Mehmet Demirkol: "Hollanda ekolü değil, Barcelona modeli"

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında gündemi değerlendirdi. Mehmet Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Cocu’da Hollanda tercihi değil, Barcelona tercihi olduğunu düşünüyorum. Bunu bir ekol olarak söylüyorum. Ne alaka diyecekler… Barcelona ile yakınlığı, oradan oyuncu gelecek, altyapı anlaşması gibi konular vardı. Nihai üründe aranan şey o. Ama futbol dediğin şey günlük. 1 yıl sonrası başka. Elbette değişim olur ama hayat da bir taraftan devam ediyor. Fenerbahçe’de şu anda feci bir durum var. Buzdolabı fabrikasına benzemiyor. Geleceğe yaptığın yatırımı ölçemeyebilirsin. Bir taraftan da performans sürekli göz önünde. 20 yıllık bir iktidardan sonra bazı şeyleri yapmak da kolay değil. Aykut Kocaman ikinciydi ve işler yolunda gidiyor gibi değildi. Ortalık yıkılıyordu. Fenerbahçe'de ikincilik sürekli tartışılıyor. 5-10 puan önde gitmesi bekleniyor. Fenerbahçe lig ikincisi olsa bundan daha fazla tepki de olabilirdi. Şimdi başka adresler aranıyor. Comolli yapamadı deniliyor ve tartışma başka bir yere gidiyor. 

Bu oyunla Fenerbahçe lig ikincisi olabilir miydi? Olabilirdi. Fenerbahçe’nin kaybettiği bir dolu maçta kaçırılmış pozisyonlar var. Oyun aynı, değişmedi ve Fenerbahçe 14 puan topladı olabilir miydi? Olabilirdi. O zaman da aynı problem olurdu. Taraftar gelecek kuruluyor diye bakar ama futbol da bu mu yani derdi. Aykut Kocaman’ın ne suçu vardı diyebilirlerdi. 40 yıldır Fenerbahçe’yi takip ediyorum. Huzurlu dönemleri çok kolay hatırlamıyorum.

“Bir facia olmazsa devre arasına kadar Cocu ile devam edeceğiz” demişti Ali Koç. Birilerine göre facia oldu. Ama yönetime göre olmadı. Ortada çok spekülasyon var. Ali Koç’un açıklamasını bekliyorum. Hem Cocu hem de kadro dışı konusunda açıklama yapacaktır. Volkan’ın geri dönüşü olabilir. Diğer oyuncular için aynı şey pek geçerli değil gibi görünüyor. Şu anda benim anladığım Cocu gitmiyor. Açıklamadan sonra daha net konuşabiliriz.

Arsene Wenger mantıklı bir tercih değil. Ersun Yanal’ın da ciddi bir lobisi var. Kendisi oluşturuyor demiyorum. Fenerbahçe’de hem başarılı hem de güzel futbol onun dönemindeydi. Fakat; mantıklı bir tercih olur mu bilemiyorum. Taraftar müşteridir ve belirleyicidir. Kararı ise yönetim verir. Taraftarın isteğiyle yönetimin düşüncesi örtüşüyor mu? O önemli. Cocu'dan daha çok Comolli tepki alıyor. Şu andaki durumda Cocu devam ediyor. Açıklamayı beklemek lazım. 

Fenerbahçe yönetiminin bir tercih yapması lazım. Laurent Blanc da gelse sıkıntı yaşar. Önemli olan felsefeyi oturtabilmek. Yoksa Cocu gider, başkası gelir ve sıkıntılar devam eder. Tayfun Korkut ismi de ortalıkta dolaşıyor. Çok iyi bir insan ve çalışkan. Ama çok iyi bir ikinci adam olduğunu düşünüyorum. Tayfun Korkut birkaç dil biliyor. Birçok ekole hakim. Yönetimin tercihi önemli. Ali Koç’un, ”Siz benim vizyonumuzu anlamamışsınız” yorumu halen aklımda. Bu Ersun Yanal gelmeyecek demektir. Taraftarın isteği ve lobiyi de görüyorum. Karar yönetimin.

Ersun Yanal’ı beğenirim. Dünyada Türkiye’nin marka isimlerinden biri olabilirdi. Ali Koç’un söylediklerini gördüğüm zaman örtüşmüyor. Oynattığı futbolla taraftarların da aklında yer etmişti. Ancak; Ali Koç bu yapılanmayı ne olursa olsun yapacağım diyor. Görünen o. Olmayacak diye bir şey elbette yok.

Volkan Demirel, “Ben senden daha iyi Fenerbahçeliyim” niye desin? Bu denecek bir şey mi? Kimin ne kadar Fenerbahçeli olduğunu neye göre ölçüyorsun? Volkan’ın iyi bir Fenerbahçeli olduğu konusunda herkes zaten hemfikir. Kimsenin herhangi bir şüphesi yok. Bir kulüple parasal bir ilişkiye giriyorsan artık taraftarlıktan bahsedilmez. Bazı oyuncular Fenerbahçeli değildir ama Fenerbahçe’de oynar. Volkan bunun dışında. Fakat, bu söylenecek bir şey değil. Haberi yazan arkadaş güvenilir biridir. Ama bu en fazla sinirle söylenmiş bir şey olabilir. Kimin ne kadar Fenerbahçeli olduğunu ölçemezsin. Hiyerarşiyi bozacak bir durum varsa sıkıntı olabilir. 

