Spor yazarlarından Karadağa - Türkiye maçı değerlendirmesi: "Sanırsınız ki adamın dokunulmazlığı var!"

20.11.2024 - 08:59 | Son Güncellenme: 20.11.2024 - 09:20

UEFA Uluslar B Ligi son maçında deplasmanda Karadağ'a 3-1 mağlup olan Türkiye liderliği kaybetti ve grubu ikinci sırada tamamladı. Spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarlarından Karadağa - Türkiye maçı değerlendirmesi: "Sanırsınız ki adamın dokunulmazlığı var!"

AJANSSPOR - HABER

A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup altıncı ve son maçında Karadağ'a deplasmanda 3-1 mağlup oldu.

Spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili değerlendirmeleri şöyle:


Engin Kehale: "Karadağ’ın istediği oyunla buraya kadar"

Kendi oyunumuzu oynayamadığımız bir gidişatta bile aslında pozisyon ve gol bulduk. Rakipten istatistik kağıdında her hücum kategorisinde üstte olmamıza rağmen skoru alamadık. Ceza sahası çevresi şutlarında biraz daha net vuruşlar yapabilsek, A Ligi’ndeki rakiplerimizi beklemeye geçebilirdik.

Çok iyi götürdüğümüz, hep bir şeyler vadettiğimiz Uluslar Ligi grup aşaması serüvenini, kötü şartlara ve rakibe ayak uydurarak, liderliği altın tepsiyle Galler’e hediye ederek hayal kırıklığıyla bitirdik. (Hürriyet)

Uğur Meleke: "Montella’nın içine Kuntz kaçmış gibiydi"

Ben Montella’yı Roma’da santrfor oynadığı günlerden beri izliyorum, anlatıyorum, yazıyorum. Dün sadece Türkiye döneminin değil, tüm kariyerinin en kötü günüydü bence. Kenarda büyük hedeflerden kopmuş, inançsız, hedefsiz bir adam vardı dün. Montella’nın içine Kuntz kaçmıştı sanki. (Hürriyet)

Bilal Meşe: "Mazereti olmaz bunun"

Karadağ’ın direnişine, mücadelesine, hırsına hiç kimse bir şey diyemez, prestij mücadelesi veriyor, ne yapsın? İkinci yarı mı, risk aldık, baskı yaptık, pozisyonlar ürettik, Arda, Kerem ve Yunus’la gole çok yaklaştık, savunma duvarına takıldık!

Montella, sakın ola kadro konusunda sakatları mazeret olarak önümüze çıkarma! Kardeşim bu maçta senin üç puana gereksinim var. Zemin ağır, hem rakiple hem zeminle boğuşacak, fizik gücü yüksek oyuncuları yanında niye oturtuyorsun? Örnek mi Barış, Semih, orjinal forvet Enes Ünal ne güne duruyor? Artı İtalyan hocanın onbir tercihi de yanlışlarla dolu! Örnek mi? İsmail ve stoper Samet niye yedek, rötar yaptın, rötar! İş bitmiş, hamle yapıyorsun, olmadı Montella, olmadı! Rakip ilk kez bizi yeniyor, Montella asıl golcüleri bitime 5-10 dakika kala oyuna sürüyor!

Ayrıca Karadağ karşısında fırsatlar bulan ancak atamayan ay-yıldızlı futbolcularımıza da gönül koyamıyorum, yalnız hayal kırıklığı yaşadığımı da ifade etmeliyim. Yahuu, Montella bu takımı hep forvetsiz oynattı, kimse gıkını çıkarmadı, sanırsınız ki adamın dokunulmazlığı var! (Milliyet)

Serkan Akcan: "Bu olmaz hocam"

Milli Takımımız’ın çeşitli dönemlerde çok iyi jenerasyonlara sahip olduğunu biliyoruz. Şimdiki jenerasyonumuzda tarihimizin iyilerinden biri olarak kabul görüyor. Bazen şartlara göre hareket etmek ve şekil almak en büyük antrenörlük gösterisi olabiliyor. Karadağlılar yetenek fakiri ama fizik zengini bir takım. Milli Takımımız’ın sahadaki 11’i resmen basketbol takımına karşı havadan hücum etmeye çalışarak bir nevi Don Kişot’un Yeldeğirmeni‘ne karşı savaşını veriyordu. Montella’nın bu zeminde bu kadar kötü bir oyun seçmesi, her şey çok erken dakikalarda ayan beyan ortaya çıkmış olmasına rağmen bu oyundan vazgeçmemesi bir çuval incirin berbat olmasına yol açtı. (Fanatik)

Ali Gültiken: "Hayaller ve sahadaki gerçekler"

Trajik olan şey; Kerem'le santrfor oynuyoruz ama rakip yarı sahasına girdiğimizde ceza sahasına yüksek toplarla orta yapmaya çalışıyoruz. Bunu anlamak mümkün değil… Kenarda Enes var, Semih var, bir çok maçta santrfor oynattığı Barış Alper var. Son dakikalara kadar oyuna bir santrfor almamış olması, hayal kırıklığının yaşanmasının en büyük sebeplerinden biri oldu. Bir diğer konu da bu saha zemininde orta sahadaki yumuşaklığımız oldu. Fiziki mücadeleyi kazanamayan, dönen toplarda rakibin yaptığı kontratakları önleyemeyen bir durum ortaya çıktı. Büyük hayallerle geldik, büyük hayal kırıklığı ile geri döndük. Bu maç bize kağıt üstünde hayal edilenle, saha gerçekliğinin farkını gösterdi. (Sabah)

Fatih Doğan: "El freni Montella"

Futbolun bilinen basit uygulamalarından biri şudur: "Hava yağışlı ve zemin ağırsa teknik kapasitesi yüksek oyuncularla ve kısa paslaşmalarla oynamak zordur. İleride uzun bir santrfor kullanıp, uzun paslarla çıkmak ve santrfordan dönen toplarla baskı kurup sonuç almak daha kolaydır. Karadağ'da oyunu bozacak kadar şiddetli yağmur ve patates tarlasına dönen saha mevcuttu. Ancak bu şartları izleyen ve hiçbir sistem değişikliği yapmayan Montella vardı. Bir teknik adamın kalite seviyesi, değişen şartlara ve gelişen oyuna göre ürettiği çözümlerdir. Montella tutturmuş santrforsuz oyun ezberi… B, C planlarından yoksun oynamaya çalışıyor. Santrforsuz oynamayı bir inatlaşmatakıntı haline getirmiş gibi. Cenk Tosun var almıyor, kenarda Enes var oynatmıyor. Kenan'ı, Kerem'i, Arda'yı kötü zeminde yüksek Karadağ savunması arasında adeta ezdirdi. Montella, en zayıf halka Karadağ'a yenilmemizin ve A Ligi'ne yükselememizin tek sorumlusudur. Büyük takımlara motive olmak, taktik üretmek, 4-6-0 ezberiyle oynayıp bu yıldızlar topluluğuyla sonuç almak kolaydır. İki Karadağ maçı başta, Galler dahil tek tip oyunuyla Montella, A Milli Takım'ın A Ligi yolunda el freni olmuştur. Ayrılma aşamasındaki Prosinecki, sağ kanattan fotokopi gibi iki stratejik atakla Montella'ya taktik ve acı strateji dersi veriyorsa sıkıntı göründüğünden de büyük demektir. TFF yönetimi, Dünya Kupası yolculuğuna çıkmadan tek tip Montella'yı analiz masasına yatırmalıdır. (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler