Rafael skandalının perde arkası!

26.12.2020 - 13:12 | Son Güncellenme: 26.12.2020 - 13:22

Son dakika haberleri... Fenerbahçe - Başakşehir maçında iki sarı karttan kırmızı kart gören Rafael'in kırmızı kartının kaldırılması tartışma yarattı. Peki Disiplin Kurului maçtaki hakem kararlarını değiştirebilir mi? Rafael kırmızı kart gördükten sonra kural ihlali yaptı mı? İşte detaylar...

Rafael skandalının perde arkası!

Hüseyin Özkök - AJANSSPOR

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), 25.12.2020 tarih ve 33 sayılı olağanüstü toplantısında aldığı kararı TFF internet sitesinden açıkladı. Alınan karara göre Kurul, Fenerbahçe ile Başakşehir arasında 23 Aralık günü oynanan Süper Lig karşılaşmasında üst üste gördüğü 2 sarı kart sonucunda oyundan atılan Başakşehirli oyuncu Rafael'in gördüğü ilk sarı kart ile ikinci sarı kart sonrası gördüğü kırmızı kartı Başakşehir Futbol Kulübü'nün itirazı doğrultusunda kaldırdı. Bununla birlikte kartların cezai uygulamaları da (otomatikman 1 maç ceza) ortadan kalkmış oldu. PFDK bu kararını Futbol Disiplin Talimatının (FDT) 86/2 ve 86/3 maddelerine dayandırdı.

FDT'da anılan ilgili maddeler aynen şu şekilde;

(2) Disiplin Kurulu müsabaka esnasında meydana gelen olaylarla ilgili hakem kararlarının hiçbirini değiştiremez veya bozamaz.

(3) Disiplin Kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamalarını (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan kaldırabilir.

Bu kararla birlikte TFF'nin atadığı PFDK diyor ki, hakemin kart gösterdiği oyuncuya değil bir başka oyuncuya kart göstermesi gerekiyordu.

Gelin pozisyonu hatırlayalım.

Başakşehirli Rafael topa sahip olan Fenerbahçeli oyuncu Thiam'a kayarak dalıyor ancak hiç temas etmeden kayıp geçtiği sırada pozisyona müdahale eden Skertel de Thiam'a bir çelme takıyor bununla birlikte Fenerbahçeli oyuncu yere düşüyor. Tam o anda pozisyonu gören hakem Rafaelin hareketini değerlendirerek oyuncuya sarı kart elinde koşarak gelip gösteriyor. Rafael o anda sinirlenip hakemin kararını protesto ederek topa vurunca elini daha aşağıya indirmeden 2. kartı gösterip ardından kırmızıyı da çıkartarak oyuncuyu sahadan atıyor.

Cüneyt Çakır niye müdahale etmedi?

Sonrasında görüntülerden anlıyoruz ki, Rafael Thiam'a dokunmamış faulü yapan aslında Skrtel. Ama onun hareketinin kartlık olup olmadığı ise ayrı bir tartışma konusu olur. Pozisyona işin içinde doğrudan kırmızı olmadığı için VAR'da görevli Cüneyt Çakır da müdahale etmiyor. Yanlış kişiye kart ise zaten söz konusu değil.

Yani kısaca ortada sadece sıklıkla görülen çok yanlış bir hakem kararı var. Ama hepsi o kadar.

Fakat maçın ardından medyada futbolda nadiren rastlanan “yanlış kimlik tespiti” konusunda yorumlar yapılmaya başlandı. Bunların çoğunlukla kuralları yanlış yorumlamaktan veya bilmemekten kaynakladığını düşünüyorum.

Yani hakem, yapılan yorumlara göre faul yapmayan Rafael'e yanlış kişi olarak kart göstermişti. Bu durumda kart gösterilecek ikinci bir kişinin olması gerekir ki, bu kişi pozisyonun içinde olan diğer Başakşehirli oyuncu Skertel olmalıydı. Ama onun yaptığı faulün kartlık olduğunun % 100 iddia edilmesi mümkün değil.

Yanlış kimlik tespiti nedir?

Kısaca, hakem yanlış oyuncuyu değil oyun içinde tespit ettiği kendisine göre doğru oyuncuyu yanlış bir kararla çift sarıdan atmıştır. 'yanlış kimlik tespiti' ise aslında tamamen kart gösterilmek istenen bir oyuncuyu başkasıyla karıştırıp ona kart göstermek anlamına gelir.

