Spor yazarlarından Fenerbahçe - Tabzonspor yorumu: "Bu neyin sevinci?"

28.04.2019 - 10:10 | Son Güncellenme: 28.04.2019 - 13:10

Spor yazarlarından Fenerbahçe - Tabzonspor yorumu: "Bu neyin sevinci?"

Gecenin sorusu

Ünal Karaman bu maçın 2. yarısını bir daha oynama şansını bulsa acaba neyi farklı yapardı. Sanırım tüm sezonda en çok pişmanlık yaşadığı maç budur.

Maçın starı

Valbuena bireysel damga vurdu. Hiçbir planı olmayan takımı için her şey oldu. Az sayıda pozisyonun tamamında o vardı. Trabzon’u tek başına tedirgin etti. Fenerbahçe’yi daha büyük bir krizin içine düşmekten kurtardı.

Maçın olayı

Fenerbahçe oyunun Sosa üzerinden oynanmasını engellemek istedi. Ancak Sosa’yı Yugo faulleriyle durdurmayı seçti. Aslında bu Fenerbahçe’nin oyun planı, fizik durumu şu bu... Her şeyi anlatıyor.

Kısa mesaj

Şu sezon bir bitse...

Bu neyin sevinci? Ercan Güven - Milliyet

Her haftası ya “olumlu bir seriyi” bozan ya da “yeni negatif rekorlar” kırdıran bu acıklı sezon bir an önce bitse de “daha beterlerini yaşamasa bari Fenerbahçe” derken, Trabzon karşısında son saniye golüyle ayağa kalkamadı ama yaşama tutundu Fenerbahçe. “Hiç olmazsa” yaşıyor hâlâ... Tabi kendi sahasında yenilmemeye sevinecek kadar berbat bir hayat nasıl hayatsa!  Ne diyeceğiz şimdi?  “Ne mutlu Fenerbahçe’ye; Trabzonspor’la Kadıköy’de berabere kaldı” mı? Ey sevinç yumağına dönenler; lütfen ezmeyin içimizi. Dün az daha katmerleniyordu Fenerbahçe dramı... Yine tersten birinciliklerden “En çok ilk golü yiyen takım” unvanını cebine koydu ama Trabzonspor’un 22 yıllık “Kadıköy’de galibiyet alamama” serisinin bitmesine son saniyede olsa da izin vermedi.  Beterin beteri olmadı yani. Son beş maçını kazanmış Trabzonspor karşısına kaleler arasına bir çizgi çekerseniz, takımın sol yanı farklı başladı. Ersun Yanal, Valbuena yerine Ayew’in savunmacı yönünden yararlanmayı düşünmüştü. Orta sahaya koyduğu Jailson iyi oynarsa Mehmet Topal’ın stoperler arasına girip Hasan Ali ile Isla hücuma katılacak, Zajc hem ileri hem geri iki yönlü oynayacaktı hesapta.  Lakin ilk yarı boyunca şansını sadece merkezden denedi Fenerbahçe. Orada sıkışıp kaldı. Sadece üç şut atabildi rakibinin biri gol olan 9 şutuna karşı. Baskı karşısında topları kaptırıp, ikili mücadeleleri kaybedip, dönen topları kalesinde gördü. Gole kadar oyunun tek hakimi, tek toplarla makine gibi hızlı ve akıcı oynayan Trabzonspor’du. Ama attığı golde hıza, akıcılığa ihtiyaç duymadı... Set hücumu sonunda göstere göstere golü attı Yusuf Yazıcı.

Valbuena tılsımı / Ali Ece - Fanatik

Bu sezon hepimiz Trabzonspor’un daha bile iyi başladığı maçlara şahit olduk. Fenerbahçe ise birkaç haftadır tarihinin en kötü maç başlangıçlarını yapıyor. Henüz 30. saniyede Sadık’ın kademe hatası sonrası başlayan kolektif kaos, ikinci yarıda Valbuena oyuna girene kadar devam etti. Yusuf Yazıcı’nın golünde Abdülkadir Ömür, idollerinden Iniesta’nınkileri anımsatan kalitede bir asist yaparken Fenerbahçe savunması olabilecek en hatalı şekilde pozisyon almıştı. İlk 45’te biraz Jailson direnişi bolca da Trabzonspor pas futboluyla top koşturması izledik.

