Türk futbolunun ve Trabzonspor'un efsane futbolcularından Hami Mandıralı, "Trabzonspor camiası tabii çocuklarını sever, onda sıkıntı yok ama sahip çıkma konusunda benim endişelerim var. Biz Mustafa Akçay hocamla Trabzonspor'da göreve başladığımızda o ligin bitimine 14 maç kala görevi bıraktı, ben devam ettim. Bu övünülecek bir şey mi, adını insanlar koysun. Ben 30 bin Türk Lirası maaş alırken takım 4'üncü oldu. İsim yapmış oyuncuların 3-4 tanesini de kadro dışı bırakmıştım ki onlar takımın en önemli oyuncularıydı. Biz genç kardeşlerimizle yolumuza devam ettik ve ligi 4'üncü sırada bitirdik ve UEFA Kupası'na katıldık" dedi.
Efsane futbolculardan Hami Mandıralı, işinin futbol olduğunu belirterek, "Futbolu seviyorum. Bildiğim iş bu. İşimi yapmak için de zamanımızı bekliyoruz. Hayırlısı ise Allah nasip eder, hocalık yaparız. Bizim işimiz futbol olduğu için futboldan başka yorum yapamayız. Yani yönetemezsek bile fikirlerimizi anlatmak isteriz" ifadelerini kullandı.
Hami Mandıralı'dan Galatasaray, Yusuf Yazıcı ve Falcao açıklaması
"Teklif gelmedi"
Trabzonspor'dan ayrıldığından beri teknik direktörlük teklifi almadığını belirten Hami Mandıralı, "Ben bir dönem, 6 ay Antalyaspor'da çalıştım. İlk teknik direktörlük deneyimim aslında milli takımda oldu. Fatih Terim zamanında, 2005 yılında İstanbul'a geldim. Allah ondan razı olsun. Onun sayesinde teknik adamlığa başladım. Bana ve benim jenerasyonumdaki 5-6 oyuncuya milli takımda Fatih Terim teknik direktörlük kapısını açmış oldu. Ondan sonraki süreçte 6 ay Antalyaspor sonra malum 2 dönem Trabzonspor'da geçirdik. Biri Mustafa Akçay'ın yardımcılığı ki son 14 maçı ben bitirdim. Ligi 4'üncü bitirdik, UEFA Kupası'na katıldık. Sonraki süreçte Muharrem Usta döneminde Şota ve Sadi Tekelioğlu'ndan sonra 6 ay Trabzonspor'un başına geçtim. Sıkıntılı bir süreç vardı ve sanırım 7'nci sırada bitirdik. Sonra da ayrıldık. O gün bugün teknik direktörlük yapamıyorum. Şartlar oluşmadı, teklifler gelmedi. Şu an bol bol maç izleyerek günlerimi geçiriyorum" dedi.
"Bizim de sıramız gelecek"
"Ben işimi seven biriyim. Görev aldığım takımlarda hem bulunduğum renkleri, camiaları hem de kendi karakterimi temsil ettim. Benim eğrim de doğrum da bu. Hayatım boyunca doğru bildiğim şeyleri yapmaya çalıştım. Bana doğru gelenler karşımdakine gelmemiş olabilir. Ancak genel anlamda milli takımdaki genç arkadaşlarla, 2 defa Trabzonspor'da ve Antalyaspor'da kendi karakterimi onlara yansıtmaya çalıştım. Oyun felsefemi, oyun anlayışımı ve beklentilerimi anlatmaya çalıştım. Dönem dönem bunlara cevap verenler oldu. İnsan karakterinden ödün vermemeli, normali de bu zaten. Ben böyle derim yönetim farklı der, olabilir bunlar. Onlara da saygı duymak lazım ama bir ortak nokta vardır. Doğru 1 tanedir, 2 tane olmaz. Eğer takımın menfaati, amacı başarılı olmaksa orada tek hedef, tek vücut, tek düşünce olmalı. Her yerden ayrı ses çıkarsa orada huzur, başarı olmaz. Nitekim de sıkıntılar ülkenin sıkıntıları, böyle devam ediyor edecek de düşünüyorum ama bu işlerde sabırlı olmak lazım. Bizim de sıramız, zamanımız gelecek diye doğru zamanı bekliyoruz. İnşallah gelecek."
