Fatih Altaylı'dan Talisca için flaş sözler: 'Zavallı...'

Habertürk yazarı Fatih Altaylı gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 

Fenerbahçe’de Ali Koç ile birlikte yeni bir sayfa açıldı. Koç ve ekibi, kulübün mali durumunu beklenenden daha kötü buldu. Sizce bu durumu düzeltebilecekler mi? 

- Düzeltir mi düzeltemez mi bilmiyorum ama bir yanda taraftar, bir yanda UEFA baskısı ile ne yapacak diye merak ediyorum. Sonuçta UEFA’yla yapılmış bir anlaşması var Fenerbahçe’nin. Başkan değişti diye anlaşma çöpe gitmez. UEFA’ya verilen zarar düşürme ve hatta kâra geçme projesinin tutturulması gerek. Ali Koç bunu ancak şöyle yapabilir. Derneğe birkaç yüz milyon liralık bağış yapar. Dernek bu parayla Sportif A.Ş.’ye olan borçlarını öder, bu gelirle mali tablo düzelir ve UEFA’ya tabloyu düzelttiğini gösterip transferin önünü açar. Bugün kulüplerin mali yapılarındaki bozukluk bir zenginin verebileceği paranın boyunu aşıyor. Belki bir kerelik bir şey yapabilir Koç yönetimi ama her yıl bu parayı kimse vermez, veremez. Bir büyük yeniden yapılanma fikri geliştirmek lazım. Fenerbahçe yönetiminde bunu yapacak kapasite zannederim var. Öyle görünüyor. Tabii oradaki isimlerin hiçbiri hayatlarında batık şirket yönetme tecrübesine sahip olamamışlar. Belki burada öğrenirler.

- Aykut Hoca hala istifa etmedi, yeni yönetim de göndermedi. Sizce “Acaba kalsa olur mu?” diye nabız yoklanılıyor olabilir mi? 

- Ali Koç’un; Aykut Kocaman’la yollarını ayırmadığı her gün aleyhine yazıyor, taraftar gözünde kredisini tüketiyor. Ali Bey, Aykut Kocaman ile yola devam ederse, baştan çok büyük darbe alır yönetimi. Kocaman da sezon sonunda sözde istifa edecekti. Kocaman’ın ne istifa sözü doğrudur ne istifa etmeme sözü. Tam bir tuluat var orada. Bazı hocaların iyi bir lobi gücü var - Taraftar net olarak istemiyor ancak birçok spor yazarı Aykut Hoca için hep pozitif. Desteği sağlam. Sizce bunun nedeni nedir? - Bazı hocaların, bazı futbolcuların, bazı yöneticilerin çok iyi bir lobi gücü var. Bağlama sanatında ustalar. Gazetecileri de bağlıyorlar anladığım kadarıyla. Bizim görmediğimiz ne var? Vallahi bilemem. 

- Damien Comolli diye bir adam getirdi Ali Koç. Çok büyük futbolcular bulan bir adam. Çok oyuncu kazandırdı çalıştığı kulüplere... 

- Bak işte buna çok gülüyorum. Kimi bulmuş? Mesela Liverpool’a Suarez’i bulmuş. Peki, Suarez’i bulmuş da bir de bulamadıkları var. Kaç oyuncu aldırmış, kaç para ödetmiş, bunlardan kaçı olmuş, kaçı olmamış? Şimdi bol paralı, Avrupa kulübünde bunları yapmak biraz daha mümkün, belki 20 oyuncu getir. Ama F.Bahçe’nin maddi manevi böyle bir lüksü var mı?  

- Sizce Ersun Yanal, F.Bahçe’nin yeni teknik direktörü olabilir mi? 

- Allah aşkına Ali Koç gibi büyük iddialarla geleceksin sonra Aykut mu, Ersun mu diye tartışacaksın. Ali Koç isen eğer ve büyük bir kampanya ile gelmişsen, son derece ağırlıklı bir yönetim kurmuşsan, soyadın da Koç ise ona göre bir hoca getireceksin. Beklenti böyle bir şey yönünde... Luis Enrique mi olur, Kloop mu olur, bilemem. Öyle bir isim lazım. 

- Yeni sezon için isim öneriniz? 

- Aziz Yıldırım Sezonu. 

- 24 yaşındaki Talisca’nın, Çin’e transfer olması yadırgandı. Beşiktaş sizce ne yapmalıydı? Onun tarzında bir oyuncu bulabilir mi? 

- Talisca zavallı bir adam. Menajerlerin oyuncağı olmuş belli. Kısa vadeli düşünerek kariyerinin içine edecek gibi görünüyor. Yazık. Avrupa’da kalsa çok daha büyürdü belki ama bu kafasızlıkla kalsa da işi zormuş. Çin’e gitmesi bile aslında bir star kumaşına sahip olmadığını gösteriyor. Allah yolunu açık etsin. Bu kadar salakça davranan bir oyuncunun gitmesi Beşiktaş için kayıp sayılmaz. Yerini de rahatça doldururlar. 

