Fenerbahçe forması giyen genç futbolcu Ferdi Kadıoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yayımlanan Tam Saha dergisine konuştu. Milli takım tercihi hakkında konuşan Kadıoğlu, "Türkiye, Hollanda ve Kanada'yı seçebilirim. Tercihimi teklif geldiğinde yapacağım" dedi.
"Türkiye, Hollanda ve Kanada'yı seçebilirim"
7 Ekim 1999 Hollanda Arnhem doğumlusun. Futbola başlamadan önce Hollanda'da nasıl bir çocukluk geçirdin?
Evet, dediğiniz gibi Arnhem doğumluyum. Ama orada sadece 1-2 yıl yaşadım. Daha sonra Nijmegen'e taşındık. Orada büyüdüm ve okula gittim. Futbola 4 yaşında, Arnhem'in AZ 2000 takımında başladım. Çocukluğumda okula gittiğimi hatırlıyorum. Annem de babam da çalışıyordu. Annem profesyonel bir balerindi. Güzel bir çocukluk geçirdim diyebilirim. Şikâyet edebileceğim hiçbir şey yok.
Aileni tanıyabilir miyiz? Hollanda'ya ne zaman ve nereden göçmüşler?
Aslında komik bir hikâye... Babam Türkiye'de doğuyor ve 7 yaşında Hollanda'ya yerleşiyorlar. Annem Kanada'da doğuyor ve o da 1 yaşında Hollanda'ya göçüyor ailesiyle. Ama açıkçası nasıl tanıştıklarını bilemiyorum. Çünkü çok sık rastlanacak bir şey değil bir Türk ile Kanadalının Hollanda'da evlenmesi. Gerçekten güzel bir hikâye. Benden 1 yaş büyük bir ablam var. O şu an Hollanda'da okuyor. Annem, ablamla birlikte Hollanda'da, babam benimle birlikte Türkiye'de yaşıyor. Aslında ben Türkiye'de futbol oynadığım için ailemin mecburen bölünmesi gerekti. Annemin, ablamla kalması gerekti. Ablam okuyordu. Babam da burada benimle birlikte. Babam Trabzon, Arsin'den Hollanda'ya göçmüş.
Eğitim hayatını öğrenebilir miyiz?
Hollanda'da 5. sınıfa kadar okudum. Orada eğitim sistemi farklı. Burada nasıl bir seviyeye geldiğini tam bilmiyorum. 16 yaşıma geldiğimde profesyonel olarak futbol oynuyordum. Futbolla eğitim birlikte yürümüyordu; çok zordu. Bu yüzden eğitimi bırakmak zorunda kaldım. 17 yaşında eğitim hayatımı sonlandırdım ve tamamen futbola odaklandım. Her zaman en büyük hedefim profesyonel bir futbolcu olabilmekti. Bunu gerçekleştirebilmek için de her şeyi yaptım. Şöyle de ilginç bir hikâye var; ben aslında daha genç yaşlarımdayken iki sınıf atladım. Dolayısıyla her zaman okuduğum yaş grubuna göre küçüktüm. Çok küçük yaşta lisede okuyordum.
"Babam beni bir yaş büyük gösterdi"
Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti ve bir kulübün kapısından içeri soktu?
İlk olarak 4 yaşındayken babam beni AZ 2000 takımına götürmüştü. Amatör bir takımdı fakat Hollanda'da o kategoride oynayabilmeniz için 5 yaşında olmanız gerekiyordu. Ama ben 4 yaşındaydım. Biz amatör takıma kayıt olmaya gittiğimizde babam benim 5 yaşında olduğumu söylemişti. Yalan söylemişti yani. Bir sonraki sene 5. yaş günümü kutladığımızda bana, "Nasıl böyle bir şey mümkün oluyor?" diye sormuşlardı. Orada böyle komik bir hikâyem var. Ama futbolla temasım bu şekilde oldu. Ailem zaten sporu ve futbolu çok seviyor. Babamla hâlâ çok fazla idman yapıyoruz. Çok fazla sayıda video izliyoruz. Bu şekilde başladım. Yıllar geçtikçe alt kategorilerde ve millî takımlarda oynama fırsatı elde ettim. Ayrıca oynadığım takımlar zaman zaman beni yaşça büyük kategorilerde de oynattı.