"Hacıosmanoğlu benim yerime Halilhodzic ile devam etti"
"Sahip çıkma konusuna oradan giriyorum yani. Ben başarılı olmuş, UEFA Kupası'na katılmışım ama o dönemin başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu benimle devam etmedi ve yerime Vahid Halilhodziç'i getirdi. Bu hoca daha önce Trabzonspor'u çalıştırmış ve başarısız olmuştu ancak yine onu takımın başına getirdiler. Halbuki benim dönemimdeki takımın dengesini bozanlar gitmiş, denge kurulmuş, aile ortamı yaratılmış, lig 4'üncülükle bitmiş, UEFA kupalarına katılma hakkı elde etmişim. Düşünün ki ben ilk defa milli takımdan sonra Trabzonspor gibi büyük bir takımın hoca olarak sorumluluğunu alıyorum ve o genç kardeşlerimle 4'üncü bitiriyorum ligi ve benimle devam edilmiyor. O yüzden pek sahip çıkıldığı söylenemez. Eğer işler iyi gidiyorsa o zaman tutacaksın. Hayatım boyunca doğru bildiğim şeyleri yapmaya çalıştım. Hami'yi veya kimse başındaki hoca, onunla yoluna devam edeceksin."
"Şöyle; kulübün o zamanki genel müdürü beni çağırdı. Tırnağım kadar Trabzonsporluluğu vardır. Benimle o konuştu ki; onun benimle konuşması çok abest bir şeydi. Benimle başkanın konuşması lazımdı. Benimle konuşan genel müdür arkadaş 'Seneye ne kadar para isteyeceksin?' dedi. Ben de 'Ben bu takımda sıkıntı yaşatanları gönderdim. İyi bir ortam oluşturdum. 5-6 tane oyuncu izledim, bunları alın ben para da istemiyorum' dedim. O da "Tamam hocam biz seninle konuşuruz" deyip gitti. Tabii o günden sonra ne arayan ne de soran oldu."
"Vahit Halilhodziç'e söz verilmiş, 'Başkan olursam seni takımın başına getireceğim' diye. Sözünün eri bir insan, verdiği sözü tuttu, bizi de gönderdi. Halbuki çok güzel bir ortam yakalanmıştı. Devam edilebilirdi ve başarı da gelebilirdi."
"Trabzonspor, Anadolu'nun abisidir"
"Başarı ülkemizde şampiyonlukla ölçülüyor ama zirveye oynamak da bir başarı bence. Trabzonspor, Anadolu'nun abisidir. Aynen dediğiniz gibi Trabzonspor şimdi küllerinden yeniden doğuyor. Abilerimiz küllerinden doğarak İstanbul hegemonyasına son vermiştir. Bu öyle kolay bir şey değildir. Abilerimiz o efsaneyi oluşturdu. Biz de belki şampiyonluk yaşamadık ama sonuna kadar Trabzonspor'u zirvede taşıdık."
"Biz gençlerle ligi 4. bitirdik"
"Böyle güzellikler devam ederken gidip senin kültürünü, senin dilini, coğrafyanı bilmeyen bir insana ki; daha önce de hocalık yapmış ve başarılı olamamış bir insanı yeniden takımın başına getiriyorsun ve hüsrana uğruyorsun. O dönemde dikkat ederseniz her maçtan sonra Vahit Halilhodziç bir mazeret uydurup 'Bu oyuncuları kim aldı? Bana oyuncu lazım' deyip takımdaki oyuncuları insanların önüne attı ama biz öyle yapmadık. Biz kendini iyi oyuncu zannedenleri kadro dışı bırakarak ve gençlerle savaşarak 4'üncü olduk. Problemli bir takım vardı, herkes birbiriyle kavgalıydı. Biz yüreğimizi, karakterimizi ortaya koyarak bir aile ortamı kurduk ve 4'üncü olduk. Bu başarıdır yani."
"Şu kadroda benim emeğim çok"
"Bu gençleri ben kazandırdım. Benden önce oynatan hocalar oldu ama sonuçta bunun ilk harcını, ilk imzasını ben attım. Tabii şimdi Ünal hoca da gençleri oynatıyor. O şehrin kültürüyle yoğrulmuş gençlerin mücadelesini gören Sosa da, Nwakaeme de, Ekuban da onlarla beraber mücadele ediyor. Bu çok önemli bir şey, çok güzel bir duygu. Bunların oluşmasında bizim de payımız varsa bu bize gurur verir. Biz Trabzonsporluyuz ve başka takım tutmayız ama aynı zamanda da profesyoneliz. Her takımda da görev alabiliriz. Bu olaya böyle bakmak lazım. Belki alınan yabancı oyuncuların çok iyi oynaması nedeniyle o gençler yine şans bulamayacak ama bence o gençlerin mücadelesini gören her teknik adamın yüreğinin cız etmesi lazım. Demeli ki bu çocuklar burada mücadele ediyor, ben de korkmayacağım ve ben bunlarla yoluma devam edeceğim. Araya da Sosa, Nwakaeme, Ekuban gibi oyuncuları serpiştireceksin. Bu karmayı yaptığın zaman, duygularda sahada birleşip kenetlenince başarı kaçınılmaz oluyor."
