Mehmet Demirkol'dan canlı yayında Lucescu sözleri: "2024'de 80 yaşında olacak bir teknik adam..."

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

“2024’de şampiyon olacağız. Hedefimiz bu” diyor Lucescu. Bizim takım genç bir takım. Oğuzhan’a Beşiktaş da milli takım da mecbur. Oğuzhan o güveni veriyor mu? Bazen öyle bir maç oynuyor ki bu mudur diyorsun. 2016’da Avrupa Şampiyonası’nda Oğuzhan bulut gibiydi, yoktu. Bizim takımın ana iskelet problemi var. Tek tek bakıldığında kötü oyuncular değil. 23 oyuncunun 23’ünün de farklı takımlardan geldiği ülkeler de var. Çok da başarısız olmuyor. Lucescu’dan beklentimiz o temel omurgayı oluşturabilmesi.

Özgüven, istek gibi kavramlar takımlarda olması gereken şeyler. Ama işin temeli oyunun kendisi. “Yapılan analizlerde ne kadar geliştiğimizi görüyoruz” diyor Oğuzhan. Biz bu analizleri tartışmıyoruz. 2024’de şampiyon olabileceğimiz bir durumda gidiyorsak, Lucescu bunu doğru anlatmalı. Lucescu, kötü tarafları gösterir. Futbolcu var da oynatmıyor muyuz? Çıkarın oynatalım. Evet, bir altyapıdan üst yapıya geçme problemleri var. Yetenekli oyuncular çok eksik geliyorlar. Bizde genelde bir kaos var. Bizim pratik, pragmatik teknik adamlara ihtiyacımız var. Fatih Terim’de bu var mesela. Mustafa Denizli de öyle. Son 2-3 deneyimi başarılı olmadı. Ersun Yanal… Koruyucudur ama olmadı, değiştireyim der. İşi bilen yabancı teknik adamlar işi kurtarabiliyor. Başarısız olanlar da var. Lucescu ise ikisinin arasında bir adam.

Lucescu, Galatasaray ve Beşiktaş’ta az buz işler yapmadı. Burada nasıl bir motivasyonla çalışıyor onu anlamıyorum. Basın toplantısında kim kimin tercümanı belli değil. 2024’de şampiyon olmak istiyoruz, ilerliyoruz deniliyor. Lucescu’ya destek 0. Gelmeden önce yüksek bir lobisi vardı. Kimin başı sıkışsa Lucescu geliyor haberleri vardı. Medya Lucescu’yu sevmedi. Böyle bir durum var. Lucescu’nun, 2024 hedefine ulaşabileceğini düşünmüyorum. 2024’de 80 yaşında olacak.

Lucescu, 2024’e varır mı? Lucescu’nun koltuğu için güçlü adaylar var. Aykut Kocaman, Şenol Güneş gibi isimler geçiyor. Şenol Hoca bunun sınavını vermiş bir teknik adam. 2002’deki başarıyı iyi analiz etmek lazım. Galatasaray oyuncularının çoklukla olduğu kadroda, 7-8 tane Trabzonsporlu oyuncular da vardı. Şenol Güneş’in katkıları yadsınamaz. 2002’de Şenol Güneş o kadrodan faydalandı. Bir alış veriş vardı. 6 sene sonrasına hedef koyarsan, bu kurucu teknik direktörlüktür. O zaman 2024’e kadar kurucu bir teknik direktör gelecek bize. Aradan çok zaman geçti. Lucescu sürekli ortalığı karıştırırdı. Sürekli pesimist bir yaklaşımı vardı. Kurucu teknik direktör mü, pragmatik teknik direktör mü olacak? Pragmatik teknik direktör daha başarılı oluyor.

Aykut Kocaman, Milli Takım’da çok zorlanır. Dünya Kupası’nda herkes Aykut Kocaman gibi oynadı deniliyor. Milli Takım ile kulüp takımı çok farklıdır. Oyuncular birbirlerine çok uyumlu olamazlar. 3 Real Madrid futbolcusunun arasında 1 Barcelonalı koyduğunda bile uyum sorunu olabiliyor. Bunun milli takımda 2-3 ayda bir toplanarak da sağlayamazsın. Bunun böyle olduğu biliniyor. O zaman takımlar daha kontrollü oluyorlar. Çok iyi takımlar gördük. Ama kulüp takımı ritminde olmuyorlar. Almanya’nın başarısız olması mesela; kulüp takımı gibi oynamaları ve olmamaları. Biraz kibirli oldular.

Emre Belözoğlu yoksa orta sahada Oğuzhan’a mecburuz. Biz top yapamıyoruz, top yapmamız lazım. Hem orta saha hem de önündeki 3’lü çok değerli oyuncular. Ama birbirlerine uyumu konusunda sıkıntılar var. Uyum açısından birleştiremiyorum. Çok küçük yaşlardan itibaren birbirine yapıştırabilmiş olsaydık farklı olurdu. Lucescu onun için 6 yıl süre istiyor. 80 yaşında olacak o zaman. Çok farklı bir durum.