"Çok fazla genç ve yetenekli Hollandalı futbolcu olduğunu düşünüyorum"
Bize Hollanda'daki altyapı düzenini anlatır mısın? Orada neler öğrendin? Nasıl bir çalışma sistemi vardı? Neler yaşadın?
Demin de söylediğim gibi AZ 2000 takımında başladım. ESA Rijkerswoerd oynadığım ikinci takım. Öncelikle bir amatör takım bünyesinde bulunmanız gerekiyor. Bu şekilde profesyonel kulüplerin altyapılarından gelip sizi görebiliyorlar. Eğer beğenirlerse sizi denemek için çağırıyorlar. Denemelerde de yeterli görürlerse altyapılarda oynamaya başlıyorsunuz. Altyapıda şöyle bir sistem var. Her sezonun sonunda bir sonraki kategoriye geçmek için yeterli gelişimi göstermiş misiniz diye bakıyorlar. Bu yüzden de bence çok fazla genç ve yetenekli Hollandalı futbolcu olduğunu düşünüyorum.
Çünkü çok genç yaşta A takım fırsatı elde ediyorlar. Orada altyapı oyuncularına çok fazla özen gösterildiğini söyleyebilirim. Gerçekten oyuncuların tekniklerine, oyun tarzlarına ve ofansif anlamda gelişimlerine çok fazla önem veriyorlar. Bu yüzden de Hollanda Ligi'ndeki takımların ofansif anlamda çok iyi olduklarını gözlemleyebilirsiniz. Hollanda'daki takımlar topa sahip olma anlamında çok iyidir. Diğer liglerden biraz da bu yönüyle ayrılır diye düşünüyorum. Başka liglerde daha fazla defansif oyunlar görebilirsiniz. Mesela Türkiye'de fiziksel ve defansa dayalı futbol oynanıyor.
Genç yaşından itibaren istikrarlı bir oyuncusun. Millî takım konusunda Hollanda'yı seçtiğini; U17, U19, U21 Avrupa Şampiyonaları'nda forma giydiğini görüyoruz. Gurbette yaşayan Türk futbolcular millî takım konusunda bu ayrıma mutlaka geliyor. Türkiye'den bir teklif mi olmadı? Senin hikâyen nasıl gelişti?
Aslında bir keresinde davet almıştım. Fakat o zaman çok gençtim. Yanılmıyorsam Almanya'da bir turnuva için çağırmışlardı. 12 ya da 13 yaşındaydım. Daha sonra hiç davet almadım. Ama tabiî şimdi işler birazcık değişti. Hollanda'da altyapı eğitimini almış birçok oyuncunun Türk Millî Takımı'nı seçtiğini görüyorum. Ama dediğim gibi, daha sonra bir teklif almadım Türk Millî Takımı'ndan… Hollanda A Millî Takımı'nda oynamadığım için A takım seviyesinde Türkiye, Hollanda ve Kanada'yı seçme hakkına sahibim.
Üçünden de teklif gelirse kimi seçersin?
Çok zor bir soru gerçekten. Sonuçta henüz hiçbirinden teklif almadığım için seçim yapmıyorum. Ama bu teklif gelirse o zaman ciddi ciddi düşünürüm.
"Futbola olan odağımı yüksek tutmaya çalıştım"
Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın futbolcu olamadı. Ama sen başardın ve basamakları istikrarlı bir şekilde tırmanıyorsun. Futbolcu olamayan arkadaşlarına göre neleri farklı yaptın da bugünkü noktaya gelebildin?
