Kalacaksın dediler takasta kullandılar

Süper Lig’in en tecrübeli sol beklerinden Konyasporlu Ferhat Öztorun, Ajansspor’a özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray, Manisaspor, Trabzonspor, Orduspor ve Başakşehir formaları da giyen Ferhat ile hem günümüzü konuştuk hem geçmişe gittik.

Şu an zorlu süreçte ailesiyle birlikte sürekli evde olduğunu söyleyen tecrübeli futbolcu antrenmanlarını aksatmadığını ve elinden geldiğince imkanlar doğrultusunda en iyi çalışmayı yaptığını ifade etti.

Konyaspor’un önceki yıllara göre bu sezon yaşadığı sıkıntılı süreci sorduğumuz tecrübeli sol bek, “Maalesef her sene farklı bır senaryo gerçekleşiyor. İlk sene süper kupayı almıştık.  Avrupa’da iyi mücadele etmiştik ama ligde çok sancılı anlar yaşamıştık ve son saniyede rahatlamıştık. Arkasındaki ki sezon baştan sona rahat bir sezon geçmişti orta derece bir performans sergilemiştik. Ama bu sezonda yapılan planlar açıkçası tutmadı sancılı sıkıntılı bir duruma girdik. Maalesef şu anda bulunduğumuz konumu beklemiyorduk. Sancılı bir sezon geçiyor ama Bülent Hoca’nın da gelmesiyle yeniden bir hava yakaladık takımda bir toparlanma oldu. Çok uzun bir dönem kazanamamıştık fakat en son Fenerbahçe maçı ile bunu durdurduk inşallah. Bu saatten sonra geri bakmaya gerek yok artık önümüzdeki kalan bütün maçlara final maçında çıkacağız ve biran önce tehlikeli bölgeden uzaklaşıp bu sezonu o şekilde bitirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ferhat çok genç yaşta Galatasaray formasıyla şampiyonluk yaşamıştı. 2005-2007 arası Eric Gerets’in vazgeçilmezlerinden biriydi. Fakat 2007 yazında takımdan gönderildi. Tecrübeli futbolcuyla 15 sene öncesine gittik. O günleri şu sözlerle anlattı: “Evet 18-19 yaşında şampiyonluk yaşamıştım.  Hem de ilk senemde ve ikinci yarı lig maçlarının hemen hemen %70’inde ilk 11 oynayarak şampiyonluk yaşamıştım. Öyle kenarda bir şekilde değil, benim için çok özeldi. Açıkçası benim aklımda olan bir şey değildi Galatasaray’dan bu şekilde, bir anda bonservis ile ayrılmak  Ama inanın ben de bilmiyorum neden ayrıldığımı detayları ayrıntıları mutlaka vardır sadece performans ile alakalı olmadığını biliyorum. İşin içinde başka şeyler de vardır diye tahmin ediyorum. 

Çünkü elbetteki hatalarım tecrübesizliklerim olmuştu, kötü maçlarım da olmuştu ama sonuçta 19-20 yaş arasında bir çocuktan bahsediyoruz ki Galatasaray’ın kendi altyapısından çıkmış kendı evladı. Ve çok da iyi oynadığım maçlar da varken  bir anda herkes kiralık gidip gidip geri geliyorken,  A takım düzeyinde hiç maça çıkmamış kişiler de dahil buna, benim bonservisin Hakan Balta transferinde takasta direkt verildi. Hem de o dönemki hocanın benimle 3 hafta öncesinde olumlu konuşmasına rağmen. Hem de o sezon beni başka takımların da istediği ve reddettikleri donemde takımda kalacaksın dendikten sonra transferin son gününde beni Manisaspor’a takasta bonservisimle verdiler. Yani çok uzun zaman oldu vardır bir hayır dedim hep kendime kısmet bu şekildeymiş yapacak bir şey yok gerıye dönemeyiz.”

Galatasaray efsane 87-88 jenerasyonundan olan Ferhat Öztorun, “87-88 jenerasyonu gerçekten çok başarılıydı hemen hemen bütün başarıları yakalamıştı altyapıda. Birçok akfif oynayan oyuncu var liglerde senelerdir.

