Fatih Altaylı'dan flaş açıklamalar! Beşiktaş, Fatih Terim, Arda Turan...

08.05.2018 - 00:33 | Son Güncellenme: 08.05.2018 - 00:33

Fatih Altaylı'dan flaş açıklamalar! Beşiktaş, Fatih Terim, Arda Turan...

Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan Spor Saati programında spor gündeminde yaşanan olayları değerlendirdi. Altaylı; Beşiktaş, Fatih Terim ve Arda Turan hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Fatih Altaylı'nın açıklamaları

El Clasico'yu yerinden takip eden ve yorumlayan Fatih Altaylı, ''İspanyol hakemler çok kötü diye hep söyledim. Bu çocuğun daha önceki maçlarını da seyrettim. Oralarda da çok kötüydü ama dün akşamki rezilliği kayda değer noktadaydı. Bir hakem bu kadar yanlış karar verince; diyorsun ki 'bu kötü hakem'. Dünkü maçta çok bariz bir şekilde Real Madrid'i kolluyormuş gibi bir hal vardı. Sonra baktık ki öyle bir hal yok. Hakem dangalak! Kötü hakem. Sahada durduğu yer yanlış. Fiziksel yaklaşımlar yanlış. Berbat bir hakemdi. Fakat İspanya'da berbat hakem sayısı çok fazla. Muhtemelen ya bunun babası hakemdi ya İspanyol MHK'sında bir tanıdığı var. Baştan sona yanlış kararlar verdi. Mesela Ronaldo'ya kaldırılan bir ofsayt vardı. Alakası yok. Tam Zidane'ın arkasında izledim maçı. Olacak iş değildi. Bu maçı izlerken Galatasaray'ın eski başkanlarından Faruk Süren oturuyordu. Birbirimize bakarak, 'Biz neredeyiz bunlar nerede?' dedik. Maç 90 dakika ya sanıyoruz ki 20 dakika sürdü. Bir yandan kavga dövüş var ama bir yandan da müthiş tempo ve maç var. Hakem yüzünden ilk yarı zıvanadan çıktı ama oyuncular kötü niyetli olsaydı maç bitmezdi. Oranın Fenerbahçe-Galatasaray maçı gibi bir şeyi bu... Tempo, oyuncuların kalitesi ve teknik kapasitesi çok acayip. Biz buranın çok uzağındayız" dedi.

Arda Turan hakkında olay yorum

Altaylı, "Arda'nın orada oynama şansı zaten yokmuş. Bir yandan takımlar sahaya çıktığında ve şampiyon takımın listesinde adının olmamasına insan üzülüyor ama bizim burada seyrettiğimiz Arda Turan'ın o stada seyirci olarak alınması bile risklidir. Arda gibi bir oyuncunun orda olması imkansız. Oyuna bakış açıları, oyun tempoları, savunma ve hücum geçişleri falan çok acayip. Dünkü maçta kaç seyirci var biliyor musun? 98700 kişi... Bizi orada misafir eden Barçalı bir yetkiliye sordum. 'Hasılat ne kadar?' dedim. Net söyleyemem dedi. Bileti sordum, en ucuz bilet ne kadar dedm 70 Euro dedi. En pahalı bilet ne kadar dedim? Sence ne kadar? 4650 Euro en pahalı bilet dedi... Loca değil, 1 kişilik 1 adet bilet. Maçın hasılatı ne kadar? 42-43 milyon Euro... Bir maçın hasılatı bu kadar... Yiyecek içecek ve diğer satışlar dahil değil. Sadece gişe hasılatı 42-43 milyon Euro. 30 bin kadar yabancı var, stadın yarısından çoğu yabancı ama baktığın zaman tribünlerde hemen hemen hiç taraftar yok, seyirci var. Çılgın tezahürat, coşku falan yok. Deplasmanda geçen hafta şampiyon olmuş, bu hafta sahasında kutluyor ama hiç heyecan yok. Futbolcularda da heyecan yok. Futbolcuları tribünler çağırıyor fakat gelmeyenler bile var. Burası kötü. Sonra bunu sordum, 'Sponsorlarından dolayı gelmek zorundalar' dediler ve sonra geldiler. Oralarla yarışmak için o kafa yapısına sahip yönetimler ve yöneticiler olmak zorunda. Futbolumuzu suçlamıyorum. Yakalayabileceğimiz ender yerlerden bir tanesi de futboldu. Daha önce de yakaladık. Kulüp yönetimlerimize baktığımız zaman o büyüklüklere bakılırsa; o anlayış artık Türkiye'de yok" ifadelerini kullandı.