Her zaman futbola odaklandım. Hiçbir zaman dışarı çıkmayı veya başka şeyler yapmayı sevmezdim. Futbol dışında farklı sporlar da yapmaya çalıştım. Sportif biri olabilmek için her şeyi yaptım. Tenis oynadım, judo ve jimnastik yaptım. Her zaman çok sportiftim. Birlikte futbol oynadığım arkadaşlarım arasında benden daha yetenekli olanlar da vardı. Fakat yaşım büyüdükçe ben futbolda ilerlemeyi becerdim. Onlara ne oldu hiçbir fikrim yok. Belki futbola odaklanmaları zamanla düşmüştür. Ya da alkol veya benzeri şeyler tükettikleri için performansları etkilenmiş olabilir. Ben asla alkol kullanmadım, kullanmıyorum. Her zaman futbola olan odağımı yüksek tutmaya çalıştım. Aynı zamanda iyi de bir ortama ihtiyacınız var. Sizi futbola odaklanmış bir şekilde tutabilmek için aile ve arkadaş ortamı çok önemli.
"Annem profesyonel balerin" demiştin. Babanın ya da aileden herhangi birinin profesyonel olarak bir sporcu geçmişi var mı?
Sadece annem profesyonel balerindi. Ailemde profesyonel olarak sporla ilgilenen başka kimse yok.
"Topla ilişkim iyi"
Hocaların senin en çok hangi yönlerini beğeniyor, hangi yönlerini geliştirmen gerektiğini söylüyorlar?
İyi yönümün topla ilişkim olduğunu söyleyebilirim. Top sürmem, top becerim iyi. Sağ ayağım çok iyi. Bu yönlerim hep beğeniliyordu hocalarım tarafından. Geliştirebileceğim yönümün ise topsuz oyun olduğunu söyleyebilirim. Boşluklara daha fazla derin koşular yapmam gerektiğini düşünüyorum. Adamımı takip etme konusunda daha hızlı olabilirim. Saha içindeki iletişimim; özellikle forvet ve bek oyuncumuzla daha iyi olabilir. Üçüncü bölgedeki son kararı verme konusunda daha iyi işler yapabilirim. İyi yaptığım da oldu ama daha da iyisini yapabilirim. Ben genç bir oyuncuyum. Hâlâ gelişebilirim. Ayrıca saha içindeki görüşüm de iyidir diyebilirim.
2018 yılında yolun Fenerbahçe ile kesişti. Transferin nasıl gerçekleşti?
2018 yılında menajerim beni aradı ve "Fenerbahçe seninle ilgileniyor, ne düşünüyorsun?" diye sordu. Fenerbahçe'ye Hollandalı bir hocanın da geleceğini zaten duymuştuk. Dolayısıyla benim için iletişim kurmak çok daha kolay olacaktı. Gün be gün kulüple görüşmeler sürdü. En sonunda da 4 yıllık bir sözleşmeye imza attım. Gerçekten çok heyecanlı ve mutluydum. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp. Benim için büyük bir rüya gerçekleşti diyebilirim.
Geçen sezon Fenerbahçe ile U21 Ligi'nde mücadele ettin; bir kez Türkiye Kupası'nda A takım formasını giyebildin. Ancak bu sezon her şey değişti ve A takımda ter dökmeye başladın. Bugüne kadar 15 Süper Lig, 7 de Türkiye Kupası maçında şans buldun. Süper Lig'in oynadığın diğer seviyelere göre farkları nedir? Bu seneki performansından da bahseder misin?