"Son 5 yılın en iyi kadrosu"
"Bence son 5 yılın en iyi kadrosu var şimdi. En iyi kadro şöyle, inanın bunu samimiyetimle söylüyorum, kalpten inanıyorum. O bizim 5-6 genç oyuncumuz sahada görev aldığı zaman, biraz önce söylediğim Sosa, Nwakaeme, Ekuban gibi yabancı oyuncular şunu görüyor; Bu çocuklar burada bu forma ve bu şehir için mücadele ederken, biz de abileri olarak onlara katkı sağlayalım. Ben Sosa'yı tanıdığımdan beri korner atılırken geriye gelip top çıkardığını görmedim. Herhalde 5 kez ceza sahasına gelip top çıkardığını gördüm. Geriye geliyor, sağa sola koşuyor, mücadele ediyor. Bunun sebebi işte bizim bu genç çocuklar. Onların saha içinde savaşmalarından kendilerine de pay çıkarıp, katkı sağlamaya, destek olmaya çalışıyorlar. Aynısını diğer yabancı oyuncular da yapıyor .Bu yüzden çok önemli bir kadrosu var Trabzonspor'un. Alternatifsiz bir kadro. Ünal hocanın bundan sonra bu kadronun en iyisini sahaya sürmesi lazım. Çünkü öyle bir kadro kurmuşsun ki her mevkinin alternatifi var."
"Yusuf'u Süper Lig'de ilk oynatan benim"
"Yusuf'u Süper Lig'de ilk oynatan benim. Çaykur Rizespor maçında 2 gol atmıştı. Öyle başladı Trabzonspor'da futbol hayatı. Hep kadroların içerisinde oldu. Sadi Tekelioğlu zamanında da vardı. Belki kupa maçlarında oynatıyorlardı ama lig maçlarında ilk oynatan hoca benim. Lige 2 golle başlamıştı."
"Yusuf yetenekli oyuncu. Kulübe ve kendisine çok iyi paralar teklif edilmiş. Ben Yusuf'un kaybolduğunu düşünmüyorum. Yusuf'u artık Trabzon şehri de takım da düşünmemeli. O kendisine yeni bir sayfa açtı, orada inşallah başarılı olur. Eğer Yusuf'u seviyorlarsa dua etsinler. Yusuf çok güzel para kazandırmıştır Türkiye'ye. Mazisi 1.5- 2 yıl yani Trabzonspor'da yani bu çok önemli bir şey. Bu kadar para veriliyorsa göndereceksin."
"Obi Mikel de soru işareti var"
"Sebebini ailesi diyorlar, hanımı diyorlar, başka şeyler diyorlar ama bu böyle olmamalı. Eğer sen burayla anlaşmışsan yüreğini ve karakterini ortaya koymuş, Trabzonspor forması giymişsen, bunun sonunda savaşacaksın. Ha maçlarda toplar ona çarptı, takım 2 maçta gol yedi; bunlar sorun değil. Normal şeyler ama Obi Mikel'in oyun içindeki karakteri daha henüz ortaya çıkmadı. Sen Obi Mikel isen beklentilere karşılık vereceksin. Sen karakterinle, yapınla Abdulkadir Ömür'ü, Abdulkadir Parmak'ı, Yusuf Sarı'yı da hareketlendireceksin, Sosa'nın yaptığı gibi. Yani orada biraz soru işareti var. Diğer oyuncuların hepsi takımı sahiplenmiş, savaşıp, mücadele ediyorlar. Bu çok önemli bir şey."