Valbuena girdikten sonra Fenerbahçe maça ortak oldu. Sadık’ın sarısı varken yaptığı hatalı müdahale, yakalanan momentumu bozdu. Son 10 dakika Fenerbahçe yeniden baskı kurdu, Trabzonspor çok geriye çekilince Valbuena ile Kadıköy tılsımı birleşip kalesinde devleşen Uğurcan’ı son anda geçmeyi başardı. Gecenin sorusu Sadık sarısı varken o aşırı riskli müdahaleyi neden yapar? Maçın starı Sosa çift yönlü orta saha nasıl oynamalı dersi verdi. Kazandığı ikili mücadelelerin yanı sıra baskı altında oyunu açan usta işi pasları ile Abdülkadir, Anthony ve Yusuf’u çok iyi besledi. Maçın olayı Abdülkadir’in asisti estetik açıdan da etkileyiciydi. Kısa mesaj Fenerbahçe’de yetenek seviyesi yetersiz bir sürü oyuncu varken, Valbuena’nın yedek bırakılma kriteri olmamalı. Valbuena’nın serbest 10 numara oynadığı başka bir düzen oluşturulmalı.

Tarihi galibiyeti kaçırdılar / Erman Özgür- Fanatik

Maçın ilk yarısı tam anlamıyla Trabzonspor’un oyunu oynandı. Fenerbahçe’nin yapmaya çalıştığı presi sakin ve özgüvenli şekilde aşmayı başardılar. Abdülkadir Ömür-Yusuf ortaklığında buldukları gol enfesti. Sonrasında topu Fenerbahçe’ye bıraktılar. Ancak üretkenlik konusu Fenerbahçe için yine büyük sıkıntıydı. Diğer taraftan Trabzonspor’un skoru arttıracak fırsatları atamaması Fenerbahçe için şanstı. 2. yarı Ersun Yanal’dan gecikmeli Valbuena hamlesi geldi. Valbuena’nın girmesinin ardından birkaç tane maçı çevirecek pozisyon yakalamalarına rağmen bitiriş konusu sezon başındaki gibi sıkıntılıydı. Trabzonspor, 10 kişi kalmasına rağmen rakibini neredeyse hiç rahatsız edemedi. Bordo-Mavililer son dakikada gelen gol ile mental anlamda dip yapmış Fenerbahçe’ye karşı hücum etmemenin karşılığında tarihi bir galibiyeti kaçırmış oldular. Gecenin sorusu Fener’in Zajc’ı sahada ne yapması için oynattığını bilmiyorum ama çok koşmasına rağmen ne yapmaya çalıştığının yanıtını ben bulamadım.

Maçın starı

Oyuna 56’da girmiş olmasına rağmen Valbuena’nın Fenerbahçe’ye sezonun en değerli puanını kazandırdığı bir akşam oldu. Hem kendi hem de arkadaşlarına hazırladığı pozisyonlar ile futbol iyi futbolcularla oynanır dedi.

Maçın olayı

Fenerbahçe, kaliteden vazgeçtim maç boyunca oyuna ve skora isyan eden oyuncu aradı. Ancak Valbuena girdikten sonra oynadıkları oyun futbola benzedi. Sonuç almak çok geç gibi gözükse de son saniyede gelen puan çok değerli oldu.

Kısa mesaj

Trabzonspor’da maç boyunca hissedilen özgüvenin yanı sıra gergin olabilecek anlarda oyuncuların sakin kalışları Ünal Karaman ve ekibinin bir başka başarısıdır.

Gecenin sorusu?

Fenerbahçe’nin yediği gol şu soruyu düşürdü aklıma... Acaba teknik adamlar antrenmanları ‘teknik yaldızlar’ dökülmesin diye mi insanlara kapatıyorlar?