HEM KIZLARA HEM VAKIFBANK YÖNETİMİNE 'HELAL OLSUN'

CEV Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon olan VakıfBank'ı kutlayan Altaylı, ''VakıfBank'ı defalarca burada kutladık. Yıllardır ne değişirse değişsin; VakıfBank'ın kadın voleyboluna bakışı değişmiyor. Bir kaç on yıldır bu işi büyük bir başarıyla yönetiyorlar. Bundan sonra gelecek yönetimler de bu havayı devam ettirecekler. Güzel şeylerden bir tanesi; orada iki Türk takımı vardı. Avrupa'nın son dördüne kalan iki takım vardı. Galatasaray ve Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı olmak üzere... Galatasaray elendi ama VakıfBank 4. kez şampiyon oldu. Helal olsun demek lazım. Hem kızlara hem VakıfBank yönetimine.'' dedi.

Gomis ve Sergio Ramos sözleri

Fatih Terim'in Gomis'e penaltı attırma konusundaki ısrarını eleştiren ve şampiyonluk yarışını yorumlayan Fatih Altaylı, ''Galatasaray henüz şampiyon olmadı çünkü kırılganlığı ve ligdeki çekişme halen sürüyor. Bakıldığı zaman Fenerbahçe ve Başakşehir'in 3 puan önünde. Başakşehir'le negatif averaja sahip. Galatasaray kaybeder; Başakşehir kaybetmezse şampiyon olamaz. O yüzden hala Galatasaray'ın kırılganlığı var. Akhisar maçından ne kadar korktuğumu sen biliyorsun. Az daha korkularım gerçek oluyordu. Çok sürpriz bir biçimde 2-0 öne geçti. Daha sonra strese girip kalesinde gol gördü. İlk yarı ve ikinci yarı arasında büyük fark var. Galatasaray skoru koruyabilen bir takım değil. Hocanın bunu görmesi lazım. Gomis penaltı kaçırıyor. Sürekli kaçırmaya başladı. Hoca da diyor ki, 'Ben attırmaya devam edeceğim'. Attırmaya devam ettireceksin de kardeşim, maç 3-1 olabilirdi. Dönüşte de peş peşe Galatasaray'ın kalesinde gol tehlikesi oldu. Bunlardan biri kalede gol olarak sonuçlansa; o Gomis'e yazık olmayacak mı? Gomis'e penaltı attırmamak mı korumak yoksa attırmaya devam ettirmek mi Gomis'i korumak? Çocuğun üstüne bu yük bindiği zaman dağlara taşlara topu vuruyor. Barcelona maçına giderken; birkaç Galatasaraylı ile birlikte tabletten bu maçı izledik. Gomis meselesi, çok büyük yanlış. 5-0'ken attır tamam da o noktada skor 2-1'ken çocuğun üstüne bu yükü yıkmak olmaz. Gomis iyi ve pozitif bir adam. Maç sonunda ağlamış. Onu ağlatmak doğru bir şey değil. O çocuğa bu yükü yüklemek doğru değil. Bu yükten dolayı neler çektiğini görüyoruz. Futbolcular, teknik adamların kişilik meselelerinini üstünde uygulayacağı oyuncaklar değildir. Terim'in futbol oyununa karşı yaptığı bir kabadayılıktır. En azından Seleznyov'a önlem alırsın. Galatasaray'a keşke Sergio Ramos gelse... Bu sene son senesi, keşke alsalar. Muazzam bir oyuncu. Çin Ligi benim iştahımı falan açmıyor. Soytarılık! Futbolcuların iştahını açıyor sadece. O futbolcular oraya gidiyor emeklilik ikramiyesi gibi para kazanıyor. Ama oynuyor oynamıyor... Drogba mesela Çin'den gelen bize çıkan bir piyango.'' dedi.