Lucescu, konfeti konusunda şikayet etmekte haklı. Ama çok hatalar da yaptık. Lucescu, ”Türk karakterine uygun bir takım ortaya çıkarmak istiyoruz” diyor. Buna uygun bir futbol çıkarmamız lazım diyor. Dediği bu. Oğuzhan da, “Analizlerimizden gelişmeyi görebiliyoruz” diyor. İçeride herkes gidişattan memnun. Ama sen bunu anlatamıyorsun. Bir şey yarattığını düşünüyorsun fakat; bir türlü anlatamazsın. “Bizde oyuncu yok, oynamıyorlar” diyorsun. Lucescu böyledir. Yeni bir durum değil.

Ekol ülkeleri anlatmaya gerek yok. Ekol, okul demektir. Herkes aynı okuldan çıkmış demektir. Birbirini anlıyorsun. Aynı metotlarla var olmuşsun. Bizde o yok. Bizde olmayınca da Lucescu, “Birbirini tanısınlar, monte edeyim” diyor. Hırvatistan’da oyuncular farklı ülkelerden geliyor olabilir ama bu futbolcuları uzun yıllardır hazırlıyorlardı. Bizimkinde öyle bir durum yok. Bulursak, denk gelirse. Bir de bunu yukarıya aktarabiliyorsan.

Ali Dürüst açıklama yaptı. “Bu sene sonunda yabancı sayısı için görüşmeler yapacağız ve karar vereceğiz” diyor. Ne zamandan sonra geçerli olacak o kural? Kararı verdikten 1 ay sonra Avrupa maçı oynayacaksın? Böyle şey olur mu? Bir karar alırsın, 1 sene sonra yürürlüğe girer. Bir karar alacaksanız açıklasınlar hepimiz bilelim ne olduğunu. Transferleri de lig başlamadan görmek lazım. Lig başlamadan transferi bitirin ki herkes daha rahat plan yapabilsin. Siz de, ”Gelecek senenin kuralını konuştuk” diyorsunuz. Tamam konuşun, şimdi hemen konuşun. Yabancı sayısı zaten düşecek. Euro’nun geldiği rakam ortada. Sen bu kur durumuyla TL ile işi çevirmek zorundasın. Buna bir kısıtlama ile olmaz bu işler. Senelerce kısıtlama vardı. Ne oldu, dünya şampiyonu mu olduk?

20 yıldır Fenerbahçe altyapısından 1 tane oyuncu çıkmadı. Altyapıya hiç kimse bakmasa, “Gelin burada saha var. Top oynayın” deseler 1 tane oyuncu çıkar. Hoca, forma, duş alınacak yer… Hiçbir şey olmasa bile 1 tane oyuncu çıkar altyapıdan. Fenerbahçe yetiştirmez, en iyileri toplar gibi laflar var. Bu olmaz.

Mircea Lucescu’nun lobisi hiç kuvvetli değil. Belki Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören destekliyordur. Dışardan Lucescu kalsın diyen görmedim. Söylendiği kadar kötü bir takımımız yok. Ama Lucescu satamıyor malı. Belki de bilerek böyle yapıyor. Onu bilemiyorum.

Kaan Ayhan’dan ne alacağını biliyorsun. Oğuzhan’dan ne alacağımızı bilmiyoruz. Bir oynuyor, 50 milyon Euro değerinde bir adam diyorsun. Sonra bir oynuyor… Yani oynamıyor. Bir futbolcudan ne alacağını bilmen gerekiyor. Enteresan bir döneme giriyoruz. Milli Takım’da genel durum bu şekilde.

Nice, Younes Belhanda için Galatasaray’a kemiksiz 3.5 milyon Euro vermez. Bonservisi 10 milyon Euro  civarındaydı hatırladığım kadarıyla. Yani paranın yarısını Galatasaray, yarısını Nice verecek. Eğer giderse tabi. Ya da Belhanda, “Paranız sizin olsun. Ben gidiyorum” demiş olabilir.

Phillip Cocu ile ilgili yorumlarımızı yapmıştık. Ali Koç çok iyi taraftar. Başkanlığından öte böyle. Taraftar olarak baksa Cocu gitsin ister. Fakat; sahaya bakarak, oyuncuya bakarak anlaşılacak şeyler olmayabilir. Burada, bu işin olup olmayacağını 3 kişi biliyor; Ali Koç – Comolli ve Cocu… Cocu, Barcelona’da oynadı. Ne olacağını biliyordur. Büyük takımda 3 maç kaybedersen tartışılırsın. Real Madrid’de, 1 kazan, 1 kaybet yollarlar. Dünyanın hiçbir yerinde kolay sabretmezler. İngiltere’de belki olabilir. Cocu’nun getirilme sebebi belli. Gelsin hemen bizi lider yapsın olamaz. Bunu uzun vadeli düşünmen lazım. Ama Ali Koç’un inanılmaz bir kredisi var. Başka biri olsa, ”Başkan da gitsin, hoca da gitsin” derlerdi. Ali Koç farkı var. Bu krediyi iyi değerlendirmek lazım.