Rıdvan Dilmen: 'Bizim de bir avuntumuz var'

14.07.2018 - 09:00 | Son Güncellenme: 14.07.2018 - 12:00

Rıdvan Dilmen: 'Bizim de bir avuntumuz var'

Rıdvan Dilmen, Sabah'a futbol gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

- Dünya futbolunda sıralamaya bakacak olursak Şampiyonlar Ligi heyecan olarak Dünya Kupası'ndan biraz daha önde. Futbolseverler daha uzun bir maraton izliyorlar. Gruplardan çıkmak için 6'şar maç var. Son 16 turu, çeyrek ve yarı final, en son olarak final. Şampiyonlar Ligi'nde artık 4-5 takımın dışına çıkma ihtimali de pek yok. Dünya Kupası'nda öyle değil. Gruptan çıkmak için sadece 3 maç oynuyorsun.
- Günlük performans, bireysel performans, sezon bitimi olduğu için bazı oyuncuların mental ve fiziksel yorgunlukları sonuca etki edebiliyor. Gruptan çıktıktan sonra 3 maç daha yapıp (Son 16, çeyrek ve yarı final) toplam 6 maç sonunda kendini finalde bulabiliyorsun. Benim için de Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası'nın önünde. Sıralamam Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası, UEFA Avrupa Ligi. Güney Amerika'nın takımlarının bir ciddiyeti var ama Asya ve Afrika'yı düşünmüyorum. Bu Dünya Kupası'nda son 4'e kalan takımların tamamının Avrupalı olması önemli.
- Fransa; finale gelirken son 16 turunda Arjantin'i, çeyrek finalde Uruguay'ı, yarı finalde de Belçika'yı eledi. Hırvatistan ile İngiltere'nin yolu daha kolaydı. Ama Hırvatların kolay yoldan gelmesi başarısını gölgelemez. Aslında bizim de küçük bir avuntumuz oldu; "Bak bizim gruptan çıkan bir takım, final oynuyor ve o takım bizden sadece bir puan alabildi." (Türkiye Hırvatistan'la 1-1 berabere kalıp, 1-0 da yenmişti) Futbol böyle bir oyun. Grubunda dördüncü oluyorsun, yarın finale çıkacak rakibine toplam bir puan veriyorsun. Şimdi biz yarın televizyonun karşısına oturacağız ve onları izleyeceğiz.
- Hırvatistan'ın kadrosu yetenek olarak finali hak ediyor. Uzun süredir birlikte oynuyorlar. O kadar uzun süredir birlikte oynuyorlar ki grup aşamasında teknik direktör değiştirip kupaya geldiler hiçbir şey fark etmedi. Ama İspanya gibi bir takımda fark etti. Kupa başlarken hocalarını gönderdiler. Sonuç son 16'da turnuvaya veda ettiler. Hırvatların bizimle oynadıkları maçlarda teknik direktörü Ante Cacic'ti. Dünya Kupası'nda takımın başında Zlatko Dalic var. Yeni jenerasyon bilmez, Yugoslavya parçalanmamış olsaydı Dünya ve Avrupa Şampiyonaları'nda sürekli olarak en kötü yarı final oynarlardı. Bu Çek Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği yani bugünkü adıyla Rusya için de geçerli.
- Hırvatların finalde olması onlar için büyük başarı. Kadro olarak Fransızlardan daha tecrübeli ve sakin bir takımlar. 3 uzatma oynayarak finale geldiler. Ama final olduğu için artık Hırvatlar fiziksel bir yorgunluk hissetmeyecekler. Fransa şu anda dünya futbolunda rakiplerine en az pozisyon veren takım. Dünya Kupası'na gelmek için oynadığı eleme grubundan çıkarken Hollanda ile aynı gruptaydı ama toplamda 6 gol yediler.
- Dünya Kupası'na gelince biri penaltıdan Avustralya'dan yediler, Jedinak attı. Arjantin'den 3 gol yerken bir tanesini 25 metreden Di Maria attı, bir tanesinde Messi'nin şutu Mercado'ya çarpıp girdi. Uzatmanın son saniyesinde Agüero'dan yediler. Yedikleri son gol oydu. Hücum kalitesi yüksek oyuncuları olmasına rağmen pozisyona giremiyorlar. Fransa'nın golcüsü Giroud henüz gol atamadı. Hırvat Mandzukic'in 2 golü var. Bu avantaj ve dezavantajları koyduğumuzda finali tam ortada görüyorum.
- Dünya Kupası'nda mucize Hırvatistan Milli Takımı'dır… Bir de yarı finale kalan iki takımdan İngiltere ile Belçika 3'lü savunma oynuyorlardı… 4'lü savunma oynayan Fransa, Belçika'yı eledi. Hırvatistan da İngiltere'yi… Bunlar da teknik adamlar için önemli doneler aslında. Tabii ki oyuncuya göre sistem önemli. Ama teknik direktörlerin kendi oyun tarzlarından taviz vermediğini gördük.
- Fransa Milli Takımı'nın genç yıldızı Mbappe bu turnuvada çok konuşuluyor. 20 yaşında ama niye 19 diyorlar onu da anlamış değilim. Çok genç bir oyuncu. Bu tip oyuncular için öğrenmesi gereken çok şeyler var. Henüz çaylak. Şimdiden Messi, Ronaldo ve Neymar ile kıyaslamak doğru değil. Daha çok zamanı var. Fakat patlaması çok güçlü bir oyuncu.
- Dünya Kupası'nda bir de şu dikkatimi çekti; kırmızı kartın hatta sarı kartın en az olduğu turnuvaydı. Toplam 4 kırmızı kart çıkmış; ikisi bariz gol şansından, ikisi de çift sarı karttan. Bunun VAR sistemi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Hakemlerin oyuncuya karşı daha müsamahalı olmasından çok oyuncular VAR olduğu için sportmenliğe aykırı davranışta bulunamadılar. VAR sistemine karşı bir futbol adamı olarak bu anlamda faydalı sistemin faydalı olduğunu düşünüyorum.

- Karşı olmamın nedeni ise Türkiye'deki dinamikler ile VAR sisteminin sağlıklı bir şekilde uygulanmayacağı düşüncesindeyim. Adalet için iyidir ama adalet duygusu önce insanın içinde olacak. Sonuçta VAR'ı kullanacak da insanlar. Bizim de doğal olarak Türkiye'de futbola bakışımız daha çok büyükler lehine olacağı için ben kuşkuluyum.

Senin için hazırladığımız haberler