"Uğurcan olağanüstü bir kaleci"
"Çok iyi bir kalecisi var Trabzonspor'un. Yedek kalecileri de çok iyi. Son Fenerbahçe maçına bakıldığında sahanın yıldızı Uğurcan'dı. Olağanüstü bir kalecilik yaptı. Dolayısı ile iyi bir kadrosu var Trabzonspor'un, burada başarıyı yakalayacak ve yönetecek olan da Ünal Karaman ile ekibidir tabii ki. Ben hep şunu söyledim, o zaman da söyledim, yine söyleyeyim; Onur bu şehre 10 yıl hizmet etmiştir. Onu onursuzlaştırıp göndermenin bir anlamı yok. Teşekkür edersin, bir plaket verirsin hizmetlerinden dolayı gönderirsin. Yani herkes gider, ben de gittim bu takımdan. Burak da geldi gitti ama hizmet ettiler mi? Ettiler hem de aslanlar gibi hizmet ettiler. Şimdi Uğurcan gibi bir çıktı meydana. Uğurcan daha önce de oradaydı ama şimdi A Milli Takım kalecisi. Bunu kim sağladı? Kendisi. Çalıştı, bir duruş, bir karakter koydu ortaya, başarılı oldu. Dolayısı ile herkes kendi becerilerini ortaya koyar. Gençler de öyle. İki Abdulkadir de öyle. Yusuf Sarı da öyle. Daha da olacak. Hüseyin geldi Trabzonspor'un stoperi oldu."
"Gençleri oynatacak yürekli hoca yoktu"
"Trabzonspor'da her zaman oyuncu var, altyapıdan oyuncu geliyor. Onları oynatacak yürekli hocalar yoktu. İşte bizde başladı bu değişim. Ben geldim, Ünal abi geldi, başlattık gençleri oynatmaya. Dolayısı ile bunlar gelecek. Diyorum ya; Yetenekli çocuklar ülkemizde var, bunları oynatacak yürekli hoca lazım. Bazı şeyleri feda edersin, şampiyonluğu iki sene daha unutursun ama o çocukları kazanırsın, temeli sağlama oturtursun, hedefler peş peşe gelir. Valla demin de ifade ettim, iyi bir takım var. Bu süreci Ünal hoca eğer iyi yönetir, hakkı olana hakkını verirse, adaletli ve hakkaniyetli olup, bir de o takımı aile ortamına sokup getirebilirse başarılı olur. Ayrıca kadrosunun yeterli olduğunu ve bu kadro ile yukarılara oynayabileceğini düşünüyorum."
"Trabzonspor ve Fenerbahçe daha formda"
"Daha çok erken. Bütün takımlar için durum aynı. Ben şunu söyleyeyim; Trabzonspor ile Fenerbahçe form olarak Beşiktaş ve Galatasaray'a göre daha hazırlar. Beşiktaş ve Galatasaray'a göre erken form tuttular. Bu sene Trabzonspor şöyle bir şey var, bir örnek vereyim; İlk hazırlık maçında Trabzonspor ilk yarı sahada yok ama ikinci yarı canavar kesiliyor, olağanüstü oynuyor. Fenerbahçe de öyle. Mesela Fenerbahçe Trabzonspor maçında, Fenerbahçe ilk 10 dakika gol yiyene kadar sahada yok. Sonra Fenerbahçe gol atıyor, ardından Trabzon gol atıyor sonra karşılıklı ataklar ile olağanüstü bir maç oldu. Sanki Premier Lig'de bir maç izledik. Böyle olsa futbolumuz hem kalkınır hem de gelişir. Ayrıca daha güzel bir şey söyleyeyim; Maçtan sonra iki takım oyuncularının birbirine sarılması. Bu, son yıllarda görülmeyen bir şeydi. İşte Fenerbahçe taraftarının Ahmet Ağaoğlu'na tribünden uzanıp elini tutması, konuşması bunlar özlenen ve beklenen şeyler. Yani bunları fazlasıyla yapmamız lazım. Yani son AEK maçında yüreğimiz ağzımıza geldi. Orada 3-1 maç gitti geldi. O zaman aksi bir şey olsaydı takım erozyon yaşayabilirdi ama şükürler olsun olmadı. Trabzonspor heyecanlı bir takım, heyecanla oynayan bir takım. Biraz daha takım olmak lazım. Mesela Nwakaeme çok yetenekli bir oyuncu. O olmadığı zaman kaleye gidemiyoruz, olduğunda ise müthiş işler yapıyor. Biraz daha takımsal, takım formatında oynanması lazım yoksa tek başına nereye kadar insansın, yoruluyorsun. 90 dakikayı çıkarmak böyle kolay değil. Biraz paylaşımcı olması lazım. Biraz kendine de oynuyor. Şimdi Nwakaeme'ye 'Sen çalım atma' dersen oynatmayacaksın onu. Onun işi adam geçmek, eksiltmek. Bazen öyle güzel işler yapıyor, öyle güzel paslar çıkarıyor ki bunu biraz daha fazlalaştırması lazım. Son Fenerbahçe maçına bakıy