Maçın starı

Adamları demek daha doğru olur... Jose Sosa idaresindeki iki Abdülkadir ve Yusuf Yazıcı maçın en gösterişli oyuncularıydı. Keza genç kaleci Uğurcan Çakır... Ve elbette yenilgiden kurtaran Valbuena.

Maçın olayı

Fenerbahçe’nin hali zaten başlı başına olay. İnsan düşünmeden edemiyor; gelecek sezonu gençlerle planlayacağını açıklayan Ersun Yanal takımını bu cendereden nasıl çıkaracak?

Kısa mesaj

Trabzonspor mahallenin, memleketin, gezegenin düşük maliyetli çocuklarıyla yüksek katma değerli oyundan şahane örnekleri veriyor.

Fenerbahçe ile Trabzonspor, Spor Toto Süper Lig'in 30. haftasında karşı karşıya geldi. Kadıköy'deki mücadele 1-1'lik eşitlikle sona erdi. Spor yazarları, zorlu maçı değerlendirdi.

Planı olmayan takımı Valbuena kurtardı / Mehmet Demirkol - Fanatik

Trabzonspor’un maç başı planı beklendiği gibiydi. Orta sahaya yaptıkları baskıyı Fenerbahçe geriye dönmek zorunda kaldığında kesmediler. Top kaptılar, direkt kaleye gittiler. Fenerbahçe orta sahasını çok koşturdular. Yusuf’un golünden sonra bu baskıyı kesmeleri onlar için doğru olmadı. Oyun merkezini geri çektiler. Alanı savunmakla yetindiler. Fenerbahçe Sosa üzerine sert bir baskı kurup Yugo faulleri yapınca etkin kontra yapamadılar. Valbuena oyuna girip, Sadık atıldıktan sonra da ilginçtir bu plan değişmedi. Ersun Yanal 3 kez dizilişi değiştirdi. Karaman sadece oyuncu değiştirdi. Oyuna genişlik verip topu almanın peşine düşmediler. Valbuena ve Eljif çok isteyince de Dirar’ın pozisyonu dışında organize bir akın bulmasalar da ortalar ve uzak şutlarla gol şansları yakaldılar. Son saniyede de çok şeyi değiştiren işi Valbuena yaptı. 

Fenerbahçe ancak golden on dakika sonra oyunda dengeyi yakaladı. Sebebi de orta sahasının pres yapmaya başlaması. Bu sırada Trabzonspor’un “beraberlik golünün zamanı geldi” gibi tuhaf bir ruh haline girmesi ve frene basması da etkiliydi Fenerbahçe’nin üstün gözükmesinde.  Valbuena girdikten sonra, çift santrforlu Fenerbahçe’nin baskısı arttı. Özveri ve istekle oynayan Valbuena’nın direkten dönen topu ile zirve yaptı. Fenerbahçe’de hiçbir şey yoksa bu sefer heyecan ve tepki vardı!..  Sarı kartlar hep Fenerbahçe’nindi mesela...  İkinci yarıda tüm hatlarıyla gol arayan ev sahibi, oyunu bir anlamda “Rus Ruleti”ne çevirdi. Kaybedilen topla veya tamamlanamayan hücumla, hızlı rakibin boş Fenerbahçe sahasına girmesi, skoru büyütmesi işten bile değildi ki, hem örnekleri yaşandı hem de Fenerbahçe on kişi kaldı bu sebepten.    Ondan önce Ersun Yanal “bireysel istikbalini” çok yakından ilgilendiren maça bir kere daha dokundu ve maçın başından beri ıslıklanan Ayew’i çıkarıp Eljif’i aldı, takımı yine tek santrfora çevirdi. Eljif “neden en baştan beri yoktu” dedirtecek kadar çok çalıştı, uğraştı, hatta gol de kaçırdı.   Açıkçası on kişi kaldıktan sonra biraz da can havliyle daha baskılıydı Fenerbahçe... Ancak küstürdüğü futbol son saniyeye kadar Fenerbahçe’nin yüzüne gülmedi. Bu sefer de kaleci Uğurcan’ın klası ortaya çıktı. Maçın son saniyesinde serbest vuruştan gelen beraberlik, aslında hiç de sevinilecek bir şey değil elbet...  Ancak maçın öyküsü, takımın on kişi kalması, puan cetvelindeki berbat konum gereği her puan altın değeri, sahayla birlikte tribünleri de bayram yerine çevirdi. Gülmek mi lazım ağlamak mı?.. Neyse... İsteyen zafer bellesin bu maçı... Takımı ve tribünleri bu duruma muhtaç hale getirenlerin problemi. 