- Dünya Kupası başlıyor. Biraz eski defterleri açarsak bugün Rusya’da olmamamızın suçlusu kim? 

- Türkiye’nin genel anlayışı. Türkiye’deki genel kalite düşüşü. Federasyonda para var, bol bol ama her şey para ile olmuyor işte. Suçlu kim dersen elbette ki, federasyondur. Her türlü imkânla yaptıkları bu... Hoca suçlu değil mi dersen, hocayı seçen de federasyon değil mi? Ayrıca aynı hoca başka yönetimlerle başarılı, federasyonla başarısız oluyorsa mesele federasyondadır. Tabii Terim’in de suçu yok değil. Teknik direktör olarak suçlu diyemem. Ama Türkiye Futbol Direktörü olarak suçludur. 

- Bu sezon kulüpler ağır UEFA baskısı altında. Bunun Türkiye açısından kesin çözümü nedir? TFF nasıl önlemler almalı? 

- Bunun çözümü adam gibi bir federasyon yönetimidir. Bunu daha önce de söyledim, federasyon UEFA kurallarını uygulasa bugün Türkiye’de Kasımpaşa, Başakşehir, Göztepe dışında hiçbir kulüp ligde oynama lisansı alamaz. Federasyon, FFP’ye uymayan kulüplere göz yumduğu sürece UEFA devreye girmek zorunda kalır. Bu hastalık sadece bizde yok. İtalya’da da aynı durum var. Uzun vadede tek çözüm tüm kulüplerin futbol takımlarının patron veya fon şirketlerine dönüşmesi. Mevcut durumda genel kurulları kafala, seçil, batır git. Sorumluluk sıfır. Kasımpaşa mali olarak dikkatli olmak zorunda. Sonuçta bir patronu var, Turgay Ciner. Paraları saçıp kaçamaz. Keza Göztepe’de Sepil de öyle, Başakşehir’de de ortaklar aynı durumda. Galatasaray’da, Fenerahçe’de, Beşiktaş’ta öyle mi? İşte Dursun Özbek veya Aziz Yıldırım. Milyarı aşkın borç yapıp, kulübü batırıp gittiler. Var mı bir sorumlulukları? 

- Galatasaray, UEFA kararına kilitlenmiş durumda. Hiç hareket yok. Siz daha içindesiniz neler oluyor? 

- Merak etmeyin, negatif bir şey olmuyor. Her şey kontrol altında. Galatasaray’ın çok lehine bir anlaşma gelecek. Yönetimlerin yapamadığı mali disiplini UEFA seve seve yaptıracak yönetimlere. Bu konuda gerek yönetim gerekse ağırlıklı Galatasaraylılar dört koldan çalışıyor. Sıkıntı yok. 

- Sanki yük Albayrak’ın üstüne kaldı. Sizce de öyle mi? 

- Hamama giren terler. Abdurrahim Albayrak, Mustafa Cengiz’in yönetime girme teklifini kabul ettiğinde başına gelecekleri biliyordu. Bu işi severek yapan, vaktini, parasını, bilgisini Galatasaray’a vermekten kaçınmayan biri Abdurrahim Albayrak. Yük üzerine kaldı demek doğru olmaz. Yönetim kurulları hep böyledir. 10 asil, 5 yedek vardır ama yük genelde 4-5 kişinin üzerine kalır. Hep böyle olmuştur. Burada da Mustafa Cengiz, Abdurrahim Albayrak ve Yusuf Günay’ın üzerine kalır. Diğer arkadaşlar da daha çok amatör branşlarla ilgilenirler. Paylaşım hep böyledir. 

- Yeni sezonda Video Hakem Sistemi (VAR) geliyor. Neler söyleyeceksiniz? 

- Her şey daha beter olacak. Tartışmalar büyüyecek. Şimdi hakem ofsayt çaldı. Futbolcu durdu. VAR’a baktılar ofsayt yok ama futbolcu durduğu için gol olmamış. Ya da tam tersi. Hakem çaldı. Futbolcu golü attı yine de. Hakem sarı kart gösterdi futbolcuya. Baktılar gol. Haydi al başına belayı! Baktılar ofsayt, sarı kart geçerli. Karman çorman bir durum. Hakemlerin saha içi otoritesini yerle bir etmeye aday bir sistem. ‘Almanya’da var’ diyeceksiniz. İyi de onlar Alman. Futbol kültürü var adamlarda. Bırak futbol kültürünü Goethe var, Schiller var, Nietzsche var, Beethoven, Einstein var, Von Braun var. Varoğlu var... Onlar var ise VAR da olur.