Galatasaray eski İkinci Başkanı Mehmet Helvacı, Modeste hakkında konuştu

Galatasaray eski İkinci Başkanı Mehmet Helvacı, sarı-kırmızılıların gündemini Radyospor'da yayınlanan Spor Kazanı programında Özgür Sancar'a değerlendirdi.

Helvacı'nın açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şu şekilde:

Ön bölgede sorun var mı yok mu bence çok tartışılacak bir durum değil. Galatasaray Süper Lig’de, kupada ve Şampiyonlar Ligi’nde oynuyor. Böyle bir takımın forvet hattında tek bir santrfor ile tüm bunlar hallolur diye düşünen sadece Galatasaraylı değil, futbolla ilgili kimse yoktur. Burada sorun var. Buraya eksikle başlamış durumda Galatasaray. Bu eksikliği Ocak ayına kadar gidermek maalesef mümkün değil. Başa çıkmak ve devam etmek zorundayız. Tartışılmaz şekilde eksiklik olduğu kesin.

Bütün yöneticiler diye düşünmek lazım. Fatih Hoca bu tespitleri yapıp, talep etmemişse sorumluluk mevkiinde olur. Bu talebin olduğunu kendi ağzından da duyduk. Yöneticiler de 2 santrfor konusunda beyanat verdi. Florya’yı yönetenler dememek lazım, Galatasaray’ı yönetenler demek lazım. Florya’yı yönetmeyenler diye veya başka bir şekilde ayırmak doğru değil. Bugün Galatasaray Yönetim Kurulu koltuklarından birinde oturuyorsanız sıfatınız ne olursa olsun sorumluluğunuz aynıdır. Takip etmek ve toplantılarda bunu dile getirmek, ısrarcı olmak ve gerekeni yapmaya teşvik etmek lazım. Bunlar yapılmıyorsa sorumlulukların derecesi farklı olabilir. Birisi yüzde yüz birisi yüzde on sorumludur ama yapılmayan işlerden dolayı tamamı sorumludur.

Devre arasında transfer yapılması şart. Eren Derdiyok kıymetli bir oyuncu ancak bir tane. Sayısal olarak eksiğin olduğu kesin. Sayısal olarak eksik tamamlandıktan sonra oyuncunun yetersizliği ayrıca tartışılacak şeyler. Eren dünyanın en iyi santrforu olsa yine sayısal bir eksik var. Futbolu hepimiz biliyoruz, sakatlıklar cezalar var. Bir oyuncunun üstüne tüm sorumluluğu yüklemek çok doğru değil. Geçen sene benzer şartlarda Gomis oynadı ve yükü bir şekilde taşıdı ama o da çok doğru değil, alternatiflerin bulunması lazım.

Bir yönetimin yapacaklarına ilişkin genel kuruldan yetki talep etmesi zaten tüzüğümüzün gereği. Genel kurulun bu yetkileri vermemesi, ya da bir kısmını vermesi halinde başkanın bırakıp giderim dediğini sanmıyorum. Aldığı yetkilerle işi kotarmaya çalışacaktır. Bu yetkileri neden istediğini, gerekçelerini iyi bir şekilde anlatabilirse, bunlar da olumlu karşılanırsa yetkileri almamak için bir sebep yok. Bu veya buna benzer yetkiler daha önceki yönetimlere verildi. Bu yönetime de gerekçeleri anlatması koşuluyla yetkilerin verilmesinde bir sakınca yok. 

Bunların niye yapılması gerektiğine ilişkin bir şey göremiyoruz. Yetkiler isteniyor ama sebepleri göremiyoruz. Sebepleri beraberinde sunsalar ve hangi şartlarda kullanacaklarını bu çağrının içerisine koymuş olsalar yetkileri talep etmeleri ve almaları çok daha kolay olur. Nasıl kullanılacağı bilinmeyen yetkiler almak çok doğru değil. Bir de tabii 2021 tarihine kadar bir talep var. Ben olsam bir dahaki seçime kadar isterdim. Bir dahaki seçim ne zamansa o yetkilerin o zaman sona ermesi lazım. Bunlar genel kurula anlatılabilir. Baştan yapılsaydı çok daha iyi olurdu.

Ben şahsen önümüzdeki hafta olağan divan kurulunda konuşmayı düşünüyorum. Divan toplantısının gündemini görünce de biraz hayal kırıklığına uğradım. Bizim divan toplantımız gündeme alınan son 9 aylık işlerin sonuçlarına yöneliktir ama önümüzde bir olağanüstü genel kurul var ve olağanüstü yetkiler talep ediliyor. Divanın bunu da gündemine koyması icap ederdi. Bir divan toplantısı daha yapılacağının beyan edilmesi gerekirdi. Galatasaraylı’ların bir araya gelip toplanacağı günler bunlar. Bunun bir günde nasıl yapılacağına dair çok ciddi kaygılarım var. Elbette yapılabilir ama bir zaman sonra insanlar zaman baskısı altında kalıyor ve sağlıklı karar veremiyorlar. Hepimiz Galatasaraylıyız ve buradan en sağlıklı kararın çıkması için çalışmamız lazım.

