Mustafa Cengiz'den olay sözler: "Milleti aptal zannetmeyin"

Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, yeni transferler için Türk Telekom Stadı'nda düzenlenen imza töreninde konuştu. Transfer, şampiyonluk, hakemler ve gündeme yönelik birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Mustafa Cengiz'in açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Dün şehit verdiğimiz 4 askerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bugün bir aylık uzun bir maratonda bizden aslında 1 forvet istenmişti; fakat 2 forvet, 2 defans oyuncusu aldık. Ben bu süreçte insanüstü bir gayret gösteren herkese tek tek teşekkür ederim.

Arma sevdalısı, ancak armanın peşindeki bir ruh bu transferleri yapabilirdi. Büyük bir senkronizasyon içerisinde çalıştık. İnşallah devamı da gelir. Eğer bir yanlış varsa daha önce de söylediğimiz gibi bu en başta bana ve yönetime aittir.

Diagne diye okunuyor J konmuş, tam okunuşu 'Dianye' ama o bile okurken zor okunuyor. Bir şey bilerek yanlış okunur ve öyle kabul edilir. 'Cagne'yi kabul ediyoruz ama doğrusu 'Dianye'.

Bu süreç özellikle aylardır çalıştığımız bir süreçti. İnsanüstü çalışan Abdürrahim Albayrak'a ve Yusuf Bey'e çok teşekkür ediyorum. Yönetimdeki tüm arkadaşlarımız, teknik kadro müthiş çalıştı. Geceden sabahlara kadar süren toplantılar yaptık. Allah da utandırmadı. İnşallah devamını da getirir utandırmaz. Hak ederek bitiririz.

Biz FFP içerisindeyiz. FFP içinde efektif olarak ilk defa kâra geçtik. En yakın rakiplerimizle kıyasladığımızda da ciddi bir fark elde ettik. İnşallah diğer rakiplerimiz de artıya geçer. İnşallah da Galatasaray diğerlerinin en tepesinde olur tabii ki. Biz kâra geçtiğimizde diğer takımları yerme anlamında söylemiyoruz. Biz şu an istenen noktaya doğru gidiyoruz. Daha da iyi olacağını umut ediyoruz.

Galatasaray taraftarsız hiçbir şeydir. Bir camiayı oluşturan 5 temel madde var. Aidiyet, sahiplenme, vefa, teşekkür şeklinde giden 5 maddemiz var. Taraftarlarımız 14 Şubat'ı hedeflediler biliyorum. Galatasaray mağazalarına hücum etsinler. Ne var ne yok alsınlar. Silgi de olsa kalem de olsa alsınlar. Kendilerine uymayan bedenleri eşlerine, dostlarına armağan etsinler. Taraftarımızın maddi olarak da manevi olarak da bizleri desteklemesini istiyoruz.

İkinci olarak 197 locamızdan 43 tanesi boş. Bunların hızla alınmasını istiyoruz. Trabzonspor maçında takımımızı izledik. Müthiş bir futbol oynadık. Bu takım izlenmeyi hak ediyor. Lütfen localara, storelara konuşun.

Loca alana da, forma alana da, cebinde parası olmayıp dua edene de teşekkür edeceğim. Ama mümkünse desteğimizi esirgemeyelim takımımızdan. İkinci rica edeceğim şey de şu; özellikle Youtube kanalına abone olmalarını istiyoruz. Bu bize hem gelir  getirecek hem de iletişim gücümüzü güçlendirecek. Galatasaray'ı orada dünya birinciliğine taşıyın. Bizim hedefimiz lokal değil uluslararasıdır.  Son olarak şunu söyleyeyim, bazı projelerimiz var taraftarların katkıda bulunacağı. Onların üzerine toplantılar yapıyoruz sonuçlandığında bildireceğiz. Riva'ya önem gösterin. Orada yapılan her satış Galatasaray'a kâr olarak geri dönecektir.