OKAN BURUK VE SOW AÇIKLAMASI

Dün oynanan maçlarında ardından yapılan eleştirileri değerlendiren Altaylı, ''Akhisar'a 'Kupayı size bıraktık, ligi Galatasaray'a verdiler' diyorlar. O zaman Fenerbahçe yenik durumdayken; Fenerbahçeli Sow'un kendi kalesine gol atmasını anlatsın. Eğer böyle düşünüyorlarsa... Ben demiyorumki bilerek kendi kalesine gol attı. Bunu kesinlikle demiyorum ama meseleye öyle bakacaksan ve Okan'a böyle bir şerefsizlik suçlaması yapacaksan; Galatasaraylılar da çıksın desin, 'Sow, Fenerbahçe'ye gelmek için o golü attı' desinler... Ayıptır! Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçına baksınlar. Fenerbahçe'de oynamış futbolcuların takımlarına baksınlar. Okan'ın derdi, iyi bir hocalık yapıp, Galatasaray'a teknik direktör olmak olabilir. Onu mu yaparsın bunu mu yaparsın bu hedefine ulaşmak için? Fatih Terim'in sözlerine katılıp katılmamak önemli değil bunla ilgili konuşmayacağım. Türkiye'deki temel mesele; toplum olarak hiçbir şeye güvenmiyor olmamız. Her şeyin altında bir şey arıyoruz. Sürekli öküzün altında buzağı arama ihtimalinden bahsediyoruz. Bin tane dedikodu var. Futbola güvenmiyoruz,  hakeme güvenmiyoruz, YSK'ya güvenmiyoruz, Dolara güvenmiyoruz, Hükümete güvenmiyoruz. Hiçbir şeye artık güvenmiyoruz ve 'doğrudur bu' diyeceğimiz bir nokta kalmadı memlekette! Asıl mesele o. Fatih Hoca bunu söylüyor ama tersi de olabilir. Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler için farklı bir geçerlilik olabilir ve kimse 'futbol sadece futboldur' diyemiyor. Yok, 'Seçimler var o yüzden bu takım şampiyon olacak' falan diyorlar birçok komplo teorisi var. Kurumlara ve organizasyonlara yeniden güvenmemiz lazım. Bunun da bize güvenilir olduğunu öğretmesi lazım. Onun için de adalet lazım. Kurumların kendini koruma becerisi yok. Kurumları toplum korur. O kurumların siyaset veya ticaret eliyle kurumların yıpratılmasına izin vermemeli. Siz kurumlara sahip çıkmassanız; kurumlar da kendini koruyamaz. Siz onları koruycaksınız; onlar da bu işin temelini koruyacak.'' şeklinde konuştu. 

FATİH TERİM'İN TFF'DEN ALACAĞI TAZMİNAT

Fatih Terim'in TFF ile yaşadığı tazminat konusunu değerlendiren Fatih Altaylı, ''Fatih Terim'in bu parayı almasi hukuki hakkıdır. Hukuk açısından baktığın zaman Fatih Terim son derece haklıdır. TFF, böyle bir sözleşme yaptıysa ve kurallara uygun bunu feshetmediyse; bu para Fatih Terim'in sonuna kadar hakkıdır. Fakat bir şeyin hukuki olması, bir şeyin ahlaki veya etik açıdan doğru olduğu anlamına gelmez. Etik değil. Zaten çok başarılı olamamışsın. Zaten söz verdiğin beklentileri karşılamamışsın. Artı bir futbol adamına yakışmayacak hareketler yapmışsın. Senin sözleşmen ya bir yerlerden gelen emirle ya da TFF'nin isteğiyle feshedilmiş. Sonra sen de demişsin ki, 'Tazminat falan almam'. Ha kızmış ve istemiş olabilir. Hukuki olarak sözleşmede varsa; hakkıdır ama bunu istemeyebilirdi. İlk gün söylediğimi yine söyleyeceğim. Böyle bir şey yapıyorsa eğer Türkiye'de spor tesislerine verilen tüm isimleri silinsin. Fatih Terim Stadı olamaz! Sen gidip kebapçıda kavga edeceksin, arkasından sinirle yaptım, bir de tazminat, bunlar halkın vicdanını rahatsız eden şeyler. Bir istisna söyleyebilirim. Fatih Terim bu parayı alıp der ki, ''Bu parayı çalışarak kazanmadım ve bir kulübün başındayım, ben bu parayı atıyorum, Mehmetçik Vakfı'na bağışlıyorum, ben bu parayı kız çocuklarının okuması için bilmemne vakfına bağışlıyorum' gibi bir şey söylerse, ben bu sözlerimi yutarım ve helal olsun derim. TFF yönetiminin hıyarlıklarına karşı bunu yapıp parayı almadın, ben de bu işe şapka çıkarırım.'' dedi.