Örnek vermek gerekirse; hakem 8'i 6 veya 6'yı 8 gibi görmüştür. 61 ile 16'yı karıştırmıştır vs. Almancada 'spieler verwechselung' İngilizcede de 'mistaken identity' tanımları tam da bu tarifi, yani yanlış kimlik tespitini bize söyler. Hakemin hatalı oyun içindeki kararıyla verdiği kart kararını ifade etmez.

Oysa Rafael olayında hakemin yanlış kişiye değil oyunun akışı içinde tespit ettiği kişi aleyhine bir faul çaldığı ve ona bu faullü hareketinden dolayı, yanlış görmüş olsa da, teknik olarak doğru bir kart gösterdiği gerçeği vardır.

Yanlış kimlik tespiti, futbol oyun kuralları içinde uzun yıllardan beri bulunan bir unsurdur. Ancak VAR uygulamasının olmadığı maçlarda bunu ancak daha sonra belirlemek mümkündür. Yani PFDK, bu durum görüntülerle sabit veya bu konuda hakem beyanı varsa oyuncunun kartlarını sonradan iptal edebilir.

Yanlış kimlik tespiti

Ama VAR sistemi başladıktan sonra IFAB, bu duruma oyun içinde müdahale edilip başkasının görmesi gereken bir kartı yanlış oyuncunun görmemesi ve o anda oynanan oyunun etkilenmemesi adına VAR'ın 4 müdahale alanından birini de yanlış kimlik tespiti olarak belirlemiştir.

O zaman PFDK'nın bu kararından sonra akla şu sorular geliyor. Türkiye'nin uluslararası çaptaki en önemli FIFA hakemi ve UEFA'nın en güvendiği birkaç hakemden biri olan Cüneyt Çakır, yanlış kimlik tespiti varsa buna neden müdahale etmedi?

Veya Cüneyt Çakır yanlış kimlik tespiti kuralının ne olduğunu bilmiyor mu?

PFDK bu kararıyla Cüneyt Çakır'ı, maçın hakemi Bahattin Şimşek'i ve MHK'yi adeta gömmüştür. Maç içindeki bir hakem kararına durumu saptırarak müdahale ederek çok kötü bir yol açmıştır. Bunun adım tek kelimeyle SKANDALDIR.

Şahısta hata yapmak!

PFDK'nın 2 sarı kartı hakem Bahattin Şimşek'in “Ben şahısta hata yaptım” demeden iptal etmesi mümkün gözükmüyor. Bu da hakemin suçu yine Cüneyt Çakır'ın üzerine yıkması anlamına gelir ki, bunu yapan hakemin derhal mesleği bırakması gerekir. Zaten PFDK da kendisini harcamakta beis görmemiştir.

Kırmızı kart gören Rafael'i bir de yanlış maddeden PFDK'ya sevk ettiler.

Süper Lig ve diğer liglerde oynanan karşılaşmaların hemen ertesinde artık klasikleşmiş bir kelime zihinlerde yer etmiştir.

Sevkler.

Yani maçlarda meydana gelen saha olayları, disiplin ihlalleri vs. gibi nedenlerle kulüplerin veya kişilerin TFF Hukuk Müşavirliği tarafından alacakları cezaların belirlenmesi için PFDK'ya sevk raporlarının iletilmesi eylemidir sevkler.

TFF Hukuk Müşavirliği, her hafta açıklanan sevklerde neredeyse sürekli çok “garip” sevklere imza atar. Bunları mantık ve hukuk çerçevesinde anlamak kolay olmaz. Hatta bazen imkansızdır.

Akredite alan ihlali var mı?

Bu tür sevklerden biri de TFF Hukuk Müşavirliği tarafından üst üste gördüğü 2 sarı kart sonucunda oyundan atılan Başakşehirli oyuncu Rafael'e rastladı ve oyuncu gördüğü kartların dışında Profesyonel Futbol Disiplin Talimatı'nın (PFDK) 36 ve 95/2 maddelerinden PFDK'ya sevk edildi. Anlaşılan o ki, oyuncu kart görmesinin ardından hakeme hakaret etmiş ve Madde 36'dan disipline sevk edilmiş.

Ancak; "Cezalı olmasına rağmen akredite alanlara girmesi" nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 95/2 maddesi uyarınca 24.12.2020 tarihinden itibaren tedbirli olarak PFDK'ya sevkine” şeklindeki cümleyi okuduğunuzda birden şaşırıp kalmamak mümkün değil.

İlk önce 95/2 maddesinin ne olduğuna bakalım.