Trabzonspor maçı hakemler üzerinden konuşuluyor. Bu bizi çok üzdü. Türkiye'de demokratik ortamda her şeyin tartışılması gerekiyor. Dün hakemden ziyade iki güzellik unutuldu. Galatasaray müthiş bir futbol oynadı. Son yılların en güzel futbolunu oynadı. Aynı şekilde Trabzonspor  cevap verdi. En değerli anlar maç bittikten sonraydı. Maçın içinde kasıtlı tek bir faul olmadı. Maç bittikten sonra gencecik çocuklar birbirlerine sarıldılar. Bizim Avrupa'da gördüğümüz ve ülkemizde de olmasını istediğimiz şeyler oldu. Biz kavgadan beslenmiyoruz. Ettiğimiz tüm söylemlere dikkat etmeliyiz.

Trabzonspor yöneticilerinin yaptığı tepkilere hak veriyorum. İnsanın canı yanınca tepkiler olabilir. Fakat; biz bunun çok fazla abartılmasını istemiyoruz. Çünkü aynı tepkileri biz de verdik. Ben 150 gün ceza aldım. Neden aldım bu cezaları? Uluslararası maçlarımızdan önce ceza aldık. İlk tepkiyi 'hakemler bizim lehimize hata yapmasın. O bizim vicdanımızı yaralar' verdik. Rakiplerimize de aynı saygıyı duyuyoruz. Biz neye tepki verdik? Fenerbahçe ile yapılan maçta dakika 88, Serdar'a yapılan harekette VAR'a gidilmedi. Bize göre penaltılık bir hareket. Konyaspor maçında yine Serdar'ın pozisyonunda kırmızı kart verildi ve VAR'a gidilmedi. Biz bu konuşmaların yayınlanmasını istedik. Penaltı veya değil biz onda değiliz. Biz sadece konuşmaları istedik.

Biz TFF'den talepte bulunduk, istedik fakat cevap dahi vermediler. Biz de International Football Association Board’a (IFAB) gittik. IFAB o zaman tatildeydi. Ama tatil bitti, bize dönüş yaptılar. "Araştırıyoruz size dönüş yapacağız" dediler. Bu ilk defa olacak.

Trabzonspor şehir olarak da çok büyük bir markadır. Biz niye onlara bir haksızlık yapılsın isteyelim? Ben maçı izlerken bana haksızlık yapıldığını düşündüm. Ama karşı takıma haksızlık yapıldığını da gördüm. Ben bunu değiştiremem. Kulüpler Birliği'ne söylemek istiyorum özellikle; siz yan yana oturuyorsunuz, ben de yönetim listesinde. Bir bildiri yayınlıyorsunuz ve bizim haberimiz yok. Bunun adına ne denir? Ben koymuyorum adını. Birçok maddeyi biz de onaylayacaktık. Fakat; kimse üzerine almadı. O bildiriyi 17 kulüp imzalamadı. Sadece 8 kulüp imzaladı. Benim görüştüklerimin içinde onaylamadıklarını, aceleyle imzaladıklarını söyleyenler var. 17 kulüp imzaladı şeklindeki bilgi ve bu rakam doğru değil.

Biz kendimize bir ayrıcalık istemedik. İsim vermeyeceğim, biriyle konuştum. "Biz Sayın Ali Dürüst'ün tekrar federasyona dönmesiyle siz sanki özel bir anlaşma yaptınız zannettik. Biz bir bağlantı kurduk" dediler. Ben ne Ali Dürüst'ün istifa edeceğini ne de geri döneceğini biliyordum. Ali Dürüst Galatasaray'ın özel bir temsilcisi değildir. Öyle bir girişimde bulunursa biz bundan rahatsızlık duyarız. Biz avantaj değil tarafsızlık istiyoruz. İsterse maçı sayın Ahmet Ağaoğlu yönetsin, biz sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Alamayabiliriz de.

Göztepe maçında Maicon'a yapılanı herkes gördü. Milleti aptal zannetmeyin. Bizim aleyhimize de hatalar yapıldı Trabzonspor maçında. Ama aynı sevgili başkanımız ne dedi; bizi tebrik etti. Kendisine Galatasaray Başkanı olarak teşekkür ediyorum.

