Lucescu: 'Arda Turan...'

Türk futbolunu neredeyse gün gün takip ettiği ortaya çıkan Mircea Lucescu, milli takımda yaşananlardan da haberdar. EURO 2016’da yaşanan kriz belli ki Rumen hocayı da üzmüş. Bir teknik adam gözüyle durumu değerlendiren Luce, sözlerini özenle seçiyor. Mesaj verirken kimseyi kırmak istemediği belli. Ancak en fazla üzüldüğü konu, Arda Turan gibi bir yeteneğin A Milli Takım’dan kopmuş olması. Rumen hoca Terim- Arda kriziyle ilgili Türk futbol kamuoyunu göreve çağıran mesajlar veriyor...

“Arda Turan’ın milli takımı bırakması üzücü. Bu konuyla ilgili yorum yapmam şık olmaz. Ancak Arda müthiş bir futbolcu ve büyük bir futbol zekasına sahip. Şimdi Barcelona’da ve Türkiye’yi çok iyi temsil ettiğini düşünüyorum. Arda Atletico’da oynarken Simeone ile görüşürdüm ve ondan hep övgü dolu ifadelerle bahsederdi. Arda’ya sahip çıkmanız gerekli. Yaşımız kaç olursa olsun hepimiz hatalar yapabiliyouz. Türk futbolu Arda’yı sahiplenip, kazanmalı. Umarım Arda gibi sayısız futbol yeteneği Türkiye’yi Avrupa’da temsil eder. “

Röportajın ilk bölümünde Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yeni transferlerinden övgüyle bahseden Lucescu, Beşiktaş’ın temasta olduğu isimleri de yorumladı. Kurt hoca, Ukrayna günlerinde defalarca çıplak gözle izlediği Hırvat savunmacı Vida için Beşiktaş’ın çalışma halinde olduğundan haberdar. Zaten bunu alenen dile getirerek, “Beşiktaş’ın Vida ile ilgilendiğini biliyorum” diyor. Luce’nin, Hırvat yıldız için yorumu şöyle: “Agresif bir futbolcu. Hava toplarında çok etkili. Transferi gerçekleşirse, çok ciddi katkı yapabilir.”

Lucescu, Portekizli savunmacının çok farklı bir yönüne dikkat çekiyor. Usta teknik adam, “Pepe hiçbir teknik adamın hayır diyemeyeceği kalitede. Kafa vurmak için rakip ceza sahasına kaç kez gittiğini saymanız yeterli!” diyerek, Portekizli’nin hücumcu yönüne dikkat çekiyor.

Konu Beşiktaş olunca bir de mesaj vermek istiyor Lucescu. Rumen hoca, “Son iki yıldır şampiyon olan Beşiktaşlı futbolcuları ve Şenol Güneş’i tebrik ediyorum. Ayrıca yeni stadını görmeyi istiyorum. Başkan Fikret Orman’dan davet aldım. Önümüzdeki günlerde istanbul’a geleceğim” diyerek bir de müjdeli haber veriyor.

Söyleşinin bir bölümünde konu Sergen Yalçın’a geliyor. “Sergen neler yapıyor?” diye soran Lucescu, eski öğrencisinden bahsederken heyecanlanıyor. Onun meziyetlerinden bahsederken gözleri parlayan Luce, “O, hayatımda gördüğüm en iyi futbolculardan biriydi. Görüntüsünün aksine çok saygılıydı ve saha içinde ne zaman ne yapacağını çok iyi biliyordu. Şimdiki futbol piyasasında olsa paha biçilemez bir yıldız olurdu. Teknik adamlık yaptığını görüyorum ve başarılı olduğunu da duyuyorum” diyor. Sonrasında da gülerek, saha dışı bir yorum yapıyor: “Umarım kilo almaz, çünkü çok çekirdek yiyordu. Ona selamlarımı söyleyin..”

