'Sözüm ona Türkiye'nin en iyi defans oyuncuları Beşiktaş'ta ama...'

12.11.2018 - 09:00 | Son Güncellenme: 12.11.2018 - 12:00

'Sözüm ona Türkiye'nin en iyi defans oyuncuları Beşiktaş'ta ama...'

Kabus ötesi - Ali Ece (Fanatik)

Beşiktaş, Başakşehir ve Genk deplasmanlarından sonra iç sahada farklı bir oyun oynamaya çalıştı. Orta sahanın daha ofansif kurguda olduğu bu oyunda Llajiç ve Oğuzhan ilk yarıda aynı kolun içinde üst üste binen iki damar misali oldular. Halbuki Ljajic ve Oğuzhan, teknik kapasitelerine göre oyunu akışkan hale getiren, takımın kalanının doğru tempolu kan yani futbolda top dolaşımını sağlayan atardamar ve toplardamar rollerini oynamaları gerekiyordu. Merkezden bir kez daha yeterince üretemeyen Beşiktaş yine Quaresma’nın ortası sonucu golü bulabildi. Güven Yalçın’ın kafayla attığı golde aldığı doğru vücut pozisyonu ve doğru yere vuruş kararı örnek Alman altyapısı ürünü. Orada her idmanda her pozisyon kaydedilip bir dahakine daha iyisini yapması için oyuncuya izletilir. Fabri gittiğinden beri Beşiktaş’ın duran top savunması organizasyonu çok kötü. Durmayan toplarda da berbat bir organizasyon bozukluğu söz konusu.

Gecenin sorusu?

Oğuzhan, artık yuhlanmasına sebep olan büyük düşüşünün sebeplerini anlayıp düzelmek için gayret gösterecek mi?

Maçın olayı

İç sahada yenikken saçma stoper Roco’yu santrfora gönderip Tolga’ya uzun atamaması için geri pas vermek.

Maçın starı

Robinho

Kısa mesaj

Beşiktaş’ın asıl sahibi yani taraftarı her şeyin farkında.

Kartal inişe geçti! - Bilal Meşe (Milliyet)

Forma, hiç bir oyuncunun tapulu malı değildir! Nereye varmak istiyoruz? Örneğin Karius; Genk karşısında Güneş hoca tarafından yedeğe çekildi ya, sakata yattı! Bakıyoruz, Karius bırakın ilk onbiri, 18 kişilik kadroda bile yok! Efendim, ağırları varmış arkadaşın! Gelelim Tolgay kardeşimize, o da kadroda yok! Sanırım Tolgay da yönetimin TL’ye döndürme krizi devam ediyor, ben böyle anladım!

Sezon başından bu yana bir tezimiz vardı, Süper Lig’de artık hiç bir takım kolay lokma değil, makas daraldı, makas! Özellikle Anadolu takımlarının büyüklere kafa tuttuğunu gözlemliyoruz. Örneğin Sivasspor, Vodafone Park’ta Beşiktaş’ın büyüklüğünden ürkmedi, ilk golü yediler, yemesine de pes etmediler. Güven’in golüne David Braz ve Emre Kılınç’la yanıt verdiler, üç puanı kaptılar, helal olsun onlara.

Güven daha 19 yaşında genç bir arkadaşımız. İlk onbirde sahaya çıktı, hem de forvet olarak. 11. dakikada Quaresma sağdan nefis kesti, Güven şık bir kafa vuruşuyla Kartal’ı öne geçirirken, Güneş’in güvenini de boşa çıkarmadı. Gelin görün ki, Kartal üretiyor, ürettiklerini gole çeviremediği gibi, kalesinde üç dakika sonra golü görüyor, alışkanlık haline geldi artık! Braz’ın attığı gole bakalım, Robinho asist, Braz kafayı vuruyor, kaleci Tolga’nın kararsızlığı, gole dönüşüyor!

Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş. Beşiktaş’ın yaş ortalaması oldukça yüksek, puan kayıpları ve umut vermeyen futbolunun temelinde de bu faktör yatıyor. Bir var, bir yoklar! Örnek Atiba, 35 yaşında, eski gücünün çok uzağında! Oğuzhan gibi yetenekli oyuncu, 53’te nasıl böyle bir pas hatası yapar? Emre Kılınç’a harika bir asisti yaptı (!), o da gitti, Tolga’nın bacak arasından topu filelere gönderdi.

Kartal’da dikkatimi çeken bir olumsuzluk daha var, golü yedikleri anda, öyle bir telaşa kapılıyorlar ki, inanılır gibi değil! Tamam, mağlubiyetten kurtulmak için risk alırsınız, ama ailecek ofansa çıkarsanız, gelir Sivasspor, senin büyüklüğüne bakmaz, faturayı ağır keser! İşin özeti, Kartal inişe geçti, giderek irtifa kaybediyor! Hatta SOS veriyor!

Maçın son çeyreğinde Ljajic’in ceza alanı içinde indirilmesinde penaltı noktasını gösteren hakem Yaşar Kemal Uğurlu VAR’ın uyarısını dikkate aldı, çünkü Quaresma ofsayt pozisyonda idi. İşte VAR’ın varlığı burada yatıyor.