"Trabzonspor gruptan çıkabilir"
"Yani kolay değil tabii. Şimdi biraz daha sınıf atlıyorsun ama ben özellikle Avrupa maçlarını e 90 dakikaya yaydığımız zaman çok daha iyi olur. Mesela 2'nci yarıdaki performansları mükemmeldi. Böyle oynarlarsa gruplardan çıkabileceklerini düşünüyorum. Olağanüstü bir takım oluyorlar ama bazen de sahada gezer gibi oluyorlar. 'Bu takım o takım mı?' diyorsun kendi kendine. Çelişkiler oluyor. Trabzonspor'un kadro yapısı iyi, alternatifleri var. Ünal hoca bu kadroyu hakkaniyetli, adaletli kullanırsa gruptan çıkma şansının fazla olduğu düşünüyorum. Şimdi tabii her takım bir sürü transfer yaptı .Mesela Galatasaray Falcao'yu aldı. Galatasaray taraftarı takım için 'Şampiyonlar Ligi'nde efsane olur, damga vurur' diyorlar. Öyle değil işte. Adaptasyon, uyum süresi var yani. Her takımın oyuncularına baktığın zaman bireysel olarak hepsi iyi. Biz Sturridge'i aldık biliyorsun ama onun şimdi bir karakter sergilemesi lazım sahada. Sen tamam 10 yıl Liverpool'da oynamış olabilirsin, Manchester United'da oynamış olabilirsin ama burası Trabzon, burada ne vereceksin? Buraya gelen yıldız oyunlarının biraz karakterlerini ortaya koyması lazım. Bunların hepsi kendi takımlarında yıldız olmuş oyuncular, önemli işlere imza atmış oyuncular, dolayısı ile şu şampiyon olur, olmaz demek erken. O oyuncuların da bir süresi var. Onlara da insanların biraz sabırlı, anlayışlı yaklaşması lazım."
"Galatasaray taraftarı Falcao için sabırlı olmalı"
"Ya çok zor tabii. Büyük takım olmak istiyorsan bu gruptan çıkacaksın çünkü rakip Real Madrid, Paris Saint-Germain gibi takımlara takılıp kalmayacaksın. Galatasaray bu takımları daha önce yenmedi mi? Yendi. Neden olmasın? Onun için takım olmak lazım. Takımdaşlık ruhunu, aile ortamını o sahaya yansıtmak lazım yoksa sadece isim yetmiyor. İsim hem takım olarak hem de oyuncu olarak yetmiyor. Tek başına hiçbir şey yapamazsın. Bir yerde enerjin biter. Takviye gelmesi lazım. Falcao çok büyük oyuncu. Atletico Madrid de Arda'nın da bulunduğu dönemde olağanüstü bir takımdı. Şimdi 33 yaşında aynı kıvama gelmek kolay değil. Onun için Galatasaray taraftarı Falcao için biraz sabırlı olmalı. Fenerbahçe çok iyi takım kurdu. Lige de iyi başladı. Beşiktaş ve Galatasaray tam hazır değil ama olacaklar. Zamana yaydıklarında bu işin üstesinden gelebilecek takımlar. Geçen yıl Galatasaray 9-10 puan geriden gelip şampiyon oldu. Orada ne ön plana çıkıyor; sinerji, kadro zenginliği var ama orada bir de hoca başarısı var. Fatih Terim'in ağırlığı ön plana çıkıyor. Galatasaray'ın 10 puan geriden gelip Başakşehir'in önünde ipi göğüslüyorsa bu hoca başarısıdır. Daha önce de söyledim yine de söyleyeyim; Edin Visca'nın da gitmesi lazım. Neden gitmeli? Çünkü 8-9 yıldır aynı takımda vereceğini verdi. Takıma daha verecek bir şeyi kalmadı. Heyecanı kalmadı. Bu oyuncuyu verin bir takıma oynasın. Edin Visca'yı takımda tutarsan o da verimli olamaz. Okan Buruk iyi niyetli bir insan. Bizim jenerasyondan, işini iyi yapan teknik adamlardan birisi. Okan'la ilgisi yok bunun."