Kesinlikle Hollanda'da oynadığım kategorilerle kıyasladığımda çok farklı ligler olduğunu söyleyebilirim. Hollanda'da futbol biraz daha teknik. Orada biraz daha açık oynanıyor futbol. Daha fazla boşluk bulabiliyorsunuz. Türkiye'de biraz daha kapalı oynanıyor. Burada fiziksel mücadele ön planda. Duyguların yoğun olduğu bir lig burası. Burada biraz daha kapalı futbol oynandığı için her zaman kendi karakteristik özelliklerimi gösteremeyebiliyorum. Dolayısıyla her zaman çevre kontrolünüz olmalı saha içinde. Fakat ben bana has özelliklerimi de kaybetmek istemem. Tekniğimin iyi olduğunu düşünüyorum. Topu her zaman ayağımda isterim ve yaratıcılığımla oyuna katkıda bulunmak isterim. Bu sene goller atmak ve asistler yapmak imkânı buldum ama tabiî ki her zaman daha fazlası olabilir.
Kendisini hangi futbolcu ile kıyaslıyor?
Fenerbahçe'nin liglere ara verilen 26. haftaya kadar olan performansını nasıl değerlendirirsin?
Aslında lige çok iyi başladık diyebilirim. Ta ki devre arası tatiline kadar. Aslında devre arası tatile kadar ligin favorisiydik. Daha sonra ne oldu bilmiyorum. Performans olarak düşüşe geçtik. Art arda maçlar kaybettik ve bunun üstesinden gelemedik. Şu anda lig tablosuna baktığımızda tabiî ki istediğimiz pozisyonda değiliz. Fakat Ziraat Türkiye Kupası'nda iddialıyız ve umarım bu sene kupayı Fenerbahçe'ye getirebiliriz.
Kalan 8 maçlık periyotta sence nasıl bir manzara karşımıza çıkar?
Ligin kalanının gerçekten çok farklı olacağını düşünüyorum. Atmosfer çok farklı olacak. Sanırım taraftarlar olmayacak stadyumda. Oyuncular üzerindeki baskı da çok farklı olacaktır tabiî ki… Bizim sezonun geri kalanı için öncelikli hedefimiz Türkiye Kupası'nı kazanmak. Şu an bunun için de iyi bir pozisyondayız. Yarı finalde evimizde Trabzonspor ile karşılaşacağız. Lig için de şunu söyleyebilirim. Bitirebileceğimiz en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Bunun için de önümüzdeki maçları kazanmamız gerekiyor.
Dünya üzerindeki her genç oyuncu gibi senin de mutlaka kendine örnek aldığın dünya yıldızları vardır. Hangi yıldızları, hangi yönleriyle kendine örnek alıyorsun?
Tabiî ki Lionel Messi çok büyük bir futbolcu. Çok büyük bir yetenek. Her yaptığı iş inanılmaz. Aynı zamanda kendimi Isco ile kıyaslıyorum. O da çok teknik bir oyuncu. Topu ayağında seven bir oyuncu. Aynı zamanda Hollanda'da Hakim Ziyech var. Onun stilini çok beğeniyorum. Hem çok yetenekli hem de bir-iki kez hata yapsa bile denemekten vazgeçmiyor. Bu yüzden de Chelsea'ye transfer olmayı hak etti zaten.
Bazı büyük yeteneklerin kaybolup gittiğini çok kez şahit olduk. Böyle bir tehlike genç oyuncuların başında duruyor. Genç yaşta hata yapmamak ve futbola odaklı kalmak için neler yapıyorsun?
Dediğim gibi özellikle iyi ortam çok önemli. Etrafınızda sizin ayaklarınızı yere basmanızı sağlayacak, mecazî anlamda uçmanızı önleyecek insanların olması çok önemli. Her zaman çok çalışmanız gerekiyor. Ve neden hak ettiğinizi kanıtlamanız lâzım. Bir veya iki sezonluk iyi performanslar yeterli değil. Bunu çok uzun yıllara yaymanız ve devam ettirmeniz lâzım. Her zaman odaklanmış olmanız, sağlıklı kalmamız gerekiyor. İyi bir çevreye sahip olmanız ve en önemlisi de bu tarz tehlikelerin farkında olmanız lâzım.
