"Ligin bekası için VAR operatörü kızağa çekilsin"

AJANSSPOR - HABER

Dev derbide, Beşiktaş ile Fenerbahçe Spor Toto Süper Lig’in 31. Haftasında Vodafone Park’ta karşı karşıya geldi. Heyecan dolu maçta kazanan çıkmadı ve maç 1-1 sona erdi. Bu sonuçla birlikte Beşiktaş, Milli ara öncesi haftayı 64 puanla lider bitirdi.

Fenerbahçe ise 59 puana yükselerek, ikinci Galatasaray’ın iki puan gerisinde, haftayı üçüncü sırada tamamladı. Yorumcu Mehmet Demirkol, Socrates Dergi’nin Youtube kanalındaki 'Karşı Karşıya' programında Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini değerlendirdi.

Vincent Aboubakar’ın ve Altay Bayındır’ın performanslarının olağanüstü olduğunu belirten Demirkol, “Aboubakar yapabileceğinin çoğunu yaptı. Beşiktaş’ın adına, neden bu eksik kaldı diyebileceğimiz çok fazla bir şey yok. Ama Altay’ın net performansı var. İkinci yarıdaki kurtarışlardan bahsediliyor, ilk yarıda direk dibinden aldığı top bence en zoru. Çok yakın mesafe, defansın arasından geliyor top, aniden çıkıyor top ve yerden geliyor. Hakikaten çok zor" dedi.

Fenerbahçe kalecisinin duran top zaafının sürdüğünü söyleyen Demirkol, konuşmasına şöyle devam etti:

"Hep konuşuyoruz, Altay Bayındır karşı karşıya pozisyonlarda olağanüstü bir kaleci. Ama yine de, duran top ve yan toptan Fenerbahçe saçma sapan bir gol yedi. Ama Altay maçın kahramanı. Fakat, duran top, yan top zaafı devam ediyor Fenerbahçe’nin. Sadece Altay’ın değil, takımın zaafı bu ve devam ediyor."

Mehmet Demirkol, derbide Beşiktaş’ın net üstünlüğünün olduğunu ve Fenerbahçe’de de Altay Bayındır’ın performansıyla öne çıktığını ifade etti.

Erol Bulut'un orta sahayı daha kalabalık tutabileceğini vurgulayan Demirkol, "Normal şartlarda Beşiktaş’ın yüzde 50’si ile oynadığını söyleyebiliriz. Çünkü bence, doğru bir şey yaptı Erol Bulut. Orta sahayı kalabalık tuttu. Bence bir kişi daha fazla olabilirdi. Çünkü hem Samatta, hem de Osayi’ye gerek yoktu. İkisinden birinin yerine bir orta saha daha olabilirdi, Sosa ya da Ozan. Fenerbahçe böylece tamamen kırabilirdi Beşiktaş’ın oyununu" ifadelerini kullandı.

Demirkol, siyah beyazlıların yüzde 50'siyle oynamasına karşın üstün olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Fenerbahçeli oyuncular, Josef-Atiba-Ghezzal-Larin diyebileceğimiz dörtlünün arasına girdiler. Pelkas, Ghezzal’ı kovaladı. Ghezzal’da Pelkas’ı kovaladı. Fenerbahçe, rahat eden adamları rahat ettirmemek üzerine biraz iş yaptı. Buna rağmen, Beşiktaş’ı yüzde 50’siyle oynatmasına rağmen, çok net bir hücum üstünlüğü var. Genel olarak, Beşiktaş’ın net üstünlüğünü ve Altay’ın ön planda olduğunu söyleyebiliriz."

Demirkol, Beşiktaş kalecisi Ersin Destanoğlu’nun, Ozan Tufan’dan yediği goldeki şutla, Altay Bayındır’ın kurtardığı Vincent Aboubakar’ın çektiği şutun karşılaştırılmaması gerektiğini söyledi.

Yorumcu şöyle konuştu: “Bir de şöyle bir karşılaştırma var; Altay, Aboubakar’ın şutunu çıkardı, doğru uzandı. Ama Ersin Ozan’ın şutunu çıkaramadı. İki ayrı top bunlar. Aboubakar’ın şutu yükselerek gitti. Dolayısıyla müdahale alanına gitti. Çok iyi kurtarış, ama kurtarılması daha kolay. Ozan’ınki yukarıdan aşağıya geliyor. Onlar çok zordur. Çünkü, topun seviyesini ayarlaması lazım kalecinin. Bunu ayarlamak kolay bir şey değil.”

