Bayram Saral: "TFF seçimi için imza sayısı 143'e ulaştı"

Trendyol Süper Lig ekiplerinden İstanbulspor Başkan Yardımcısı Bayram Saral, Habertürk TV'de Sine Çakır Heyse'nin sorularını yanıtladı. Saral, TFF başkanlık seçimi için şu ana kadar 143 imza topladıklarını açıkladı. İşte Saral'ın yapmış olduğu tüm açıklamalar...

TFF seçimi için toplanan imza sayısı ile sözlerine başlayan Saral, "Şu an için imzada gelinen sayı 140. Bugün itibarıyla da 3 imza gelecek. 143 imzaya ulaşacağız. Biz bunların noter tarafından gönderilen tebliğ mazbataların da toplamaya başladık. Bugün itibarıyla 76'ya ulaştı. Diğerleri de herhalde çok yakın zaman içerisinde federasyona ulaşır. Yasanın belirlemiş olduğu yeter sayıyı fazlasıyla geçtik. 130 sayı yeter sayı, şu an itibarıyla 143 sayıya ulaşmış bulunmaktayız" dedi.

İmzaların TFF'ye neden ulaşmadığı ile ilgili bilgiler veren Saral, "Federasyona gönderilen ihtarnamelerden geri çekilenler ile ilgili tarafımıza sağlıklı bilgi gelmedi. Burada önemli olan husus şu; kulüpler tarafından olağanüstü genel kurula çağrı için davetiye gittiği an sonuç olarak hukuki olarak bir sonuç doğuruyor. Hukuki olarak bunun bu saatten sonra geri çekilmesi esasen bir anlam ifade etmiyor. Fakat federasyon tarafından bu kulüplerin imzaları geri çektiğine dair kamuoyuna paylaştığı bir durum söz konusu değil. Bunun muhatabı biz de değiliz esasen. Bizim için önemli olan 143 kulübün noter tarafından resmi şekilde federasyona olağpanüstü genel kurula çağırması. Bu anlamda imza toplaması. 

Nihayetinde çekildiğini iddia ettikleri olay hukuki açıdan bir anlam ifade etmediği için bizim için 143 sayısı önemli. Bugün itibarıyla bu sayıya itibar etmemiz gerekiyor. Federasyon zaten imzaların geri çekildiğine dair yazılı olarak bir bildirimde bulunmadı ve bunu kamuoyuyla da paylaşmıyor. Bilinçli olarak olayı manipüle etmek için basında birtakım köşe yazarları diyelim veya birtakım muhabirler bunu bilinçli olarak servis ediyorlar. Dolayısıyla gerçekleri yansıtmıyor. Gerçek olan noter tarafından resmi şekilde gönderilen ve basınla paylaşmış olduğumuz ihtarnamelerdir. Biz bunları sayı, yövmiye ve tarih olarak basınla paylaştık. Şu anki 143 adeti de paylaşacağız tek tek. Bunların tamamı da hukuki ve resmidir" şeklinde konuştu.

"18 Temmuz'dan öncesinden ya da sonrasından TFF yönetiminin bir seçim yapacağına inanıyor musunuz?" sorusuna Saral, "Bunu daha önce katıldığımız TV programlarında izah ettik. Özellikle Ecmel başkan da izah etti. Birçok kulüpte bizimle aynı şekilde düşünüyor. Biz 18 Temmuz tarihinde seçimin olacağına inanmıyoruz. Samimi değiller. Eğer samimilerse bunu alınmış olan yönetim kurulu kararını tarih, sayı ve ıslak imzalı halini basınla paylaşsınlar tarayıp. 

Biz bunu görmek istiyoruz. Sayın federasyon başkanı adaylığı konusunda çelişkili ifadeler veriyor. Biliyorsunuz ilk 18 Temmuz tarihini açıkladıklarında aday olmayacağını söylemişti. Daha sonra yüzde 50 yüzde 50 dedi. Sonra iklime göre hareket ediyor. Sonra istenmediğim yerde durmam diyor. Çelişkili açıklamalarda bulunuyor. Çıkıp bunu da açıklasın. Kamuoyuna bir açıklama borcu olduğunu düşünüyorum samimi açısından ve 18 Temmuz tarihini net olarak söylesin. 