Fenerbahçe’nin kaleci departmanı sorunu var. Fenerbahçe kalecisinin maç, hatta sezon kurtarması lazım. Mesela; Galatasaray kalecisi Muslera sezon kurtarıyor. Volkan Demirel kötü kaleci mi? Hayır, iyi bir kaleci. Ama ortada bir performans durumu var. Kalecine rağmen şampiyon olamazsın. Beşiktaşlılar Tolga’ya rağmen olmuştuk diyor. Açıp iyice bakmaları lazım. Volkan da kaledeyken her şey mükemmel miydi? Zaman öyle bir zaman ki dün bunu demiştin, bugün bunu diyorsun devri bitti. Saniyede her şey değişebiliyor. Kriz yönetiminin nasıl olduğuna bakabileceğimiz tek şey; puan durumu. Başka yapabilecek bir şey yok.

Alex konusu bu kadar zor değildi. Alex gitmek istiyordu ama hemen gitmek istemiyordu. Orada iş koptu. Ali Koç, ”Alex’in gönderiliş şekli yanlıştı” demişti. Volkan ile uzun süre sözleşme yenilenmedi. Daha sonra bırakacağı zaman açıklandı. Sonra kadro dışı kaldı. Bunların hepsini düşündüğümüzde sanki Volkan’a ayıp ediliyor. Ama açıklama yapılmalı. Çıkan haberlere göre; Volkan da neden kadro dışı kaldığını bilmiyor.

Eren Derdiyok’un yerinde ben de olsam sorun çıkarırım. Feghouli, Euro alacak oturacak, ben oynayacağım ve TL alacağım. Zor kararlar bunlar. Sorun çıkabilir. Donk’u da Fatih Terim ara sıra sıkışınca kullanır. Sinanlı oyun, Porto’da aslında işe yaradı. Sinan’ın şut tercihlerinde sorun vardı. Türkiye’de de iyi savunmacılar var. Sinan’ın Antalya’da iş yapması kolay değil. Antalyaspor’un kaleye gitme gibi  bir derdi yoktu. Çıkabilen bir takıma karşı oynuyor olsan başka. Bu riski alabilir misin? Bunun rakiple alakalı olduğunu düşünüyorum.

FEDA konusu çok önemliydi. Bütün kulüpler için bundan sonraki 5 sene FEDA dönemidir. Mecburen feda olacak. Kontratların TL’ye çevrilmesi konusunda da sorunlar çıkacak. Takımlar üst düzey yabancı getiremeyecekler. Senin 4 milyon Euro’ya oyuncu getirme lüksün yok. Verdiğin oyuncuların Drogba gibi fark yaratması lazım. Adam 4 milyon Euro alıyor ve oynamıyor ki demesin. Adam 4 alıyor ama adam Drogba denmesi lazım. Bundan sonra önümüzdeki 5 sene bütün takımlar için FEDA’dır. Buna alışmak gerek. Hoca konusunda da FEDA başlayacak. Guti’nin de beklentisi belli. Hemen ben Şenol Güneş’in yerine geçeyim demiyordur. Böyle bir hedefi olmayanın da Beşiktaş’ta işi yoktur.

VAR sistemi mükemmel olsa da tartışacaktır. VAR niye geliyor kardeşim diye tartışmalar oldu. Daha gelmeden tartıştık. Bizim VAR ile nasıl yaşamayı öğreneceğimiz önemli. Tekerleğin çıktığı dönemde de buna itiraz eden olmuştur. Teknolojiye direnen bir kesim her zaman olmuştur. Dünyada ekrana bakılmadan karar verilmeyen spor kalmadı. Dünyanın bütün sporlarında hemen hemen hakem sabittir. 34 kamera ile görüyorsun. Hakemlerin görmesini bekliyorsun. “Biz hakemlerin futboldaki körlüğünden çok mutluyuz” diyenler mi var? Endüstriyel futbolu kabul etmiyorum, mahalle maçı izlemek istiyorum diyene de saygı duyarım.

Eğer hakemler açıklama yapabiliyorsa ben bunu her hakemden beklerim. Merkez Hakem Kurulu’nun bu konuda bir açıklama yapması gerek. Bir hakem verdiği kritik kararlardan sonra açıklama yapabiliyorsa her hakemden bunu bekleyeceğiz. Bu bizim hakkımızdır. Beşiktaş maçı hakemi kendini anlatıyor. Ben mesela; Cüneyt Çakır’ın söyleyeceklerini de merak ediyorum. O da açıklama yapacak mı?

VAR sistemi 90 dakika maçı takip ediyor. Bir şey gördüğü zaman “Buraya bir bak” diyor. Ümit Öztürk bir açıklama yapabildi. Cüneyt Çakır da belki VAR konusunda haklıdır. Açıklama yapıyor mu? Belki bir penaltı yok. İnsanın kafasını yoran konular bunlar. Ümit Öztürk açıklama yapabiliyorsa Cüneyt Çakır’dan bekleriz. Bu sene herkes için bir ders oluyor. Her şeyi yedeklemek lazım. Kesintisiz güç kaynağı deniliyor ama… Demek ki yenilmek lazım. Tükenmez kalemin bitmesi gibi.