AYKUT KOCAMAN YORUMU

Aykut Kocaman'ın sezon sonunda kalıp kalmayacağını konusundaki belirsizlik hakkında konuşan Fatih Altaylı, ''Taraftarın olmayışını başarısızlıktaki en önemli sebep olduğunu söylüyorsa; taraftarın olmamasındaki bir numaralı sebebi de incelemesi gerekir. Sadece teknik direktör değil basın sözcüsü ve menajeri gibi davrandığına göre şunu da düşünsün. Türkiye'nin en sadık ve en iyi takımına en sahip, 3 Temmuz'da bile bir kez takımına sırt çevirmemiş bir takım taraftarı, neden bugün sırt çevirmiş oturup düşünmek zorundalar.'' dedi. 

BEŞİKTAŞ'IN MAÇA ÇIKMAMA KARARI

Beşiktaş'ın maça çıkmama kararının ardından yaşanacakları konuşan Altaylı, ''Beşiktaş Sportif A.Ş diye halka açık bir şirket var. Halka açık bir yeri bilerek ve isteyerek SPK özelinde bir karşılığı yok mu? SPK bu duruma ne diyecek? SPK'nın burada bir yaptırımı olacak mı? Esas bunları konuşmak lazım. Şu ana kadar böyle bir durum oluşmadı. Bu paraları verecekse; az veya çok, küçük yatırımcıların kararı. Bu yönetimin aldığı karar, küçük yatırımcıları zarara uğratıyor. SPK'ya göre bunun bir karşılığı olmalı. Burada ciddi bir sıkıntı var. Bunla ilgili bir dava açılacak mı? Bunla ilgili bir şikayet olacak mı? Sonuç olarak, ben futbol oynadıkça ve para kazandıkça bu para şirkete gidiyor ve bu şirketin ortakları var. Onlar bu parayı alıyorlar veya zarar ediyorlar. SPK açısından, bu neyi ifade ediyor? Bunu da inşallah birisi bir gün bize anlatır. Son 2 yılın en çok konuşulan başkanından tek bir ses seda yok. İlginçtir.'' dedi

GALATASARAY'DAKİ SEÇİM

Galatasaray'da olacak seçimi değerlendiren Altaylı, ''Listelerin tamamını zayıf buldum. Benim ifade etmem bir işe yaramaz. Mustafa Cengiz çok önemli bir vazife yaptı. Baskın seçimi engelleyerek başka adayların ortaya çıkmasına sebebiyet verecek bir kongreye fırsat tanıdı. Mustafa Cengiz istemese; kongreye gitmezdi. Yasal zorunluluğu yoktu. Sözünde durdu ve sözünde durarak kongreye gitti. Dursun Özbek sevdalıları Mustafa Cengiz için kongre yapmayacak diyordu. Ben niyetini biliyordum böyle bir şey yapmayacaktı. Listelere baktığın zaman, listelerin tamamında Mustafa Cengiz'inki hariç, eski başkan Dursun Özbek'in izlerini görüyorum. Üçünde de oradan bir izler var. Garip şeyler oldu geçen hafta... Faruk Süren'i çeşitli farklı gruplar arayarak, 'başkanlığa aday ol' dediler. Bir kişi geldi, 'Adnan Öztürk başkan olsun sen ikinci başkan ol' dedi, onu da kabul etmedi.  Böyle bir niyeti yoktu ve olmadı. Mehmet Helvacı gelip, 'listem hazır gel bu listenin başına geç' dedi. Fakat daha Adnan Öztürk ve genç grubu destekleyerek ağabey gibi ortaya attı kendini. Adnan Öztürk, 'Dursun Özbek seçilmemeli' diyordu aklı biraz başında olan birisinin bile düşünebileceği gibi. Mustafa Cengiz'in bir toplantısı vardı. Adnan Öztürk ile Mustafa Cengiz görüşecekti fakat o görüşme gerçekleşmedi. Daha sonra telefonla konuştular. Dursun Özbek'e, ''Beni yönetimine alırsan gelirim'' diyen Adnan Öztürk, Mustafa Cengiz'e karşı bu söylemlerini yalanladı ve söylemediğini ifade etti. Daha sonra o birleşme olmadı ve dört yönetimle seçime gidiliyor. Bu durumda Dursun Özbek'in tekrar kazanma ihtimali olabilir"