İmzaların sayıyı geçmesine rağmen 18 Temmuz tarihinden önce biz genel kurul yapacağına inanmıyorum. 18 Temmuz tarihinde de yapmayacağına inanmıyoruz ama öne de almayacak. Bunu da bir şekilde yasadan kaynaklanan haklarını nihayi sürelerini kullanarak 18 Temmuz tarihine hatta istese çok daha sonraki bir tarihe atabilir. Bu da bir realite. Çıkıp açıklasınlar, samimi olduklarını ifade etsinler" ifadelerini kullandı.

"Kulüpler Birliği'nin federasyon başkanlığı için ön plana çıkardığı bir aday var mı?" sorusuna ise Saral, "Bildiğim kadarıyla yok. Toplantılara bende katılıyorum kulübü temsilen başkanla birlikte. Böyle bir istek yok. Zaten olsa bu kamuoyunda bunun bir söylentisi çıkar. Şu an bildiğim kadarıyla zaten 4-5 aday var. İkisi daha ağırlıklı. Biri Servet Bey, diğeri de İbrahim Hacıosmanoğlu. En azından bu yarışmaya girebilecek iki aday olarak... Bunlar biliyorsunuz aday adayı. Adaylık farklı bir şey. Genel kurula girmesi için onların 64 imza toplaması gerekiyor. O da işin hukuki boyutu. İsmini konuşulan veya tartışılan bir başkana dayı yok. Kulüpler Birliği'nin almış olduğu ilkesel bir karar da yok bir isim de yok" dedi.

"18 Temmuz'da bu seçimin yapılmayacağını düşünmüyorum dediniz. Bu süreci nasıl etkileyecek. Sonrasında neler olur, hukuki olarak bunun bir yaptırı mı var mı?" sorusuna Saral, "Yaptırı mı var. 18 Temmuz tarihi olursa sorun yok zaten. Alınmış bir yönetim kurulu kararıyla genel kurul o gün olacak inşallah. Temennimiz bu yönde ama biz samimiyetlerine inanmıyoruz. Olmazsa biraz önce bahsettiğim bu imzalarla birlikte federasyonun en geç 30 gün içerisinde seçim gündemli olağanüstü genel kurul karar almak durumunda. Yasa bunu emrediyor. Böyle bir kararın alınmamasını hiç arzulamıyoruz. Bu işin bir şikayet mekanizması var UEFA ve FIFA nezdinde. Yaptırım sonucu doğuran. Biri de bu çağrıya riayet etmezse yargı yolu, bunu da söylemek hoşuma gitmiyor ama kayyum talep edilebilir. 

Bunun geçmişte örnekleri var. Onu daha önce söylemiştim 2008 yılında Haluk Ulusoy federasyonunun görevi bırakmasına neden olan genel kurul, buna benzer bir süreçti. Kayyum vasıtasıyla genel kurula çağrı yapıldı. Sonra biliyorsunuz malum rahmetli Hasan Doğan geldi. Hatta Avrupa Şampiyonası'na o gitti ve milli takım çok başarılı oldu. Bu hukuki süreç çalışır ama 18 Temmuz tarihi netse ve bunu açıklıyorlarsa ve bu sürece zaten gerek kalmayacak. Bu imzaların toplanmasında bir sembolik anlamı var. 325 delegenin bugün itibarıyla yaklaşık 150'si, çok ciddi rakam. Bir de federasyon başkanının seçildiği genel kurulda çok az bir oyla seçildiğini de dikkate alırsanız yanlış hatırlayabiliyor olabilirim ama 150'ye yakın bir oyla seçildi. Tek adaylı girdiği bir seçimde normal delege sayısının yarısıyla seçildi. Komik bir durum. 

Bugün bu iklimde 150'ye yakın imza toplanması ve federasyonun imza verilmemesi için federasyon başkanının ve oradaki birkaç yöneticinin imza verenler üzerine ciddi bir baskı yaptığı da dikkate alınırsa... Bu benim söylemim değil, siz medya mensubu olarak da bunu takip ediyorsunuz. İmza verenlerin imzalarının geri çekilmesi yönünde ciddi baskı yapıldığı ortamda ve bu baskıların mevcut koltuk gücünü ve federasyonun otoritesini kullanarak dikkate alındığında bu 150 imzanın ne kadar önemli olduğuna sizde hak verirsiniz. Böyle bir baskı ortamında 150 kişi serbest iradesiyle 'Biz bu sistemin gitmesini istemiyoruz, biz mutlu değiliz. Federasyon başarısız. Her şeye rağmen ben bu imzayı veriyorum' demesinin ne kadar önemli ve ilkesel bir duruş olduğunu görüyorsunuz. Bu muazzam bir olay. Olaya böyle bakmak lazım" diyerek sözlerini tamamladı.