Fenerbahçe sonunda oyuna itiraz etti / Cem Dizdar - Fanatik

Fenerbahçe hem idari hem teknik açıdan gerçekten ilginç bir süreçten geçiyor. Alınan kararlar herhangi bir deliği yamamıyor. Sahada da!.. Yusuf’un golünde Jailson/Topal ikilisi nerede ve ne yapıyorlar bir bakın! Bu hatalar bu düzeyde oyunculardan kaynaklanıyor ise maç analizi, kadro seçimi, hafta içi idmanları gibi parametreleri ne yapacağız? Ligdeki yeri nedeniyle Kadıköy’e rahat gelen Trabzon ilk 30 dakikada hayli rahat ve ezbere oynadı. Her topu doğru adrese ulaştırarak Fenerbahçe’yi koşturup durdular.

Nihayet 61. dakikada ‘oyuna hareketlilik getirsin’ diye sahaya sürülen Valbuena’nın direkten dönen şutu sonrası bilinçli değilse bile oyuna bir itiraz geldi Fenerbahçe’den. Ancak açık alanda yakalanan Sadık kendini attırdı ve devamında paslar yerini bulmaz, ikililer kazanılamaz oldu. Trabzon ise sakin, temkinli ve bilinçle sürdürdü ancak gol arayışından vazgeçmeleri bir kaza ihtimalini de çağırmıyor değildi. Son andaki o gereksiz, acemi faul de ihtimali Fenerbahçe lehine gerçek kıldı.

Sorunsuz bir yönetim / Deniz Çoban - Fanatik

Her yönüyle hakem ekibi için zor bir maçtı. Her şeye rağmen bir aut-korner pozisyonunda ters düşmelerinin dışında hakemler ekip olarak uyumlu bir maç çıkarttı. Saha içi yönetimiyle Çakır; ufak tefek hatalar dışında tartışılacak ve sonuca etki edecek kararlar vermedi. Çakır maç genelinde tutarlı düdükler çaldı. Gösterdiği kartlarda haklıydı, yerinde kullandı.

Kaçan balık büyük olur! / Cemal Ersen - Milliyet

Başından sona ilginç bir maçtı. Trabzonspor son saniye golü ile kaçırdığı galibiyete üzülürken rakibin kendi sahasında beraberliğe sevinmesi böyle bir şey işte. Efendim neymiş, “Trabzonspor 22 yıldır bu sahada kazanamıyormuş.” Kazanabilirdi. Erken bulduğu ilk golden sonra, aynı anlayışla oyununu sürdürebilse ki, pozisyon da buldu, evine üzülerek dönmez idi.

Trabzonspor açısından kötü bir skor değil. Ama dün akşam eksik olan, aynı motivasyon ve ruhla maça tutunmak olmalıydı. Bunu yapacak gücü ve enerjisi olmasına karşın, kendi oyununu kabul ettirmek yerine rakibi karşılamaya çalışmanın ve geriye bu kadar yaslanmanın faturası trajedik oldu.

Ve Fenerbahçe.. Kriz döneminde beraberliğe seviniyorsa sorun büyük demektir. Ersun Yanal’ın ve Ali Koç’un yarınlara yönelik planı nedir bilmiyorum ama, alınan tek puanın takımın kümede kalması adına kazanç görülüyorsa, vah demek geliyor içimden.

Senin için hazırladığımız haberler