Son zamanlarda var mı bilmiyorum ben duymadım ama bizin paf takımımız komple A takım idmanlarına çıkıyordu. Bütün takım halinde gercekten efsane jenerasyon dıyorlardı. Unutamadığım bir maç; sezon başı kampında Bundesliga takımı M’Gladbach ile hazırlık macı yapmıştık ve hemen hemen bütün 87-88 jenerasyonu o maçta forma giymişti. Kafa kafaya oynamıştık 1-1 bitmişti” ifadeleriyle o jenerasyondan övgüyle bahsetti.

Hem Süper Lig’de Galatasaray ile hem Manisaspor ile 1. Lig’de şampiyonluk yaşayan Ferhat Öztorun’a “Hangi lig daha zor” diye sorduk. Ve ayrıca Ferhat’tan alt liglerle ilgili fikrini istedik. Ferhat “İkisinin de ayrı zorluğu var biri daha mücadeleci bir lig, diğeri de daha kabiliyetli bir lig ama tabii ki Süper Lig’de oynamak daha zor bu tartışılmaz. Alt liglere çok önem verilmiyordu ama son zamanlarda bu özellikle de TFF 1. Lig’de değişti. Mesela bütün maçlar düzenli olarak yayıncı kanaldan verilmeye başlandı ve oyuncular direkt oradan A milli takıma ve Avrupa’ya da gitmeye başladı. Bu çok güzel bir şey. Şu anki durumda Süper Lig’deki takımların hemen hemen hiç yerli oyuncu oynatmadığını da varsayarsak ki bu bir gerçek; yerli oyuncular için alt ligler forma şansı bulma açısından da futbol oynamaya devam edebilme açısından da çok onemli diye düşünüyorum” diye konuştu.

Manisa’da şampiyonluk yaşadıktan sonra Trabzonspor’a transfer olan Ferhat’a “Trabzon’da söylenildiği kadar futbolcular üzerlerinde baskı hissediyor mu?” diye sorduk. Tecrübeli sol bek, “Manisaspor’da çok iyi bir sezonun ardından gelen teklifler arasından o dönem direkt Trabzonspor’u seçmiştim. Daha ligin son maçıydı ben Trabzona imzaya gitmiştim. (Gülüyor) Yine benim için özel bir andı gerçekten. Sonuçta Trabzonspor isminin geçtiği yerde başarı istenir. Başarının da  olacağı yerde baskı çok normaldir” ifadelerini kullandı.

Eski takımı Başakşehir’le ilgili de değerlendirmede bulunan Ferhat “Şu anda çok başarılı buluyorum özellikle de Avrupa’daki maçları ve sonuçları ülkemiz için de gurur verici. Ülke futbolundaki sol bek sıkıntısının neden olduğunu Konyaspor’u sol bekine sorduk. Ferhat bu konuda, “Genelde Türkiye’deki sol beklerin hemen hemen yüzde 80’i ya ön taraftan ya da  orta sahadan bozma sol bek. Altyapıdan direkt sol bek olarak gelen oyuncu sayısı zaten çok yok. Ben kendi açımsan Beşiktaş’taki genç sol bek Rıdvan Yılmaz’ı çok beğenerek izliyorum inşallah önü çok açık olacak” yorumlarında bulundu.

Arda Galatasaray’a dönmeli mi?
Arda her zaman Galatasaray aşığıydı bu tartışmasız bir gerçek
Kariyerinizde en çok iz bırakan hoca?
Birçok önemli hoca ile çalışma şamsı yakaladım fakat Eric Gerets ve Abdullah Avcı isimlerini başka bir köşeye ayırmam gerek.
Kariyer planı? Hocalık hedefi var mı?
Hoca olmak şu anda aklımdan geçmiyor. Tabii zaman ne gösterir bilinmez. Yine futbolun içinde mutlaka olurum ama farklı bir konumunda düşüncelerim var mesela scout tarzı şeklinde olabilir bu.
Neden herkes size en sessiz futbolcu diyor? Konuşmayı sevmiyor musunuz?
Aslında konuşmayı severim çevremi de çok güldürürüm. Herhalde boş konuşmayı çok sevmiyorum. (Gülüyor)