Mbappe, Griezmann, Pogba, Varane, Ronaldo gibi dünya yıldızlarını yakından izleme fırsatı buldum. Bana göre bu oyuncuların ortak özellikleri aşırı atletik vücutları. Futboldaki başarıları da ortada. Fizik geliştirme konusunda genç bir oyuncu olarak sen nasıl bir yol izliyorsun?
Bazı oyuncular genetik olarak gerçekten çok iyi olabiliyor. Vücutları çok iyi oluyor. Bazı oyuncuların da çok çalışarak bunu elde ettiklerini görüyoruz. Mesela Ronaldo fit olabilmek için gerçekten çok çalışıyor. Ben de düzenli olarak çalışıyorum. Özellikle devre arası ve yaz tatillerinde özel bir antrenör eşliğinde çalışıyorum. Sezon başladığında fit bir şekilde hazır olabilmek istiyorum. Buradaki fitness hocalarımız da bize her zaman yardımcı oluyor. Hem fiziksel anlamda gelişebilelim hem de sakatlıkları önleme konusunda dikkatli olalım diye...
2022 yılına kadar Fenerbahçe ile sözleşmen var. Seni henüz tam olarak izledik diyemeyiz. Fenerbahçe'de neler hedefliyorsun?
Öncelikli hedefim düzenli bir ilk 11 oyuncusu olabilmek ve daha fazla süre alabilmek. Kendimi gerçek anlamda gösterebilmek istiyorum. Öncelikli hedefim düzenli oyuncu olabilmek. Sonrası zaten kendiliğinden gelecektir.
Çok genç bir oyuncu olarak kendine nasıl bir kariyer planı yaptın? Avrupa futbolunda hangi ligleri kendi oyun stiline yakın görüyorsun?
Futbolu çok seviyorum. Gerçekten çok güzel futbol oynanan ligler var. Özellikle İspanya, Almanya ve İngiltere liglerinin dünyanın en büyük ligleri olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası benim rüyam en azından bu liglerden birisinde bir kez oynayabilmek. Bu liglerde oynamayı gerçekten çok istiyorum. Ama çok ileriyi düşünerek de plan yapmıyorum. Fakat şu an gerçekten çok çalışıyorum.
A Millî Takımımızın, Avrupa Şampiyonası yolundaki maçlarını izledin mi? Gelecek yıla ertelenen Avrupa Şampiyonası'nda sence Türkiye neler yapar?
Tabiî ki zor olacaktır. Ama eleme grubu aşamasında gerçekten çok iyi iş çıkarttılar. Fransa gibi dünyanın en zorlu takımlarından birisini yendi Türkiye… Eğer iyi bir planla giderlerse iyi bir iş çıkartacaklarını düşünüyorum. Kolay olmayacak. Herkes bu kupayı kazanmayı istiyor. Fakat Türk Millî Takımı doğru bir planla giderse çok yukarılara tırmanacaktır diye düşünüyorum.
Seni de belki orada görebiliriz, ne dersin?
Evet belki… Kim bilir…
Korona illeti bütün hayatımızı etkiledi. Sen evde geçen günlerde neler yaptın? Farklı hobiler edindin mi?
Ben oyun oynamayı çok seviyorum. Call of Duty ve FIFA oyunlarını oynuyorum. Vaktimi oyun oynayarak ve her gün idman yaparak geçirdim. Her gün idman yaptım çünkü lig başladığında fit bir şekilde kaldığım yerden devam edebileyim… Aynı zamanda yemek yapmayı öğrenmeye başladım. Birkaç kez yemek yapmayı denedim. Ama asıl amacım dediğim gibi fit kalabilmekti…
İstanbul'da nasıl bir hayatın var? Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Gerçekten çok güzel bir şehir İstanbul. Yapacak çok fazla şey var. Zaman zaman takım arkadaşlarımla, ailemle veya babamla dışarıda yemek yemeye gidiyoruz. Zaman zaman alışverişe gitmeyi seviyorum. Çok güzel alışveriş merkezleri var. İstanbul hakkında sevmediğim tek şey trafik. Onun dışındaki her şey çok güzel.