Konuş be Şenol Hoca - Atilla Gökçe (Milliyet)

İlk kez 11’de forma giyip sahaya çıkan gurbetçi delikanlı Güven Yalçın, 11’de attığı kafa golüyle (asist Quaresma’dan) tribünleri coşturuyor.
Sadece üç dakika... Beşiktaş’ın golden sonraki mutluluk süresi bu kadar. 14’te kornerden gelen topa kafa koyan Braz (yoksa Oğuzhan (kk) mı?). Mutluluk ve umuttan endişeye geçiş yapıyor tribünler. Endişelenmekte çok haklılar.

Beşiktaş Fabri’den sonra kaleci sorununu çözemedi. Takım kalecilere, kaleciler (Karius ve Tolga) savunmaya güvenmiyor. Pepe ve Vida’yı  Dünya Kupası’nın en fiyakalı oyuncuları arasında seyretmedik mi? Evet, ama Beşiktaş’taki mesaileri burada o kadar şık durmuyor.
Sivasspor karşısına çıkan takım yine Quaresma ve Babel’in becerilerine, tecrübesine  bel bağlamış durumda. Santrforun arkasında oynayan Ljajic de topu yere indirip kalabalık içinde bir delik arıyor ama henüz adam geçebildiğini göremiyoruz.

Bir de Atiba - Oğuzhan ikilisi var. Konkordato ilan etmiş tüccar gibiler. Top kaptırıyorlar, oyunu yavaşlatıyorlar. Hücuma da savunmaya da yaramıyorlar. İlk golde topa kendi kalesine doğru müdahale eden Oğuzhan ikinci Sivas golünde de Emre Kılınç’a ikramda bulunan kişi. Hayır, Oğuzhan Dolmabahçe’de değil, Vodafone Park’ta olduğu söyleniyor (!)  ama orada da yok! Neyse, Güneş iki dakika içinde (57,58) Mustafa ve Dorukhan’la değiştiriyor kendilerini...

Sivasspor’a saygısızlık etmeyelim.Emanetçi bir antrenörün ( Hakan Keleş) elinde olmasına rağmen canla başla oynamaya çalışıyor. Belli bir oyun planları var. Savunmada çoğalıp Beşiktaş’a alan ve zaman bırakmamaya çalışıyorlar.. Kazandıkları topları da Robinho, Medjani,Jorge, Emre Kılınç’la çok çabuk karşı atağa dönüştürüyorlar. Beşiktaş’ın direnci de motivasyonu da çok çabuk çözülüyor.

Hazin ve dramatik. Bu takımda tüm enerjisini  arkadaşları için tüketen Gökhan Gönül de top oynuyor, tükenmiş hevesi, düşmüş motivasyonu ile Caner Erkin de. Maaşallah (!) Caner’in hücumda kaybettiği hemen her top rakibe pozisyon, şut ve gol fırsatı oluyor. Tabii, oyun disiplini denen kavram da Beşiktaş’ta anlamını kaybediyor.  

Sivasspor’u temiz galibiyet için gönülden kutluyorum. Yalnız, Sivas yedek kulübesinden sahaya ikinci topu atarak oyunun akışını durduran kişiye sormak isterim :  Yaptığın nedir kardeşim ? Ahlaksız bir kurnazlık mı? Yoksa zavallı bir aptallık mı?

Maçın karanlık yüzü böyle görünüyor. Haydi Şenol Güneş, konuş da aydınlanalım!

Uğurlu mükemmel maç yönetti - Ahmet Çakar (Sabah)

Beşiktaş son yılların en iyi takımıydı. Fakat takımın yaşlı oluşu ve özellikle Talisca gibi tüm organizasyonlarda başrolü üstlenen, maç kurtaran bir oyuncunun gitmesi, Beşiktaş'ı korkunç etkiledi. Yavaş yavaş şampiyonluktan uzaklaşıyorlar. En kötüsü de amatör takımların bile yapmayacakları defansif hataları yapıp komik goller yiyorlar. Mesela dün gece Beşiktaş oyuna iyi başladı. 19 yaşındaki Güven'in çok güzel golüyle öne de geçtiler ama son ne olduysa oldu.

Hemen birkaç dakika sonrası Sivasspor çok ender göreceğimiz bir gol buldu. Korner atışında Sivaslı oyuncu neredeyse kafayı sıfırdan vurup golü yaptı. İşte bu dakikadan sonra Beşiktaşmaç sonuna kadar oyundan koptu. İkinci yarı bu sefer sahneye Oğuzhan çıktı. Ayağındaki topu Emre'ye bıraktı, o da Sivas'ı öne geçiriverdi. 

Sözüm ona Türkiye'nin en iyi defans oyuncuları Beşiktaş'ta ama yedikleri goller ve verdikleri pozisyonlara baktığımızda çok acemi görünüyorlar. Dün gece eğer fark yemedilerse dua etsinler. Özellikle ikinci yarı Sivas neredeyse her kontratağında pozisyon buldu, son pasları iyi yapsalardı Beşiktaş darmadağın olmuştu. Orta sahada sıkıntı büyük. Hem ofansif hem defansif anlamda orta sahaları çok etkisiz. Ljajic iyi oyuncu ama bu soruna merhem olamadı. Üstelik Beşiktaş'ın golcüsü kim belli değil. Şenol Güneş sürekli arayış içinde. Beşiktaş kaybetti, günden güne eriyorlar ama sahada kutlanacak bir Sivasspor ve bir hakem vardı. Yaşar Kemal Uğurlu mükemmel maç yönetti. VAR yardımından da son derece sağlıklı ve doğru olarak yararlandı.

Senin için hazırladığımız haberler