Çok komik bir durum. Hepimiz yurtseveriz. Hepimiz ülkemizi çok seviyoruz. Değerli arkadaşlar senfoni orkestrasına şarkı söyleyecek eleman mı arıyoruz, futbolcu mu arıyoruz? Galatasaray, bugün Türkiye'nin adını tüm dünyaya duyuruyor. Şimdi neden bundan rahatsızlık duyuyorsunuz?

Yabancı sınırlaması var. 14 yabancı ile sınırlanıyor. Yerlide sınırlama yok. Biz Türkiye Kupası'nda 11 yerli ile oynadığımızda tek bir kişi yazdı mı? Eğer siz kapalı kalırsanız, Kuzey Kore olursunuz. Rekabetten korkmamamız gerekir. Federasyon şunu yapabilir; daha kaliteli oyuncular, daha seçilmiş oyuncular gelebilir. Bugün Anadolu takımları müthiş güzel oyun oynuyorlar. Büyükleri rahatça yeniyorlar. Nasıl yapıyorlar? Yabancılarla yapıyorlar. 11 yerli ile çıkmanıza engel bir şey var mı? Niye siz 11 yerli ile çıkmıyorsunuz? Biz çıktık. Kupayı da küçük görmeyin.

Oyun oynanırken kuralı bozamazsınız. Ha, kuralı iyileştirirsiniz. Her takım 28 futbolcu bildirir TFF'ye. Bunun içinde Trabzonspor ile Galatasaray 8 taneyle en çok genç oyuncu bildiren iki takımdır. GS TV'de U-17, U-19 maçlarına bakın. Bir devrim yapılıyor. Ozan'ı kim yetiştirdi? Biz bununla övünüyoruz. Türkiye'de kupa ve lig dahil Galatasaray'da yerli oyuncuların aldığı süreler de dikkat çekici. Galatasaray'da 8134 dakika, Beşiktaş 5849 dakika, Başakşehir 5832, Trabzonspor 5053 dakika süre almış yerli oyuncular. O zaman bu nasıl bir iddia?

Kulüpler Birliği'nde dediğim gibi yer alanların hepsi değerli. Ben tek tek konuşmaları söylemeyeyim ama o bildiriye kimse sahip çıkmadı. Benim konuştuğum kimse o bildiriyi 'Ben yazdım' demedi.  Bu bildiride bir yanlış yapıldı. İki bacaklı bir masa olmaz. Kulüpler Birliği diyoruz. Birlik ne? O zaman siz dernek oldunuz. Biz o bildirinin içeriğine de katılıyoruz. Biz bunun için bir araya gelelim dedik, gelmediler. Ortak metinde ittifak edelim dedik cevap vermediler. O zaman amaç başka. O zaman sen bulunduğun konumu başka bir kulübün aleyhine kullanıyorsun. Biz o metne iştirak ederdik.

Rakip takımların konuşmalarını dinliyorum, 'şeffaflık' diyorlar. Şeffaflık nereden geçer? Rakamlardan geçer. Svgili Marcao transferinde perşembe ya da cumaydı sanırım, 'kulüple görüşülüyor' diye bildirdik, topa tutulduk. Pazar günü adamın maçı vardı. Sağlık testinden geçti imzaladı ve daha sorna rakamı açıkladık. Takıma ödediğimizi de futbolcuya ödediğimizi de açıkladık. Niye diğer takımlar açıklamıyor? Transfer ettik, bu kadar. İki takımın mahremiyetiyle ilgili bir şey olduğunda ancak açıklamıyoruz. Biz diğer takımların da 'şeffaflık' diyorlarsa özel durumlar dışında açıklamasını bekliyoruz.

Bazı hakemlerin ısrarla aynı hataları yaptıklarını ifade ederek hakemliği bırakmalarını istedik. TFF'nin bütün kurumlarıyla istifa etmesini istedik. Her yazı, açıklama bana ceza olarak geri döndü. 150 gün ceza aldım. Hanginizin haberi var? Taraftar bana oradan 'el salla' diye bağırıyor. Ya ben nasıl el sallayayım? Maçta değilim ki. O kadar doğal hale gelmiş ki... Ben bu cezaları Galatasaray'ın haklarını savunurken yedim. Trafikte bu cezaları yemedim. 