“(2) Müsabakadan men cezası alan futbolcular, müsabaka isim listelerinde yer alamayacakları gibi akredite de edilemezler. Cezalı olmasına rağmen akredite alanlara giren futbolculara 5.000.- TL'den – 60.000.-TL'ye kadar para cezası verilir”

Aslında FDT Madde 95/1 müsabakadan men cezasının ne olduğunu çok net şekilde açıklıyor.

“(1) Müsabakadan men cezası, futbolcuların, yöneticilerin ve diğer kişilerin, müsabaka sayısı veya süre belirtilerek müsabakadan men edilmeleridir. Üç yılı aşan müsabakadan men cezaları sürekli hak mahrumiyeti cezası hükümlerine tabidir”

Rafael kırmızıdan sonra ihlal yaptı mı?

Bu iki maddeden de anlaşılacağı gibi maçtan henüz atılmış ve maça akredite edildiği için sahada görev yapabilen kırmızı kart gördüğünde de yalnızca sahayı terk edip soyunma odasına gitmek zorunda olan bir oyuncu, sanki ceza almış da buna rağmen stada gelip akreditasyonu olmadan akredite alanlara giriş yapmışçasına PFDK'ya sevk edilmiş.

Statlarda akredite alanlar bellidir ve buna saha içi, soyunma koridorları, basın toplantı odası, hakem odası, doping kontrol odası, basın tribünü, mix zone, canlı yayın araç bölgesi ve stat kontrol odası dahildir. Buralara girecek kişiler de görevlerine göre belirlenir ve boyunlarında taşıdıkları kartlarda hangi alanlara girme izinleri olduğu işaretlidir.

Bu sevk de bir garabettir

Yani kırmızı kart görmüş bir oyuncu akredite alan olan sahadan çıkıp soyunma odasına diğer akredite alanların bazılarından geçerek gider. Dolayısıyla Rafael'in belirtilen 95/2 maddesinden sevk edilmesi hele bundan ceza alması kesinlikle mümkün değildir. Biraz zorlamayla buna 'garabet' de diyebiliriz.

Bu sevkleri yapan TFF Hukuk Müşavirliği de cezaları veren PFDK ve cezalarda sürekli indirime giden Tahkim Kurulu da tam anlamıyla skandal kararlarına her hafta bir yenisini eklemeyi beceriyorlar.

Yanı sıra, iş artık öyle bir noktaya geldi ki, hakem karar ve yorumları sahadan PFDK ya taşınmaya ve saha içi kuralları orada değişmeye başladı.

FIFA ve UEFA prensiplerine aykırı

Bu durum futbol oyun kurallarının 5. maddesi 2. Bendi olan “hakem kararları” başlığında yer alan “hakemin, bir golün kabul edilip edilmemesi ve maçın sonucu da dahil olmak üzere, oyun ile ilgili verdiği tüm kararlar nihaidir. Hakemin ve müsabakada görevli diğer hakemlerin kararlarına her zaman saygı duyulmalıdır” cümlesine tamamıyla aykırıdır. Ayrıca uluslararası teamüllere de çok aykırı bir duruma yol açmaktadır. Alınan kararlar FIFA ve UEFA prensiplerine kesinlikle uymamaktadır. Alınan karar kulüp baskısı sonucudur.

Ve bu alınan karar görünürde PFDK'nın kararı olsa bile, Kurul TFF Başkanı tarafından atanmış ve bağımsız olmayan bir kurul olduğundan bu durumun baş sorumlusu TFF Başkanı Nihat Özdemir'dir. PFDK'nın kendi başına böyle bir karar alması asla mümkün değildir. Zaten bağımsız gerçek hukuk normlarını uygulayan bir kurul olsa, böyle bir karara asla imza atmazdı.

Cüneyt Çakır'a saygısızlıktır

Kısaca, kararlarına futbol kuralları kitabında yazdığı gibi her zaman saygı duyulması gereken hakemlere, başta Cüneyt Çakır olmak üzere, en büyük saygısızlığı Rafael kararını alarak PFDK eliyle TFF Yönetimi yapmıştır.

Kaldığı yerden devam etmeli maç!

Bununla birlikte maçın o dakikasındaki kararı hükümsüz kılmak maçın 11'e 11 kaldığı yerden devamı ettirilmesini gerektirir ki, TFF Yönetimi böyle bir karar alabilir mi, bunun yorumunu okuyucularımız yapsın.

2020'nin sona ermek üzere olduğu şu günlerde çok açık olan gerçek futbol düzeni ve hakemlik kurumunun kan ağladığıdır.

Senin için hazırladığımız haberler