Kariyer zirvesi yaptığı Ukrayna macerasının ardından Zenit’le yeni bir yola çıkan Mircea Lucescu, yaşadıklarından çok rahatsız. Rumen hoca, Rusya’da olan biteni tek solukta anlatıyor: “Rusya maceram tatsız bitti. Zenit ile büyük hedeflerle yola çıktık. CSKA’yı yenip Süper Kupa’yı aldık, geçen yıldan daha fazla gol attık ve daha fazla puan topladık. Ama Şampiyonlar Ligi vizesi alamadık. Yönetim tasarruf yapmak için Hulk, Witsel, Garay’ın başını çektiği önemli yıldızları sattı. Saha dışında da bilindik sorunlarla boğuştuk. Şartlar adil değildi. Spartak Moskova, Rusya’nın en popüler kulübü ve 15 yıldır şampiyon olamıyordu. Moskova ağırlıklı medya da onları istiyordu. ‘Şampiyonlar Ligi vizesine Spartak’ın daha çok ihtiyacı var. Çünkü Zenit, zengin bir kulüp ama Spartak’ın o kadar parası yok’ diye yazıp durdular.”

“İlginç bir kamuoyu hazırladılar. Gazeteciler işini yapıyor, bu doğal. Ama Spartak büyük bir rüzgar yakaladı. Federasyon Başkanı Vitaly Mutko da taraflıydı. Spartak başarılı olsun diye elinden geleni yaptı. Biliyor musunuz, Rusya’da lig maçlarını yöneten hakem kadrosunda 11 Moskova bölgesi hakemi vardı. Taraf tutmamaları mümkün değildi. Sonuçta Spartak şampiyon oldu. Tebrik ediyorum onları.”

Sezon biter bitmez bir hafta St. Petersburg’da kalıp yeni sezon planlamasını yaptım sonra tatile çıktım. İşime son verildiğini gazeteden öğrenince çok şaşırdım ve çok kızdım. Hayatımda ilk kez başıma gelen bir durumdu çünkü. Çalıştığım hiçbir kulüpten tazminat almamıştım. Çünkü parayı alıp emekli gibi yaşamak bana göre değil. Beşiktaş ve Galatasaray’dan ayrılırken 7 milyon Euro (28 milyon TL) bırakıp gittiğimi çoğu insan bilmez. Ama Zenit’te bana yapılandan çok rahatsız oldum ve tazminatımı aldım. Hoş parayı yine kendi hesabıma yatırmadım, dağıttım.”

“Benim olduğum dönemde Zenit, yıldızlarını satarak 100 milyon Euro’dan fazla tasarruf etti. Doğru olan buydu. Parayı idareli kullanıp yarışmaya devam etmek mantıklı. Ama yeni yönetim böyle yapmayacak gibi. Dün öğrendim ki Roma’dan bir oyuncuyu (Leandro Paredes) 27 milyon Euro’ya transfer etmişler. Yeni teknik adamları (Mancini) büyük transferleri seviyor. Umarım başarılı olur. Yine de Zenit taraftarına, oyuncularıma teşekkür ediyorum.”

“Rusya Ligi, dışarıdan görüldüğü gibi değil. Müthiş zorlukları var. Bir kere mesafeler çok uzak. Deplasmanlar yıpratıcı. 6-7 saat uçak yolculukları, sert hava şartları ve sıkı bir lig. Saha zeminleri de zorlayıcı. Deplasmandan sabaha karşı 4-5 gibi dönüyorduk. Şehirler arası saat farkları var. Deplasmanda öğleden sonra 3’te maça çıkıyoruz. O esnada evimizde, St. Petersburg’da saat sabahın 10’u. Lige bu sene çıkan Khabarovsk ile Moskova arası 8 bin kilometreden fazla. Uçakla 9-10 saat sürüyor. Futbolcular çok yıpranıyor.”

“40 yıldır ilk kez dinleniyorum. Gelen teklifleri şimdilik geri çevirdim. Aileme vakit ayıracağım. Ekibime ve avukatlarıma da söyledim; en az 6 ay dinlenmek istiyorum. Gelen teklifleri kibarca reddediyorum. Ama futboldan da uzak kalamam. Bol bol maç izlerim herhalde. Türk futbolseverlere sizin aracılığınızla selamlarımı iletiyorum. Türk futbol kulüplerine de başarı dolu bir sezon diliyorum.”  

(Fanatik)