Fenerbahçe’nin derbide beraberliği getiren golünde, Ozan Tufan’ın aldığı pozisyon ve çektiği şuttan övgüyle bahseden Demirkol, “Ozan’ın kontrol şutu çok seri. Çok seri döndü yani. Başka bir oyuncu, başka bir şekilde dönmüş olsa Josef yapışırdı. Josef’i döndürdü, gelemedi Josef. Net Alman şutu. O topu öyle düzeltip Toni Kroos vurur, birleşik hareketi çok iyi. Şahane bir gol attı" değerlendirmesinde bulundu.

Georges-Kévin N'Koudou’nun oyuna neden girmediği eleştirileri hakkında da konuşan yorumcu, şunları söyledi:

“Pozisyona girmek konusunda bir problem yaşamadı Beşiktaş. Fenerbahçe golü atana kadar sürekli pozisyona girdi. Ondan sonra Fenerbahçe’nin ilk karambolü var. Ondan sonra yine Aboubakar’ın bir pozisyonu var. Pozisyona girmekte bir sorun yok ki. Ne olacaktı N’Koudou olunca? Şunu düşünebilirsin; Beşiktaş daha iyi kontraya çıkardı. Fenerbahçe’yi daha hızlı geri koştururdu. E yine koşturdu. Problem o değil ki.” 

Derbide, siyah-beyazlı ekibin problemlerinin, bitiricilikten ötürü olduğunu ve kontrol oyunu sorunundan kaynaklandığını ifade eden Demirkol, “Problem, atamaman. Birinci problem atamadın. İkincisi, atamadığın zaman, Beşiktaş’ın bir kontrol oyunu sorunundan bahsediyoruz" diye konuştu.

Vida-Wellington ikilisinin, gömülü savunmada orta sahayla nasıl paylaşacakları konusunda sorun yaşadığını belirten Demirkol konuşmasına şöyle devam etti:

"Mesafeleri öndeki kadar iyi ayarlayamıyorlar. Ama asıl önemlisi, Beşiktaş çok hızlı çıkıyor, dönerken arka taraf yaklaşıp geri dönemiyor. Yani mesafe açılıyor. Mesafe açıldığı zaman da, dönüşler çok acılı oluyor. Bir daha çıkışlar çok zor oluyor. Özellikle savunma merkezi buna cesaret edemiyor. Öndekiler dönmekte zorlanıyor ve bir tedirginlik oluşuyor. Bu yüzden rakip topu alıyor. Kondisyonla değil, tamamen kompakt kalabilmekle alakalı. Bu kolay kolay yapılabilecek bir şey değil zaten.”

Derbinin genel olarak Beşiktaş’a yaradığını düşündüğünü vurgulayan Mehmet Demirkol, “Bu derbinin galibi Beşiktaş oldu. Hala puan farkı var. Yani, Galatasaray ile bir puan arttırdı. Fenerbahçe ile de sabit tuttu. Oyunlara bakıldığında, iki hafta önceki durumla, şu anki durum aynı değil. Beşiktaş standardını daha da oturtmuş durumda. İnanılmaz bir Aboubakar var. Bir önceki Beşiktaş döneminden kesinlikle daha iyi. Larin ve Aboubakar’ın durumu inanılmaz. Bu açıdan Sergen Hoca’yı kutlamak lazım” yorumunda bulundu.

Yorumcu, Beşiktaş’ın da, Fenerbahçe gibi yeni bir takım olduğunu söyledi,

Demirkol, konuşmasına şöyle devam etti:  “Bazen teknik direktörlük hiç dokunmamaktır. Onu almadın, bunu almadın oyuna diyorlar. İşliyor takım, neyi değiştireceksin ki? İrfan’ın sürekli oynaması lazım diyorum ama 50.dakikada bitti. Yürüyecek hali kalmadı. Karşı tarafa bakıyorsun, herkes cayır cayır oynuyor. ‘Ben iyice kontrole geçeyim’ dediği anda oyun Beşiktaş’tan gitti. Ve Beşiktaş’ta onu tamir etmenin bir yöntemi yok. Yani, Sergen Yalçın bunu tamir etmenin bir yöntemini bulamadı. Bu konuda eleştirilebilir. Fakat, dünkü takımdan kaç tane oyuncu var geçen seneden kalan? Dört oyuncu var. Bu yeni bir takım yani. Ersin ve Ljajic’i de saymayabilirsin. Fenerbahçe nasıl yeni bir takımsa, Beşiktaş’ta öyle yeni bir takım. Aboubakar’ın bir Beşiktaş ezberi var ama o Beşiktaş ile bu Beşiktaş aynı takım değil. O kalite ile buradaki kaliteyi bir tutabilir misin?”

Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın’ın, maç sonunda Halil Umut Meler’i istemedikleri yönünde yaptığı açıklama ile ilgili olarak Demirkol, “Sergen Yalçın’ın Halil Umut Meler’i istememesi inandığı için değil. Olan için de söylemiyor. Olacaklar için söylüyor. Var mı dünkü hakemde problem? Var tabi birkaç tane faul hatası. Kötü niyetli bir adam, Ghezzal’ı kırmızı kartla oyundan atsa, kim ne diyecek? Kötü niyetle Fenerbahçe’ye maçı kazandırmak istiyor diyelim. Direk çıkardı kırmızıyı diyelim. Ne diyeceksin? Sergen Hoca’nın da tavrı, biraz Terim vari tavırlar. Yani, ön alıyor. Onun lig analizinde böyle bir şey var. Ya da Aziz Yıldırım vari diyelim. Lig analizi şöyle; Bunları rahat ettirmemek lazım. MHK tarafı biraz diken üstünde olsunlar. O yüzden de her hafta biraz iğne batırıyor yöntem olarak” ifadelerini kullandı.

Sarı-lacivertli camiada, Erol Bulut’un başarılı olması halinde bile, takımın başında onu istemeyecek bir topluluğun olacağını açıklayan Mehmet Demirkol, “Erol Bulut konusu var tabi. Gitsin mi, kalsın mı, kesin gitsin falan. Bu tip duygusal kopuşlar olduğunda tamiri imkansız oluyor. Erol Bulut bu sene şampiyon olsun, seneye de Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final yapsın. Aykut Kocaman-Ersun Yanal bölünmeleri var ya, Erol Bulut bölünmesi de olur. Ne yaparsa yapsın kabul etmeyecek bir yüzde 50 olur.” şeklinde konuştu.

Camialar içerisindeki gruplaşmanın da altını çizen yorumcu, şunları söyledi:

“Bu taraftarlıkta çözemediğim bir şey var. Sen eğer üyeysen, siyasetini yapıyorsundur artık o işin. Orada gruplardan birine dahil olabilirsin. Sadece salt taraftarsan, kaldı ki ben bir taraftar grubuna üye olmayı da anlamıyorum. Birisini tutmayı da anlamıyorum. Aykutçuyuz biz, Ersuncuyuz biz… İşte biri diyor ki şu gruptanız, öbürü diyor ki ben bu gruptanım. Her takımda var. Ben çözemiyorum bunu. Galatasaraylıysan, Galatasaraylısındır. Beşiktaşlıysan, Beşiktaşlısındır. Mesela, Fenerbahçeli ama bir şey gruplu. O zaman bir şey gruplu olduğun anda, öbür grup senin neyin oluyor? Aynı kulübün başka grubu da var. O ne oluyor peki? Seni ondan ayıran ne yani? Hissi bir şey çünkü, takımınla bir bağ kuruyorsun. İkinci bir bağlantıya ne gerek var? Organizasyon olmanın mantığı ne? Ticari olması dışında aklıma bir şey gelmiyor benim. Ve ticari bir bağlama girdiği zaman da iş, ürün satıyorsan mesela, taraftarlığın düşer senin. Futbolcular ve teknik direktörler için de aynı şeyi düşünüyorum. ‘İşte biz Galatasaray’a gönül verdik…’ falan, o zaman alma 3 milyon Euro’yu kalbini verdiysen. Alıyorsan da parayı, o zaman profesyonel konuş, profesyonel ol.”

Sarı-lacivertlilerin VAR ile ilgili ciddi iddialarını da değerlendiren Demirkol, “Peki Fenerbahçe, neden VAR çizgilerinden bahsetmiyor? Çünkü VAR çizgilerini bir terör örgütü organize ediyorsa, geçen hafta ediyorsa, bu hafta da ediyordur. Niye konuşulmuyor bu konu?" dedi.

Çok ciddi iddialar bulunduğunu öve daha fazlasının da konuşulduğunu vurgulayan Demirkol konuşmasını şöyle bitirdi:

"Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı diyor ki kanıt yok. Peki o zaman bunları göstersenize. En azından savcılık soruşturmasını yaparken, idari soruşturma olacağı için, ligin bekası gereği en azından onlar bir kızağa çekilsin. Düşünsenize, sen eminsin orada öyle bir şey olduğundan ve o adam işine hala devam ediyor orada. Olur mu böyle bir şey? İdari soruşturma, hukuki soruşturmanın dışında gelişen bir şeydir. Hem adam orada manipüle ediyor ligi, hem de sen hiç sesini çıkarmıyorsun, bekliyorsun orada. İlerde çıkacaktır diyorsun. İleride çıkacakta, lig ne olacak? Ligi tescil edemezsin o zaman. Fenerbahçe’nin bu konuda iddiaları çok ciddi. O yüzden bu tip durumlarda ‘yahu ne diyorsunuz?’ diyemem. Yarın öbür gün çıkar öyle bir şey, belli mi olur? Ama federasyon başkanı diyor ki, hiçbir şey yok ortada.”