 

DURSUN ÖZBEK HAKKINDA FLAŞ SÖZLER

İlgimi çeken bir mevzu değil ama Özbek'in tekrar seçilmesi, Galatasaray'ı büyük çöküşe götürür. Futbolcuların Özbek yönetiminden ne kadar nefret ettiklerini bu sene gördük. Florya'da 'ya Özbek gelirse' diye bir korku var. Gelmese bile, kulübe yağdırmış olduğu ağır faturaları tahsil etmek isteyecektir. Hala bu faturaların neden kaynaklandığını açıklayabilmiş değil. Kulübün 'anlaşalım' sözlerine karşılık vermiş değil. Galatasaray'ı gerçekten seven genç ve pırlanta bir grup var. Bu grup biz en iyisi bu seçime gitmeyelim dediler. Yanlış, bu seçime gitmeliler. Oturup anlaşsınlar. Galatasaray'ı Özbek tehlikesinden kurtarsınlar. Özbek yine gelirse; Galatasaray'ın çöküşü olur. Bu durumlarla ilgilenmek ve devreye girmek düşüncesinde değilim. Galatasaray'a ömrünü adamış biri olarak o Galatasaraylılara söyleyeceğim ilk vazifeleri, 'Dursun Özbek'i bu kulüpten uzak tutmak' olmalı. Bu kulübü bir daha Dursun Özbek kabusuyla karşı karşıya bırakmamak olmalı. Genç Galatasaraylıları, Özbek'e karşı bu başkan adaylarından birinin altında birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Yarın öbür gün tüzük değişecekse; eğer başkanlık seçimlerine 3 veya daha fazla grup katılıyorsa; bu seçimler aynı Türkiye Cumhuriyeti başkanlık seçimleri gibi iki turlu olmalıdır.'' şeklinde konuştu. 

FATİH ALTAYLI: ARDA TURAN TEDAVİ EDİLMELİ

Arda Turan'ın hakeme olan fiziki müdahalesiyle ilgili konuşan Altaylı, ''Arda bir psikoloğa ve psikiyatra gitmeli. İlaçlı veya ilaçsız bir şekilde tedavi sürecine girmeli çünkü Arda gerçekten pırlanta gibi bir çocuktur. Kumaşı ve özü doğru bir çocuk. Bu çocuk bir yandan siyasete sokuldu bir yandan ticarete sokuldu bir yandan birilerinin egolarına alet edildi. Spor dışına bulaşmış spora da yandan bulaşan bir adam haline geldi. Fazlasıyla kendini siyasi bir güce kaptırıp şekil şemala girdi. 'Ben yaptım oldu' gibi havalar girdi. Bu doğru değil. Elbette ki güçlü bir futbol figürü olabilir ama güçlü bir figür olmak, sevilmeyen ve saldırgan bir figür olmayı gerektirmiyor. Ona tavsiyem, bir hekim kontrolünde tedavi olması. Ayıp bir şey değil bu. Türkiye'nin bugün %80'i depresyon tedavisi görüyor. Bundan utanmasın ve bunu denesin.'' dedi.

Habertürk

Senin için hazırladığımız haberler