Bizim kişisel olarak kimseyle sorunumuz yok. Bu ceza sürecinde de bir kere bile kendilerini aramadım. Bağımsız bir şekilde karar versinler diye. Ben demokratik hakkımı kullandım istifa talep ettim. Biz bir şey talep edince ceza yiyoruz bazıları konuşunca hiçbir şey olmuyor. Ben burada Galatasaray'a karşı yaratılmak istenen algı dışında bize karşı cephe görüyorum. Bunu yapmasınlar. Biz böyle gidemeyiz. Eğer biz kötü oynamışsak zaten bizden ırak olsun o. Keşke Trabzon aleyhine de hiçbir hata olmaydı, bunu dilerdim.

Hanımla bu küskünlüğü resmiyete dökmek için elime tarihi bir fırsat geçmişti ama Galatasaray sevgisi ağır bastı (gülerek).

Bizim en zorlandığımız transfer Serdar Aziz'in transferi oldu. Serdar bizi çok yordu. Bizim Abdürrahim ve Yusuf Bey ile birlikte stratejimiz şu: bonservisi bir kere ödersiniz. Bonservisten geleni bonservisle karşılayabilirsiniz. Ama futbolcuya ödediğiniz gider. Bizim şu anda 100 milyon Euro'yu aşkın ödememiz var. Siz futbolcuyu sattığınız anda bu ödemeler düşer. Ama bonservisi götüremezsiniz. Bizim Galatasaray olarak ana stratejilerimizden biri özellikle yıllık harcama giderlerini FFP çerçevesinde en düşük hale getirmek.

Galatasaray olarak ana stratejilerimizden biri özellikle yıllık harcama giderlerini FFP çerçevesinde en düşük hale getirmek. 75 milyon Euro'ydu, 50-55'e düşürdük. Daha da düşüreceğiz. Bugün bu transfer edilen 6 oyuncunun hepsi Avrupa yıldızı, dünyanın bildiği futbolcular. Küçülerek büyümeyeceğiz.

12. ay itibarıyla göreceksiniz Türkiye'de ilk defa milyar TL gelirine ulaşacağız. Bunun en büyük nedeni Şampiyonlar Ligi'ne katılmamız. UEFA bize çok büyük tolerans gösterdi, 4 aylık çalışmalarımızı doğru değerlendirdi. Bizimle uğraşan çok arkadaşlar. var. Bunları yapmasınlar, haberi geliyor bize. Biz rakiplerimizin, Türk futbolunun kalkınması için söylemlerde bulunuyoruz. Birine zarar verirseniz aslında kendinize de zarar verirsiniz. Bizim rakiplerimiz ne kadar yücelirse biz o kadar yüceliriz.

Biz Diagne ile uzun vadeli bir sözleşme yaptık. Bunun içinde özel hükümler de var. Ben tek taraflı olsa açıklarım ama Kasımpaşa Kulübü ile mahremiyet olduğu için bunu açıklamak istemiyorum. İstenen istediği algıyı yaratsın. Galatasaray asla hile ile bir şeyi kazanmanın planını yapmaz.  Kişi kendinden bilir işi.

Size çok samimi söylüyorum; MHK'nin başına isterse en azılı fanatik rakip takım taraftarı başkan olsun, bizim maçlarımıza gelsin ve yönetsin. Biz hiçbir beis duymayız. Kim olursa olsun bizi ilgilendirmiyor. Biz bu tip şeylere girersek biteriz. Ama sahaya çıktığında kasıtlı şekilde veya rakibin aleyhinde bir şey yapıyorsa onu da asla onaylamayız. En ufak bilgimiz yok, dahlimiz de olmaz bu konuyla ilgili.

Ben sevgili Başkan Yardımcısı Semih Özsoy kardeşimize cevap vermek istemiyorum. Diagne'nin düşürülmesine gelince... Bana göre penaltı. Ndiaye'ye yapılan bir hareket var, yayıncı kuruluş bunu hiç göstermiyor. Herkesin aleyhine hata yapıldı. Önemli olan sistematik olmasın. Biz VAR'a gidilsin, VAR konuşmaları dinlensin diyoruz.