Hakem tam Cenk gol atarken düdük çalsaydı ne olacaktı? Peki, Cenk Tosun hakemi duymadım deyip gol atsaydı ne olacaktı? Hakem maça nereden bakacaktı? Bu olaylar nasıl kurallaşacak? O yeni gelen kurala itiraz edilmeyecek mi? O zaman oyuncular da video hakem uygulaması var diye düdüğü duysa da gidip gol atacak. Bu kez de hakem sarı kart verecek. Çünkü adam gidip Video Hakem'e itiraz edebilecek. Top taç mı değil mi? diye tartışma oldu diyelim. Sonra biri çıkıp diyecek ki 'Taç için video hakeme gerek yok' E peki iki yıl önce Fenerbahçe taçtan getirdiği topla Galatasaray'a gol atmadı mı? Belki de Galatasaray o sene şampiyonluğ kaybedebilir miydi? Eee? Nereye kadar video hakem! Her pozisyonda mı olacak video hakem? Video Hakem, tartışmaları daha da berbat bir hale getirecek. Muhtemelen MHK'nın yanına birde Video Hakem Kurulu kuracaklar. Onlar da bu tartışmaların içine girecek. Ortalık iyiden iyiye berbatlaşacak. Yapsınlar görelim. Hakemine güvenmezsen, hakem kendine güvenmezse ister videodan hata olsun ister başka yerden farketmez. Önemli olan güven tesis etmektir. Ama bu ülkede kimsenin kimseye güveni kalmadı. İngiltere'yi İspanya'yı seyretmiyor muyuz? Orada hata olmuyor mu? Oradaki rezaletler bizleri geçmez mi? Erman Toroğlu'nun başlattığı programlar hakemleri etki altına alıyor, rezil ediyor diye defalarca söyledim. Bu tip hakemli programlar yapılmamalı. Federasyona yıllarca söyledim. Bu hakları yayıncı kuruluşa vermeyin diye. Bu işler İngiltere'de var mı? Başka bir ülkede örneği var mı? Yok. Olmaz da... Yurtdışında en önemli marka futbolun kendisi. Oralarda da markayı yani futbolu koruyorlar. Türkiye'de neyin markası var ki? Türkiye'de kimse markanın çıkmasına izin vermez. Bak, Galatasaray marka oluyordu. Galatasaray genel kurulu kendi takımına izin vermedi.'' dedi.
Federasyonun değişmesi gerektiğini savunan Fatih Altaylı, ''Önümüzde bir iki senelik bir süre var. Yaşlıları boşver, elimizde gençler var de. Bir yol haritası belirler. Elimizdeki malzeme bu. Bizi kupaya götürebilecek bir plan yap diye otur getireceğin hocayla federasyon olarak konuş. Federasyonun bunu yapması lazım. Spor medyası ve taraftar ne kadar goygoycuysa federasyon onlardan daha goygoycu... Alt takımlar var genç yaş grupları var ama onlarla ilgili bir plan var mı? Yok... Herkesin kızdığı Haluk Ulusoy bunları yapardı. O bunlara on basardı. Onu övecek değilim ama bu federasyondakilerin hepsinden iyiydi. En azından bir organizasyon yapmaya çalışırdı. Bunlarda hiç öyle şeyler yok. Demirören kendi takımında ne yaptı ki federasyonda ne yapsın? Kendisine 100 milyon dolar borcu olan bir Beşiktaş bıraktı. Diğer borçları saymıyorum sadece ona olan borcu sayıyorum. 0 başarı ama 100 milyon dolar sırf kendine borç. Ne diyim ki ben?'' yorumunda bulundu.
Amerika'da sporcuların Trump'a gösterdiği tepkileri değerlendiren Altaylı, ''Memleketimde o kadar çok dert var ki ABD'nin derdi de artık beni germesin abi. Ama şunu söyliyim. Trump saygı gösterilmesi gereken birisi olsaydı eminim ABD halkı da ona destek verirdi saygı gösterirdi. Parti ayrımıymış başka bir şeymiş oralarda bu işler yok. Trump'un saygıyı hak eden bir başkan olmadığı konusunda halkın büyük bölümü hemfikir. Bu yüzden kendisine mümkün olduğunca saygısız davranıyorlar. Orada tepki ülkeye bayrağa değil. Başkana ve çevresine yönelik. Bunu sanatçılar da söylüyor basketbolcular da söylüyor herkes söylüyor. Trump, ABD demokrasisinin olduğunu söyleyen düzene tamamıyla zıt. Böyle bir demokrasi var diyenler de Trump'a tamamen karşı. ABD demokrasicilik oyununda en başarılı ülkeydi ama Trump sahnede bu rolü oynamıyor, gerçeği oynuyor. Bu yüzden çok beğenilmiyor. Orada kaldığı her gün ABD değişiyor. Bir gün bir bakarız ABD de bizim gibi olmuş...'' dedi.
SCHUMACHER'İN 2001 MONACO YARIŞINI KAZANAN ARACI SATMASI
Michael Schumacher'in 2001 Monaco yarışını kazandığı Formula 1 aracının açık artırma yoluyla satılacak olmasını ve Schumacher'in sağlık durumunu değerlendiren Altaylı, "Ben Schumacher'i geçen sene gördüm, eşinin verdiği bir davette. Pek iyi durumda değil. Yani bence adama eziyet ediyorlar. Hala belki bir gelir kapısı olarak görülüyor. Kaşık kadar kalmış diyebilirim. Ben gördüğümde 37-38 kilo kadardı." şeklinde konuştu. Schumacher'in geri dönüp dönemeyeceğinin sorulması üzerine Fatih Altaylı, "Ben sanmıyorum. Dönerse de sağlam dönmez." yorumunda bulundu.
Altaylı sözlerine şöyle devam etti; "3.5 milyon dolara satılacağını söylemiştim. Genelde bu fiyatlara satılıyorlar. Burada acayip bir şey yok. Herkes sanıyor ki 'Formula 1 arabaları çöpe atılıyor.' Hayır çöpe de atılmıyor bir müzeye de koyulmuyor. Çünkü her sezon için firmalar en az birkaç araba yapıyor. Ferrari'nin 2001'de iki aracı var. O sezon başında kullandığı 2001B var. Yanlış hatırlamıyorsam daha sonra 2002A var o sezon kullandıkları. O sezonu iki otomobille geçtiler. Bu galiba 2001A, ilk araba. Bu otomobiller hep satılırlar. Sadece Ferrari değil, diğerleri de satar. Bunların bir piyasası vardır. Otomobil meraklıları da bunları alırlar, garajlarına koyarlar. Bunlar emekli oldukları için klasik sınıfına giriyolar. Klasik otomobil yarışlarının organizasyonları vardır. Bir bunların şov yaptığı, boy gösterdiği organizasyonlar bir de yarıştığı organizasyonlar. Yanlış hatırlamıyorsam bu otomobil, 800 beygir gücünde, 3 litre bir otomobildi. Sıralama turlarında için motoru değiştirilerdi. Bu otomobil orada da 900 beygir gücüne çıkardı. Çok zor bir otomobildir, kullanması da zordur. Benim bu otomobilin direksiyonuna geçmişliğim vardır. Bu bir pazardır, alınır satılırlar. Eğer çok tarihi öneme haiz bir araç değilse ve fabrika aracı müzesine koymayacaksa satar. Piyasa da bunlardan yüzlerce vardır. İstersen sana yarın birkaç tane bulabilirim." (Habertürk)