Yönetimin yetkiyi almış olmasına rağmen hisseleri bugünkü fiyatlarla satmayı düşünebileceğine çok ihtimal vermiyorum. Galatasaray UEFA’nın belirlediği kriterlere hisse satarak ulaşamaz. öyle bir şey söz konusu değil. Futboldan gelir elde etmek  demek futbol aktivetisinden gelir elde etmek demektir Şirketin bu yapısal içeriğinden gelir elde etmek UEFA kriterlerine yardımcı olmaz. Sizin bir yerden para bulmanız UEFA kriterleri açısından yeterli değil. Bunu futboldan kazanmanız gerekiyor. Onun için bu yetkilerin alınmasının UEFA kriterlerine olumlu bir etki yapacağını düşünüyorsa yanılıyoruz. Bu yetkiler başka projeleri hayata geçirebilmek için ve ekonomik ihtiyaçlardan, nakit akışı problemlerinden dolayı istenebilir. Yönetimin ‘Hisse şu miktara geldikten sonra satmak üzere..’ diye açıklama yapması lazım. Ancak yetkileri alsalar bile bugün bu fiyatlarla hisseleri satmazlar diyorum. Bunu yapmak Galatasaray’a ciddi anlamda ihanet olur. Bu hiçbir Galatasaraylı’nın yapabileceği bir şey değil.

Modeste’de kulüple oyuncu arasında yapılan sözleşmede imaj hakları ile ilgili sözleşmenin de bu sözleşmenin parçası olduğu veya ilk sözleşmenin parçası olduğu yazılmışsa, yani bu iki sözleşme birbirine bağlanmışsa, o zaman fesih hakkının doğdunu düşünüyorum. Zaten fesih hakkı doğmuşsa FIFA’nın oyuncuyu oynatmaya yönelik görüşün ağırlık kazanacağını biliyoruz. Çok rahatlıkla bu transfer yapılabilir. Muhtemelen bu inceleme yapılmış ve olumsuz olduğu için transfer yapılmamıştır diye düşünüyorum. Sözleşmeler birbirine bağlanmışsa, bunu okuyan hukukçunun anlaması mümkündür. O takdirde bu transferin yapılmamış olması doğru olmaz. Galatasaray’da bu sorunu çözebilecek birçok hukukçu var.

Transfer sezonu kapandığı için artık şans yok. Şans ocakta gelecek. Bu önceden yapılabilirdi ama yapılmadığına göre demek ki iki sözleşme birbirine bağlı değil. Sözleşmelerin yeterince bağlandığını görürseniz oyuncuyu alır oynatırsınız. Okumak yeterlidir. Bu olacaksa artık ocakta olacak.

Ben kural olarak Galatasaray’ı yönetenlerin yanında ve destekçisiyim. Bunun aksi bir tavır sergilemedim ve sergilemem. Benim için önemli olan Galatasaray’ın başarısı ve bu şu anki yönetimin sağlıklı bir şekilde yönetebilmesine bağlı. Eleştirebilir, zamanı geldiğinde yönetimin değişmesini isteyebilir. Tüm bunlar bugün önümüzdeki süreci rahatsız edecek tarzda yapılmamalı. Bu Galatasaray’ın başarısını etkiler. Futbolu veya herhangi bir sportif branşı yönetimden ayrı düşünmek ve olumsuz şeyler konuşulurken sporcunun etkilenmeyeceği düşünmek doğru değil. Eleştirsek bile bunu belirli bir nezaket çerçevesinde ve daha olumluya götürmek adına pozitif şekilde yapmamız lazım. Galatasaray’ı yönetenler genel kurul tarafından seçilmiş insanlar. Genel kurulun verdiği kararlara karşı boynumuz kıldan ince olmak zorunda. Bu yönetimi desteklemek zorundayız.

Desteklerken yaptığı hatalar, eksikler varsa bunları tamamlamaları gerektiğine işaret etmek lazım. Eksikler biliniyor, onlar da ifade ediyorlar. Bunların altını çizmenin ve kamuoyunda söylemenin yararı olduğuna inanmıyorum. Bundan sonra teşvik edici yönde hareket etmemiz lazım. Bunlar genel kurulda söyleyeceklerimizi etkilemez. Onlar farklı şeyler. Her yönetime olduğu gibi bu yönetime de destek olmak lazım. Destek olmazsak, bu seneyi kaybetmek demektir. Niye kaybedelim? Her başarı Galatasaray ekonomisini yukarıya götürüyor.